648 Kayıt Bulundu.
Bize AffÂn, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Amr b. Hârice şöyle rivâyet etmiştir: Peygamber (sav), devesinin üzerinde hutbe veriyordu, ben de devenin boynunun altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzumun arasına akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Aziz ve Celil Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur. Çocuk, yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina edene ise recim vardır. Her kim, kendi öz babasından ve efendisinden bağlarını koparmak üzere, babasından başkasına 'babam budur' diye intisap ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse, Allah’ın laneti onun üzerine olur. Allah bu tür kimselerin ne tevbesini kabul eder ne de günahtan kurtulmak için vereceği fidyeyi."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Yezid b. Harun, ona Said b. Ebu Arûbe, ona Katâde, ona Şehr b. Havşeb, ona Abdurrahman b. Ğanm, ona da Amr b. Hârice şöyle rivâyet etmiştir: Peygamber (sav), devesinin üzerinde hutbe veriyordu, ben de devenin boynunun altında idim. Deve geviş getirip yutarken salyası iki omuzumun arasına akmakta idi. Bu sırada Hz. Peygamber'i (sav) işittim, şöyle buyuruyordu: "Aziz ve Celil Allah her insanın mirastan payını bölüştürmüştür. Dolayısıyla miras alacak olana vasiyet yoktur. Çocuk, yatağın sahibi olan erkeğe aittir. Zina edene ise recim vardır. Her kim, kendi öz babasından ve efendisinden bağlarını koparmak üzere, babasından başkasına 'babam budur' diye intisap ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse, Allah’ın laneti onun üzerine olur. Allah bu tür kimselerin ne tevbesini kabul eder ne de günahtan kurtulmak için vereceği fidyeyi."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Abdurrezzâk, ona Süfyân, ona Leys, ona Şehr b. Havşeb, ona da Hz. Peygamber'den (sav) işiten biri (Amr b. Hârice); (T) (Bize) Ebu Leyla, ona da Amr b. Hârice şöyle rivâyet etmiştir: -Leys hadisinde der ki-: "Peygamber (sav), devesinin üzerinde bize hitap etti ve 'dikkatle dinleyin, bana ve ehl-i beytime sadaka haramdır' dedi, ardından devesinin omuz kısmından bir tüy aldı ve 'bu tüy kadar bile olsa' buyurdu. Sonra da şöyle devam etti: Her kim, babasından başkasına 'babam budur' diye intisap ederse veya köle olan kimse kendi sahibinin dışındaki kimsenin efendisi olduğunu iddia ederse Allah ona lanet etsin. Çocuk, yatağın (evlilik bağı) sahibine aittir; zina edene ise sadece recim cezası vardır (mirastan hak alamaz). Allah her hak sahibine hakkını vermiştir. Varise vasiyet yoktur."
Açıklama: mütabileriyle sahihtir.
Bize Kuteybe b. Said ve Ebu Kamil el-Cahderî, o ikisine Ebu Avane, ona Simak, ona Said b. Cübeyr, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etti: "Peygamber (sav) Maiz b. Malik'e “senin hakkında kulağıma gelen doğru mudur” diye sordu, Maiz de “benim hakkımda duyduğun nedir?” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Duydum ki filân oğullarının cariyesi ile cinsî münasebette bulunmuşsun” buyurdu. Maiz “evet” dedi. Bunun üzerine kendisi dört defa şehadette bulundu, ardından Hz. Peygamber emir verdi, recmedildi."
Bize Muhammed b. Alâ el-Hemdânî, ona Yahya b. Ya'lâ b. Haris el-Muhâribî, ona Ğaylan b. Camiu el-Muhâribî, ona Alkame b. Mersed, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde el-Eslemî) şöyle rivayet etti: "Maiz b. Malik Peygamber'e (sav) gelerek “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Rasulullah (sav) tekrar “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. (Maiz) çok uzaklaşmadan tekrar geri dönüp geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Peygamber (sav) ona “seni ne hususta temizliyeyim” diye sordu. Maiz “zinadan” dedi. Bunu müteakip Rasulullah (sav) “bunda delilik var mı” diye sordu. kendilerine onun deli olmadığı haber verildi. Hz. Peygamber “Şarap içmiş mi” diye sordu. Hemen bir zat kalkarak onun ağzını kokladı, fakat şarap kokusu bulamadı. Rasulullah (sav) tekrar “sen zina mı ettin?” diye sordu. Maiz “evet” cevabını verdi. Artık emir buyurdular ve Maiz recmedildi. Onun hakkında cemaat ikiye bölündü. Kimisi “helak oldu! Onu günahı kuşattı” diyor, diğeri de “Maiz'in tövbesinden efdal tövbe olmaz! Zira o Peygamber'e (sav) gelerek elini onun eline koydu, sonra da beni taşlatarak (recmederek) öldür” dedi. Bu minval üzere iki veya üç gün durdular. Sonra onlar otururken Rasulullah (sav) gelerek selam verdi ve oturdu. Arkasından “Maiz b. Malik için istiğfar edin” buyurdu. Ashab “Allah Maiz b. Malik'e mağfiret eylesin” dediler. Rasulullah (sav) da “gerçekten öyle bir tövbe etti ki, bu tövbe bir ümmet arasında taksim edilse onlara yeterdi” buyurdu. Sonra Ezd kabilesinin Gâmid kolundan bir kadın geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, beni temizle” dedi. Hz. Peygamber (sav) “yazıklar olsun sana! Dön de Allah'tan mağfiret dile, O'na tövbe et” buyurdu. Kadın “görüyorum beni, Maiz'i çevirdiğin gibi geri çevirmek istiyorsun” dedi. Hz. Peygamber (sav) “ne oldu sana” diye sordu. Kadın “bu kadın zinadan dolayı hamile” dedi. Hz. Peygamber (sav) “sen mi” buyurdu. Kadın “evet” cevabını verdi. Hz. Peygamber (sav) ona “(git), karnındakini doğuruncaya kadar (gelme)” buyurdu. Derken kadın doğuruncaya kadar geçimini Ensar'dan bir zât üzerine aldı. Bilâhare Peygamber'e (sav) gelerek “Gâmidli kadın doğurdu” dedi. Efendimiz “onu recmedip de çocuğunu küçük olduğu halde emzirecek kimseden mahrum bırakamayız” buyurdu. Bunun üzerine Ensar'dan bir zat ayağa kalkarak “çocuğun bakımı bana ait olsun ey Allah'ın Rasulü” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kadına recim cezası uyguladı."
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî (r.anhuma) şöyle demişlerdir: Bir bedevi gelip “ey Allah'ın Rasulü, hasmımla aramızda Allah'ın Kitabı ile hüküm ver” dedi. Hasmı olan kimse de ayağa kalktı ve “doğru söyledi. Onunla aramızdaki davada Allah'ın Kitabı ile hükmet” dedi Bedevi “benim oğlum bu adamın yanında ücretle hizmetçi idi, onun karısı ile zina etti. Bana 'oğluna taşlanmak cezası düşer' dediler. Ben oğlumu bu cezadan yüz koyun ve bir de cariyeyi fidye verip kurtardım. Sonra bu meseleyi ilim sahibi olanlara sordum. Onlar bana 'oğlunun üzerine ancak yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası düşer' dediler” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "elbette aranızda Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilecek, oğluna da yüz değnek vurulacak ve bir sene de sürgün edilecektir. Sen de ey Uneys, yarın kuşluk vaktinde bu adamın karısına git, (suçunu itiraf ederse), ona taşlama cezası uygula!" buyurdu. Ertesi günü kuşluk vaktinde Uneys o kadına gitti ve (suçunu itiraf etmesi üzerine) o kadına taşlama cezası uyguladı.
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar, Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamak, hırsızlık yapmamak, zina etmemek, çocuklarını öldürmemek, elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek, iyi işi işlemekte sana karşı gelmemek hususunda sana biat etmeye geldikleri zaman, biatlarını kabul et ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şüphesiz Allah, çok bağışlayandır, çok esirgeyendir.
Bize Hasan b. Ali, ona Abdürrezzak, ona İbn Cüreyc, ona Ebu Zübeyir, ona Ebu Hureyre'nin amcaoğlu Abdurrahman b. Samit, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: "Eslem kabilesinden bir adam (Maiz b. Malik) Rasulullah'a (sav) gelip, bir kadınla haram ilişkide bulunduğuna dört kez şehadette bulundu. Her seferinde Rasulullah ondan yüz çeviriyordu. Beşinci seferde ona döndü ve “onunla ilişkiye girdin mi?” dedi. Maiz “evet” dedi. Rasulullah (sav) “Sendeki şu (âlet) ondakinde kayboluncaya kadar mı?” dedi, Adam “Evet” dedi. Hz. peygamber (sav) “Milin, sürme kabında ve kova ipinin kuyuda kaybolduğu gibi mi?” diye sordu, adam “Evet” dedi. Rasulullah (sav) “Zinanın ne olduğunu biliyor musun?” buyurdu. Adam “Evet, insanın hanımı ile helâl olarak yaptığını ben onunla haram olarak yaptım” dedi. Hz. Peygamber (sav) “Bu sözle ne demek istiyorsun?” buyurdu. Adam “Beni temizlemeni istiyorum” dedi. Bunun üzerine Rasulullah emretti ve (Maiz) recmedildi. Rasulullah (sav), ashabından birisinin diğerine “şu adama bak! Allah onu gizlemişken nefsi onu bırakmadı da köpek taşlanır gibi taşlandı” dediğini duydu. Hiç ses çıkarmadı, sonra bir müddet yürüdü ve ayağını dikmiş bir eşek leşine rastladı ve “Falan ve falan neredeler?” diye sordu. Onlar “biziz ey Allah'ın Rasulü” dediler. Hz. Peygamber (sav) “İnip şu eşeğin leşinden yiyiniz” buyurdu. Adamlar “Ey Allah'ın Nebisi! Bundan kim yiyebilir ki?” dediler. Rasulullah (sav) “Sizin az önce kardeşinizin ırzına sataşmanız, bunu yemekten daha şiddetlidir. Canım elinde olan (Allah'a) yemin ederim ki o şimdi Cennet nehirlerine dalmaktadır” buyurdu."