Giriş


    Öneri Formu
17268 D002788 Ebu Davud, Dahaya, 1


    Öneri Formu
273160 D002788-2 Ebu Davud, Dahaya, 1

Bize Ümeyye b. Bistâm, ona Yezîd b. Zürey, ona Habib, ona İbn Ebu Müleyke, ona da İbn Zubeyir şöyle demiştir: Ben Osman b. Affân'a "Sizden, geride dul eş bırakarak ölenler... " (Bakara, 240) ayetini başka bir ayet (Bakara 234) nesh ettiği halde bu ayeti niçin mushafa yazdınız, diye sordum bana şu cevabı verdi: "Ey kardeşimin oğlu! Ben Mushaf'tan hiçbir şeyi bulunduğu yerinden değiştirmem."


    Öneri Formu
31647 B004530 Buhari, Tefsir, (Bakara), 41

Bize Abdullah b. Ebu Esved, ona Humeyd b. Esved ve Yezîd b. Zürey, onlara, Habib b. Şehid, ona İbn Ebu Müleyke, ona da İbn Zübeyir şöyle demiştir: Ben Osman b. Affân'a "sizden arkalarında dul eş bırakıp ölen kimseler, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda sağken vasiyet etsinler " (Bakara, 240) ayetini başka bir ayet (Bakara 234) nesh ettiği halde bu ayeti niçin mushafa yazdınız, diye sordum bana şu cevabı verdi: "Ey kardeşimin oğlu! Ben Mushaf'tan hiçbir şeyi bulunduğu yerinden değiştirmem." Humeyd der ki: ya da buna benzer şekilde.


    Öneri Formu
31653 B004536 Buhari, Tefsir, (Bakara), 45

Bize İshak, ona Ravh, ona Şibl, ona da İbn Ebu Necîh, şöyle demiştir: "İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler" (Bakara, 234). ayeti hakkında Mücâhid şöyle der: Burada zik­redilen dört ay on günlük iddet, kadının, kocasının akrabaları ya­nında bekleyeceği iddettir ve bu vacip bir iddettir. Yine Yüce Allah: "sizden arkalarında dul eş bırakıp ölen kimseler, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda sağken vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, yaptıkları meşru şeylerden dolayı size bir günah yoktur" ayetini (bakara, 240) indirdi. Yüce Allah dört ay on gün iddet bek­leyen kadına, bu ayette, bir vasiyetle yedi ay yirmi gün daha ekleyip, sene­nin tamamını tahsis etti. O kadın isterse kendisi için yapılmış vasiyete uyarak orada kalır, isterse çıkar gider. Bu (hüküm) Yüce Allah'ın "evlerinden çıkarılmadan. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, size bir günah yoktur" sözü (gereğidir). İddet ifade edildiği gibi kadın üzerine vaciptir. İb­n Ebu Necîh, bunu Mucâhid'in görüşü olarak söyledi. Atâ'nın rivayetine göre İbn Abbas der ki: Bu ayet, kadının kendi ailesi yanında iddet beklemesini nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Bu, Yüce Allah'ın "Çıkarılmayarak..." sözünün gereğidir. Atâ der ki: Ka­dın isterse kocasının ailesi yanında iddet bekler ve kendine yapılan vasiyet çerçevesinde ikamet eder, isterse Yüce Allah'ın: "Onların yap­tıkları işlerden size günah yoktur" sözü gereği baş­ka yere çıkar gider. Yine Atâ der ki: Sonra miras ayeti (Nisâ: 11-12) geldi ve süknâ (mecburi ikamet) hakkını nesh etti. Artık mecburi ikamet olmaksızın di­lediği yerde iddetini bekler. Bu hadisi bize aynı şekilde Muhammed b. Yusuf ona Verkâ, ona İbn Ebu Necîh, ona da Mücâhid rivayet etmiştir. Ve yine Abdullah İbn Ebu Necîh, ona Atâ, ona da İbn Abbâs benzer şekilde şöyle demiştir: Bu ayet, kadının, ailesi yanında iddet beklemesi­ni nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Çünkü Yüce Al­lah: "Çıkarılmayarak..." buyurmuştur.


    Öneri Formu
31648 B004531 Buhari, Tefsir, (Bakara), 41

Bize Ahmed b. Humeyd, ona Übeydullah el-Eşceî, ona Süfyân, ona Şeybânî, ona İkrime, ona da İbn Abbâs (r.anhuma) şöyel demiştir: "Miras taksim olunurken (mîrâsçı olmayan) hısımlar, yetimler, yoksullar da hazır bulunursa..." ayeti mensuh değil muhkemdir. Saîd, bu hadisin İbn Abbâs'tan rivayetinde, İkrime'ye mutâbaat etmiştir


    Öneri Formu
31693 B004576 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 3

Bize Muhammed b. Yusuf, ona Verka, ona İbn Ebu Necih, ona Atâ, ona da İbn Abbas (ra) şöyle demiştir: (Önceden kişi öldüğünde) malı, çocuğunun olurdu. Ana-baba ve yakınlara ise vasiyet yapılırdı. Sonra Allah dilediği hükmü kaldırdı ve erkeğe, kadının iki katı; ana-babadan her birine (çocuğu varsa) altıda bir, (yoksa) üçte bir; kadına (çocuğu varsa) sekizde bir, (yoksa) dörtte bir; kocaya ise (çocuğu yoksa) yarı, (varsa) dörtte bir pay verilmesine hükmetti.


    Öneri Formu
31695 B004578 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 5

Bize Salt b. Muhammed, ona Ebu Usame, ona İdris, ona Talha b. Musarrif, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas (r.anhuma) "her biri için mevâlî -vârisler- belirledik" (Nisa, 4/33) ve "antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) ayetleri hakkında şöyle demiştir: Muhacirler Medine'ye geldiklerinde, Peygamberin (sav) aralarında yapmış olduğu kardeşlik anlaşmasına dayalı olarak, herhangi akrabalık bağı olmaksızın Ensar'a mirasçı olurlardı. "her biri için mirasçı belirledik." (Nisa, 4/33) ayeti inince, "antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) kısmının hükmünü kaldırdı. Sonra İbn Abbas der ki: "Antlaşma yoluyla yakınlık bağı kurduğunuz kimseler" (Nisa, 4/33) ayetinde, yardım etmek, ikramda bulunmak ve nasihat etmek hükümleri kaldı, miras bırakmak geçersiz oldu. Ancak kişi kardeşlik antlaşması yaptığı kimseye vasiyette bulunabilir. Bu hadisi Ebu Usame, İdris'ten, o da Talha'dan işitmiştir.


    Öneri Formu
31697 B004580 Buhari, Tefsir, (Nisâ) 7

Bize İshak, ona Ravh, ona Şibl, ona da İbn Ebu Necîh, şöyle demiştir: "İçinizden ölenlerin geride bıraktıkları eşleri, kendi kendilerine dört ay on gün (iddet) beklerler" (Bakara, 234). ayeti hakkında Mücâhid şöyle der: Burada zik­redilen dört ay on günlük iddet, kadının, kocasının akrabaları ya­nında bekleyeceği iddettir ve bu vacip bir iddettir. Yine Yüce Allah: "sizden arkalarında dul eş bırakıp ölen kimseler, eşlerinin, evlerinden çıkarılmadan, bir yıla kadar bıraktıkları maldan faydalanmaları hususunda sağken vasiyet etsinler. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, yaptıkları meşru şeylerden dolayı size bir günah yoktur" ayetini (bakara, 240) indirdi. Yüce Allah dört ay on gün iddet bek­leyen kadına, bu ayette, bir vasiyetle yedi ay yirmi gün daha ekleyip, sene­nin tamamını tahsis etti. O kadın isterse kendisi için yapılmış vasiyete uyarak orada kalır, isterse çıkar gider. Bu (hüküm) Yüce Allah'ın "evlerinden çıkarılmadan. Eğer kendileri çıkıp giderlerse, size bir günah yoktur" sözü (gereğidir). İddet ifade edildiği gibi kadın üzerine vaciptir. İb­n Ebu Necîh, bunu Mucâhid'in görüşü olarak söyledi. Atâ'nın rivayetine göre İbn Abbas der ki: Bu ayet, kadının kendi ailesi yanında iddet beklemesini nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Bu, Yüce Allah'ın "Çıkarılmayarak..." sözünün gereğidir. Atâ der ki: Ka­dın isterse kocasının ailesi yanında iddet bekler ve kendine yapılan vasiyet çerçevesinde ikamet eder, isterse Yüce Allah'ın: "Onların yap­tıkları işlerden size günah yoktur" sözü gereği baş­ka yere çıkar gider. Yine Atâ der ki: Sonra miras ayeti (Nisâ: 11-12) geldi ve süknâ (mecburi ikamet) hakkını nesh etti. Artık mecburi ikamet olmaksızın di­lediği yerde iddetini bekler. Bu hadisi bize aynı şekilde Muhammed b. Yusuf ona Verkâ, ona İbn Ebu Necîh, ona da Mücâhid rivayet etmiştir. Ve yine Abdullah İbn Ebu Necîh, ona Atâ, ona da İbn Abbâs benzer şekilde şöyle demiştir: Bu ayet, kadının, ailesi yanında iddet beklemesi­ni nesh etmiştir. Artık kadın istediği yerde iddetini bekler. Çünkü Yüce Al­lah: "Çıkarılmayarak..." buyurmuştur.


    Öneri Formu
287276 B004531-2 Buhari, Tefsir, (Bakara), 41


    Öneri Formu
3773 M002260 Müslim, Cenaiz, 106