391 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Muhammed b. Bükeyr b. Muhammed en-Nakıd, ona İsmail b. Uleyye, ona Said el-Cüreyrî, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Ebu Bekre) şöyle rivayet etmiştir: "Biz yanındayken, Rasulullah (sav) üç defa “size en büyük günahı söyleyeyim mi?” diye sordu, ardından “Allah'a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik, yalan yere şahitlik veya yalancılık” cevabını verdi. Rasulullah (sav) dayanmıştı. Doğrulup oturdu, ve bunu o kadar çok tekrarladı ki biz “keşke sükut buyursa” dedik."
Bana Yahya b. Habib el-Harisi, ona Halid -b. el-Haris-, ona Şube, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona da Enes b. Malik şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber büyük günahların (neler olduğıu) hakkında “Allah'a şirk koşmak, ana babaya itaatsizlik, cana kıymak ve yalan söylemektir” buyurmuştur."
Bize Muhammed b. Velid b. Abdulhamid, ona Muhammed b. Cafer, ona Şube, ona Ubeydullah b. Ebu Bekir, ona Enes b. Malik (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) büyük günahları zikretti. Yahut ona büyük günahlar soruldu, O da “Allah'a şirk koşmak, cana kıymak ve ana babaya itaatsizlik etmek” cevabını verdi, sonra da “size en büyük günahı haber vereyim mi?” diye sordu ve cevaben “yalancılık” veya “yalancı şahitlik” buyurdu." [Ravi Şu'be der ki: Ağır basan kanaatim "yalan yere şahitlik" yönünde.]
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfân, ona Mansur ile Süleyman, onlara Ebu Vâil, ona Ebu Meysere, ona da Abdullah (T) Bana Vâsıl, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle söylemiştir: 'Ben Rasulullah'a (sav) 'Allah katında en büyük günah hangisidir?" diye sordum ya da ona soruldu. Rasulullah (sav), "Seni Allah yarattığı halde O'na ortak koşmandır." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' diye sordum. "Sofrana ortak olacak diye korktuğun için çocuğunu öldürmendir." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dedim. "Komşunun eşi ile zina etmendir." buyurdu. İbn Mesud dedi ki: Rasulullah'ın (sav) bu cevaplarını tasdik edici olarak şu ayet nazil oldu: 'Onlar, Allah ile birlikte başka bir ilaha tapmazlar; haksız yere Allah'ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar. (el-Furkan, 25/68).
Bize Müsedded, ona Yahya, ona Süfân, ona Mansur ile Süleyman, onlara Ebu Vâil, ona Ebu Meysere, ona da Abdullah (T) Bana Vâsıl, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah (ra) şöyle söylemiştir: 'Ben Rasulullah'a (sav) 'Allah katında en büyük günah hangisidir?" diye sordum ya da ona soruldu. Rasulullah (sav), "Seni Allah yarattığı halde O'na ortak koşmandır." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' diye sordum. "Sofrana ortak olacak diye korktuğun için çocuğunu öldürmendir." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dedim. "Komşunun eşi ile zina etmendir." buyurdu. İbn Mesud dedi ki: Rasulullah'ın (sav) bu cevaplarını tasdik edici olarak şu ayet nazil oldu: 'Onlar, Allah ile birlikte başka bir ilaha tapmazlar; haksız yere Allah'ın dokunulmaz kıldığı insan hayatına kıymazlar. (el-Furkan, 25/68).
Bize Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyân, ona Mansur ile Süleyman, onlara Ebu Vâil, ona Ebu Meysere ona da Abdullah (ra) şöyle söylemiştir: Ben, 'Ya RasulalIah! Hangi günah en büyüktür?" diye sordum. "Seni Allah yarattığı halde O'na ortak uydurmandır." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' diye sordum. "Sofrana ortak olacak diye korktuğun için çocuğunu öldürmendir." buyurdu. 'Sonra hangisidir?' dedim. "Komşunun eşi ile zina etmendir." buyurdu. Yahya bin Said şöyle dedi: Bize Süfyân, ona Vâsıl, ona Ebu Vâil, ona da Abdullah'ın rivayet ettiğine göre, Abdullah b. Mesud, 'Ey Allah'ın Rasulü diye ben sordum' diyerek bu hadisin aynısını rivayet etti. Amr b. Ali şöyle dedi: Ben bu hadisi Abdurrahman b. Mehdî'ye zikrettim. O da bu hadisi bize Süfyân'dan, o el-A'meş'ten, o Mansur'dan, o da Vâsıl'dan; bu üçü de Ebû Vâil'den, o da Ebu Meysere'den nakletti. Abdurrahman b. Mehdî, '(İçinde Ebu Vâil ile Abdullah b. Mesud arasında Ebu Meysere'nin zikredilmediği) isnadı terket, bu isnadı terket!' dedi.
Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:" "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur." "Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Affân, ona büdelâdan sayılan Ebu Halef Musa b. Halef, ona Yahya b. Ebu Kesîr, ona Zeyd b. Sellâm, ona da dedesi Memtûr, ona da Harîs el-Eş'arî'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Aziz ve Celil Allah, Yahya b. Zekeriya'ya (as) beş kelimeyi (emri) uygulamasını ve İsrail oğullarına da bunları uygulamalarını emretmesini vahyetti. Ancak Yahya bunu iletmekte ağır kaldı. Bunun üzerine İsa (as) ona 'sana beş kelimeyi uygulaman ve İsrail oğullarına da uygulamalarını emretmen vahyedildi. Ya sen bu emri iletirsin ya da ben iletirim' dedi. Yahya da ona 'Ey kardeşim! Eğer bu konuda benim önüme geçersen, ben ya azaba uğrarım ya da yerin dibine geçirilirim' dedi. Sonra Yahya, Beytülmakdis'te İsrail oğullarını topladı. Mescid insanlarla dolup taştı. Yahya yüksek bir yere oturdu, Allah'a hamd etti ve şöyle dedi:" "Şüphesiz Aziz ve Celil Allah bana beş kelimeyi uygulamamı ve size de uygulamanızı emretti: (1) Allah, kendisine kulluk etmenizi ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmamanızı emretti. Bunun misali şöyledir: Bir adam kendi malıyla bir köle satın alıp ona çalışmasını söyler, fakat köle başkasına çalışır. Hanginiz böyle bir köleden memnun olur? Şüphesiz Allah sizi yarattı ve rızıklandırdı. O halde O'na ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. (2) Allah size namazı emretti. Şüphesiz kul namazda olduğu sürece, Allah, yüzünü ona çevirir. Öyleyse namaz kılarken yüzünüzü O’ndan çevirmeyin. (3) Allah size orucu emretti. Bunun misali, bir grup insan içinde misk dolu bir torba taşıyan adam gibidir. Herkes miskin kokusunu alır. Allah katında, oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir. (4) Allah size sadaka vermeyi emretti. Bunun misali, düşmanları tarafından esir alınıp elleri boynuna bağlanan bir adam gibidir. Onu öldürmek isterler. Adam onlara fidye vererek kendini kurtarır. Sadaka da böyledir, insanı azaptan kurtarır. (5) Allah size, kendisini çokça zikretmeyi emretti. Bunun misali, düşmanlarından kaçan ve sağlam bir kaleye sığınan bir adam gibidir. Şüphesiz kul, Allah’ı zikrettiğinde şeytandan korunmuş olur." "Sonra Rasulullah (sav) 'ben de size beş şeyi emrediyorum: Cemaatten ayrılmayın, itaat edin, hicret edin, Allah yolunda cihad edin. Kim cemaatten bir karış ayrılırsa, İslam bağını boynundan çıkarıp atmış olur. Kim cahiliye davasıyla çağrıda bulunursa, cehennemin ortasında yerini almış olur' buyurdu. Sahabeler 'Ey Allah’ın Rasulü! Oruç tutsa, namaz kılsa ve kendini Müslüman saysa bile mi?' diye sordular. Rasulullah (sav) 'evet, oruç tutsa da, namaz kılsa da ve kendini Müslüman saysa da (eğer cahiliye davasıyla çağırırsa, yine de cehennemdedir). O hâlde Müslümanları, Müslümanlar, müminler ve Allah’ın kulları gibi Allah’ın onlara verdiği isimle çağırın' buyurdu."
Bana Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona İbrahim, ona da Ebu Ma'mer şöylr rivayet etmiştir: "Abdullah “Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar” [İsra, 17/57)] buyruğu hakkında der ki: İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere ibadet ediyorlardı. Cinler İslam’a girdikleri halde, öbürleri kendi dinlerine sımsıkı bağlı kalmaya devam ettiler." [Eşcaî, Süfyan’dan, onun da A‘meş'ten yaptığı, rivayette “De ki: Onu bırakıp boş yere ilah diye zannettiklerinizi çağırın” [İsra, 17/56] ayetini da ilave etmiştir.]
Bana Amr b. Ali, ona Yahya, ona Süfyan, ona Süleyman, ona İbrahim, ona da Ebu Ma'mer şöylr rivayet etmiştir: "Abdullah “Rablerine hangisi daha yakın olacak diye vesile ararlar” [İsra, 17/57] buyruğu hakkında der ki: İnsanlardan bazı kimseler cinlerden bazı kimselere ibadet ediyorlardı. Cinler İslam’a girdikleri halde, öbürleri kendi dinlerine sımsıkı bağlı kalmaya devam ettiler." [Eşcaî, Süfyan’dan, onun da A‘meş'ten yaptığı, rivayette “De ki: Onu bırakıp boş yere ilah diye zannettiklerinizi çağırın” [İsra, 17/56] ayetini da ilave etmiştir.]