81 Kayıt Bulundu.
Bize Haccâc, ona Leys b. Sa'd, ona Ukayl b. Hâlid, ona İbn Şihâb, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Ka'b b. Mâlik, ona da Abdullah b. Ka'b b. Mâlik'in haber verdiğine göre Ka'b b. Malik ama olduğunda, oğulları arasında onun hizmetini gören Abdullah b. Ka'b b. Mâlik şöyle demiştir: Ben Ka'b b. Mâlik’i dinledim, Tebük Gazvesi’nden geri kaldığı zamanla ilgili kıssasını anlatırken şöyle demiştir: "Tebük seferine kadar, ben, Bedir gazası dışında, Rasulullah’ın (sav) katıldığı hiçbir gazveden geri kalmadım. Bedir’e katılmayanlardan hiç kimseyi Rasulullah (sav) kınamamıştır. Çünkü Bedir için yola çıktığında asıl hedefi, içinde Ebu Süfyân ve bir gurup Kureyşlinin bulunduğu Kureyş'in kervanıydı... Ka'b der ki: Sonra (Rasulullah (sav) bana) 'Gel' dedi. Ben de yürüyüp geldim ve huzurunda oturdum. Bana 'Seni geri bırakan ne oldu? Sen (sefer için) binek hazırlamamış mıydın?' diye sordu. Ben de 'Evet, ey Allah’ın Rasulü, hazırlamıştım. Vallahi eğer Senin dışında ehli dünyadan birinin yanında olsaydım, onun gazabından bir özür ile kurtulabileceğimi düşünürdüm. Çünkü ben tartışmada kuvvetli bir kimseyim. Fakat (doğruyu söylemekten başka çarem yoktur)' dedim... Ka'b hadisi anlattı ve anlattıkları arasında şunlar da vardı: 'Ben, Allah’ın beni affetmesini umar dururdum.' Ka'b der ki: Ben de eşime 'Allah bu iş hakkında hükmünü verinceye kadar sen ailene dön, onların yanında kal' dedim. Sonra bir gün (Medine’de) Sel dağına çıkmış birinin yüksek sesle 'Ey Ka‘b b. Mâlik, müjdeler olsun!' diye bağırdığını işittim. Bunun üzerine hemen secdeye kapandım. O anda anladım ki bir kurtuluş müjdesi gelmiştir. Gerçekten de Rasulullah (sav) sabah namazını kıldığında, bizim tövbemizin kabul edildiğini halka ilan etti... Ka'b Hadisi aktardı ve şunu da söyledi: Kendi kendime 'Acaba (Rasulullah (sav) benim) selamımı alırken dudaklarını oynattı mı?' derdim."
Açıklama: Hadisin tam metni için HM015882 numaralı rivayete bakınız.