Giriş

Bize Yezid, ona Esved b. Şeybân, ona Yezîd b. Ebu’l-Alâ ona da Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şıhhîr şöyle dedi: Ebu Zer’den bana bir hadis ulaştı. Onunla karşılaşmayı istiyordum. Ardından onunla karşılaştım ve ona şöyle dedim: “Ey Ebu Zer! Bana senin rivayet ettiğin bir hadis ulaştı. Seninle karşılaşıp onu sana sormayı istiyordum”. Ebu Zer “İşte benimle buluştun, sor bakalım” diye karşılık verdi. “Bana söylendiğine göre şöyle demişsin: Rasulullah’tan (sav) şöyle işittim: “Üç kimse vardır ki Allah onları sever ve yine üç kimse vardır ki Allah onlara buğzeder”. Ebu Zer “Evet, bunu ben söyledim. Sevgili dostum Muhammed’e (sav) yalan isnat edeceğimi mi sanıyorsun?” diye üç defa söyledi. “Peki Allah’ın sevdiği üç kişi kimdir?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: Birincisi Allah yolunda savaşan bir adamdır. Bu kişi mücahid olarak ve (cihadının sevabını sadece Allah'tan (c.c.) alacağını) hesap eserek düşmanla karşılaşmış ve şehit olana kadar savaşmıştır. Allah’ın kitabında şu ayeti bulursunuz: “Şüphesiz ki Allah onun yolunda tek saf halinde savaşanları sever” (Saff, 61/4). İkincisi de şu kimsedir: Bir adamın kendisine eziyet eden bir komşusu vardır. Ölüm veya hayattaki başka bir sebeple ondan ayrılana kadar onun eziyetine sabretmiştir. Üçüncüsü ise şu kişidir: Bir toplulukla birlikte seyahat eden bir adamdır ki gece iyice yorulmuşlar, uykusuzluğa dayanamayacak hale gelmişlerdir. Gecenin sonuna doğru bir yerde konaklarlar. (Herkes uyurken) o adam kalkar, abdest alır ve namazını kılar. “Peki ya Allah’ın sevmediği üç kişi kimdir?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: “Onların birincisi övünen kibirli kimsedir. Allah’ın kitabında şu ayeti bulursunuz: “Şüphesiz ki Allah kendini beğenip övünen kimseyi sevmez” (Hadid, 57/23). İkincisi cimri, yaptığı iyiliği başa kakan kimsedir. Üçüncüsü ise “Çok yemin eden tacirdir”. “Ey Ebu Zer, mal nedir (ne kadar malın var)?” diye sordum, “Bize ait biraz koyun ve deve” dedi. “Bunu sormuyorum, sesi olmayan malı yani altın ve gümüşü soruyorum” dedim. “Gece gelen sabaha çıkmıyor, sabah gelen akşamı görmüyor (elimde tutmayıp olanı infak ediyorum)” diye cevap verdi. “Seninle Kureyşli kardeşlerin arasında ne var?” diye sordum. “Vallahi! Allah ve Resulüyle karşılaşıncaya kadar onlardan ne dünyalık bir mal isterim, ne de onlara din konusunda bir şey sorarım” dedi ve bu sözünü üç kez tekrarladı.


    Öneri Formu
71190 HM021863 İbn Hanbel, V, 175

Bize Kuteybe b. Saîd, ona İbn Lehî’a, ona el-Haris b. Yezid, ona Ali b. Rebâh, ona Abdullah b. Amr b. el-Âs Muaz’ın şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber bize beş şeyi tavsiye etti. Kim bunlardan birini yaparsa Allah’a emanettir. Kim bir hastayı ziyaret ederse veya (namazını kılmak için) bir cenaze ile çıkarsa ya da Allah yolunda savaşa çıkarsa veya destekleme ve saygı göstermek amacı ile devlet başkanının huzuruna girerse (yanında yer alırsa) ya da evinde oturursa insanlar (onun şerrinen) kurtulur ve o da (inanların eziyetlerinden) kurtulur. (İşte bunlar Allah’a emanettir.)


    Öneri Formu
71008 HM022444 İbn Hanbel, V, 242

Bize Süleyman b. Davud el-Mehrî, ona (Abdullah) b. Vehb, ona Hayve b. Şurayh; (T) Bize Cafer b. Müsafir et-Tennîsî, ona Abdullah b. Yahya el-Bürüllüsî, ona Hayve b. Şurayh, ona Ebu Abdurrahman İshak (b. Esid), ona Süleyman (b. Davud), ona Ebu Abdurrahman el-Horasanî, ona Ata (b. Ebu Müslim) el-Horasanî, ona Nafi', ona da (Abdullah) b. Ömer, Hz. Peygamber'den şöyle duyduğunu haber vermiştir: "Iyne yoluyla alışveriş yaptığınız, ineklerin kuyruklarına yapıştığınız, tarımı seçtiğiniz ve cihadı terk ettiğiniz zaman Allah size öyle bir zillet musallat eder ki dininize dönünceye kadar onu üzerinizden atamazsınız." [Ebû Davud dedi ki: Hadisin lafzı Ca'fer'e aittir. Bu, onun ifadesidir. ]


Açıklama: Îne: Vadeli satılan bir malın peşin para karşılığında daha düşük bir bedelle geri satın alınmasını ifade eden terim.

    Öneri Formu
275038 D003462-2 Ebu Davud, Büyu' (icare), 54

Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Hemmâm b. Münebbih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Müslümanın Allah yolunda aldığı her yara, kıyamet gününde yeni açılmış da kanıyormuş gibi gibi olacaktır. Rengi kan renginde, kokusu ise misk kokusu olacaktır."


    Öneri Formu
1772 B000237 Buhari, Vudu, 67

Bize Yahya b. Yahya (b. Bekir b. Abdurrahman) ve Kuteybe b. Said (b. Cemil b. Tarif), onlara Ebu Avane (Vazzah b. Abdullah), ona Yahya, ona Ebu Avane, ona Esved b. Kays, ona da Cündeb b. Süfyan'ın rivayet ettiğine göre bir savaşta Rasulullah'ın (sav) parmağı kanamıştı. "Sen kanayan bir parmaksın. Senin başına gelenler Allah yolunda gelmektedir" buyurdu.


    Öneri Formu
2702 M004654 Müslim, Cihad ve Siyer, 112

Bize Müsedded, ona Yahya b. Said (el-Kattân), ona Yahya b. Said el-Ensârî, ona Ebu Salih, ona da Ebu Huryere (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Ümmetime zorluk verecek olmasam, hiçbir seriyyeden geri kalmazdım. Ancak ne (seriyye için) bir binek ne de onları bindireceğim kimseyi bulmam mümkün değildir. Benim ardımda kalmaları (bana katılmamaları) da bana ağır gelir. Gerçekten Allah yolunda savaşıp öldürülmeyi, sonra diriltilip ardından öldürülmeyi, ardından tekrar diriltilmeyi çok isterim."


    Öneri Formu
30182 B002972 Buhari, Cihad, 119

Bize Süveyd b. Nasr, ona Abdullah, ona İbn Cüreyc, ona İkrime b. Halid, ona İbn Ebu Ammâr, ona da Şeddâd b. Hâd şöyle rivayet etmiştir: "Bedevilerden bir adam, Nebi’ye (sav) gelip ona iman etti ve ona tâbi oldu. Sonra 'Ben de seninle hicret ediyorum' dedi. Nebi (sav), ashabından birisine, ona göz kulak olmasını söyledi. Derken bir gazveye çıkıldı ve Nebi (sav) ganimet olarak birçok esir aldı. Onları (mücahidler arasında) paylaştırdığında, o bedeviye de payını ayırdı ve ayırmış olduğu payı da arkadaşlarına verdi. O adam, gazileri geriden koruyordu. Arkadaşlarının yanına gelince, payını ona verdiler. O 'Bu da nedir?' dedi. Arkadaşları 'Nebî’nin (sav) sana ayırdığı paydır' dediklerinde, adam o payı aldı ve Nebi’nin (sav) huzuruna getirerek 'Bu nedir?' diye sordu. Allah Rasulü (sav) 'Sana ayırdığım paydır' buyurdu. Adam 'Ben sana bunun için uymadım. (Elindeki) ok ile boğazına işaret ederek 'İşte şuraya bir ok isabet etsin de şehid olayım ve cennete gireyim diye uydum' dedi. Rasulullah (sav) 'Eğer doğru ve samimi isen Allah bu istediğini verecektir' buyurdu. Kısa bir süre geçince, (Müslümanlar) tekrar düşmanla savaşmak üzere harekete geçtiler. Bir süre sonra Nebi’nin (sav) huzuruna, adamın tam olarak gösterdiği yere bir ok saplanmış olan bir adam getirildi. Nebi (sav) 'Bu, o kişi mi?' diye sorduğunda, 'Evet' dediler. Hz. Peygamber de (sav) 'Allah’a doğruluk ve samimiyetle söz verdi, Allah da onun istediğini gerçekleştirdi' buyurdu. Sonra Nebi (sav) onu kendi cübbesi ile kefenledi, cemaatin önüne getirdi ve namazını kıldırdı. Namazını kıldırırken açıktan yaptığı dualar arasında şu da vardı 'Allah’ım! Bu senin kulundur. Senin yolunda muhacir olarak çıktı ve şehit olarak öldürüldü. Ben bu duruma şahidim'."


    Öneri Formu
18938 N001955 Nesai, Cenâiz, 61

Bize Ebu Ammar Hüseyin b. Hureys (Hüseyin b. Hureys b. Hasan b. Sabit), ona da Velid b. Müslim'in rivayet ettiğine göre Yezid b. Ebu Meryem şöyle demiştir: Ben yürüyerek Cuma namazına giderken Abâye b. Rifâ'a b. Rafi' arkamdan geldi ve bana 'Müjdeler olsun! Attığın şu adımlar Allah yolunda atılmış adımlardır. Zira ben Ebu Abs'ten işittim ki Rasulullah (sav), "Allah yolunda ayakları tozlanan kimsenin ayaklarına Allah ateşi haram kılmıştır." buyurmuştur. Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Bu hadis hasen garib sahih bir hadistir. Ebu Abs'ın adı Abudrrahman b. Cebr'dir. Diğer taraftan bu konuda Ebu Bekir'in ve Rasulullah'ın (sav) ashabından birinin rivayet ettiği hadisler de bulunmaktadır. Yine Ebu İsa (et-Tirmizî) şöyle demiştir: Yezid b. Ebu Meryem Şamlı birisidir. Velid b. Müslim, Yahya b. Hamza ve Şamlı pek çok kişi ondan hadis rivayet etmiştir. Büreyde b. Ebu Meryem ise Kufelidir. Babası Rasulullah'ın (sav) ashabından olup adı Malik b. Rebî'a'dır. Büreyd b. Ebu Meryem, Enes b. Malik'ten hadis dinlemiş, Ebu İshak el-Hemedânî, Ata b. Saib, Yunus b. Ebu İshak ve Şu'be gibi isimler ondan pek çok hadis rivayet etmiştir. Yezîd b. ebî Meryem (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Ben Cuma namazına gitmekte iken Abaye b. Rifâa arkamdan yetişti ve dedi ki: Müjdeler olsun sana senin bu adımların Allah yolunda sayılır; Ebû Abs’den işittim şöyle diyordu: Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kimin Allah rızasını kazanma yolunda ayakları tozlanırsa o ayaklara Cehennem ateşi haramdır." Tirmizî: Bu hadis hasen garib sahihtir. Ebû Abs’ın ismi ise Abdurrahman b. Cebr’dir. Bu konuda Ebû Bekir ve Rasûlullah (s.a.v.)’in ashabından bir adam tarafından da hadis rivâyet edilmiştir. Tirmizî: Büreyd b. ebî Meryem, Şamlı bir kimse olup kendisinden Velid b. Müslim Yahya b. Hamza ve Şamlı pek çok kimse hadis rivâyet etmiştir. Bir de Küfeli Büreyd b. ebû Meryem vardır ki bunun babası Peygamber (s.a.v.)’in ashabından olup ismi Mâlik b. Rabia’dır. Bu Büreyd b. ebî Meryem, Enes b. Mâlik’den hadis işitmiştir. Büreyd b. ebî Meryem’den; Ebû İshâk el Hemedânî, Atâ b. Sâib, Yunus b. ebî İshâk ve Şu’be pek çok hadis rivâyet etmişlerdir.


    Öneri Formu
20428 T001632 Tirmizi, Fedailü'l-Cihad, 7

Bize Muhammed b. el-Mübârek, ona Muâviye b. Yahya es-Sadefî, ona Safvân b. Amr, ona Ebu Müsennâ el-Ümlûkî, ona da Utbe b. Abd es-Sülemî, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Öldürülenler üç (sınıftır. Biri), Allah yolunda canı ve malı ile cihad edip düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşan mümindir." Nebî (sav), (bu kişinin cihadına dair) "(İşte) bu, imtihana tâbi tutulmuş şehit, Allah'ın arşı altındaki çadırdadır. Peygamberler ona sadece nübüvvet makamı dolayısıyla üstün gelmişlerdir" buyurdu. Hz. Peygamber (sav), (sözlerine devam ederek) "(Diğeri), salih amel ile kötü ameli birbiriyle karıştıran (günahıyla-sevabıyla yaşayan), canı ve malıyla Allah yolunda cihad eden mümin olup düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşır" buyurdu ve (bunun hakkında) "Hatalarını ve günahlarını temizleyen tertemiz (bir cihad!) Şüphesiz kılıç, günahları silip süpürür. Bu (mücahid), cennetin hangi kapısından isterse cennete girdirilir" dedi. (Sözlerine devam eden) Rasulullah (sav), "(Diğeri de) canı ve malıyla cihad edip düşmanla karşılaştığında öldürülene dek savaşan münafıktır! Şüphesiz kılıç, nifakı silmez!" buyurdu. Abdullah ed-Dârimî şöyle demiştir: Elbise, yıkandığı zaman (hadiste geçen kelimelerden olan) "musmisa" denir.


    Öneri Formu
43824 DM002455 Darimi, Cihad, 20

Bize Muhammed b. Said el-Huzâî, ona Abdül'alâ, ona Humeyd, ona da Enes (T) Bize Amr b. Zürâre, ona Ziyâd, ona Humeyd et-Tavîl, ona da Enes (ra) şöyle söylemiştir: Amcam Enes b. Nadr, Bedir savaşına katılamamıştı. Bundan dolayı Rasulullah'a (sav) hitaben şöyle dedi: 'Ey Allah'ın Rasulü! Müşriklerle yaptığın ilk savaşa katılamadım. Şayet Allah beni müşriklerle yapılacak bir savaşta bulundurursa neler yapacağımı elbette Allah görecektir.' dedi. Sonra Uhud günü gelip de Müslümanlar'ın safları bozulunca Müslümanları kastederek 'Allah'ım! Bunların yaptıklarından dolayı beni mazur görmeni dilerim.' Müşrikleri kastederek de; 'Bunların yaptıklarından da uzak olduğumu sana arz ederim.' dedi ve ilerledi sonra da Sa'd b. Muaz ile karşılaştı. Ona; 'Ey Sa'd! İstediğim cennettir. Kabe'nin Rabbine yemin ederim ki, Uhud'dan beri cennetin kokusunu alıyorum.' dedi. Sa'd Rasulullah'a (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü! Ben Enes b. Nadr'ın yaptığını yapamadım.' dedi. Enes sözüne şöyle devam etti. İbn Nadr'ı bulduğumuzda şehit olmuştu. Bedeninde seksenden fazla kılıç, süngü ve ok yarası vardı. Onu, öldürülmüş ve müşrikler tarafından müsle yapılmış (burun ve kulakları kesilmiş) bir vaziyette bulduk. Onu kimse tanıyamadı, sadece kız kardeşi parmak uçlarından tanıdı. Yine Enes şöyle devam etti: Biz şu ayetin İbn Nadr ve benzeri durumda olanlar için indiğini düşünüyoruz veya zannediyoruz: 'Müminlerden öyle kimseler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde dururlar. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.' (Ahzab-33/23)


    Öneri Formu
280346 B002805-2 Buhari, Cihad, 12