60 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Harun b. İshak, ona el-Muhâribî, ona Amr b. Kays, ona Atiyye, ona da Ebu Saîd (el-Hudrî) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah'ın (sav) cenazesi kıble tarafından tutularak karşılandı, yönü kıbleye çevrildi ve tabutun üzerinden de yavaşça alınıp indirildi."
Açıklama: Elbani bu hadisin münker olduğunu ifade etmiştir
Bize Abdülmelik b. Muhammed er-Rekkâşî, ona Abdülaziz b. Hattâb, ona Mindel b. Ali, ona Muhammed b. Ubeydullah b. Ebu Râfi, ona Davud b. Husayn, ona babası, ona da Ebu Râfi şöyle rivayet etmiştir: "Rasûlullah (sav) Sa'd’ı (tabutundan) usulca çıkardı ve (yerleştirdikten sonra da) kabrinin üzerine su serpti."
Bize Hişam b. Ammâr, ona İsmail b. Ayyâş, ona Leys b. Ebu Suleym, ona Nâfi, ona da İbn Ömer, Nebi’den (sav); (T) Bize Abdullah b. Said, ona Ebu Halid el-Ahmer, ona Haccâc, ona Nâfi, ona da İbn Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Nebi (sav) ölü kabre konulduğunda 'Bismillahi ve alâ milleti Rasulillah (Allah’ın adı ve Rasulullah’ın dini üzere' buyururdu." [Ebu Halid bu hadisi 'Cenaze kabrine yerleştirildiğinde Rasulüllah (sav) 'Bismillahi ve alâ sünneti Rasûlillah (Allah’ın adı ve Rasulullah’ın sünneti üzere) demiştir' şeklinde; Hişâm ise 'Bismillahi ve fî sebilillâhi ve alâ milleti Rasulillah (Allah’ın adı ile, Allah yolunda ve Allah Rasulü’nün dini üzere' dediği şeklinde nakletmiştir.]
Bize Hişam b. Ammâr, ona Hammâd b. Abdurrahman el-Kelbî, ona İdris el-Evdî, ona da Said b. el-Müseyyeb şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer ile birlikte bir cenazede bulunmuştum. Cenazeyi kabre yerleştirdiğinde 'Bismillahi ve fî sebîllillahi ve alâ milleti Rasulillah (Allah’ın adıyla, Allah yolunda ve Rasulullah’ın dini üzere' dedi. Kabrin üzeri kerpiç taşları ile düzeltilmeye başlayınca da 'Allah’ım! Onu şeytandan ve kabir azabından koru. Allah’ım! Kabri iki tarafından genişlet, mevtanın ruhunu yücelt ve onu ve hoşnutluk ile karşıla' diye dua etti. Ben 'Ey İbn Ömer! Bu duaları Rasulullah’tan (sav) mı işittin, yoksa kendiliğinden mi söyledin?' diye sorduğumda, 'Kendiliğimden söylemiş olsam bu hususta cüretkarlık etmiş olurum. Bilakis bunlar Rasulullah’tan (sav) dinlediğim şeylerdir' diye cevap verdi."
Bize Nuh b. Habib, ona Abdurrezzaâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Said b. Müseyyeb, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim bir cenazenin namazına katılırsa, ona bir kırat ecir vardır. Kim de cenaze kabre konuluncaya dek beklerse, ona da iki kırat ecir vardır. İki kırat, iki büyük dağ gibidir."
Bize Süveyd, ona Abdullah, ona Yunus, ona Zührî, ona Abdurrahman el-A'rec, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim namazını kılmak amacıyla cenazeye katılırsa, ona bir kırat sevap vardır. Kim de defnedilinceye kadar katılırsa ona da iki kırat sevap vardır. 'İki kırat ne kadardır Ey Allah'ın Rasulü?' diye sorulunca, 'İki büyük dağ gibidir' buyurdu."
Bize Hasan b. Kazaa, ona Mesleme b. Alkame, ona Davud, ona Âmir, ona da Ebu Hureyre, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kim bir cenazeye katılır ve namazını kılıp oradan ayrılırsa, ona bir kırat ecir vardır. Kim de cenazeye katılır, namazını kılar, arkasından da defin işlemi tamamlayıncaya kadar orada durursa, ona da iki kırat ecir vardır. Bu iki kıratın her biri Uhud Dağı'ndan daha büyüktür."
Bize Evzâî, ona Zührî, ona da Câbir b. Abdullah (r.anhumâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Uhud’da öldürülenler için 'Bunların hangisi Kur’ân’ı daha çok öğrenmiştir?' diye soruyor, ona bir kişi gösterildiğinde hemen kabrine varıp onu kabre diğer arkadaşından önce yerleştiriyordu. Câbir 'Babam ve amcam (o gün) bir tek çizgili aba ile kefenlendiler' demiştir." [Süleyman b. Kesir 'Bana bu hadisi Zührî, ona da Câbir’i (ra) dinlemiş olan birisi rivayet etmiştir' dedi.]
Açıklama: Muhammed b. Şihab ez-Zührî ile İbn Abbas arasında inkita vardır.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona İshak b. Yusuf, ona Süfyan, ona Eyyûb, ona Humeyd b. Hilal, ona da Hişam b. Âmir şöyle rivayet etmiştir: "Uhud gününde Rasulullah’a (sav) ricada bulunarak 'Ey Allah’ın Rasulü! Her bir şehit için bir mezar kazmak bize ağır gelecek' dedik. Rasulullah (sav) da bunun üzerine 'Siz mezarları derin ve güzelce kazın. Tek bir kabre iki ya da üç kişiyi birlikte defnedin' buyurdu. Ashâb 'Peki ey Allah’ın Rasulü! Hangisini kabirde öne koyalım?' deyince, 'Kur'an’ı daha çok bilenleri' buyurdu. Hişam 'Babam aynı kabirdeki üç kişinin üçüncüsü idi' diye ilave etmiştir."
Bize Muhammed b. Ma'mer, ona Vehb b. Cerîr, ona babası, ona Humeyd b. Hilal, ona Sa'd b. Hişam b. Âmir, ona da babası şöyle rivayet etmiştir: "Uhud gününde Müslümanlardan pek çok kişi şehit olmuş ve pek çok kimse de yaralanmıştı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Mezarları kazın ve geniş tutun. Kabre iki hatta üç kişiyi birlikte defnedin. İçlerinden Kur'an'ı daha iyi bilenleri de ön tarafa koyun' buyurdu."