170 Kayıt Bulundu.
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona Zührî, Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve Abdullah b. Abbas (r.anhum) şöyle demiştir: Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken "Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler" buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Leys, ona Yezid b. Ebu Habib, ona Atâ b. Ebu Rabâh, ona da Cabir b. Abdullah şöyle demiştir: Cabir b. Abdullah, fetih yılında, Mekke'de Rasulullah'ın (sav) "Şüphesiz Allah (ac) şarap, leş, domuz ve putların satışını haram kıldı" buyurduğunu işitmiştir. Kendisine “Ey Allah'ın Rasulü, leş yağları konusunda ne dersin? Onlarla gemiler boyanıyor, deriler yağlanıyor, insanlar aydınlanıyor” dediler. Rasulullah (sav) da "Hayır, haramdır" buyurdu. Daha sonra Rasulullah (sav) şöyle devam etti "Allah, Yahudileri kahretsin! Allah onlara leşlerin iç yağlarını yasakladığı zaman, onu erittiler sonra satıp parasını yediler."
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona Zührî, Übeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve Abdullah b. Abbas (r.anhum) şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), hastalığı şiddetlendiğinde, kendisine ait yumuşak bir kumaşla yüzünü örtüyor, sonra da nefesi daraldığında yüzünü açıyordu. İşte bu halde iken 'Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun, Onlar peygamberlerinin kabirlerini kendilerine mescit edindiler' buyurarak, onların yaptıklarından ümmeti sakındırıyordu."
Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve İbn Abbâs (r.anhum) şöyle demişlerdir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken, ümmetini uyarmak ve sakındırmak üzere “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."
Bize Hibban b. Musâ, Abdullah, Ma'mer b. Raşid, Zuhrî, ona Salim, ona da babası (Abdullah ibn Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav), (Uhud'da, yaralanıp dişi kırıldığı zaman) sabah namazının son rekâtında, rükûdan başını kaldırıp “Semiallâhu li-men hamideh. Rabbena leke'l-hamd” dedikten sonra “Allah'ım, Falancaya, Falâncaya ve Filâncaya et lanet et” diye beddua etti. Bunun üzerine Allah “Onların tevbelerini kabul etmek veya zulümleri yüzünden onlara azap vermek konusunda sana bir şey düşmez.” [Ali İmrân, 128] ayetini indirdi"
Suveyd b. Nasr, ona Abdullah b. Mübarek, ona Mamer ve Yunus, onlara Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Aişe ve İbn Abbas şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."
Bana Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona İbn Şihâb, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Âişe ve İbn Abbâs (r.anhum) şöyle demişlerdir: "Hz. Peygamber (sav) son hastalığında, ıstırabı arttığı zaman yanında bulunan çizgili kumaşı yüzüne örter, örtü onu bunalttığında da yüzünü açardı. İşte o hâlde iken, ümmetini uyarmak ve sakındırmak üzere “Allah'ın laneti Yahudilerin ve Hristiyanların üzerine olsun. Onlar peygamberlerinin kabirlerini mescitler edindiler” buyurdu."