535 Kayıt Bulundu.
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Usame, ona Ubeydullah, ona Hubeyb b. Abdurrahman, ona Hafs b. Âsım, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) iki alışveriş, iki giyiniş ve iki namazı yasakladı. O, sabah namazından sonra güneş doğuncaya kadar, ikindi namazından sonra da güneş batıncaya kadar namaz kılmayı, İştimâlu's-sammâ denilen, bir tek elbiseye bürünerek avret mahhalini açıkta bırakacak şekilde giyinmeyi, ihtibâ denilen giyinme şeklini, bir de münâbeze ve mülâmese denilen alışveriş şekillerini yasakladı."
Açıklama: "İştimâlu's-sammâ", "ihtibâ", "münâbeze" ve "mülâmese" kavramları için B005820 numaralı hadise bakabilirsiniz.
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Urve, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Nebi (sav), güneş odamda açıkça görülüyorken ve henüz gölge yükselmeden ikindi namazını kılardı. Malik, Yahya b. Said, Şuayb ve İbn Ebu Hafsa 'Güneş yükselmeden önce' şeklinde rivayet etmişlerdir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Malik b. Enes arasında inkita vardır.
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, Busr b. Said ve el-A'rec, onlara da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güneş doğmadan önce sabah namazından bir rekata yetişirse sabah namazına yetişmiş olur. Kim de güneş batmadan önce yetişip ikindi namazından bir rekat kılarsa ikindi namazına yetişmiş olur."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Ubeyde b. Humeyd, ona Ebu Malik Sa'd b. Tarık el-Eşca'i, ona Kesir b. Müdrik, ona Esved, ona da Abdullah b. Mesud şöyle rivayet etti: "Hz. Peygamber, öğle namazını, yazın, kişinin (gölgesi) üç adımdan beş adıma; kışın ise beş adımdan yedi adıma varıncaya kadar kılardı."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, Busr b. Said ve el-A'rec, onlara da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güneş doğmadan önce sabah namazından bir rekata yetişirse sabah namazına yetişmiş olur. Kim de güneş batmadan önce yetişip ikindi namazından bir rekat kılarsa ikindi namazına yetişmiş olur."
Bize Amr b. Mansur, ona Adem b. Ebu İyas, ona Leys b. Sa'd, ona Muaviye b. Salih, ona Ebu Yahya Süleym b. Amir, Damra b. Habib ve Ebu Talha Nuaym b. Ziyad, onlara da Amr b. Abese şöyle rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir: "Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü! Vakitler içerisinde araştırmaya değer, Allah'a yakın olunacak bir an, veya ibadet için tercih olunacak bir vakit var mıdır?' diye sordum, 'Evet' dedi ve şöyle devam etti:" "Kulun, Allah'a en yakın olduğu vakit, gecenin sonlarına doğru olan vakittir. O saatlerde Allah'ı zikredenlerden olmaya gücün yeterse ol. Çünkü güneş doğuncaya kadarki o vakitlerde kılınacak namaza melekler gelir ve özellikle şahitlik yaparlar. Güneş, şeytanın iki boynuzu arasından doğar, o saat güneşe tapan kafirlerin dua ve ibadet saatidir. Güneş bir mızrak boyu yükselip iyice ışık saçmaya başlayıncaya kadar namaz kılmayın. Sonra gündüzün ortasında mızrak boyu güneş yükselinceye kadar kılınan namazda melekler hazır olur ve şahitlik yaparlar. Güneş tepede iken Cehennem kapıları açılır ve ateşin şiddeti artar. O anlarda da namaz kılmayı bırakın, güneş batı tarafına kayıp gölgeler uzayıncaya kadar kılmayın. Ondan sonraki güneş batıncaya kadar kılınan namazlara melekler hazır olur ve şahitlik ederler. Çünkü güneş şeytanın boynuzları arasından batar, o saat güneşe tapan kafirlerin ibadet ve dua saatleridir."
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona Atâ b. Yesâr, Busr b. Said ve el-A'rec, onlara da Ebu Hüreyre'nin söylediğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Kim güneş doğmadan önce sabah namazından bir rekata yetişirse sabah namazına yetişmiş olur. Kim de güneş batmadan önce yetişip ikindi namazından bir rekat kılarsa ikindi namazına yetişmiş olur."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî Ebu Küreyb, ona Ebu Muaviye, ona A'meş, ona İbrahim, ona da Esved ve Alkame şöyle demiştir: Abdullah b. Mesud'u evinde ziyarete gittik, bize “(yanınızdaki) bu kişiler sizinle birlikte (cemaatle) namaz kıldılar mı?” diye sordu. Biz de “hayır, kılmadılar” dedik. Bunun üzerine “o halde kalkın, birlikte namaz kılalım” dedi. Ancak bize ne ezan okumayı ne de kamet getirmeyi emretti. (Ravi) der ki: Arkasına geçip namaza durmak isteyince ellerimizden tutarak birimizi sağına, diğerimizi soluna aldı. Rükûa vardığımızda ellerimizi dizlerimize koyduk. (Bunu görünce) ellerimize vurdu, avuçlarını birbirine yapıştırıp ellerini uyluklarının arasına soktu (bize böyle yapmamızı öğretti). Namazını bitirince “Zaman gelecek, namazı vaktinde kılmayan, onu ölülerin doğuş vaktine (yani güneşin doğumuna) kadar geciktiren kişiler size yönetici olacak. Onları böyle yaparken gördüğünüzde, namazınızı kendi vaktinde kılın. Onlarla birlikte kıldığınız namazı da nafile olarak kabul edin. Eğer üç kişi olursanız cemaatle namaz kılın. Üçten fazla iseniz, içinizden biri size imamlık etsin. Rükûa vardığınızda kollarınızı uyluklarınıza yayarak kapanın, avuçlarınızı birbirine yapıştırarak (ellerinizi) koyun. Ben, Allah Rasulü’nün (sav) parmaklarının duruşundaki açıklığı hâlâ gözümde görüyor gibiyim” dedi. Ardından onlara (bize uygulamalı olarak) gösterdi."