186 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Muhammed b. Ala el-Hemdânî, o ikisine İbn Nümeyr, ona İbn Ala, ona Hişam, ona da babası (Urve b. Zübeyr) Hz. Aişe'den şu rivayette bulunmuştur: Sa'd Hendek günü Kureyş'ten İbnü'l-Arika denilen bir adamın attığı okla kolundaki atar damarından (sefalik damar) yaralanmıştı. Bunun üzerine Rasulullah (sav) mescidde onu yakından takip etmek için bir çadır kurdurdu. Hz. Peygamber, Hendek Savaşından döndüğünde silahını bırakıp gusül abdesti alınca Cebrail başındaki tozları silkeleyerek Hz. Peygamber'in yanına gelip şöyle dedi: Sen silahı bıraktın ama vallahi biz bırakmadık! Onların karşısına çık! Hz. Peygamber; "nereye" diye sorunca da Cebrail, Kureyza oğullarını işaret etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) Kureyza oğullarıyla savaştı. Savaşın sonunda Kureyzalılar Allah Rasulü’nün hükmüne teslim oldular. Hz. Peygamber de onlar hakkındaki hükmü vermek üzere Sa'd'ı görevlendirdi. Sa'd; ben onlardan eli silah tutanların öldürülmesine, çocuk ve kadınlarının esir edilmesine ve mallarının taksimine hükmediyorum dedi.
Açıklama: Hz. Peygamber’in hüküm vermek için Sa’dı seçmesinde Benî Kurayza kabilesinin muhasaranın ardından İslâm’dan önceki dönemde müttefikleri olan Sa'd b. Muâz’ın kendileri hakkında vereceği hükme razı olacaklarını beyan etmeleri de etkili olmuştur. Sa‘d ise Benî Kurayza’dan ve Hz. Peygamber’den söz aldıktan sonra kararını açıklamıştır. Sa’dın verdiği bu kararın Tevrat’a uygun olduğu (Tesniye, XX/10-15), Kur’an’da da Allah ve Resulüne savaş açan ve yeryüzünde bozgunculuk yapanlara verilecek cezalar arasında böyle bir hükmün bulunduğu (el-Mâide 5/33-34) görülmektedir. (konuyla ilgili bazı açıklamalar için bkz. TDV İslam Ansiklopedisi, KURAYZA (Benî Kurayza) md. )
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: دَعُوا الْحَبَشَةَ مَا وَدَعُوكُمْ، وَاتْرُكُوا التُّرْكَ مَا تَرَكُوكُمْ
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Yahya b. Adem, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona da Süleyman b. Surad şöyle demiştir: Hendek Savaşında Müşrik orduları dağıtıldığı zaman Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyuruyordu: "Artık şimdiden sonra biz müşriklere karşı gidip harp edeceğiz, ama onlar bize harp edemeyecek. Biz onların üzerine yürüyeceğiz."
Bize MekkÎ b. İbrahim, ona Hişâm, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Cabir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: Ömer b. Hattâb (ra) Hendek günü güneş battıktan sonra geldi ve “ey Allah'ın Rasulü, neredeyse, ikindi namazını kılamadan güneş batacaktı” diyerek Kureyş kafirlerine sövmeye başladı. Peygamber (sav) "vallahi ben de kılamadım" buyurdu. Sonra Peygamber (sav) ile birlikte Bathân'a varıp konakladık. Peygamber (sav) namaz için abdest aldı, biz de namaz için abdest aldık. Ardından Peygamber (sav) güneş battıktan sonra önce ikindi namazını, ardından akşam namazını kıldırdı.