400 Kayıt Bulundu.
Bize Kasım b. Kesir (b. Numan), ona Abdurrahman b. Şurayh, ona da Abdullah b. Süleyman'ın rivayet ettiğine göre Malik b. Abdullah (b. Sinan b. Serh) bir gün Habib b. Mesleme (b. Malik b. Ekber b. Vehb)'e veya Habib b. Mesleme (b. Malik b. Ekber b. Vehb), Malik b. Abdullah (b. Sinan b. Serh)'e bir atı yularından tutup yürüyerek götürürken uğramış ve "Atına bin. Allah seni menziline ulaştırsın." demişti. Bunun üzerine Malik b. Abdullah, (niçin atına binmediğini açıklamak üzere) Rasulullah'ın (sav) "Allah yolunda ayakları tozlanan kimseye Allah ateşi haram kılmıştır." buyurduğunu ifade etti.
Bize Muhammed b. Yusuf (b. Vakıd b. Osman), ona Süfyan (es-Sevrî), ona Ebu Hazim (Seleme b. Dinar), ona da Sehl b. Sa'd (b. Malik b. Halid b. Sa'lebe)'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'a yemin olsun ki Allah yolunda (cihad etmek veya hizmet etmek gibi bir gayeyle) günün ilk saatlerinden öğle vaktine kadarki zaman diliminde ya da öğle vaktinden günün son saatlerine kadarki zaman diliminde yollara düşmek dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.
Bize Haccâc b. Minhâl, ona Hammâd b. Seleme, ona Süheyl b. Ebu Salih, ona Numan b. Ebu Ayyâş, ona da Ebu Saîd el-Hudrî (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah'ın (cc) rızasını kazanmak için O'nun yolunda bir gün oruç tutan her bir kul ile cehennemin arasını muhakkak ki Allah yetmiş yıllık (mesafe kadar) uzaklaştırır."
Bize Kasım b. Kesir (b. Numan), ona Abdurrahman b. Şurayh, ona Ebu's-Sabbah Muhammed b. Sümeyr, ona da Ebu Ali el-Hemedanî (Sümame b. Şüfey)'nin rivayet ettiğine göre Ebu Rayhane, Rasulullah'la (sav) birlikte savaştayken, bir gece Rasulullah'ın (sav) "Cehennem ateşi Allah yolunda uykusuz kalan göze haram kılınmıştır. Cehennem ateşi Allah korkusundan dolayı yaş akıtan göze de haram kılınmıştır." buyurduğunu işitmiştir. Ebu Rayhane Rasulullah'ın (sav) ateşin yakmayacağı üçüncü bir gözden de söz ettiğini,ancak onu unuttuğunu söylemiştir. Ebu Şurey, üçüncü göz hakkında Rasulullah'ın (sav) "Ateş, Allah'ın bakılmasını yasakladığı şeylere bakmayan veya Allah yolunda (savaşırken) oyulan göze de haram kılınmıştır." buyurduğunu birisinden işittiğini belirtmiştir. Bize Hakem b. Mübarek, ona İbnü'd-Deraverdî, ona Salih b. Muhammed b. Zaide, ona Ömer b. Abdülaziz, ona da Ukbe b. Amir el-Cühenî'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah ordunun başında nöbet tutan askere rahmetiyle muamele etsin." Abdullah ed-Darimî, Ömer b. Abdülaziz'in Ukbe b. Amir'le görüşmediğini söylemiştir.(Dolayısıyla ikinci rivayetin senedinde inkıta bulunmaktadır.)
Bize Muhammed b. Rumh b. Muhacir ve Yahya b. Yahya, o ikisine Leys, ona Yahya b. Said, ona İbn Habban, ona Enes b. Malik, ona da teyzesi Ümmü Haram bt. Milhan şunu nakletmiştir: Rasulullah (sav) bir gün benim yakınımda bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben, ey Allah'ın Rasulü (sav)! Seni güldüren nedir dedim. "Ümmetimden bazı insanlar, şu yeşil denizin sırtına biner vaziyette (gemiler üzerinde cihat ederken) bana (rüyamda) gösterildiler" buyurdu. [Devamında ravi, Hammad b. Zeyd'in hadisindekine benzer ifadeler zikretmiştir.]
Açıklama: Kaynaklarda "Yeşil deniz" ifadesinin belli bir deniz için kullanılmadığı, denizin genel vasfı olarak zikredildiği belirtilmektedir. (Mübarekfuri, Minnetü'l-mun'im)
Bize Yahya b. Eyyüb, Kuteybe ve İbn Hucr, onlara İsmail -bu zat İbn Cafer'dir- ona Abdullah b. Abdurrahman, Enes b. Malik'in şöyle anlatırken işittiğini nakletmiştir: Rasulullah (sav) Enes'in teyzesi bt. Milhan'a gelerek onun yanında uyudu. Ravi, devamında İshak b. Ebu Talha ve Muhammmed b. Yahya b. Habban'ın hadislerinin aynısını rivayet etmiştir: [(Rasulullah (sav) bir gün benim yakınımda bir yerde uyudu. Sonra gülümseyerek uyandı. Ben, ey Allah'ın Rasulü (sav)! Seni güldüren nedir dedim. "Ümmetimden bazı insanlar şu yeşil denizin sırtına biner vaziyette (Allah yolunda deniz seferi yaparlarken) bana gösterildiler" buyurdu.)]
Bize Amr en-Nâkıd, ona İsmail b. İbrahim, ona el-Cüreyrî, ona Ebu Nadre, ona da Ebu Said el-Hudrî (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) ile ramazan ayında gazveye çıkardık. Kimimiz oruçlu olur, kimimiz de oruç tutmazdı. Ne oruç tutan tutmayanı ne de oruç tutmayan oruç tutanı ayıplardı. Onlar, gücü yetenin oruç tutabileceğini ve bunun güzel bir davranış olduğunu düşünür, aynı şekilde zayıflık hissedenlerin de oruç tutmayabileceğine ve bunun da güzel bir davranış olduğuna inanırlardı."