334 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Numan, ona Hammâd, ona Eyyub, ona da İkrime şöyle söylemiştir: Medineliler İbn Abbas'a, ifada tavafını yapmış sonra da adet olmuş bir kadının durumunu sordular. İbn Abbas da onlara; 'İfada tavafını yaptıktan sonra adet olan kadın, Mekke'den memleketine döner.' dedi. Onlar İbn Abbas'a 'Biz senin sözünü kabul etmeyiz. Zeyd b. Sabit'in sözünü de terk etmeyiz' dediler. İbn Abbas onlara 'Medine'ye vardığınızda bu olayı yaşayan kimselere sorun.' dedi. Medine'ye geldiklerinde bu olayı sordular. Sordukları kimseler arasında Ümmü Süleym de vardı. Ümmü Süleym onlara Safiyye'nin hadisini zikretti. Bu hadisi Halid ile Katâde, İkrime'den rivayet etmiştir.
Açıklama: Anlaşılabildiği kadarıyla rivayet mevkuf olmayıp merfûdur.
Bize Abbas el-Anberî ve Muhammed b. Abdula’lâ, onlara Abdurrahman b. Mehdi, ona Muaviye b. Salih, ona Alâ' b. Haris, ona da Haram b. Muaviye, amcası Adullah b. Sa’d’ın şöyle anlattığını rivayet etmiştir: Rasulullah’a (sav) âdet gören kadınla birlikte yemek yemenin hükmünü sordum. Bana "Onunla birlikte yemek yiyebilirsin" cevabını verdi. [Tirmizî: 'Bu konuda Âişe ve Enes’den nakledilen rivayetler de vardır.' demiştir. Ebu İsa (Tirmizî) şöyle demiştir: Abdullah b. Sa’d’ın bu hadisi, hasen-garibtir. Alimlerin çoğunluğunun görüşü bu hadis doğrultusundadır; âdet gören kadınla birlikte yemek yemekte bir sakınca görmemişlerdir. Âlimler, kadının abdest suyundan artan su konusunda ihtilafa düşmüşlerdir. Kimisi buna izin verirken, kimisi kadının abdestinden artan suyu (kullanmayı) sakıncalı görmüştür.]
Bize Ebu Zeyd Saîd b. Rabî, ona Şube, ona Hakem, ona Zer, ona Vâil b. Muhâne, ona da Abdullah (b. Mesud) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) kadınlara 'Sadaka verin. Şüphesiz siz kadınlar, cehennem ahalisinin çoğunluğunu teşkil ediyorsunuz' buyurdu. Kadınlar arasında itibarlı olmayan olmayan biri 'Niçin?' ya da 'Ne sebeple?' veya 'Ne konuda?' diye sordu. [ravi, hangi ifadenin kullanıldığında tereddüt etmiştir.] Rasulullah (sav) da 'çokça la'net eder ve kocalarınıza nankörlük yaparsınız' buyurdu." Abdullah (b. Mesud) der ki: Dini ve aklı noksan olan kişilerden olup da aklı başında erkeklere, işlerinde galip gelebilecek kadınlardan başka hiç kimse yoktur. Bunun üzerine bir adam Abdullah'a “Kadının aklının noksanlığı ne demektir?” diye sordu. Abdullah şöyle cevap verdi: İki kadının şahitliği, bir erkeğin şahitliğine eşit sayılmıştır." Abdullah'a “Kadının dininin noksanlığı ne demektir?” diye sorulunca da şöyle cevap verdi: Kadın, (hayız olduğu zaman) hiçbir namaz kılmadan şu kadar, şu kadar gün ve gece bekler.
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona da Kesîr b. Şinzîr şöyle rivayet etmiştir: Hasan el-Basrî'ye “hayızlı bir kadının içmiş olduğu suyun kalan kısmıyla ile abdest alınır mı?” diye soruldu, o da bunun üzerine güldü ve 'evet (alınır)' dedi.