671 Kayıt Bulundu.
Bize Ebubekir b. Ebu Şeybe, ona Abdullah b. Numeyr; (T) Yine bize Muhammed b. Abdullah b. Numeyr -hadisin lafzını rivayette birbirlerine yakın ifadeler kullandılar- ona babası, ona Beşir b. el-Muhacir, ona Abdullah b. Bureyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) şöyle rivayet etmiştir: Maiz b. Malik el-Eslemi Rasulullah (sav)’a gelip “ey Allah’ın Rasulü, gerçekten ben kendime zulmettim, ben zina ettim, beni temizlemeni istiyorum” dedi. Rasulullah (sav) onu geri çevirdi. Ertesi gün olunca yine ona gelerek “ey Allah’ın Rasulü ben zina ettim” dedi. İkinci defa onu geri çevirdi. Rasulullah (sav), onun kavmine birisini göndererek "bunun aklında herhangi bir sorun olduğunu biliyor musunuz? Davranışlarında yadırgadığınız bir şey var mı?" diye sordurdu. Onlar “bizim bildiğimiz onun aklı itibariyle gördüğümüz kadarıyla en iyilerimizden olduğudur” dediler. Maiz üçüncü defa geldi. Rasulullah(sav) yine kavmine birisini göndererek durumunu sordurdu. Ona durumunda da aklında da sakıncalı bir durum olmadığını haber verdiler. Dördüncü defa tekrarlanınca ona bir çukur kazdırdı, sonra verdiği emir üzerine recm edildi. Ravi der ki: Gamidli kadın da geldi ve “ey Allah’ın Rasulü (sav), ben zina ettim, beni temizle” dedi. Rasulullah (sav) onu geri çevirdi. Ertesi gün kadın gelip “ ey Allah’ın Rasulü, beni neden geri çeviriyorsun ki, galiba sen Maiz’i geri çevirdiğin gibi beni de geri çevirmek istiyorsun, vallahi ben hamileyim” dedi. Rasulullah (sav): "madem öyle diyorsun o halde doğumunu yapıncaya kadar git" buyurdu. Kadın doğumunu yaptıktan sonra, beze sarılmış bir halde bebeği ile beraber yanına geldi ve “işte onu doğurdum” dedi. Rasulullah (sav) "git sütten kesinceye kadar ona süt emzir" buyurdu. Onu sütten kesince, çocuğu elinde bir parça ekmek olduğu halde getirdi ve “ey Allah’ın Rasulü, işte ben bunu sütten kestim, artık yemek yemeye de başladı” dedi. Rasulullah (sav) küçük çocuğu Müslümanlardan bir adama teslim etti, sonra emir verdi, kadın göğsüne varacak kadar bir çukur kazıldı ve insanlar onu taşladılar. Bu sırada Halid b. Velid elinde bir taş ile gelip, o taşı başına attı. Kan, Halid’in yüzüne doğru sıçrayınca ona ağır sözler söyledi. Allah Rasulü (sav) Halid’in o kadın hakkında ağır sözler söylediğini işitince "yavaş ol ey Halid, nefsim elinde olana yemin olsun, o öyle bir tövbe etti ki; eğer insanların malını haksız yere yiyen bir tahsildar böyle bir tövbe etse, onun dahi günahı mağfiret olunur" buyurdu. Sonra verdiği emir üzerine cenaze namazı kılındı ve defnedildi.
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona Abbad b. Avvam, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: Mâiz b. Mâlik Peygamber'in (sav) yanına gelerek “ben şüphesiz zina ettim” dedi. Rasulullah (sav) ondan yüz çevirdi. Sonra Mâiz yine “şüphesiz ben zina ettim” dedi. Rasulullah (sav) yine ondan yüz çevirdi. Mâiz tekrar “ben şüphesiz zina ettim” dedi. Rasulullah (sav) yine ondan yüz çevirdi. yine “ben zina ettim” dedi. Peygamber (sav) yine ondan yüz çevirdi. Nihayet Mâiz dört defa ikrar edince Rasulullah (sav) onun recmedilmesini emretti. Mâiz taşlanırken kaçmaya çalıştı. Elinde bir deve çene kemiği bulunan bir adam ona yetişip vurdu ve yere yığdı. Taşların kendisine verdiği ıstıraba dayanamayıp kaçışı sonradan Hz. Peygamber'e (sav) anlatılınca "onu bıraksaydınız keşke" buyurdu.
Açıklama: Elbani bu hadisin hasen sahih olduğunu ifade etmiştir.
Bize Esbağ, ona İbn Vehb, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) mescitte iken Eslem kabilesinden bir adam geldi ve kendisinin zina etmiş olduğunu söyledi. Peygamber (sav) ondan yüz çevirdi. Bu sefer o adam, Peygamber'in yüzünü döndürdüğü tarafa geçti ve kendi aleyhine dört kere itirafta bulundu. Peygamber (sav) onu çağırıp "sende delilik var mı? Sen hiç evlilik yaptın mı?" diye sordu. Adam “(ben de delilik yok) ve ben evlilik yaptım” dedi. Bunun üzerine Peygamber, (sav) onun musalla mevkiinde recmedilmesini emretti. Taşlar ona değip ıstırap verince kaçtı, ama Harre'de yakalanıp öldürüldü.
Bize Muhammed b. Mukâtil, ona Abdullah, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Cabir b. Abdullah el-Ensârî şöyle rivayet etmiştir: Eslem kabilesinden bir adam, Rasulullah'a (sav) gelip, zina ettiğini söyledi ve kendisi aleyhine dört defa itirafta bulundu. Bunun üzerine Rasulullah emretti, adam recmedildi. Bu adam başından evlilik geçmiş biriydi.
İbn Şihâb der ki: Bana Urve b. Zübeyir'in bildirdiğine göre Ömer b. Hattâb da sürgün cezasını uygulamış, sonra da bu, sünnet olarak (uygulanmaya) devam etmiştir.
Leys der ki: Bana Nâfi, ona da Ebu Ubeyd'in kızı Safiye şöyle haber vermiştir: Tasarruf hakkı Halîfe Ömer'de olan bir köle, beşte bir ganimet payından olan bir cariye ile, cariyenin rızası dışında cinsel ilişkiye girmiş ve onun bekâretini bozmuştu. Bunun üzerine Ömer o erkek köleye, zina etme cezası olarak sopa vurdu ve onu altı ay sürgün etti, ama rızası dışında olduğu için cariyeye sopa cezası uygulamadı. Zuhrî, bakire bir cariyenin bekaretini bozan hür bir erkek hakkında şöyle der: Hakim, bu bakire cariyenin, bekâret değerini hesaplayıp bu bedeli erkekten tahsil eder ve o erkeğe had cezası olarak sopa atılır. Fıkıh imamlarının görüşüne göre, dul cariye ilgili bir değer tespiti ve ödemesi yoktur. Sadece erkeğe had cezası uygulanır.
Bize İbrahim b. Münzir, ona Ebu Damre, ona Musa b. Ukbe, ona Nâfi, ona da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: Yahudiler, içlerinden zina etmiş bir erkek ile bir kadını Hz. Peygamber'e (sav) getirdiler. Peygamber (sav) onlara "Siz içinizden zina edenlere nasıl ceza uyguluyorsunuz?" diye sordu. Yahudiler “biz zina eden erkek ve kadının yüzlerine kömür sürüp karartır ve onları döveriz” dediler. Hz. Peygamber (sav) "Siz Tevrat'ta recmi bulmuyor musunuz?" dedi. Yahudiler “biz Tevrat'ta böyle bir şey bulmuyoruz” dediler. Bunun üzerine Abdullah b. Selâm onlara “yalan söylüyorsunuz, "Doğru sözlü iseniz Tevrat'ı getirip okuyun" (Ali İmran, 93)” dedi. Onlardan, Tevrat'ı okutan âlimleri elini recim ayeti üzerine koyarak ve recim ayetini okumadan, önceki ve sonraki ayetleri okumağa başladı. Abdullah b. Selâm onun elini recim ayetinin üstünden çekti ve “bu nedir?” dedi. Yahudiler bu ayeti görünce “işte bu, recim ayetidir” dediler. Peygamber (sav) emretti, zina edenler, mescidin yanında, cenazelerin konduğu yerin yakınında, recmedildiler. Ben o zina eden erkeği, kadını taşlardan korumak için, kadının üzerine kapanmış halde iken gördüm.
Bize Yahya b. Hammâd, ona Ebân b. Yezîd, ona Katâde, ona Hâlid b. Urfuta, ona da Habîb b. Sâlim şöyle rivayet etti: Bir delikanlıya "Kurkûr (Uzun Gemi)" lakabı verilmişti. İşte bu (delikanlı bir gün) karısının cariyesi ile cima yapmıştı ve o (delikanlı) (Kufe valisi) Nu'mân b. Beşir'in huzuruna çıkarılmıştı. (Nu'mân b. Beşir) şöyle demişti: "Andolsun ki, onun (delikanlı) hakkında sadra şifa bir hüküm vereceğim. Eğer (karısı, cariyesini) ona helâl kılmışsa, ona yüz sopa vururum; şayet helâl kılmadıysa bu durumda onu recmederim!" Bunun üzerine (delikanlının karısına) "Kocan (cariyenle cima hususunda izinli midir?)" diye sorulmuş, o da "Ben onu (cariyeyi) ona (kocaya) helâl kılmıştım!" dedi. (Nu'mân b. Beşir) de ona (delikanlıya) yüz sopa vurdu. Yahya dedi ki "Bu (hadis), Hz. Peygamber'e (sav) nisbet edilir."
Bize Adem, ona İbn Ebu Zi'b, ona Zührî, ona Übeydullah b. Abdullah, ona da Ebu Hureyre ve Zeyd b. Hâlid el-Cuhenî (r.anhuma) şöyle demişlerdir: Bir bedevi gelip “ey Allah'ın Rasulü, hasmımla aramızda Allah'ın Kitabı ile hüküm ver” dedi. Hasmı olan kimse de ayağa kalktı ve “doğru söyledi. Onunla aramızdaki davada Allah'ın Kitabı ile hükmet” dedi Bedevi “benim oğlum bu adamın yanında ücretle hizmetçi idi, onun karısı ile zina etti. Bana 'oğluna taşlanmak cezası düşer' dediler. Ben oğlumu bu cezadan yüz koyun ve bir de cariyeyi fidye verip kurtardım. Sonra bu meseleyi ilim sahibi olanlara sordum. Onlar bana 'oğlunun üzerine ancak yüz değnek ve bir yıl sürgün cezası düşer' dediler” dedi. Bunun üzerine Peygamber (sav) "elbette aranızda Allah'ın Kitabı ile hükmedeceğim. Cariye ile koyunlar sana geri verilecek, oğluna da yüz değnek vurulacak ve bir sene de sürgün edilecektir. Sen de ey Uneys, yarın kuşluk vaktinde bu adamın karısına git, (suçunu itiraf ederse), ona taşlama cezası uygula!" buyurdu. Ertesi günü kuşluk vaktinde Uneys o kadına gitti ve (suçunu itiraf etmesi üzerine) o kadına taşlama cezası uyguladı.