Öneri Formu
Hadis Id, No:
30915, B003950
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ عُثْمَانَ حَدَّثَنَا شُرَيْحُ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ يُوسُفَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ قَالَ حَدَّثَنِى عَمْرُو بْنُ مَيْمُونٍ أَنَّهُ سَمِعَ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - حَدَّثَ عَنْ سَعْدِ بْنِ مُعَاذٍ أَنَّهُ قَالَ كَانَ صَدِيقًا لأُمَيَّةَ بْنِ خَلَفٍ ، وَكَانَ أُمَيَّةُ إِذَا مَرَّ بِالْمَدِينَةِ نَزَلَ عَلَى سَعْدٍ ، وَكَانَ سَعْدٌ إِذَا مَرَّ بِمَكَّةَ نَزَلَ عَلَى أُمَيَّةَ ، فَلَمَّا قَدِمَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمَدِينَةَ انْطَلَقَ سَعْدٌ مُعْتَمِرًا ، فَنَزَلَ عَلَى أُمَيَّةَ بِمَكَّةَ ، فَقَالَ لأُمَيَّةَ انْظُرْ لِى سَاعَةَ خَلْوَةٍ لَعَلِّى أَنْ أَطُوفَ بِالْبَيْتِ . فَخَرَجَ بِهِ قَرِيبًا مِنْ نِصْفِ النَّهَارِ فَلَقِيَهُمَا أَبُو جَهْلٍ فَقَالَ يَا أَبَا صَفْوَانَ ، مَنْ هَذَا مَعَكَ فَقَالَ هَذَا سَعْدٌ . فَقَالَ لَهُ أَبُو جَهْلٍ أَلاَ أَرَاكَ تَطُوفُ بِمَكَّةَ آمِنًا ، وَقَدْ أَوَيْتُمُ الصُّبَاةَ ، وَزَعَمْتُمْ أَنَّكُمْ تَنْصُرُونَهُمْ وَتُعِينُونَهُمْ ، أَمَا وَاللَّهِ لَوْلاَ أَنَّكَ مَعَ أَبِى صَفْوَانَ مَا رَجَعْتَ إِلَى أَهْلِكَ سَالِمًا . فَقَالَ لَهُ سَعْدٌ وَرَفَعَ صَوْتَهُ عَلَيْهِ أَمَا وَاللَّهِ لَئِنْ مَنَعْتَنِى هَذَا لأَمْنَعَنَّكَ مَا هُوَ أَشَدُّ عَلَيْكَ مِنْهُ طَرِيقَكَ عَلَى الْمَدِينَةِ . فَقَالَ لَهُ أُمَيَّةُ لاَ تَرْفَعْ صَوْتَكَ يَا سَعْدُ عَلَى أَبِى الْحَكَمِ سَيِّدِ أَهْلِ الْوَادِى . فَقَالَ سَعْدٌ دَعْنَا عَنْكَ يَا أُمَيَّةُ ، فَوَاللَّهِ لَقَدْ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ إِنَّهُمْ قَاتِلُوكَ . قَالَ بِمَكَّةَ قَالَ لاَ أَدْرِى . فَفَزِعَ لِذَلِكَ أُمَيَّةُ فَزَعًا شَدِيدًا ، فَلَمَّا رَجَعَ أُمَيَّةُ إِلَى أَهْلِهِ قَالَ يَا أُمَّ صَفْوَانَ ، أَلَمْ تَرَىْ مَا قَالَ لِى سَعْدٌ قَالَتْ وَمَا قَالَ لَكَ قَالَ زَعَمَ أَنَّ مُحَمَّدًا أَخْبَرَهُمْ أَنَّهُمْ قَاتِلِىَّ ، فَقُلْتُ لَهُ بِمَكَّةَ قَالَ لاَ أَدْرِى . فَقَالَ أُمَيَّةُ وَاللَّهِ لاَ أَخْرُجُ مِنْ مَكَّةَ ، فَلَمَّا كَانَ يَوْمَ بَدْرٍ اسْتَنْفَرَ أَبُو جَهْلٍ النَّاسَ قَالَ أَدْرِكُوا عِيرَكُمْ . فَكَرِهَ أُمَيَّةُ أَنْ يَخْرُجَ ، فَأَتَاهُ أَبُو جَهْلٍ فَقَالَ يَا أَبَا صَفْوَانَ ، إِنَّكَ مَتَى مَا يَرَاكَ النَّاسُ قَدْ تَخَلَّفْتَ وَأَنْتَ سَيِّدُ أَهْلِ الْوَادِى تَخَلَّفُوا مَعَكَ ، فَلَمْ يَزَلْ بِهِ أَبُو جَهْلٍ حَتَّى قَالَ أَمَّا إِذْ غَلَبْتَنِى ، فَوَاللَّهِ لأَشْتَرِيَنَّ أَجْوَدَ بَعِيرٍ بِمَكَّةَ ثُمَّ قَالَ أُمَيَّةُ يَا أُمَّ صَفْوَانَ جَهِّزِينِى . فَقَالَتْ لَهُ يَا أَبَا صَفْوَانَ وَقَدْ نَسِيتَ مَا قَالَ لَكَ أَخُوكَ الْيَثْرِبِىُّ قَالَ لاَ ، مَا أُرِيدُ أَنْ أَجُوزَ مَعَهُمْ إِلاَّ قَرِيبًا . فَلَمَّا خَرَجَ أُمَيَّةُ أَخَذَ لاَ يَنْزِلُ مَنْزِلاً إِلاَّ عَقَلَ بَعِيرَهُ ، فَلَمْ يَزَلْ بِذَلِكَ حَتَّى قَتَلَهُ اللَّهُ عَزَّ وَجَلَّ بِبَدْرٍ .
Tercemesi:
Bana Ahmed b. Osman, ona Şureyh b. Mesleme, ona İbrahim b. Yusuf, ona babası, ona Ebu İshak’ın şöyle dediğini rivayet etti: Bana Amr b. Meymun’un rivayet ettiğine göre o, Abdullah b. Mesud’u (rav) Sa’d b. Muâz’dan rivayet ettiğne göre kendisi Umeyye b. Halef ile arkadaştı. Umeyyen‘nin yolu Medine’ye düştükçe Sa’d’ın yanında konaklardı. Sa’d da Mekke’ye uğrayacak olursa Umeyye’ye misafir olurdu. Rasulullah (sav) Medine’ye gelince Sa’d umre yapmak üzere (Mekke’ye) gitti ve Mekke’de Umeyye’nin misafiri oldu. Umeyye’ye: (Kâbe’nin etrafının) tenha olacağı bir vakit tespit et de belki Kâbe’yi tavaf edebilirim, dedi. Günün ortasına yakın bir vakit onunla dışarı çıktı. Ebu Cehil ile karşılaştılar. (Umeyye’ye) hitaben: Ey Ebu Safvan, beraberindeki bu kişi kimdir? dedi. Umeyye: Bu Sa’d’dır dedi. Ebu Cehil ona: Sizler, o dinlerinden dönenleri barındırmış iken, senin de Mekke’de güven içinde tavaf ettiğini görüyorum. Üstelik sizler onlara yardım ettiğinizi, onları desteklediğinizi de söylüyorsunuz. Allah’a yemin olsun, eğer sen Ebu Safvan ile birlikte olmasaydın, esen olarak ailenin yanına dönemezdin, dedi. Bu sefer Sa’d ona karşı sesini yükselterek dedi ki: Vallahi, eğer sen benim yapmak istediğim bu işimi engelleyecek olursan, ben de senin için bundan daha ağır olan bir işte, senin (ticaret maksadıyla Şam’a gideceğin vakit) Medine yolu üzerindeki yolu takip etmene engel olurum, dedi. Bu sefer Umeyye ona: Ey Sa’d, sen bu vadinin efendisi Ebu’l-Hakem’e sesini yükseltme, dedi. Sa’d: Ey Umeyye, sen bunu bir kenara bırak, vallahi, ben Rasulullah’ı (sav) onların seni öldüreceklerini buyururken dinledim, dedi. Umeyye: Mekke’de mi? dedi. Sa’d: Bilemiyorum, dedi. Bundan ötürü Umeyye aşırı bir şekilde korktu. Umeyye hanımının yanına dönünce: Ey Ümm Safvan, Sa’d’ın bana neler söylediğini gördün mü, dedi. Hanımı: Sana ne dedi ki, diye sordu. O: Muhammed’in ashabına onların beni öldüreceklerini haber verdiğini iddia etti. Ben ona Mekke’de mi? diye sordum. O, bilmiyorum dedi. Bunun üzerine Umeyye: Vallahi, ben de Mekke’nin dışına çıkmayacağım, dedi. Bedir günü gelince Ebu Cehil insanların savaşa çıkmalarını isteyerek kervanınızı yetişip kurtarın, dedi. Umeyye dışarı çıkmak istemedi. Bunun için Ebu Cehil yanına geldi ve: Ey Ebu Safvan, sen bu vadi halkının efendisi olduğun halde insanlar senin savaştan geri kaldığını görecek olurlarsa onlar da seninle birlikte geri kalırlar, dedi. Ebu Cehil ona ısrarını sürdürdü. Sonunda Umeyye: Sen bu hususta bana baskın geldiğine göre, vallahi, ben de Mekke’deki en asil deveyi satın alacağım, dedi. Sonra Umeyye: Ey Safvan’ın annesi, benim için gerekli hazırlıkları yap, dedi. Hanımı ona: Ey Ebu Safvan, sen Yesribli kardeşinin sana söylediklerini unuttun mu deyince, Umeyye: Hayır, ama ben onlarla beraber uzağa değil ancak yakın bir yere kadar gitmek istiyorum, dedi. Umeyye savaşa çıkınca, her nerede konaklarsa, mutlaka devesini de (yakın bir yerde) bağlardı. O aynı şeyi, sonunda aziz ve celil Allah, Bedir’de onun canını alıncaya kadar devam ettirdi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 2, 2/41
Senetler:
1. Ebu Amr Sa'd b. Muaz (Sa'd b. Muaz b. Numan b. İmruülkays b. Zeyd)
2. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
3. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
4. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
5. Yusuf b. İshak es-Sebi'i (Yusuf b. İshak b. Ebu İshak)
6. İbn Ebu İshak İbrahim b. Yusuf es-Sebi'î (İbrahim b. Yusuf b. İshak b. Amr b. Abdullah)
7. Şurayh b. Mesleme et-Tenûhî (Şurayh b. Mesleme)
8. Ahmed b. Osman el-Evdi (Ahmed b. Osman b. Hakim b. Zübyan)
Konular:
Bilgi, gaybdan haber verme
Kabilecilik, sahabe arasında
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Tarihsel şahsiyetler, Ebu Cehil ve karısı
Tarihsel Şahsiyetler, Ümeyye b. Halef
Bize Ahmed b. İshâk, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Sa'd b. Muâz umre yapmak için Mekke'ye gitmişti ve Ebu Safvân Ümeyye b. Halef'in evinde konuk oldu. Ümeyye de Şam'a giderken Medine'ye uğradı, O da Sa'd'ın evinde kaldı [Yani ikisinin arasında bir dostluk vardı]. Ümeyye, Sa'd'a "Gün yarılandığında ve insanlar kuşluk uykusuna dalıncaya kadar bekle, daha sonr git Kabe'yi tavaf et!" dedi. Ben de o saatte gidip tavaf ettim. [Ümeyye ve] Sa'd, Kabe'yi tavaf ederken Ebu Cehil "Kabe'yi tavaf eden bu kişi de kim?" diye sordu. Sa'd, "Ben Sa'd!" diye cevap verdi. Ebu Cehil, "Ey Sa'd, sen Ka'be'yi emniyetle tavaf ediyorsun. Hâlbuki siz (Medîneliler) Muhammed ile ashâbına yardım ediyorsunuz!" Sa'd da "Evet öyledir!" diye cevap verip çekişmeye başladılar. Bunun üzerinde Ümeyye, Sa'd!a "Ebu'l-Hakem'e [yani Ebu Cehil'e] sesini yükseltme. Çünkü o, Mekke vadisinin reisidir" dedi. Sa'd, Ebu Cehil'e dönerek "Vallahi, benim Kabe'yi tavaf etmemi engellersen ben de senin [Medine'deki] Şam ticaret yolunu keserim!" dedi. Ümeyye, Sa'd'ı tutup "Sesini yükseltme" dedi. Sa'd ona kızdı ve "Yeter, bırak beni. Hz. Muhammed'in (sav) söylediğine göre bu adam (yani Ebu Cehil) seni öldürecek" dedi. Ümeyye "Beni mi öldürecek?" diye sordu. Sa'd "Evet!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Ümeyye, "Muhammed (sav), konuştuğu zaman asla yalan söylemez" dedi ve [korku-endişe içinde] eşinin yanına dönüp "Medineli kardeşimin bana ne dediğini biliyor musun?" diye sordu. Karısı ne dediğini sorunca, "Muhammed'in söylediğine göre Ebu'l-Hakem (Ebu Cehil) beni öldürecekmiş" diye cevap verdi. Kadın "Vallahi, Muhammed (sav) asla yalan söylemez!" dedi. [Bir müddet sonra Bedir günü gelince] Bir tellal gelip seslenip Bedir'e çıktıkları vakit Ümeyye'nin karısı geldi ve "Yesribli kardeşinin [Sa'd'ın] sana söylediğini hatırlıyor musun?" diye sordu. [Sa'd'ın daha öce söylediklerini hatırlayan] Ümeyye, Kureyş ile Bedir'e çıkmak istemedi. Ebu Cehil, ona "Sen Mekke’nin eşrafındansın. En azından sefere katılıp bir iki gün yürü" dedi. O da onlarla gitti ve neticede Allah onu öldürdü.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
34369, B003632
Hadis:
حَدَّثَنِى أَحْمَدُ بْنُ إِسْحَاقَ حَدَّثَنَا عُبَيْدُ اللَّهِ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا إِسْرَائِيلُ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ عَنْ عَمْرِو بْنِ مَيْمُونٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ - رضى الله عنه - قَالَ انْطَلَقَ سَعْدُ بْنُ مُعَاذٍ مُعْتَمِرًا - قَالَ - فَنَزَلَ عَلَى أُمَيَّةَ بْنِ خَلَفٍ أَبِى صَفْوَانَ ، وَكَانَ أُمَيَّةُ إِذَا انْطَلَقَ إِلَى الشَّأْمِ فَمَرَّ بِالْمَدِينَةِ نَزَلَ عَلَى سَعْدٍ ، فَقَالَ أُمَيَّةُ لِسَعْدٍ انْتَظِرْ حَتَّى إِذَا انْتَصَفَ النَّهَارُ ، وَغَفَلَ النَّاسُ انْطَلَقْتُ فَطُفْتُ ، فَبَيْنَا سَعْدٌ يَطُوفُ إِذَا أَبُو جَهْلٍ فَقَالَ مَنْ هَذَا الَّذِى يَطُوفُ بِالْكَعْبَةِ فَقَالَ سَعْدٌ أَنَا سَعْدٌ . فَقَالَ أَبُو جَهْلٍ تَطُوفُ بِالْكَعْبَةِ آمِنًا ، وَقَدْ آوَيْتُمْ مُحَمَّدًا وَأَصْحَابَهُ فَقَالَ نَعَمْ . فَتَلاَحَيَا بَيْنَهُمَا . فَقَالَ أُمَيَّةُ لِسَعْدٍ لاَ تَرْفَعْ صَوْتَكَ عَلَى أَبِى الْحَكَمِ ، فَإِنَّهُ سَيِّدُ أَهْلِ الْوَادِى . ثُمَّ قَالَ سَعْدٌ وَاللَّهِ لَئِنْ مَنَعْتَنِى أَنْ أَطُوفَ بِالْبَيْتِ لأَقْطَعَنَّ مَتْجَرَكَ بِالشَّأْمِ . قَالَ فَجَعَلَ أُمَيَّةُ يَقُولُ لِسَعْدٍ لاَ تَرْفَعْ صَوْتَكَ . وَجَعَلَ يُمْسِكُهُ ، فَغَضِبَ سَعْدٌ فَقَالَ دَعْنَا عَنْكَ ، فَإِنِّى سَمِعْتُ مُحَمَّدًا صلى الله عليه وسلم يَزْعُمُ أَنَّهُ قَاتِلُكَ . قَالَ إِيَّاىَ قَالَ نَعَمْ . قَالَ وَاللَّهِ مَا يَكْذِبُ مُحَمَّدٌ إِذَا حَدَّثَ . فَرَجَعَ إِلَى امْرَأَتِهِ ، فَقَالَ أَمَا تَعْلَمِينَ مَا قَالَ لِى أَخِى الْيَثْرِبِىُّ قَالَتْ وَمَا قَالَ قَالَ زَعَمَ أَنَّهُ سَمِعَ مُحَمَّدًا يَزْعُمُ أَنَّهُ قَاتِلِى . قَالَتْ فَوَاللَّهِ مَا يَكْذِبُ مُحَمَّدٌ . قَالَ فَلَمَّا خَرَجُوا إِلَى بَدْرٍ ، وَجَاءَ الصَّرِيخُ قَالَتْ لَهُ امْرَأَتُهُ أَمَا ذَكَرْتَ مَا قَالَ لَكَ أَخُوكَ الْيَثْرِبِىُّ قَالَ فَأَرَادَ أَنْ لاَ يَخْرُجَ ، فَقَالَ لَهُ أَبُو جَهْلٍ إِنَّكَ مِنْ أَشْرَافِ الْوَادِى ، فَسِرْ يَوْمًا أَوْ يَوْمَيْنِ ، فَسَارَ مَعَهُمْ فَقَتَلَهُ اللَّهُ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. İshâk, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Amr b. Meymûn, ona Abdullah b. Mesûd (ra) şöyle rivayet etmiştir:
Sa'd b. Muâz umre yapmak için Mekke'ye gitmişti ve Ebu Safvân Ümeyye b. Halef'in evinde konuk oldu. Ümeyye de Şam'a giderken Medine'ye uğradı, O da Sa'd'ın evinde kaldı [Yani ikisinin arasında bir dostluk vardı]. Ümeyye, Sa'd'a "Gün yarılandığında ve insanlar kuşluk uykusuna dalıncaya kadar bekle, daha sonr git Kabe'yi tavaf et!" dedi. Ben de o saatte gidip tavaf ettim. [Ümeyye ve] Sa'd, Kabe'yi tavaf ederken Ebu Cehil "Kabe'yi tavaf eden bu kişi de kim?" diye sordu. Sa'd, "Ben Sa'd!" diye cevap verdi. Ebu Cehil, "Ey Sa'd, sen Ka'be'yi emniyetle tavaf ediyorsun. Hâlbuki siz (Medîneliler) Muhammed ile ashâbına yardım ediyorsunuz!" Sa'd da "Evet öyledir!" diye cevap verip çekişmeye başladılar. Bunun üzerinde Ümeyye, Sa'd!a "Ebu'l-Hakem'e [yani Ebu Cehil'e] sesini yükseltme. Çünkü o, Mekke vadisinin reisidir" dedi. Sa'd, Ebu Cehil'e dönerek "Vallahi, benim Kabe'yi tavaf etmemi engellersen ben de senin [Medine'deki] Şam ticaret yolunu keserim!" dedi. Ümeyye, Sa'd'ı tutup "Sesini yükseltme" dedi. Sa'd ona kızdı ve "Yeter, bırak beni. Hz. Muhammed'in (sav) söylediğine göre bu adam (yani Ebu Cehil) seni öldürecek" dedi. Ümeyye "Beni mi öldürecek?" diye sordu. Sa'd "Evet!" diye cevap verdi. Bunun üzerine Ümeyye, "Muhammed (sav), konuştuğu zaman asla yalan söylemez" dedi ve [korku-endişe içinde] eşinin yanına dönüp "Medineli kardeşimin bana ne dediğini biliyor musun?" diye sordu. Karısı ne dediğini sorunca, "Muhammed'in söylediğine göre Ebu'l-Hakem (Ebu Cehil) beni öldürecekmiş" diye cevap verdi. Kadın "Vallahi, Muhammed (sav) asla yalan söylemez!" dedi. [Bir müddet sonra Bedir günü gelince] Bir tellal gelip seslenip Bedir'e çıktıkları vakit Ümeyye'nin karısı geldi ve "Yesribli kardeşinin [Sa'd'ın] sana söylediğini hatırlıyor musun?" diye sordu. [Sa'd'ın daha öce söylediklerini hatırlayan] Ümeyye, Kureyş ile Bedir'e çıkmak istemedi. Ebu Cehil, ona "Sen Mekke’nin eşrafındansın. En azından sefere katılıp bir iki gün yürü" dedi. O da onlarla gitti ve neticede Allah onu öldürdü.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Menâkıb 25, 1/928
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Amr b. Meymun el-Evdî (Amr b. Meymun)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Yusuf İsrail b. Yunus es-Sebîî (İsrail b. Yunus b. Ebu İshak)
5. Ubeydullah b. Musa el-Absi (Ubeydullah b. Musa b. Bazam)
6. Ebu İshak Ahmed b. İshak es-Sülemî (Ahmed b. İshak b. Husayn b. Cabir)
Konular:
Adab, misafirlik adabı
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
KTB, ADAB
Kültürel hayat. Kaylûle
Sahabe, birbirine kaba sözleri
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Umre
Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
53859, KK8/7
Hadis:
وَإِذْ يَعِدُكُمُ اللّهُ إِحْدَى الطَّائِفَتِيْنِ أَنَّهَا لَكُمْ وَتَوَدُّونَ أَنَّ غَيْرَ ذَاتِ الشَّوْكَةِ تَكُونُ لَكُمْ وَيُرِيدُ اللّهُ أَن يُحِقَّ الحَقَّ بِكَلِمَاتِهِ وَيَقْطَعَ دَابِرَ الْكَافِرِينَ
Tercemesi:
Hatırlayın ki, Allah size, iki taifeden (kervan veya Kureyş ordusundan) birinin sizin olduğunu vadediyordu; siz de kuvvetsiz olanın (kervanın) sizin olmasını istiyordunuz. Oysa Allah, sözleriyle hakkı gerçekleştirmek ve (Kureyş ordusunu yok ederek) kâfirlerin ardını kesmek istiyordu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Enfâl 8/7, /
Senetler:
()
Konular:
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Siyer, Bedir Savaşı
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُلَيْحِ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ هَذِهِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَذَكَرَ الْحَدِيثَ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ يُلْقِيهِمْ « هَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَكُمْ رَبُّكُمْ حَقًّا » . قَالَ مُوسَى قَالَ نَافِعٌ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَالَ نَاسٌ مِنْ أَصْحَابِهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُنَادِى نَاسًا أَمْوَاتًا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا أَنْتُمْ بِأَسْمَعَ لِمَا قُلْتُ مِنْهُمْ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ فَجَمِيعُ مَنْ شَهِدَ بَدْرًا مِنْ قُرَيْشٍ مِمَّنْ ضُرِبَ لَهُ بِسَهْمِهِ أَحَدٌ وَثَمَانُونَ رَجُلاً ، وَكَانَ عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ يَقُولُ قَالَ الزُّبَيْرُ قُسِمَتْ سُهْمَانُهُمْ فَكَانُوا مِائَةً ، وَاللَّهُ أَعْلَمُ .
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Füleyh b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da İbn Şihâb, " İşte Hz. Peygamber'in (sav) gazaları"diyerek hadisi aktardı ve şöyle dedi:
Rasulullah (sav) (Bedir şehitlerinin) cenazelerini gömerken onlara "Sizler Rabbinizin vadettiği şeyi gerçekten buldunuz mu?" buyurdu. Musa b. Ukbe der ki: Nâfi'nin Abdullah'den rivayetine göre Sahabeden bir kısım insanlar "ey Allah'ın Rasulü, ölmüş insanlara mı sesleniyorsun" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "Sizler benim dediklerimi, onlardan daha iyi duyuyor değilsiniz" buyurdu.
Ebu Abdullah der ki: Bedir savaşına katılıp da kendisine için pay ayrılan Kureyşlilerin toplamı seksenbir kişidir. Urve b. Zübeyir der ki: Zübeyir "(Bedir'e katılanların) payları bölüştürüldü. Kureyş'ten yüz kişiydiler." dedi. Doğrusunu en iyi Allah bilir.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281193, B004026-2
Hadis:
حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ بْنُ الْمُنْذِرِ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ فُلَيْحِ بْنِ سُلَيْمَانَ عَنْ مُوسَى بْنِ عُقْبَةَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ هَذِهِ مَغَازِى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . فَذَكَرَ الْحَدِيثَ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهْوَ يُلْقِيهِمْ « هَلْ وَجَدْتُمْ مَا وَعَدَكُمْ رَبُّكُمْ حَقًّا » . قَالَ مُوسَى قَالَ نَافِعٌ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَالَ نَاسٌ مِنْ أَصْحَابِهِ يَا رَسُولَ اللَّهِ تُنَادِى نَاسًا أَمْوَاتًا قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَا أَنْتُمْ بِأَسْمَعَ لِمَا قُلْتُ مِنْهُمْ » . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ فَجَمِيعُ مَنْ شَهِدَ بَدْرًا مِنْ قُرَيْشٍ مِمَّنْ ضُرِبَ لَهُ بِسَهْمِهِ أَحَدٌ وَثَمَانُونَ رَجُلاً ، وَكَانَ عُرْوَةُ بْنُ الزُّبَيْرِ يَقُولُ قَالَ الزُّبَيْرُ قُسِمَتْ سُهْمَانُهُمْ فَكَانُوا مِائَةً ، وَاللَّهُ أَعْلَمُ .
Tercemesi:
Bize İbrahim b. Münzir, ona Muhammed b. Füleyh b. Süleyman, ona Musa b. Ukbe, ona da İbn Şihâb, " İşte Hz. Peygamber'in (sav) gazaları"diyerek hadisi aktardı ve şöyle dedi:
Rasulullah (sav) (Bedir şehitlerinin) cenazelerini gömerken onlara "Sizler Rabbinizin vadettiği şeyi gerçekten buldunuz mu?" buyurdu. Musa b. Ukbe der ki: Nâfi'nin Abdullah'den rivayetine göre Sahabeden bir kısım insanlar "ey Allah'ın Rasulü, ölmüş insanlara mı sesleniyorsun" dediler. Hz. Peygamber (sav) de "Sizler benim dediklerimi, onlardan daha iyi duyuyor değilsiniz" buyurdu.
Ebu Abdullah der ki: Bedir savaşına katılıp da kendisine için pay ayrılan Kureyşlilerin toplamı seksenbir kişidir. Urve b. Zübeyir der ki: Zübeyir "(Bedir'e katılanların) payları bölüştürüldü. Kureyş'ten yüz kişiydiler." dedi. Doğrusunu en iyi Allah bilir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Meğâzî 12, 2/54
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Musa b. Ukbe el-Kuraşî (Musa b. Ukbe b. Ebu Ayyaş)
5. Muhammed b. Fuleyh el-Eslemî (Muhammed b. Abdülmelik b. Süleyman)
6. İbrahim b. Münzir el-Hizamî (İbrahim b. Münzir b. Abdullah)
Konular:
Kabir Hayatı, ölüler işitir mi?
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
16275, D002681
Hadis:
حَدَّثَنَا مُوسَى بْنُ إِسْمَاعِيلَ قَالَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم نَدَبَ أَصْحَابَهُ فَانْطَلَقُوا إِلَى بَدْرٍ فَإِذَا هُمْ بِرَوَايَا قُرَيْشٍ فِيهَا عَبْدٌ أَسْوَدُ لِبَنِى الْحَجَّاجِ فَأَخَذَهُ أَصْحَابُ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَجَعَلُوا يَسْأَلُونَهُ أَيْنَ أَبُو سُفْيَانَ فَيَقُولُ وَاللَّهِ مَا لِى بِشَىْءٍ مِنْ أَمْرِهِ عِلْمٌ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ جَاءَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ. فَإِذَا قَالَ لَهُمْ ذَلِكَ ضَرَبُوهُ فَيَقُولُ دَعُونِى دَعُونِى أُخْبِرْكُمْ . فَإِذَا تَرَكُوهُ قَالَ وَاللَّهِ مَا لِى بِأَبِى سُفْيَانَ مِنْ عِلْمٍ وَلَكِنْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ فِيهِمْ أَبُو جَهْلٍ وَعُتْبَةُ وَشَيْبَةُ ابْنَا رَبِيعَةَ وَأُمَيَّةُ بْنُ خَلَفٍ قَدْ أَقْبَلُوا. وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يُصَلِّى وَهُوَ يَسْمَعُ ذَلِكَ فَلَمَّا انْصَرَفَ قَالَ
"وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ إِنَّكُمْ لَتَضْرِبُونَهُ إِذَا صَدَقَكُمْ وَتَدَعُونَهُ إِذَا كَذَبَكُمْ هَذِهِ قُرَيْشٌ قَدْ أَقْبَلَتْ لِتَمْنَعَ أَبَا سُفْيَانَ." قَالَ أَنَسٌ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم
"هَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ
"وَهَذَا مَصْرَعُ فُلاَنٍ غَدًا." وَوَضَعَ يَدَهُ عَلَى الأَرْضِ فَقَالَ وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا جَاوَزَ أَحَدٌ مِنْهُمْ عَنْ مَوْضِعِ يَدِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأَمَرَ بِهِمْ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَأُخِذَ بِأَرْجُلِهِمْ فَسُحِبُوا فَأُلْقُوا فِى قَلِيبِ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Musa b. İsmail, ona Hammad, ona Sabit, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav) ashabını (gazâ için) çağırdı da Bedir'e doğru yola koyuldular. (Derken, yolda) Kureyş (ordusuna) su çeken (insanları gördüler)! İçlerinde Haccac oğullarına ait siyah bir köle vardı. Hz. Peygamber'in (sav) ashabı onu (esir) alıp Ebu Süfyan'ın nerede olduğunu sormaya başladılar. (Köle), Vallahi! Onun durumuna dair bir bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler (ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır dedi. Onlara bunu dediğinde (ashab), onu dövdüler. (Köle), Bırakın beni, bırakın beni! Size anlatacağım dedi. Onu bıraktıklarında Vallahi! Ebu Süfyan'a dair bilgim yok! Ancak işte Kureyş! Geldiler ve) içlerinde Ebu Cehil, Rabî'a'nın oğulları Utbe ile Şeybe ve Ümeyye b. Halef bulunmaktadır. Geldiler! dedi. Nebî (sav) de namaz kılıyor ve bunu işitiyordu. (Namazı) bitince "canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, size doğru söylediğinde onu dövüyorsunuz, size yalan söylediğinde ise onu bırakıyorsunuz. İşte Kureyş! Ebu Süfyan'ı korumak için geldiler" buyurdu. Enes şöyle demiştir:
Hz. Peygamber(sav), "bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Sonra) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. (Ardından) "Bu, yarın falancanın düşeceği yerdir" dedi ve elini o yere koydu. Canımı kudretinde bulundurana and olsun ki, (müşriklerden hiç) kimse Rasulullah'ın (sav) elini koyduğu yeri geçmeyip (o yerde öldürüldü)! Hz. Peygamber (sav) onların ayaklarından tutulup sürüklenmelerini ve Bedir kuyusuna atılmasını emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Ebû Davud, Sünen-i Ebu Davud, Cihâd 125, /619
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Seleme Musa b. İsmail et-Tebûzeki (Musa b. İsmail)
Konular:
BEDİR GAZVESİ
Bilgi, Hz. Peygamber'in verdiği gaybi haberler
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Siyer, Bedir Savaşı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30047, İM002835
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ وَحَفْصُ بْنُ عَمْرٍو قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَنْبَأَنَا وَكِيعٌ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ الرُّمَّانِىِّ - قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ هُوَ يَحْيَى بْنُ الأَسْوَدِ - عَنْ أَبِى مِجْلَزٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ عُبَادٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا ذَرٍّ يُقْسِمُ لَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِى هَؤُلاَءِ الرَّهْطِ السِّتَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ ( هَذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِى رَبِّهِمْ ) إِلَى قَوْلِهِ ( إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ ) فِى حَمْزَةَ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَعَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَعُبَيْدَةَ بْنِ الْحَارِثِ وَعُتْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَالْوَلِيدِ بْنِ عُتْبَةَ اخْتَصَمُوا فِى الْحُجَجِ يَوْمَ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hakîm ve Hafs b. Amr, onlara Abdurrahman b. Mehdî; (T) Bize Muhammed b. İsmail, ona Vekî', onlara Süfyân, ona Ebu Hâşim Yahya b. Esved er-Rümmânî, ona Ebu Miclez, ona da Kays b. Ubâd, Ebu Zer'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
Ebu Zer yemin edip "bu ayet, Bedir günü(ndeki) şu altı kişi hakkında inmiştir" demiş (ve) "Bunlar Rabbleri hakkında tartışan iki gruptur" kısmından "Allah, dilediğini yapar" kısmına kadar (okumuş ve onların) Hamza b. Abdülmuttalib, Ali b. Ebu Tâlib, Ubeyde b. Hâris, Utbe b. Rabî'a, Şeybe b. Rabî'a ve Velid b. Utbe (olduğunu), Bedir günü din (hücec) hususunda tartıştıklarını" söylemiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 29, /460
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Abdullah Kays b. Abbad el-Kaysî (Kays b. Abbad)
3. Ebu Miclez Lahik b. Humeyd es-Sedusî (Lahik b. Humeyd b. Said)
4. Ebu Haşim Yahya b. Ebu Esved er-Rumanî (Yahya b. Dinar)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276443, İM002835-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ وَحَفْصُ بْنُ عَمْرٍو قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَنْبَأَنَا وَكِيعٌ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ الرُّمَّانِىِّ - قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ هُوَ يَحْيَى بْنُ الأَسْوَدِ - عَنْ أَبِى مِجْلَزٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ عُبَادٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا ذَرٍّ يُقْسِمُ لَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِى هَؤُلاَءِ الرَّهْطِ السِّتَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ ( هَذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِى رَبِّهِمْ ) إِلَى قَوْلِهِ ( إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ ) فِى حَمْزَةَ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَعَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَعُبَيْدَةَ بْنِ الْحَارِثِ وَعُتْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَالْوَلِيدِ بْنِ عُتْبَةَ اخْتَصَمُوا فِى الْحُجَجِ يَوْمَ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hakim ve Hafs b. Amr, o ikisine Abdurrahman b. Mehdi; (T) Bize Muhammed b. İsmail, ona Veki', ona Süfyan, ona Ebu Hişam er-Rumanî, -Ebu Abdullah, o Yahya b. el-Esved'di- ona Ebu Miclez, ona Kays b. Abbad, ona da Ebu Zerr el-Gifârî'den rivayet edildiğine göre: Kendisi yemin ederek şöyle demiştir: Âyeti Bedir (savaşı) günü şu altı kişilik topluluk hakkında indi: Bunlar Hamza b. Abdülmuttalib, Ali b. Ebu Tâlib, Ubeyde b. el-Hâris ile (hasımları olan) Utbe b. Rebîa, Şeybe b. Rebîa ve el-Velîd b. Utbe'dir. Bunlar Bedir (savaşı) günü din uğrunda cedelleştiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 29, /460
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Abdullah Kays b. Abbad el-Kaysî (Kays b. Abbad)
3. Ebu Miclez Lahik b. Humeyd es-Sedusî (Lahik b. Humeyd b. Said)
4. Ebu Haşim Yahya b. Ebu Esved er-Rumanî (Yahya b. Dinar)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Said Abdurrahman b. Mehdî el-Anberî (Abdurrahman b. Mehdi b. Hassân b. Abdurrahman)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Öneri Formu
Hadis Id, No:
276444, İM002835-3
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ حَكِيمٍ وَحَفْصُ بْنُ عَمْرٍو قَالاَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ مَهْدِىٍّ ح وَحَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ أَنْبَأَنَا وَكِيعٌ قَالاَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ أَبِى هَاشِمٍ الرُّمَّانِىِّ - قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ هُوَ يَحْيَى بْنُ الأَسْوَدِ - عَنْ أَبِى مِجْلَزٍ عَنْ قَيْسِ بْنِ عُبَادٍ قَالَ سَمِعْتُ أَبَا ذَرٍّ يُقْسِمُ لَنَزَلَتْ هَذِهِ الآيَةُ فِى هَؤُلاَءِ الرَّهْطِ السِّتَّةِ يَوْمَ بَدْرٍ ( هَذَانِ خَصْمَانِ اخْتَصَمُوا فِى رَبِّهِمْ ) إِلَى قَوْلِهِ ( إِنَّ اللَّهَ يَفْعَلُ مَا يُرِيدُ ) فِى حَمْزَةَ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ وَعَلِىِّ بْنِ أَبِى طَالِبٍ وَعُبَيْدَةَ بْنِ الْحَارِثِ وَعُتْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَشَيْبَةَ بْنِ رَبِيعَةَ وَالْوَلِيدِ بْنِ عُتْبَةَ اخْتَصَمُوا فِى الْحُجَجِ يَوْمَ بَدْرٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Hakim ve Hafs b. Amr, o ikisine Abdurrahman b. Mehdi; (T) Bize Muhammed b. İsmail, ona Veki', ona Süfyan, ona Ebu Hişam er-Rumanî, -Ebu Abdullah, o Yahya b. el-Esved'di- ona Ebu Miclez, ona Kays b. Abbad, ona da Ebu Zerr el-Gifârî'den rivayet edildiğine göre: Kendisi yemin ederek şöyle demiştir: Âyeti Bedir (savaşı) günü şu altı kişilik topluluk hakkında indi: Bunlar Hamza b. Abdülmuttalib, Ali b. Ebu Tâlib, Ubeyde b. el-Hâris ile (hasımları olan) Utbe b. Rebîa, Şeybe b. Rebîa ve el-Velîd b. Utbe'dir. Bunlar Bedir (savaşı) günü din uğrunda cedelleştiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Cihâd 29, /460
Senetler:
1. Ebu Zer el-Ğıfârî (Cündüb b. Abdullah b. Cünade)
2. Ebu Abdullah Kays b. Abbad el-Kaysî (Kays b. Abbad)
3. Ebu Miclez Lahik b. Humeyd es-Sedusî (Lahik b. Humeyd b. Said)
4. Ebu Haşim Yahya b. Ebu Esved er-Rumanî (Yahya b. Dinar)
5. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
6. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
Konular:
Kur'an, nuzül sebebi
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
عبد الرزاق عن الثوري عن محمد بن السائب عن أبي صالح عن ابن عباس قال : لما كان يوم بدر قال [ رسول الله صلى الله عليه وسلم ] : من قتل قتيلا فله كذا وكذا ، فقتلوا سبعين ، وأسروا سبعين ، فجاء أبو اليسر بن عمرو بأسيرين فقال : يا رسول الله ! إنك وعدتنا : من قتل قتيلا فله كذا ، ومن أسر أسيرا فله كذا ، فقد جئت بأسيرين ، فقام سعد ابن عبادة فقال : يا رسول الله ! إنه لم تمنعنا زهادة في الاخرة ، ولا جبن عن العدو ، ولكنا قمنا هذا المقام خشية أن يقتطعك المشركون ، وإنك إن تعط هؤلاء ، لم يبق لاصحابك شئ ، قال : فجعل هؤلاء يقولون ، وهؤلاء يقولون ، فنزلت * (يسئلونك عن الانفال ، قل الانفال لله والرسول فاتقوا الله وأصلحوا ذات بينكم) * قال : فسلموا الغنيمة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم ، قال : ثم نزلت * (واعلموا أنما غنمتم من شئ فأن لله خمسة) * .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
79797, MA009483
Hadis:
عبد الرزاق عن الثوري عن محمد بن السائب عن أبي صالح عن ابن عباس قال : لما كان يوم بدر قال [ رسول الله صلى الله عليه وسلم ] : من قتل قتيلا فله كذا وكذا ، فقتلوا سبعين ، وأسروا سبعين ، فجاء أبو اليسر بن عمرو بأسيرين فقال : يا رسول الله ! إنك وعدتنا : من قتل قتيلا فله كذا ، ومن أسر أسيرا فله كذا ، فقد جئت بأسيرين ، فقام سعد ابن عبادة فقال : يا رسول الله ! إنه لم تمنعنا زهادة في الاخرة ، ولا جبن عن العدو ، ولكنا قمنا هذا المقام خشية أن يقتطعك المشركون ، وإنك إن تعط هؤلاء ، لم يبق لاصحابك شئ ، قال : فجعل هؤلاء يقولون ، وهؤلاء يقولون ، فنزلت * (يسئلونك عن الانفال ، قل الانفال لله والرسول فاتقوا الله وأصلحوا ذات بينكم) * قال : فسلموا الغنيمة إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم ، قال : ثم نزلت * (واعلموا أنما غنمتم من شئ فأن لله خمسة) * .
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Cihâd 9483, 5/239
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Salih Bâzâm el-Kûfi (Bâzâm)
Konular:
Ganimet, Humus, ganimetin beşte biri
Kur'an, Nüzul sebebleri
Savaş, Hukuku
Siyer, Bedir esirleri
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler
Siyer, Bedir Savaşı
عبد الرزاق عن ابن جريج عن رجل عن ابن شهاب ثال : أسلمت زينب بنت النبي صلى الله عليه وسلم ، وهاجرت بعد النبي صلى الله عليه وسلم في الهجرة الاولى ، وزوجها أبو العاص بن الربيع بن عبد العزى بمكة مشرك ، ثم شهد أبو لعاص بدرا مشركا ، فأسر ، ففدى ، وكان موسرا ، قم شهد أحدا أيضا مشركا ، فرجع عن أحد إلى مكة ، ثم مكث بمكة ما شاء الله ، ثم خرج إلى الشام تاجرا ، فأسره بطريق الشام نفز من الانصار ، فدخلت زينب على النبي صلى الله عليه وسلم فقالت : إن المسلمين يجير عليهم أدناهم ؟ قال : وما ذاك يا زينب ؟ قالت : أجرت أبا العاص ، فقال : قد أجزت جوارك ، ثم لم يجز جوار امرأة بعدها ، ثم أسلم ، فكانا على نكاحهما ، وكان عمر خطبها إلى النبي صلى الله عليه وسلم بين ظهراني ذلك ، فذكر ذلك النبي صلى الله عليه وسلم لها ، فقالت : أبو العاص يا رسول الله ! حيث قد علمت ، وقد كان نعم الصهر ، فإن رأيت أن تنتظره ، فسكت رسول صلى الله عليه وسلم عند ذلك ، قال : وأسلم أبو سفيان ابن الحارث بن عبد المطلب بالروحاء مقفل رسول الله صلى الله عليه وسلم للفتح ، فقدم على جمانة ابنة أبي طالب مشركة ، فأسلمت ، فجلسا على نكاحهما ، وأسلم مخرمة بن نوفل ، وأبو سفيان بن حرب ، وحكيم ابن حزام بمر الظهران ، ثم قدموا على نسائهم مشركات ، فأسلمن ، فجلسوا على نكاحهم ، وكانت امرأة مخرمة شفا ابنة عوف ، أخت عبد الرحمن بن عوف ، وامرأة حكيم زينب بنت العوام ، وامرأة أبي سفيان هند ابنة عتبة بن ربيعة ، قال ابن شهاب : وكان عند صفوان بن أمية مع عاتكة ابنة الوليد ، آمنة ابنة أبي سفيان ، فأسلمت أيضا مع عاتكة بعد الفتح ، ثم أسلم صفوان بعد ما قام عليهما.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
79783, MA012649
Hadis:
عبد الرزاق عن ابن جريج عن رجل عن ابن شهاب ثال : أسلمت زينب بنت النبي صلى الله عليه وسلم ، وهاجرت بعد النبي صلى الله عليه وسلم في الهجرة الاولى ، وزوجها أبو العاص بن الربيع بن عبد العزى بمكة مشرك ، ثم شهد أبو لعاص بدرا مشركا ، فأسر ، ففدى ، وكان موسرا ، قم شهد أحدا أيضا مشركا ، فرجع عن أحد إلى مكة ، ثم مكث بمكة ما شاء الله ، ثم خرج إلى الشام تاجرا ، فأسره بطريق الشام نفز من الانصار ، فدخلت زينب على النبي صلى الله عليه وسلم فقالت : إن المسلمين يجير عليهم أدناهم ؟ قال : وما ذاك يا زينب ؟ قالت : أجرت أبا العاص ، فقال : قد أجزت جوارك ، ثم لم يجز جوار امرأة بعدها ، ثم أسلم ، فكانا على نكاحهما ، وكان عمر خطبها إلى النبي صلى الله عليه وسلم بين ظهراني ذلك ، فذكر ذلك النبي صلى الله عليه وسلم لها ، فقالت : أبو العاص يا رسول الله ! حيث قد علمت ، وقد كان نعم الصهر ، فإن رأيت أن تنتظره ، فسكت رسول صلى الله عليه وسلم عند ذلك ، قال : وأسلم أبو سفيان ابن الحارث بن عبد المطلب بالروحاء مقفل رسول الله صلى الله عليه وسلم للفتح ، فقدم على جمانة ابنة أبي طالب مشركة ، فأسلمت ، فجلسا على نكاحهما ، وأسلم مخرمة بن نوفل ، وأبو سفيان بن حرب ، وحكيم ابن حزام بمر الظهران ، ثم قدموا على نسائهم مشركات ، فأسلمن ، فجلسوا على نكاحهم ، وكانت امرأة مخرمة شفا ابنة عوف ، أخت عبد الرحمن بن عوف ، وامرأة حكيم زينب بنت العوام ، وامرأة أبي سفيان هند ابنة عتبة بن ربيعة ، قال ابن شهاب : وكان عند صفوان بن أمية مع عاتكة ابنة الوليد ، آمنة ابنة أبي سفيان ، فأسلمت أيضا مع عاتكة بعد الفتح ، ثم أسلم صفوان بعد ما قام عليهما.
Tercemesi:
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Abdürrezzak b. Hemmam, Musannef, Talak 12649, 7/171
Senetler:
()
Konular:
Ehl-i Beyt, Hz. Zeynep
Evlilik, ehli kitapla, kafirlerle, müşriklerle
Kadın, hak ve sorumlulukları
KTB, NİKAH
Nikah, müşrikle
Savaş, barış, eman/güvence vermek
Savaş, Fidye, esiri kurtarmak için
Siyer, Bedir esirleri
Siyer, Bedir gazvesi, öldürülen müşrikler