186 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Küreyb, ona Ebu Üsame, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Abdullah b. Zübeyir 'Hendek (harbi) günü gelince ben ve Ömer b. Ebu Seleme kadınların yani Peygamber'in (sav) kadınlarının bulunduğu kalada idik' diyerek hadisi İbn Müshir'in bu isnadla rivayet ettiği hadisi ile aynı mananda nakletmiş ve hadiste Abdullah b. Urve'yi zikretmeyerek, kıssayı Hişam'ın babasından, onun da İbn Zübeyr'den naklettiği hadise eklemiştir.
Açıklama: Hadisin tam metni için M006245 numaralı rivayete bakınız.
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esmâ ed-Dubaî, ona Cüveyriye b. Esmâ, ona Nafi, ona da Abdullah (b. Ömer) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Hendek Savaşı dönüşü 'Hiç kimse ikindi namazını, Kurayza oğulları yurduna ulaşmadan kılmasın' buyurdu. İnsanların bazısı vaktin çıkmasından endişe edip Kurayza oğulları yurduna gelmeden namaz kıldılar. Diğerleri de 'vaktini kaçırsak da sadece Rasulullah'ın (sav) emrettiği yerde namaz kılacağız' dediler. Hz. Peygamber (sav) iki gruptan hiç birini kınamadı."
Bize Muhammed Müsennâ ve İbn Beşşâr, o ikisine Muhammed b. Cafer, ona Şu'be, ona Katâde, ona da Enes b. Malik'in naklettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle derdi: "Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. Şu'be Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu da aktarmıştır: Allah'ım! Hayat ancak ahiret hayatıdır. O halde, ensar ve muhacire (cennet nimetlerini) ikram eyle."
Bize Yahya b. Yahya ve Şeyban b. Ferruh, onlara Abdulvâris, ona Ebu Teyyah’ın anlattığına göre Enes b. Malik şöyle demiştir: "Ashab, Rasulullah (sav) yanlarında iken kaside okuyor, şöyle diyorlardı: Ey Allah'ım! Ahiret hayrından başka hayır yoktur. O halde Sen Ensar ve Muhacir'e yardım eyle." [Şeyban rivayetinde 'yardım eyle' lafzı yerine 'mağfiret eyle' ifadesi yer almaktadır.]
Bize İsmail b. Halil ile Süveyd b. Said, onlara Ali b. Müshir, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyir), ona da Abdullah b. Zübeyir şöyle demiştir: "Hendek günü ben ve Ömer b. Ebu Seleme kadınlarla birlikte Hassan'ın kalesindeydik. (Kaledeki yüksek pencereden dışarıyı görmek için) bazen o (Ömer) eğilirdi de ben bakardım, bazen de ben eğilirdim, o bakardı. Babamı atı üzerinde silâhını kuşanmış bir şekilde Kurayza oğullarına doğru geçip giderken tanırdım. [Ravi der ki: Bana Abdullah b. Urve bu hadisi Abdullah b. Zübeyir'den aklen haber verdi ve şöyle dedi:] Bunu babama anlattım bana 'beni gördün mü oğulcuğum?' dedi. 'Evet' cevabını verdim. Bana 'Vallahi o gün Rasulullah (sav) benim için anne ve babasını bir arada anarak 'babam ve annem sana feda olsun' buyurdu' dedi."
Bize ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Abdullah, ona Hişam b. Urve, ona babası, Abdullah b. Zübeyir şöyle söylemiştir: "Ben ve Ömer b. Ebu Seleme çocuk olduğumuz için hendek gazvesi günü kadınların yanında bırakıldık. Bir de baktım ki, babam Zübeyir atının üstünde iki veya üç kez Beni Kurayza kabilesine gidip geliyor. Eve döndüğümde 'Ey babacığım! Ben seni Kurayza oğulları yurduna gidip gelirken gördüm' dedim. Babam, 'Sen beni öyle mi gördün yavrucuğum' dedi. Ben de 'evet' dedim. Bunun üzerine babam şöyle söyledi: Rasulullah (sav) 'Kurayza oğullarına kim gider de onların haberlerini bana getirir?' dedi. Ben de hemen gittim. Döndüğümde Hz. Peygamber (sav) anne-babasını birlikte zikrederek 'Zübeyir! Anam-babam sana feda olsun' buyurdu."