106 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan (Muhammed b. Fadl), ona da Sabit b. Yezid, Asım'ın (el-Ahvel) şöyle dediğini rivayet etmiştir: 'Enes b. Malik'e kunut hakkında soru sordum. '(Kunut) Rukûdan öncedir.' cevabını verdi. 'Falan kimse senin (kunutun) rukûdan sonra yapıldığını söylediğini iddia ediyor (buna ne dersin?) deyince, Enes: "O hata ediyor.' dedi ve Hz. Nebi'den (sav) şu hadisi nakletti: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaptı; Süleymoğullarına bağlı bazı kabilelere beddua etti. Hz. Peygamber (sav) kurra olan kırk yahut yetmiş kişiyi -Ravi rakamda şüphe etmiştir- müşriklerden bir topluluğa göndermişti. O kabileler gönderilen kimselere pusu kurdular ve onları öldürdüler. Halbuki o müşriklerle Rasulullah (sav) arasında bir anlaşma vardı. Hz. Peygamber'in onlara üzüldüğü kadar hiçbir kimseye böyle üzüldüğünü görmedim."
Bize Yahya b. Bükeyr ona Leys, ona Halid b. Yezîd, ona Saîd b. Ebu Hilal, ona Hilâl b. Usame, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Ebu Hüreyre (ra) şöyle rivayet etmiştir: Peygamber (sav) namazda şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabia'yı kurtar, Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar, Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar, Allah'ım, zayıf ve güçsüz müminleri kurtar, Allah'ım, Mudar üzerindeki baskını daha da artır. Allah'ım, onlar üzerine bu yılları Yusuf'un (kıtlık) yılları gibi yap."
Bize Müslim, ona Hişâm, ona da Katâde, Enes'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) bir ay boyunca rukûdan sonra kunut yaptı ve bazı Arap kabilelerine beddua etti."
Bize Ebu Nuaym, ona Şeybân, ona Yahya, ona da Ebu Seleme'nin rivayet ettiğine göre, Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Nebi (sav) (bir gün) yatsı namazını kıldırırken, 'semiallahu limen hamideh (Allah, kendisine hamd edenleri işitir)' dedi ve peşinden secdeye gitmeden önce şöyle dua etti: "Allah'ım, Ayyaş b. Ebu Rabî'a'yı kurtar! Allah'ım, Seleme b. Hişam'ı kurtar! Allah'ım, Velid b. Velid'i kurtar! Allah'ım, mustaz'af (ezilen, hor görülen) müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Allah'ım, onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap."
Bize Ebu Ma‘mer, ona Abdulvaris, ona da Abdulaziz, Enes'in (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), kurrâ adı verilen yetmiş kişiyi bir ihtiyaç (Kur'an'ı ve İslâm'ı öğretmeleri) için göndermişti. Süleym oğullarına bağlı Ri‘l ve Zekvân adlı iki boy, Bi’ru Maûne denilen kuyunun yakınında onlara pusu kurdu. Onlar (Kurralar): 'Vallahi, size karşı bir amacımız yok. Biz sadece Rasulullah’ın (sav) bir işi için buradan geçiyoruz.' dediler. Ancak (bu iki kabile) yine de onları öldürdüler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bir ay boyunca sabah namazlarında onlara beddua etti. İşte bu, kunutun (namazda beddua okumanın) başlangıcıdır. Biz daha önce kunut yapmazdık." Abdulaziz şöyle demiştir: 'Bir adam, Enes’e (ra) kunut duasının rükûdan sonra mı, yoksa kıraatin bitiminde mi okunduğunu sordu. O da: 'Hayır, kıraat bitiminde okunurdu.' cevabını verdi.'
Bize Yahya b. Hassan, ona İbrahim b. Sa'd, ona ez-Zührî, ona da İbnu'l-Müseyyeb ve Ebû Seleme b. Abdurrahman, Ebû Hureyre'nin şöyle dediğini rivayet etmişlerdir: Rasûlullah (sav) bir kimseye beddua etmek yahut hayır duada bulunmak istediğinde rukû'dan sonra kunut yapardı. (Rukûdan kalkınca) 'semiallahu limen hamideh, rabbenâ leke'l-hamd (Allah, kendisine hamd edenleri işitir, Ey Rabbimiz bütün hamdler sanadır)' der ve peşinden şöyle dua ederdi: "Allah'ım, Velîd b.Velîd'i, Seleme b. Hişam'ı, Ayyaş b. Ebu Rebîa'yı ve mustaz'af (ezilen, hor görülen) müminleri kurtar. Allah'ım, Mudar kabilesi üzerindeki baskını şiddetlendir. Allah'ım, onların (bu) yıllarını Yusuf’un (as) yılları gibi (kıtlık) gibi yap." Bu duayı açıktan (sesli) okurdu. Bazı sabah namazlarında ise, Arap kabilelerinden ikisine yönelik olarak: "Allah'ım, falana ve falana lanet et!" diye beddua ederdi. Bunun üzerine Allah teâlâ; "(Resulüm!) Bu işte senin yapacağın bir şey yok. Allah ya onların tövbelerini kabul eder veya onları cezalandırır. Çünkü onlar zalimlerdir." [Âl-i İmrân, 3/128](mealindeki) âyeti indirmiştir.