671 Kayıt Bulundu.
Bize Kuteybe b. Said, ona Cerir, ona Abdülaziz b. Rufey, ona Zeyd b. Vehb, ona da Ebu Zer (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Bir gece dışarı çıkmıştım. Baktım ki Rasulullah (sav), yanında hiç kimse olmadan tek başına yürüyor. Hz. Peygamber'in (sav) bir başkasıyla yürümek istemediğini düşünerek, ben de ay ışığında kendi başıma yürümeye başladım. Bir ara Hz. Peygamber (sav) döndü, beni gördü 'Kim o?' dedi. 'Ebu Zer! Allah beni sana feda etsin' dedim. O zaman 'Ey Ebu Zer, yanıma gel' dedi. Yanına gittim, bir müddet O'nunla birlikte yürüdüm. Sonra 'Çok mal toplayanlar, kıyamet günü (sevabı) az olanlardır. Yalnız Allah'ın kendisine verdiği malı sağına-soluna, önüne-arkasına bol bol infak eden ve bu malı hayır yolunda harcayanlar hariç' buyurdu. Sonra kendisiyle bir müddet daha yürüdüm. Bana 'Şuraya otur' buyurdu. Beni etrafı taşlık olan bir tümseğe oturttu ve 'Burada otur, ben gelinceye kadar bekle' diye tembih etti." "Sonra Hz. Peygamber (sav), kara taşlık arazide yürüdü, Nihayet O'nu göremez oldum. Gelmesi biraz gecikti, hatta bu gecikme epey uzun sürdü. Sonra O'nun gelmekte olduğunu gördüm ve gelirken de 'Hırsızlık yapsa da zina etse de…' diye söylendiğini duydum. Yanıma gelince dayanamadım 'Ey Allah'ın elçisi! Allah beni sana feda eylesin! Şu taşlığın kenarında kiminle konuşuyordun? Sana birinin cevap verdiğini de işitmedim' dedim. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: O, Cibril'di. Taşlık arazinin yanında bana geldi ve 'Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan ölenin cennete gireceğini ümmetine müjdele' dedi. Ben 'Ey Cibril! Hırsızlık yapsa da zina etse de mi?' diye sordum. 'Evet' dedi. Ben yine 'Ey Allah'ın elçisi! Hırsızlık yapsa da zina etse de mi?' diye sordum. O da tekrar 'Evet' dedi. Ben tekrar 'Hırsızlık yapsa da zina etse de mi?' diye ısrar ettim. O 'Evet, şarap bile içse' diye ekledi."
Bize Ebu Tahir, ona İbn Vehb, ona Malik ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Halid el-Cüheni "Hz. Peygamber'e (sav) bekar cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu" demiş ardından o iki ravinin aktardığı hadisin benzerini rivayet etmiş ancak bu rivayette İbn Şihab'ın dafîr iptir sözü yer almamıştır.
Açıklama: hadisin tam metni için M004447 ve B002232 numaralı hadislere bakınız.
Bize İsa b. Hammad el-Mısrî, ona Leys, ona Said, ona babası (Ebu Said Keysan el Makburî), ona da Ebu Hureyre (ra) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Sizden birinizin cariyesi zina ettiğinde ve zina ettiğine dair deliller ortaya konduğunda, Efendisi had cezası olarak onu kamçılasın ancak zinadan dolayı onu azarlamasın. sonra ikinci defa zina ettiğinde had cezası olarak onu kamçılasın ancak zinadan dolayı onu azarlamasın. Üçüncü defa zina ettiğinde ve zina ettiğine dair deliller ortaya konduğunda artık efendisi onu kıldan bir ip karşılığında bile olsa satsın"
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona Malik; (T) Bize Yahya b. Yahya, ona Malik, ona İbn Şihab, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle rivayet etmişlerdir: Hz. Peygamber'e (sav) bekar bir cariyenin zina etmesinin hükmü soruldu. O da şöyle cevap verdi: "Cariye zina ederse, onu kamçılayın. Yine zina ederse, yine kamçılayın. Sonra yine zina ederse, artık onu bir kıl örgüsü karşılığında olsa bile satın" [İbn Şihab der ki: Hz. Peygamber (sav); onu satın ifadesini üçüncü defada mı yoksa dördüncü defada mı söyledi bilemiyorum.] [Ka'neb rivayetinde İbn Şihab'ın dafîr, ip anlamındadır dediğini aktarmaktadır.]
Bize Muhammed b. Yahya b. Fâris, ona Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, Zührî ve beraberindekiler Said b. Müseyyeb'in huzurunda bulunuyorken ona Müzeyne'den bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (sav) ashabıyla mescitte oturuyorken Yahudiler, onun huzuruna geldiler ve ey Ebü'l-Kasım diyerek onlardan birbirleriyle zina eden kadın ve erkek hakkında soru sordular.
Bize İsmail b. Mesud, ona Halid, ona Hişam, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Kilabe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Cüheyne'li bir kadın Rasulullah'a (sav) gelerek 'ben zina yaptım' dedi. Kadın hamileydi. Rasulullah (sav) onu velisine teslim etti ve 'Bu kadına güzel muamele et, çocuğu doğum yaptıktan sonra kadını getir' dedi. Kadın doğum yapınca Rasulullah'a (sav) getirildi. Rasulullah (sav) recm sırasında elbisesinin (açılmaması için) üzerine bağlanmasını emretti, sonra da kadın recm edildi. Recm bitince de kadının cenaze namazını kıldı. Bunun üzerine Ömer 'Zina yaptığı halde bu kadının cenaze namazını mı kılıyorsun?' deyince, Rasulullah (sav) 'O kadın öyle bir tövbe etti ki (bu tövbesi) eğer yetmiş Medineli'ye paylaştırılsaydı hepsine yeterdi. Sen, Allah yolunda canını feda etmekten daha üstün bir tevbe biliyor musun?' buyurdu."
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Kilâbe, ona Ebu Mühelleb, ona da İmran b. Husayn şöyle demiştir: "Cüheyne kabilesinden bir kadın Rasulullah'ın (sav) huzuruna çıkıp zina yaptığını itiraf etti ve 'ben hamileyim' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) kadının yakınlarını çağırarak onlara 'Bu kadına iyi davranınız. Doğum yapınca da bana haber veriniz' buyurdu. Sonra durum kendisine haber verilince kadının elbisesi cezalandırılma esnasında açılmaması için güzelce bağlandı, sonra recm edilmesi emredildi ve recm edildi. Ardından Hz. Peygamber (sav) kadına cenaze namazı kıldı. Ömer b. Hattab 'Ey Allah'ın Rasulü! Onu recm ettin sonrada cenaze namazını kıldın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle 'O kadın öyle bir tövbe etti ki onun bu tövbesi Medine halkından yetmiş kişiye dağıtılsa hepsine yeterdi. Sen bu kadının canını feda etmesinden daha üstün bir şey var mı sanıyorsun?' buyurdu." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Açıklama: Hadisin tamamı için bk. M004435.
Açıklama: hadisin tam metni için M004447 ve B002232 numaralı hadislere bakınız.