Öneri Formu
Hadis Id, No:
271333, İM002358-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ بْنُ عُيَيْنَةَ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رُمْحٍ أَنْبَأَنَا اللَّيْثُ بْنُ سَعْدٍ جَمِيعًا عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ عَمْرِو بْنِ حَزْمٍ عَنْ عُمَرَ بْنِ عَبْدِ الْعَزِيزِ عَنْ أَبِى بَكْرِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ الْحَارِثِ بْنِ هِشَامٍ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ وَجَدَ مَتَاعَهُ بِعَيْنِهِ عِنْدَ رَجُلٍ قَدْ أَفْلَسَ فَهُوَ أَحَقُّ بِهِ مِنْ غَيْرِهِ » .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Süfyan b. Uyeyne; (T) Bize Muhammed b. Rumh, ona el-Leys b. Sa'd, ona Yahya b. Said, ona Ebu Bekr b. Muhammed b. Amr b. Hazm, ona Ömer b. Abdülaziz, ona Ebu Bekr b. Abdurrahman b. el-Haris b. Hişam, ona da Ebu Hureyre'den rivayet edildiğine göre. Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Malının aynısını (yâni olduğu gibi), iflâs etmiş bir şahsın yanında bulan bir kimse, o malı başka kimselere nazaran öncelikle alma hakkına sahiptir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm 26, /377
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Bekir b. Abdurrahman el-Mahzumi (Ebu Bekir b. Abdurrahman b. Haris b. Hişam)
3. Ebu Hafs Ömer b. Abdulaziz el-Ümevî (Ömer b. Abdulaziz b. Mervan b. Hakem b. Ebu As)
4. Ebu Bekir b. Amr el-Ensarî (Ebu Bekir b. Muhammed b. Amr b. Hazm)
5. Ebu Said Yahyâ b. Saîd el-Ensârî (Yahyâ b. Saîd b. Kays b. Amr)
6. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Rumh et-Tücibî (Muhammed b. Rumh b. Muhacir b. Muharrar)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271337, İM002360-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ الْحِزَامِىُّ وَعَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ عَنِ ابْنِ أَبِى ذِئْبٍ عَنْ أَبِى الْمُعْتَمِرِ بْنِ عَمْرِو بْنِ رَافِعٍ عَنِ ابْنِ خَلْدَةَ الزُّرَقِىِّ وَكَانَ قَاضِيًا بِالْمَدِينَةِ قَالَ جِئْنَا أَبَا هُرَيْرَةَ فِى صَاحِبٍ لَنَا قَدْ أَفْلَسَ فَقَالَ هَذَا الَّذِى قَضَى فِيهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَيُّمَا رَجُلٍ مَاتَ أَوْ أَفْلَسَ فَصَاحِبُ الْمَتَاعِ أَحَقُّ بِمَتَاعِهِ إِذَا وَجَدَهُ بِعَيْنِهِ » .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. el-Münzir el-Hizamî ve Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımeşkî, o ikisine İbn Ebu Füdeyk, ona İbn Ebu Zi'b, ona Ebu'l-Mu'temir b. Amr b. Rafi', ona da Medîne-i Münevvere kadısı (Ömer) b. Halde ez-Zurakî şöyle demiştir: Biz iflas etmiş bir arkadaşımız (ın elinde bulunan ve bedelini ödemediği bir mal) hakkında Ebu Hureyre'nin yanına gittik (O'na müracaat ettik). Ebu Hureyre şöyle dedi. Bu (mesele) Peygamber'in (sav), hakkında şöyle hükmettiği (meselenin misli)dir. Herhangi bir adam ölür veya iflâs ederse (bedelini ödemediği) eşya sahibi, o eşyayı aynen (onun yanında) bulunca, kendi eşyasını (diğer hak sahiplerinden) öncelikle alma hakkına sahiptir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm 26, /377
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebu Hafs Ömer b. Halde el-Ensarî (Ömer b. Abdurrahman b. Halde)
3. Ebu Mu'temir b. Amr el-Medeni (Ebu Mu'temir b. Amr b. Rafi')
4. İbn Ebu Zi'b Muhammed b. Abdurrahman el-Amiri (Muhammed b. Abdurrahman b. Muğîre el-Kureşî el-Âmirî)
5. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
6. Ebu Said Dühaym el-Kuraşî (Abdurrahman b. İbrahim b. Amr b. Meymun)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Ticaret, iflas hukuku
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271347, İM002365-2
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ الْجُبَيْرِىُّ وَجَمِيلُ بْنُ الْحَسَنِ الْعَتَكِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَرْوَانَ الْعِجْلِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدُ الْمَلِكِ بْنُ أَبِى نَضْرَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى سَعِيدٍ الْخُدْرِىِّ قَالَ تَلاَ هَذِهِ الآيَةَ ( يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا تَدَايَنْتُمْ بِدَيْنٍ إِلَى أَجَلٍ مُسَمًّى ) حَتَّى بَلَغَ ( فَإِنْ أَمِنَ بَعْضُكُمْ بَعْضًا ) فَقَالَ هَذِهِ نَسَخَتْ مَا قَبْلَهَا .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Yusuf el-Cebiri ve Cemil b. el-Hasan el-Atekî, o ikisine uhammed b. Mervan el-Iclî, ona Abdülmelik b. Ebu Nadre, ona babası, ona da Ebu Saîd el-Hudrî'den rivayet edildiğine göre kendisi:
"(Ey iman edenler birbirinize belirli bir süre için borçlandığınız zaman)" ayetini okudu ve nihayet:
"(Eğer bazınız bazınıza güvenirse -Yani borcu senet, şahitler veya rehinle tevsik etmeye gerek duymazsa- güvenilen (borçlu) kimse borcunu ödesin)" ayetine gelince, bu ayet, bundan öncekini neshetti, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Ahkâm 29, /378
Senetler:
1. Ebu Said el-Hudrî (Sa'd b. Malik b. Sinan b. Sa'lebe b. Ebcer)
2. Ebu Nadre Münzir b. Malik el-Avfî (Münzir b. Malik b. Kuta'a)
3. İbn Ebu Nadre Abdülmelik b. Ebu Nadre el-Abdî (Abdülmelik b. Münzir b. Malik)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Mervan el-Iclî (Muhammed b. Mervan b. Kudame)
5. Ebu Hafs Ubeydullah b. Yusuf el-Cebiri (Ubeydullah b. Yusuf)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Nesh
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271448, İM002421-2
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَلَفٍ الْعَسْقَلاَنِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَعَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ طَلَبَ حَقًّا فَلْيَطْلُبْهُ فِى عَفَافٍ وَافٍ أَوْ غَيْرِ وَافٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Halef el-Askalanî ve Muhammed b. Yahya, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Yahya b. Eyyüb, ona Ubeydullah b. Ebu Ca'fer, ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer ve Aişe'den rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim hakkını talep ederse bunu imkân nispetinde günahlara girmekten sakınarak istesin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 15, /387
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271449, İM002421-3
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَلَفٍ الْعَسْقَلاَنِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَعَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ طَلَبَ حَقًّا فَلْيَطْلُبْهُ فِى عَفَافٍ وَافٍ أَوْ غَيْرِ وَافٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Halef el-Askalanî ve Muhammed b. Yahya, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Yahya b. Eyyüb, ona Ubeydullah b. Ebu Ca'fer, ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer ve Aişe'den rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim hakkını talep ederse bunu imkân nispetinde günahlara girmekten sakınarak istesin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 15, /387
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
6. Ebu Nasr Muhammed b. Halef el-Askalani (Muhammed b. Halef b. Ammar b. A'la)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271450, İM002421-4
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ خَلَفٍ الْعَسْقَلاَنِىُّ وَمُحَمَّدُ بْنُ يَحْيَى قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى مَرْيَمَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ عَنْ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ أَبِى جَعْفَرٍ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ وَعَائِشَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَنْ طَلَبَ حَقًّا فَلْيَطْلُبْهُ فِى عَفَافٍ وَافٍ أَوْ غَيْرِ وَافٍ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Halef el-Askalanî ve Muhammed b. Yahya, o ikisine İbn Ebu Meryem, ona Yahya b. Eyyüb, ona Ubeydullah b. Ebu Ca'fer, ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer ve Aişe'den rivayet edildiğine göre; Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kim hakkını talep ederse bunu imkân nispetinde günahlara girmekten sakınarak istesin."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 15, /387
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ubeydullah b. Ebu Cafer el-Mısri (Ubeydullah b. Yesar)
4. Yahya b. Eyyüb el-Gafikî (Yahya b. Eyyüb)
5. Said b. Ebu Meryem el-Cümehî (Said b. Hakem b. Muhammed b. Salim b. Meryem)
6. Muhammed b. Yahya ez-Zühli (Muhammed b. Yahya b. Abdullah b. Halid)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
271455, İM002427-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَعَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ حَدَّثَنَا وَبْرُ بْنُ أَبِى دُلَيْلَةَ الطَّائِفِىُّ حَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ مَيْمُونِ بْنِ مُسَيْكَةَ - قَالَ وَكِيعٌ وَأَثْنَى عَلَيْهِ خَيْرًا - عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « لَىُّ الْوَاجِدِ يُحِلُّ عِرْضَهُ وَعُقُوبَتَهُ » . قَالَ عَلِىٌّ الطَّنَافِسِىُّ يَعْنِى عِرْضَهُ شِكَايَتَهُ وَعُقُوبَتَهُ سِجْنَهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, o ikisine Veki', ona Vebr b. Ebu Düleyle et-Taifî, ona Muhammed b. Meymun b. Müseyke, ona Amr b. eş-Şerid, ona da babası Eş-Şerîd'den (b. Süveyd es-Sakafî) rivayet edildiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurdu, demiştir:
"Borcunu ödemeye gücü yeten kişinin borcunu ödemeyi geciktirmesi (alacaklısı tarafından) şikâyet edilmesini ve cezalandırılmasını helâl kılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Sadakât 18, /388
Senetler:
1. Şerid b. Süveyd es-Sekafi (Şerîd b. Süveyd)
2. Amr b. Şerid es-Sekafi (Amr b. Şerid b. Süveyd)
3. Muhammed b. Müseyke et-Taifî (Muhammed b. Abdullah b. Meymun b. Müseyke)
4. İbn Ebu Düleyle Vebr b. Ebu Düleyle et-Taifî (Vebr b. Müslim)
5. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
6. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vermek/almak
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن ابن طاووس عن أبيه عن ابن عباس سئل عن الرجل يكون له الحق على الرجل إلى أجل ، فيقول : عجل لي وأضع عنك ، فقال : لا بأس بذلك .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
81897, MA014360
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق قال : أخبرنا معمر عن ابن طاووس عن أبيه عن ابن عباس سئل عن الرجل يكون له الحق على الرجل إلى أجل ، فيقول : عجل لي وأضع عنك ، فقال : لا بأس بذلك .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Buyû' 14360, 8/72
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Hamza Enes b. Sirin el-Ensarî (Enes b. Sirin)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vadesinde ödenmeyen
Ticaret, peşin veya veresiye
أخبرنا عبد الرزاق عن الثوري عن عمرو بن دينار قال : سئل عن ذلك ابن عباس فلم ير به بأسا.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
81898, MA014361
Hadis:
أخبرنا عبد الرزاق عن الثوري عن عمرو بن دينار قال : سئل عن ذلك ابن عباس فلم ير به بأسا.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Buyû' 14361, 8/72
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Amr b. Dinar el-Cümahî (Amr b. Dinar)
Konular:
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Borç, vadesinde ödenmeyen
Ticaret, peşin veya veresiye
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18900, D003055
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو تَوْبَةَ الرَّبِيعُ بْنُ نَافِعٍ حَدَّثَنَا مُعَاوِيَةُ - يَعْنِى ابْنَ سَلاَّمٍ - عَنْ زَيْدٍ أَنَّهُ سَمِعَ أَبَا سَلاَّمٍ قَالَ حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ الْهَوْزَنِىُّ قَالَ لَقِيتُ بِلاَلاً مُؤَذِّنَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِحَلَبَ فَقُلْتُ يَا بِلاَلُ حَدِّثْنِى كَيْفَ كَانَتْ نَفَقَةُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ مَا كَانَ لَهُ شَىْءٌ كُنْتُ أَنَا الَّذِى أَلِى ذَلِكَ مِنْهُ مُنْذُ بَعَثَهُ اللَّهُ إِلَى أَنْ تُوُفِّىَ وَكَانَ إِذَا أَتَاهُ الإِنْسَانُ مُسْلِمًا فَرَآهُ عَارِيًا يَأْمُرُنِى فَأَنْطَلِقُ فَأَسْتَقْرِضُ فَأَشْتَرِى لَهُ الْبُرْدَةَ فَأَكْسُوهُ وَأُطْعِمُهُ حَتَّى اعْتَرَضَنِى رَجُلٌ مِنَ الْمُشْرِكِينَ فَقَالَ يَا بِلاَلُ إِنَّ عِنْدِى سَعَةً فَلاَ تَسْتَقْرِضْ مِنْ أَحَدٍ إِلاَّ مِنِّى فَفَعَلْتُ فَلَمَّا أَنْ كَانَ ذَاتَ يَوْمٍ تَوَضَّأْتُ ثُمَّ قُمْتُ لأُؤَذِّنَ بِالصَّلاَةِ فَإِذَا الْمُشْرِكُ قَدْ أَقْبَلَ فِى عِصَابَةٍ مِنَ التُّجَّارِ فَلَمَّا أَنْ رَآنِى قَالَ يَا حَبَشِىُّ . قُلْتُ يَا لَبَّاهُ . فَتَجَهَّمَنِى وَقَالَ لِى قَوْلاً غَلِيظًا وَقَالَ لِى أَتَدْرِى كَمْ بَيْنَكَ وَبَيْنَ الشَّهْرِ قَالَ قُلْتُ قَرِيبٌ . قَالَ إِنَّمَا بَيْنَكَ وَبَيْنَهُ أَرْبَعٌ فَآخُذُكَ بِالَّذِى عَلَيْكَ فَأَرُدُّكَ تَرْعَى الْغَنَمَ كَمَا كُنْتَ قَبْلَ ذَلِكَ فَأَخَذَ فِى نَفْسِى مَا يَأْخُذُ فِى أَنْفُسِ النَّاسِ حَتَّى إِذَا صَلَّيْتُ الْعَتَمَةَ رَجَعَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم إِلَى أَهْلِهِ فَاسْتَأْذَنْتُ عَلَيْهِ فَأَذِنَ لِى فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى إِنَّ الْمُشْرِكَ الَّذِى كُنْتُ أَتَدَيَّنُ مِنْهُ قَالَ لِى كَذَا وَكَذَا وَلَيْسَ عِنْدَكَ مَا تَقْضِى عَنِّى وَلاَ عِنْدِى وَهُوَ فَاضِحِى فَأْذَنْ لِى أَنْ آبِقَ إِلَى بَعْضِ هَؤُلاَءِ الأَحْيَاءِ الَّذِينَ قَدْ أَسْلَمُوا حَتَّى يَرْزُقَ اللَّهُ رَسُولَهُ صلى الله عليه وسلم مَا يَقْضِى عَنِّى فَخَرَجْتُ حَتَّى إِذَا أَتَيْتُ مَنْزِلِى فَجَعَلْتُ سَيْفِى وَجِرَابِى وَنَعْلِى وَمِجَنِّى عِنْدَ رَأْسِى حَتَّى إِذَا انْشَقَّ عَمُودُ الصُّبْحِ الأَوَّلِ أَرَدْتُ أَنْ أَنْطَلِقَ فَإِذَا إِنْسَانٌ يَسْعَى يَدْعُو يَا بِلاَلُ أَجِبْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَانْطَلَقْتُ حَتَّى أَتَيْتُهُ فَإِذَا أَرْبَعُ رَكَائِبَ مُنَاخَاتٍ عَلَيْهِنَّ أَحْمَالُهُنَّ فَاسْتَأْذَنْتُ فَقَالَ لِى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"أَبْشِرْ فَقَدْ جَاءَكَ اللَّهُ بِقَضَائِكَ." ثُمَّ قَالَ
"أَلَمْ تَرَ الرَّكَائِبَ الْمُنَاخَاتِ الأَرْبَعَ." فَقُلْتُ بَلَى. فَقَالَ
"إِنَّ لَكَ رِقَابَهُنَّ وَمَا عَلَيْهِنَّ فَإِنَّ عَلَيْهِنَّ كِسْوَةً وَطَعَامًا أَهْدَاهُنَّ إِلَىَّ عَظِيمُ فَدَكَ فَاقْبِضْهُنَّ وَاقْضِ دَيْنَكَ." فَفَعَلْتُ فَذَكَرَ الْحَدِيثَ ثُمَّ انْطَلَقْتُ إِلَى الْمَسْجِدِ فَإِذَا رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَاعِدٌ فِى الْمَسْجِدِ فَسَلَّمْتُ عَلَيْهِ فَقَالَ
"مَا فَعَلَ مَا قِبَلَكَ." قُلْتُ قَدْ قَضَى اللَّهُ كُلَّ شَىْءٍ كَانَ عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَلَمْ يَبْقَ شَىْءٌ . قَالَ
"أَفَضَلَ شَىْءٌ." قُلْتُ نَعَمْ قَالَ
"انْظُرْ أَنْ تُرِيحَنِى مِنْهُ فَإِنِّى لَسْتُ بِدَاخِلٍ عَلَى أَحَدٍ مِنْ أَهْلِى حَتَّى تُرِيحَنِى مِنْهُ." فَلَمَّا صَلَّى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْعَتَمَةَ دَعَانِى فَقَالَ
"مَا فَعَلَ الَّذِى قِبَلَكَ." قَالَ قُلْتُ هُوَ مَعِى لَمْ يَأْتِنَا أَحَدٌ . فَبَاتَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى الْمَسْجِدِ وَقَصَّ الْحَدِيثَ حَتَّى إِذَا صَلَّى الْعَتَمَةَ - يَعْنِى مِنَ الْغَدِ - دَعَانِى قَالَ
"مَا فَعَلَ الَّذِى قِبَلَكَ." قَالَ قُلْتُ قَدْ أَرَاحَكَ اللَّهُ مِنْهُ يَا رَسُولَ اللَّهِ . فَكَبَّرَ وَحَمِدَ اللَّهَ شَفَقًا مِنْ أَنْ يُدْرِكَهُ الْمَوْتُ وَعِنْدَهُ ذَلِكَ ثُمَّ اتَّبَعْتُهُ حَتَّى إِذَا جَاءَ أَزْوَاجَهُ فَسَلَّمَ عَلَى امْرَأَةٍ امْرَأَةٍ حَتَّى أَتَى مَبِيتَهُ فَهَذَا الَّذِى سَأَلْتَنِى عَنْهُ .
Tercemesi:
Bize Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi', ona Muaviye-b. Sellam-, ona Zeyd -b. Sellam-, ona da Ebu Sellam -Memtur el-Esved-, Abdullah (b. Luhay) el-Hevzenîn'in şöyle dediğini rivayet etti: Rasulullah'ın (sav) müezzini Bilal'le (ra) Haleb'de karşılaştım ve Ey Bilal! Rasulullah (sav) geçimini nasıl sağlardı, bana anlat' dedim. (Şöyle) cevap verdi: Allah'ın O'nu (sav) Peygamber olarak gönderdiği günden vefat ettiği zamana kadar nesi varsa, onları kendisi adına idare yetkisi bana aitti. Kendisine Müslüman bir kişi gelirde onun üzerinde elbise yoksa git borç para bul (onunla) şu adama bir elbise alıp giydir ve onu doyur- diye bana emrederdi. Hatta (bir defasında) müşriklerden biri bana şöyle bir teklifte bulundu: Bilal! benim yeterince malım vardır. (Borç isteyeceğin vakit) Benden başka kimseden borç isteme" dedi. Bende (borç isteyeceğim vakit öyle) yaptım. Bir gün abdest alıp namaz için ezan okumak üzere kalkmıştım. Bir de baktım ki, o müşrik tacirlerden oluşan bir grup içersinde (bana doğru) geldi. Beni gördüğünde Ey Habeş'li diye seslendi. Ben de buyurun! diye cevap verdim. Beni kaba bir şekilde karşıladı ve bana ağır ifadeler kullanıp, seninle ay(ın sonu) arasında kaç (gün) kaldı (borcun ödeme vaktini) biliyor musun? dedi. Ben de (ayın sonu) yakındır dedim. Seninle onun arasında dört (gün) var. (Ayın sonu gelince seni) üzerindeki borca karşılık seni alıp, köle yapacağım. Daha önceki gibi yine davar güdeceksin insanların içini kaplayan (üzüntü o anda benim de) içimi kapladı. Nihayet yatsı namazını kıldım, Rasulullah (sav) ailesinin yanına döndü. Yanına (girmek için) izin istedim, izin verdi. (Yanına girince) Ey Allah'ın Rasulü (sav) anam ve babam sana feda olsun, kendisinden borç aldığım müşrik bana şöyle şöyle söyledi. Bunu benim adıma ödeyecek senin yanında da benim yanımda da bir mal yok. O beni rezil edecek. Allah, Peygamberine (sav) borcumu ödeyecek (kadar) bir mal ihsan edinceye kadar şu müslüman olan kabilelerden birine kaçmama izin ver! dedim. Ve (yanından) çıktım. Nihayet evime geldim. Kılıcımı, (kılıcımla kınını içerisine koyduğum) torbamı, ayakkabılarımı ve kalkanımı yanı başıma koydum. Nihayet (fecr-i sadık denilen) ilk sabahın dikey (aydınlığı) doğunca artık yola çıkmaya karar verdim. Bir de baktım ki: Bir adam koşar halde gelip şöyle diyordu: Ey Bilal! Rasulullah (sav) seni çağırıyor (git çağrısına) icabet et. Bunun üzerine hemen gidip yanına vardım ve (orada) yükleri üzerinde çöktürülmüş, dört deve gördüm. (Konuşmak için) izin istedim, Rasulullah (sav):
"Müjde olsun Allah borcunu ödeyeceğin (malı) gönderdi" dedi. Sonra şöyle buyurdu:
"Çöktürülmüş dört deveyi görmedin mi?" dedi. Ben de evet dedim. Bunun üzerine "onlar ve üzerlerindekiler senindir. Onların üzerlerinde giyecek ve yiyecek var. Onları bana Fedek'in reisi hediye etti. Onları al ve borcunu öde!" buyurdu. Bende (borcumu ödemek suretiyle öyle) yaptım. (Bilal) hadisi(n geri kalan kısmını şöyle) anlattı: Sonra mescide gittim. Bir de baktım Rasulullah (sav) mescidde oturuyor. O'na (sav) selam verdim:
"Mal borcu ödemen için yetti mi?" dedi. Allah, Rasulullah'ın (sav) üzerinde bulunan bütün borcu ödedi, (ödenmedik) bir şey kalmadı verdim.
"(Gelen mallardan borç ödendikten sonra) Bir şey arttı mı?" diye sordu. Evet dedim.
"Beni on(u Allah yolunda harcamakla) rahatlat. Çünkü sen beni bundan kurtarıncaya kadar aile halkımdan hiçbirinin yanına girmem" buyurdu.
Rasulullah (sav) yatsı namazını kılınca beni çağırdı ve "yanındaki mal ne oldu?" diye sordu. Ben de o, (hala) yanımdadır. Çünkü yanıma kimse gelmedi dedim. Rasulullah da (sav) geceyi mescidde geçirdi. Evine gitmedi Bilal sözlerine devam ederek) hadisi(n kalan kısmını şöyle) anlattı. Ertesi gün yatsı namazını kılınca beni çağırdı:
"Yanındaki mal ne oldu?" diye buyurdu. Ben de: Ey Allah'ın Rasulü Allah seni on(un sıkıntısın)dan kurtardı dedim. Bunun üzerine bu mal yanında iken kendisine ölümün yetişmesi korkusundan (kurtulmasından) dolayı "Allahu ekber Elhamdülillah!" dedi. Sonra (oradan uzaklaştı) Bende peşinden gittim. Nihayet hanımlarının yanına varıp her birine ayrı ayrı selam verdi ve yatacağı yere vardı. İşte senin (benden) sorduğun (Rasulullah'ın geçimi) bundan ibarettir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Harâc ve'l-fey' ve'l-imâre 35, /713
Senetler:
1. Ebu Abdullah Bilal b. Rabah el-Habeşî (Bilal b. Rabah)
2. Abdullah b. Luhay el-Hevzeni (Abdullah b. Amir b. Luhay)
3. Ebu Sellam Memtur el-Esved el-Habeşî (Memtur)
4. Zeyd b. Sellam el-Habeşî (Zeyd b. Sellam b. Memtur)
5. Ebu Sellam Muaviye b. Sellam el-Habeşî (Muaviye b. Sellam b. Mamtur)
6. Ebu Tevbe Rabî' b. Nâfi' el-Halebî (Rabî' b. Nâfi')
Konular:
Borç, bir başkasının borcunu ödemek
Borç, borçlu-alacaklı ilişkisi
Dünya, Hz. Peygamber gözünde
Fe'y ve Ganimet
Ganimet, beşte bir hisse
Geçim, Hz. Peygamber'in geçim sıkıntısı
Hz. Peygamber, cömertliği
Hz. Peygamber, zühdü
Müslüman, peygamber sevgisi