Öneri Formu
Hadis Id, No:
13511, M007083
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُعَاذٍ الْعَنْبَرِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ أَبِى عِمْرَانَ الْجَوْنِىِّ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يَقُولُ اللَّهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى لأَهْوَنِ أَهْلِ النَّارِ عَذَابًا لَوْ كَانَتْ لَكَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا أَكُنْتَ مُفْتَدِيًا بِهَا فَيَقُولُ نَعَمْ فَيَقُولُ قَدْ أَرَدْتُ مِنْكَ أَهْوَنَ مِنْ هَذَا وَأَنْتَ فِى صُلْبِ آدَمَ أَنْ لاَ تُشْرِكَ - أَحْسَبُهُ قَالَ - وَلاَ أُدْخِلَكَ النَّارَ فَأَبَيْتَ إِلاَّ الشِّرْكَ » .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Muâz el-Anberî, ona babası, ona Şu'be, ona Ebû İmrân el-Cevnî, ona da Enes b. Mâlik’in (ra.) rivâyet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur:
“Allah tebâreke ve teâlâ, cehennem ehlinden en hafif azap gören insana; ‘Şayet bütün dünya senin olsaydı, şu hâlden kurtulmaya bedel olarak verir miydin?’ diye sorar. İnsan hemen; ‘Evet’ der. Bunun üzerine Allah; ‘Halbuki ben senden Âdem’in sulbünde iken bundan daha kolay bir şey istemiştim; senden bana şirk koşmamanı istemiştim. Buna mukabil ben de seni cehenneme değil cennete sokmayı arzu etmiştim. Ama sen şirkten başkasını kabul etmedin’ buyurur.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7083, /1154
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu İmran Abdulmelik b. Habib el-Esedî (Abdulmelik b. Habib)
3. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
4. Ebu Müsenna Muaz b. Muaz el-Anberî (Muaz b. Muaz b. Nasr b. Hassan b. Hur b. Malik)
5. Ebu Amr Ubeydullah b. Muaz el-Anberî (Ubeydullah b. Muaz b. Muaz b. Nasr)
Konular:
Dünya, aldatıcılığı
İman, Esasları, Ahirete iman
İnanç, dünya ve ahiret dengesi
KTB, İMAN
Kulluk, Allah'dan yüz çevirmek
Şirk, şirk koşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13513, M007085
Hadis:
حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ عُمَرَ الْقَوَارِيرِىُّ وَإِسْحَاقُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ وَمُحَمَّدُ بْنُ الْمُثَنَّى وَابْنُ بَشَّارٍ قَالَ إِسْحَاقُ أَخْبَرَنَا وَقَالَ الآخَرُونَ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ قَتَادَةَ حَدَّثَنَا أَنَسُ بْنُ مَالِكٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « يُقَالُ لِلْكَافِرِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَرَأَيْتَ لَوْ كَانَ لَكَ مِلْءُ الأَرْضِ ذَهَبًا أَكُنْتَ تَفْتَدِى بِهِ فَيَقُولُ نَعَمْ . فَيُقَالُ لَهُ قَدْ سُئِلْتَ أَيْسَرَ مِنْ ذَلِكَ » .
Tercemesi:
Bize Ubeydullah b. Ömer el-Kavârîrî ile İshak b. İbrahim, Muhammed b. el-Müsennâ ve İbn Beşşâr rivayet ettiler. İshak: “Ahberenâ” lafzını, diğerleri ise “Haddesenâ” lafzını kullandılar. Dediler ki: Bize Muâz b. Hişâm, ona babası, ona Katâde, ona da Enes b. Mâlik’in (ra.) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
“Kıyâmet günü kâfire; ‘Şayet yeryüzü dolusu altının olsaydı, şimdi onu kurtuluş fidyesi olarak verir miydin?’ denilir. O da hemen; ‘Evet’ der. Bunun üzerine ona; ‘Halbuki senden, bundan daha kolay bir şey istenmişti’ denilir.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7085, /1155
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
3. Hişam b. Ebu Abdullah ed-Destevâî (Hişam b. Senber)
4. Ebu Abdullah Muaz b. Hişam ed-Destevâî (Muaz b. Hişam b. Senber)
5. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
5. Muhammed b. Müsenna el-Anezî (Muhammed b. Müsenna b. Ubeyd b. Kays b. Dinar)
5. İshak b. Râhûye el-Mervezî (İshak b. İbrahim b. Mahled)
5. Ebu Said Ubeydullah b. Ömer el-Cüşemî (Ubeydullah b. Ömer b. Meysera)
Konular:
Dünya, dünyaya düşkünlük
İman, Esasları, Ahirete iman
KTB, İMAN
Şirk, şirk koşmak
Öneri Formu
Hadis Id, No:
59553, HM006583
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنِ الصَّقْعَبِ بْنِ زُهَيْرٍ عَنْ زَيْدِ بْنِ أَسْلَمَ قَالَ حَمَّادٌ أَظُنُّهُ عَنْ عَطَاءِ بْنِ يَسَارٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَمْرٍو قَالَ
كُنَّا عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَجَاءَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ الْبَادِيَةِ عَلَيْهِ جُبَّةٌ سِيجَانٍ مَزْرُورَةٌ بِالدِّيبَاجِ فَقَالَ أَلَا إِنَّ صَاحِبَكُمْ هَذَا قَدْ وَضَعَ كُلَّ فَارِسٍ ابْنِ فَارِسٍ قَالَ يُرِيدُ أَنْ يَضَعَ كُلَّ فَارِسٍ ابْنِ فَارِسٍ وَيَرْفَعَ كُلَّ رَاعٍ ابْنِ رَاعٍ قَالَ فَأَخَذَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ بِمَجَامِعِ جُبَّتِهِ وَقَالَ أَلَا أَرَى عَلَيْكَ لِبَاسَ مَنْ لَا يَعْقِلُ ثُمَّ قَالَ إِنَّ نَبِيَّ اللَّهِ نُوحًا صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمَّا حَضَرَتْهُ الْوَفَاةُ قَالَ لِابْنِهِ إِنِّي قَاصٌّ عَلَيْكَ الْوَصِيَّةَ آمُرُكَ بِاثْنَتَيْنِ وَأَنْهَاكَ عَنْ اثْنَتَيْنِ آمُرُكَ بِلَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ فَإِنَّ السَّمَوَاتِ السَّبْعَ وَالْأَرْضِينَ السَّبْعَ لَوْ وُضِعَتْ فِي كِفَّةٍ وَوُضِعَتْ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ فِي كِفَّةٍ رَجَحَتْ بِهِنَّ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَلَوْ أَنَّ السَّمَوَاتِ السَّبْعَ وَالْأَرْضِينَ السَّبْعَ كُنَّ حَلْقَةً مُبْهَمَةً قَصَمَتْهُنَّ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ وَسُبْحَانَ اللَّهِ وَبِحَمْدِهِ فَإِنَّهَا صَلَاةُ كُلِّ شَيْءٍ وَبِهَا يُرْزَقُ الْخَلْقُ وَأَنْهَاكَ عَنْ الشِّرْكِ وَالْكِبْرِ قَالَ قُلْتُ أَوْ قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ هَذَا الشِّرْكُ قَدْ عَرَفْنَاهُ فَمَا الْكِبْرُ قَالَ أَنْ يَكُونَ لِأَحَدِنَا نَعْلَانِ حَسَنَتَانِ لَهُمَا شِرَاكَانِ حَسَنَانِ قَالَ لَا قَالَ هُوَ أَنْ يَكُونَ لِأَحَدِنَا حُلَّةٌ يَلْبَسُهَا قَالَ لَا قَالَ الْكِبْرُ هُوَ أَنْ يَكُونَ لِأَحَدِنَا دَابَّةٌ يَرْكَبُهَا قَالَ لَا قَالَ أَفَهُوَ أَنْ يَكُونَ لِأَحَدِنَا أَصْحَابٌ يَجْلِسُونَ إِلَيْهِ قَالَ لَا قِيلَ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَمَا الْكِبْرُ قَالَ سَفَهُ الْحَقِّ وَغَمْصُ النَّاسِ
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb rivayet etti (ve şöyle dedi): Bize Hammâd b. Zeyd, Sak’ab b. Züheyr’den, o Zeyd b. Eslem’den rivayet etti: Hammad şöyle dedi: sanırım Atâ b. Yesar’dan rivayet etti. O da Abdullah b. Amr’dan şöyle nakletti: Rasulullah’ın (sav) yanındaydık. Çöl halkından bir adam geldi. Üzerine ipek geçirilmiş bir şalı vardı. Hz. Peygamber “Dostunuz her süvariyi alçaltmak, her çobanı da yükseltmek istiyor” buyurdu. Hz. Peygamber onun cübbesini etrafından topladı “Senin üzerine akıllı olmayanların elbisesini görmeyeyim” buyurdu. Sonra şöyle dedi: “Allah’ın peygamberi Nuh (as) vefat edeceği zaman oğluna şöyle vasiyette bulundu: Ben sana vasiyetimi bildiriyor ve sana iki şeyi emrediyor, iki şeyden de nehyediyorum. Sana kelime-i tevhidi emrediyorum. Yedi gök ve yer bir terazinin bir kefesine kelime-i tevhid de diğer kefesine konulsa kelime-i tevhid ondan ağır gelir. Eğer yedi gök ve yerler bir halka olsa onları kelime-i tevhid ve “sübhanallahi ve bi-hamdihi” birbirinden ayırır. Çünkü o her şeyin duasıdır. Mahlukat onunla rızıklanır. Seni şirk ve kibirden nehyederim.” Rivayet eden şöyle dedi: Dedim ki veya denildi ki: Ey Allah’ın resulü! Şirki biliyoruz. Ama kibir nedir? Birimizin güzel bir ayakkabısı ve ayakkabısının da güzel iki tokası olması mıdır?” Rasulullah (sav) “Hayır, değildir” buyurdu. “Birimizin giyindiği bir elbisesinin olması mıdır?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav) “Hayır, bu değildir” buyurdu. Adam “Birimizin binecek bineği olması mıdır?” diye sorunca Hz. Peygamber (sav) “Hayır, bu değildir” diye cevap verdi. “Peki, oturup konuşacağımız arkadaşlarımızın olması mıdır?” diye sorunca “Hayır, bu değildir” diye cevapladı. Bunun üzerine “Öyleyse Ey Allah’ın resulü! Kibir nedir?” diye soruldu. Hz. Peygamber (sav) de “Hak yoldan ayrılman ve insanları hor görmendir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ahmed b. Hanbel, Müsned-i Ahmed, Abdullah b. Amr b. el-As 6583, 2/612
Senetler:
1. Ebu Muhammed Abdullah b. Amr es-Sehmî (Abdullah b. Amr b. Âs b. Vail b. Haşim)
2. Ebu Muhammed Ata b. Yesar el-Hilalî (Ata b. Yesar)
3. Ebu Üsame Zeyd b. Eslem el-Kuraşî (Zeyd b. Eslem)
4. Sak'ab b. Züheyr el-Ezdi (Sak'ab b. Züheyr b. Abdullah)
5. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
6. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Haklar, Her Hakkı Sahibine Vermek, Adalet
Hz. Peygamber, insanî ilişkileri
Kibir, Kibir ve gurur
KTB, LİBAS, GİYİM-KUŞAM
Peygamberler, Hz. Nuh
Şirk, şirk koşmak
Soru, bedevilerin soruları, Rasulullah'a
Tevhid, İslam inancı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
21762, N002438
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الأَعْلَى قَالَ حَدَّثَنَا مُعْتَمِرٌ قَالَ سَمِعْتُ بَهْزَ بْنَ حَكِيمٍ يُحَدِّثُ عَنْ أَبِيهِ عَنْ جَدِّهِ قَالَ قُلْتُ يَا نَبِىَّ اللَّهِ مَا أَتَيْتُكَ حَتَّى حَلَفْتُ أَكْثَرَ مِنْ عَدَدِهِنَّ - لأَصَابِعِ يَدَيْهِ - أَنْ لاَ آتِيَكَ وَلاَ آتِىَ دِينَكَ وَإِنِّى كُنْتُ امْرَأً لاَ أَعْقِلُ شَيْئًا إِلاَّ مَا عَلَّمَنِى اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ وَرَسُولُهُ وَإِنِّى أَسْأَلُكَ بِوَحْىِ اللَّهِ بِمَا بَعَثَكَ رَبُّكَ إِلَيْنَا قَالَ « بِالإِسْلاَمِ » . قُلْتُ وَمَا آيَاتُ الإِسْلاَمِ قَالَ « أَنْ تَقُولَ أَسْلَمْتُ وَجْهِىَ إِلَى اللَّهِ وَتَخَلَّيْتُ وَتُقِيمَ الصَّلاَةَ وَتُؤْتِىَ الزَّكَاةَ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Abdul’a’lâ, ona Mu’temir, ona Behz b. Hakîm, ona babası ve ona da dedesi şöyle rivâyet etti: Dedim ki:
“- Ey Allah’ın Peygamberi; sana gelmemeye ve dinine girmemeye -parmaklarını göstererek- bunların sayısı kadar yemin etmiştim. Ben, Azîz ve Celîl olan Allah’ın ve Rasûlünün öğrettiğinden başkasına aklı ermeyen bir adamım. Allah rızası için sana soruyorum: Allah seni bize ne ile gönderdi?” Hz. Peygamber;
“- İslâm ile” diye karşılık verdi. Adam;
“- İslâm’ın alâmetleri nedir?” deyince de;
“- Kendimi Allah’a teslim ettim ve şirkten uzaklaştım demen, namaz kılman ve zekât vermendir” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 1, /2244
Senetler:
1. Ebu Hakîm Muaviye b. Hayde el-Kuşeyri (Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşayr b. Kab b. Rabi'a)
2. Hakim b. Muaviye el-Behzî (Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye)
3. Ebu Abdulmelik Behz b. Hakim el-Kuşeyrî (Behz b. Hakim b. Muaviye b. Hayde b. Muaviye b. Kuşeyr b. Kab b. Amir)
4. Ebu Muhammed Mu'temir b. Süleyman et-Teymi (Mu'temir b. Süleyman b. Tarhân)
5. Muhammed b. Abdüla'la el-Kaysî (Muhammed b. Abdüla'la)
Konular:
İman, Esasları, Allah'a İman
İman, Esasları, Allah'a ve Rasulüne iman
KTB, İMAN
Namaz, Farziyeti
Şirk, şirk koşmak
Zekat, farziyeti
نا دعلج بن أحمد نا بن شيرويه نا إسحاق نا عبد العزيز بن محمد عن عبيد الله عن نافع عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم قال : من أشرك بالله فليس بمحصن ولم يرفعه غير إسحاق ويقال إنه رجع عنه والصواب موقوف
Öneri Formu
Hadis Id, No:
186534, DK003295
Hadis:
نا دعلج بن أحمد نا بن شيرويه نا إسحاق نا عبد العزيز بن محمد عن عبيد الله عن نافع عن بن عمر عن النبي صلى الله عليه و سلم قال : من أشرك بالله فليس بمحصن ولم يرفعه غير إسحاق ويقال إنه رجع عنه والصواب موقوف
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Darekutni, Sünen-i Darekutni, Hudud ve Diyat ve Ğayruhu 3295, 4/178
Senetler:
()
Konular:
Evlilik, ehli kitapla, kafirlerle, müşriklerle
KTB, NİKAH
Nikah, müşrikle
Şirk, şirk koşmak
Zina, cezası