(Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
54996, KK16/37
Hadis:
إِن تَحْرِصْ عَلَى هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللّهَ لاَ يَهْدِي مَن يُضِلُّ وَمَا لَهُم مِّن نَّاصِرِينَ
Tercemesi:
(Resûlüm!) Sen, onların hidayete ermelerine çok düşkünlük göstersen de bil ki Allah, saptırdığı kimseyi (dilemezse) hidayete erdirmez. Onların yardımcıları da yoktur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Kur'an, Kur'an-ı Kerim, Nahl 16/37, /
Senetler:
()
Konular:
Ahiret
Allah İnancı, hidayet ve dalalete sevketmesi
Hz. Peygamber, örnekliği
İman, Esasları: Kader, Allah'ın dilemesi/meşîet
KTB, İMAN
KTB, KADER
Şirk, Şirk- Müşrik
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِبِلاَلٍ « الْغَدَاءُ يَا بِلاَلُ » . فَقَالَ إِنِّى صَائِمٌ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَأْكُلُ أَرْزَاقَنَا وَفَضْلُ رِزْقِ بِلاَلٍ فِى الْجَنَّةِ أَشَعَرْتَ يَا بِلاَلُ أَنَّ الصَّائِمَ تُسَبِّحُ عِظَامُهُ وَتَسْتَغْفِرُ لَهُ الْمَلاَئِكَةُ مَا أُكِلَ عِنْدَهُ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17333, İM001749
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْمُصَفَّى حَدَّثَنَا بَقِيَّةُ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ عَنْ سُلَيْمَانَ بْنِ بُرَيْدَةَ عَنْ أَبِيهِ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لِبِلاَلٍ « الْغَدَاءُ يَا بِلاَلُ » . فَقَالَ إِنِّى صَائِمٌ . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « نَأْكُلُ أَرْزَاقَنَا وَفَضْلُ رِزْقِ بِلاَلٍ فِى الْجَنَّةِ أَشَعَرْتَ يَا بِلاَلُ أَنَّ الصَّائِمَ تُسَبِّحُ عِظَامُهُ وَتَسْتَغْفِرُ لَهُ الْمَلاَئِكَةُ مَا أُكِلَ عِنْدَهُ » .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Musaffâ, ona Bakiyye, ona Muhammed b. Abdurrahman, ona Süleyman b. Büreyde, ona da babası (Büreyde b. Husayb) şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav), Bilal'e, ''ey Bilal! (Haydi) öyle yemeği(ne)!'' buyurdu. O, ''ben oruçluyum'' dedi. Rasulullah (sav), ''Biz rızıklarımızı yeriz. Bilal'in rızkının fazlası cennettedir. Ey Bilal! Oruçlunun kemiklerinin tesbihte bulunduğunu ve onun yanında yemek yendiği sürece meleklerin onun için bağışlanma dilediğini bilir misin?'' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mâ câe fi's-sıyâm 46, /279
Senetler:
1. Ebu Abdullah Büreyde b. Husayb el-Eslemî (Amir b. Husayb b. Abdullah b. Haris b. A'rec)
2. Süleyman b. Büreyde el-Eslemî (Süleyman b. Büreyde b. Husayb)
3. Muhammed b. Abdurrahman el-Kuşeyrî (Muhammed b. Abdurrahman)
4. Ebu Muhammed Bakiyye b. Velîd el-Kilâ'î (Bakiyye b. Velîd b. Sâid b. Ka'b b. Harîz)
5. Muhammed b. Musaffa el-Kuraşi el-Hımsî (Muhammed b. Musaffa b. Behlül)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Nafile Oruç, nafile
Oruç, Müslüman Üzerindeki Etkisi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20576, B006063
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ حَدَّثَنَا هِشَامُ بْنُ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - قَالَتْ مَكَثَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم كَذَا وَكَذَا يُخَيَّلُ إِلَيْهِ أَنَّهُ يَأْتِى أَهْلَهُ وَلاَ يَأْتِى ، قَالَتْ عَائِشَةُ فَقَالَ لِى ذَاتَ يَوْمٍ « يَا عَائِشَةُ إِنَّ اللَّهَ أَفْتَانِى فِى أَمْرٍ اسْتَفْتَيْتُهُ فِيهِ ، أَتَانِى رَجُلاَنِ ، فَجَلَسَ أَحَدُهُمَا عِنْدَ رِجْلَىَّ وَالآخَرُ عِنْدَ رَأْسِى ، فَقَالَ الَّذِى عِنْدَ رِجْلَىَّ لِلَّذِى عِنْدَ رَأْسِى مَا بَالُ الرَّجُلِ قَالَ مَطْبُوبٌ . يَعْنِى مَسْحُورًا . قَالَ وَمَنْ طَبَّهُ قَالَ لَبِيدُ بْنُ أَعْصَمَ . قَالَ وَفِيمَ قَالَ فِى جُفِّ طَلْعَةٍ ذَكَرٍ فِى مُشْطٍ وَمُشَاقَةٍ ، تَحْتَ رَعُوفَةٍ فِى بِئْرِ ذَرْوَانَ » . فَجَاءَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « هَذِهِ الْبِئْرُ الَّتِى أُرِيتُهَا كَأَنَّ رُءُوسَ نَخْلِهَا رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ ، وَكَأَنَّ مَاءَهَا نُقَاعَةُ الْحِنَّاءِ » . فَأَمَرَ بِهِ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَأُخْرِجَ . قَالَتْ عَائِشَةُ فَقُلْتُ يَا رَسُولَ اللَّهِ فَهَلاَّ - تَعْنِى - تَنَشَّرْتَ فَقَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « أَمَّا اللَّهُ فَقَدْ شَفَانِى ، وَأَمَّا أَنَا فَأَكْرَهُ أَنْ أُثِيرَ عَلَى النَّاسِ شَرًّا » . قَالَتْ وَلَبِيدُ بْنُ أَعْصَمَ رَجُلٌ مِنْ بَنِى زُرَيْقٍ حَلِيفٌ لِيَهُودَ .
Tercemesi:
Bize el-Humeydî (Abdullah b. Zübeyr), ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şu kadar vakit ikamet etti, kendisine ailesinin yanına gitmediği halde gitmiş gibi gösterilirdi. Aişe dedi ki: Bir gün bana: "Ey Aişe! Allah bana, hakkında fetva istediğim bir hususta bana fetva verdi. Şöyle ki: Yanıma iki adam geldi. Bunlardan birisi ayaklarımın, diğeri ise başımın yanına oturdu. Ayaklarımın yanındaki, başımın yanındakine: 'Bu adamın nesi var?' diye sordu. Diğeri de: 'Buna tıbb yapılmış, yani sihir yapılmış' dedi. 'Ona kim sihir yaptı' dediğinde, diğeri: 'Lebid b. A'sam' diye cevap verdi. Sonra da: 'Bu sihir ne ile yapılmış' diye sordu. Diğeri de: 'Zervan Kuyusu'nun içinde büyük bir taşın altında bir tarak, tararken dökülen saçlar ve erkek hurmanın kurumuş kabuğu ile yapılmıştır' dedi. Sonra Rasulullah (sav) bu kuyuya gitti ve: 'Bana (rüyamda) gösterilen kuyu işte budur. Kuyunun etrafındaki hurma ağaçlarının başları (uçları), şeytanların başları gibidir. Kuyunun suyu ise (içine atılanlar sebebiyle) kına rengi gibidir.' Rasulullah (sav) (kuyudan sihir malzemelerinin çıkarılmasını) emretti de onlar dışarı çıkarıldı. Aişe (büyüyü kastederek): 'Ey Allah'ın Rasulü! Bunu yapanı niçin (aşığa çıkarıp) yaymıyorsun?' Rasulullah (sav) da: 'Allah beni iyileştirdi. Ben bunu söyleyip de insanlara sihir şerrini yaymak istemem' buyurdu." Aişe dedi ki: Velid b. A'sam, Zurayk Oğulları'ndan Yahudiler'le müttefik olan bir adamdı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 56, 2/502
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Diyalog, Hz. Peygamber'in / Sahabenin Yahudilerle ilişkileri
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, ADAB
Rüya, doğru çıkanı
Rüya, peygamberlerin
Rüya, rüya ile amel
Rüya, rüyanın tabiri
Sihir, sihir/büyü
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ اسْتَأْذَنَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ نِسْوَةٌ مِنْ قُرَيْشٍ يَسْأَلْنَهُ وَيَسْتَكْثِرْنَهُ ، عَالِيَةً أَصْوَاتُهُنَّ عَلَى صَوْتِهِ ، فَلَمَّا اسْتَأْذَنَ عُمَرُ تَبَادَرْنَ الْحِجَابَ ، فَأَذِنَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَدَخَلَ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَضْحَكُ فَقَالَ أَضْحَكَ اللَّهُ سِنَّكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى فَقَالَ « عَجِبْتُ مِنْ هَؤُلاَءِ اللاَّتِى كُنَّ عِنْدِى ، لَمَّا سَمِعْنَ صَوْتَكَ تَبَادَرْنَ الْحِجَابَ » . فَقَالَ أَنْتَ أَحَقُّ أَنْ يَهَبْنَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْهِنَّ فَقَالَ يَا عَدُوَّاتِ أَنْفُسِهِنَّ أَتَهَبْنَنِى وَلَمْ تَهَبْنَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْنَ إِنَّكَ أَفَظُّ وَأَغْلَظُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِيهٍ يَا ابْنَ الْخَطَّابِ ، وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا لَقِيَكَ الشَّيْطَانُ سَالِكًا فَجًّا إِلاَّ سَلَكَ فَجًّا غَيْرَ فَجِّكَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20600, B006085
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ حَدَّثَنَا إِبْرَاهِيمُ عَنْ صَالِحِ بْنِ كَيْسَانَ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عَبْدِ الْحَمِيدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ زَيْدِ بْنِ الْخَطَّابِ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ سَعْدٍ عَنْ أَبِيهِ قَالَ اسْتَأْذَنَ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ - رضى الله عنه - عَلَى رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَعِنْدَهُ نِسْوَةٌ مِنْ قُرَيْشٍ يَسْأَلْنَهُ وَيَسْتَكْثِرْنَهُ ، عَالِيَةً أَصْوَاتُهُنَّ عَلَى صَوْتِهِ ، فَلَمَّا اسْتَأْذَنَ عُمَرُ تَبَادَرْنَ الْحِجَابَ ، فَأَذِنَ لَهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم فَدَخَلَ وَالنَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَضْحَكُ فَقَالَ أَضْحَكَ اللَّهُ سِنَّكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ بِأَبِى أَنْتَ وَأُمِّى فَقَالَ « عَجِبْتُ مِنْ هَؤُلاَءِ اللاَّتِى كُنَّ عِنْدِى ، لَمَّا سَمِعْنَ صَوْتَكَ تَبَادَرْنَ الْحِجَابَ » . فَقَالَ أَنْتَ أَحَقُّ أَنْ يَهَبْنَ يَا رَسُولَ اللَّهِ . ثُمَّ أَقْبَلَ عَلَيْهِنَّ فَقَالَ يَا عَدُوَّاتِ أَنْفُسِهِنَّ أَتَهَبْنَنِى وَلَمْ تَهَبْنَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقُلْنَ إِنَّكَ أَفَظُّ وَأَغْلَظُ مِنْ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِيهٍ يَا ابْنَ الْخَطَّابِ ، وَالَّذِى نَفْسِى بِيَدِهِ مَا لَقِيَكَ الشَّيْطَانُ سَالِكًا فَجًّا إِلاَّ سَلَكَ فَجًّا غَيْرَ فَجِّكَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail (b. Ebu Üveys), ona İbrahim (b. Sad), ona Salih b. Keysan, ona İbn Şihab (ez-Zührî), ona Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab, ona Muhammed b. Sad, ona da babası (Sad b. Ebu Vakkas) şöyle demiştir: Ömer b. Hattab (ra) Rasulullah'ın (sav) huzuruna gelmek için izin istedi. Bu sırada Rasulullah'ın (sav) yanında Kureyş kabilesinden bazı kadınlar vardı ve kendilerine daha fazla verilmesini istiyorlardı. Bu esnada sesleri de Rasulullah'ın (sav) sesinden daha yüksek tonda çıkıyordu. Ömer içeri girmek için izin istediğinde, kadınlar perdenin arkasına doğru koşuştular. Rasulullah (sav) Ömer'in gelmesine izin verdi. Ömer huzura geldiğinde Rasulullah (sav) gülüyordu. Ömer de bunun üzerine: 'Ey Allah'ın Rasul'ü (sav) anam babam sana feda olsun, Allah seni güldürsün.' (Böyle derken aynı zamanda gülme sebebini de sormuştur.) Rasulullah (sav): "Yanımdaki kadınların şu haline şaşırdım. Onlar senin sesini duydukları gibi perdenin arkasına koşuştular." buyurdu. Ömer de: 'Ey Allah'ın Rasul'ü (sav), sen onların övgülerine daha layıksın' dedi. Sonra kadınlara yöneldi ve: 'Ey nefisleri düşman olan kadınlar! Rasulullah'a (sav) saygı göstermeyip de benden mi çekiniyorsunuz?' dedi. Kadınlar da kendisine yönelip: 'Çünkü sen Rasulullah'tan (sav) daha kaba ve daha ağır konuşuyorsun' dediler. Rasulullah (sav), Ömer'e: "Ey Hattab oğlu, sen kadınlara cevap yetiştirmeyi bırak! Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin olsun ki, sen bir yoldayken Şeytan asla seninle karşılaşmaz, senin gittiğin yoldan başka bir yola yönelip gider" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 68, 2/506
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Muhammed b. Sa'd ez-Zühri (Muhammed b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. Ebu Ömer Abdülhamid b. Abdurrahman el-Adevi (Abdülhamid b. Abdurrahman b. Zeyd b. Hattab)
4. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
5. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
6. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, ADAB
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ قَالَ سَمِعْتُ شَقِيقًا يَقُولُ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَسَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قِسْمَةً كَبَعْضِ مَا كَانَ يَقْسِمُ ، فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ وَاللَّهِ إِنَّهَا لَقِسْمَةٌ مَا أُرِيدَ بِهَا وَجْهُ اللَّهِ . قُلْتُ أَمَّا أَنَا لأَقُولَنَّ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَيْتُهُ وَهْوَ فِى أَصْحَابِهِ فَسَارَرْتُهُ فَشَقَّ ذَلِكَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَتَغَيَّرَ وَجْهُهُ وَغَضِبَ ، حَتَّى وَدِدْتُ أَنِّى لَمْ أَكُنْ أَخْبَرْتُهُ ثُمَّ قَالَ « قَدْ أُوذِىَ مُوسَى بِأَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ فَصَبَرَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20645, B006100
Hadis:
حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ حَفْصٍ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا الأَعْمَشُ قَالَ سَمِعْتُ شَقِيقًا يَقُولُ قَالَ عَبْدُ اللَّهِ قَسَمَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم قِسْمَةً كَبَعْضِ مَا كَانَ يَقْسِمُ ، فَقَالَ رَجُلٌ مِنَ الأَنْصَارِ وَاللَّهِ إِنَّهَا لَقِسْمَةٌ مَا أُرِيدَ بِهَا وَجْهُ اللَّهِ . قُلْتُ أَمَّا أَنَا لأَقُولَنَّ لِلنَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَأَتَيْتُهُ وَهْوَ فِى أَصْحَابِهِ فَسَارَرْتُهُ فَشَقَّ ذَلِكَ عَلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَتَغَيَّرَ وَجْهُهُ وَغَضِبَ ، حَتَّى وَدِدْتُ أَنِّى لَمْ أَكُنْ أَخْبَرْتُهُ ثُمَّ قَالَ « قَدْ أُوذِىَ مُوسَى بِأَكْثَرَ مِنْ ذَلِكَ فَصَبَرَ » .
Tercemesi:
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Gıyas), ona Ameş (Süleyman b. Mihran), ona da Şakik (b. Seleme) şöyle demiştir: Abdullah (b. Mesud) şöyle dedi: Rasulullah (sav) eskiden yapmış olduğu gibi ganimet mallarını taksim ediyordu. Ensar'dan bir adam: 'Muhakkak bu taksim Allah'ın istemediği bir şekilde gerçekleşmiştir' dedi. Ben de: 'Bu sözü kesinlikle Rasulullah'a söyleyeceğim' dedim. Rasulullah'a geldim, kendisi sahabilerle birlikteydi. Kendisine doğru gittim ve ona durumu haber verdim. O söz Rasulullah'a (sav) ağır geldi, yüzünün rengi değişti ve öfkelendi hatta kendi kendime keşke bunu ona söylemeseydim dedim. Sonra Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Allah'a yemin olsun ki Musa'ya bundan daha fazlaysıyla eziyet edilmişti de o sabretti."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Edeb 71, 2/508
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Muhammed Süleyman b. Mihran el-A'meş (Süleyman b. Mihran)
4. Ebu Ömer Hafs b. Gıyas en-Nehaî (Hafs b. Gıyas b. Talk b. Muaviye b. Malik)
5. Ebu Hafs Ömer b. Hafs en-Nehaî (Ömer b. Hafs b. Giyas b. Talk b. Muaviye)
Konular:
Hz. Peygamber, kızması
Hz. Peygamber, örnekliği
KTB, ADAB
Peygamberler, Hz. Musa ve Ailesi
Öneri Formu
Hadis Id, No:
20846, N002291
Hadis:
أَخْبَرَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عِيسَى قَالَ حَدَّثَنَا ابْنُ الْمُبَارَكِ قَالَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ مِقْسَمٍ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم صَامَ فِى السَّفَرِ حَتَّى أَتَى قُدَيْدًا ثُمَّ دَعَا بِقَدَحٍ مِنْ لَبَنٍ فَشَرِبَ فَأَفْطَرَ هُوَ وَأَصْحَابُهُ .
Tercemesi:
Bize Zekeriyya b. Yahya, ona Hasan b. İsa, ona İbn Mübârek, ona Şu'be, ona Hakem, ona Miksem, ona da İbn Abbas şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) yolculukta Kudeyd (denilen yere) gelene dek oruç tuttu. Sonra süt (dolu) bir bardak isteyip içti. (Böylece) o ve ashabı oruç(larını) bozdu(lar).
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Sıyâm 54, /2236
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Kasım Miksem b. Becere (Miksem b. Becere)
3. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Ali Hasan b. İsa el-Mâsercisî (Hasan b. İsa b. Mâsercis)
7. Ebu Abdurrahman Zekeriyya b. Yahya es-Siczî (Zekeriyya b. Yahya b. İyas b. Seleme)
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Oruç, Hz. Peygamber'in
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنَا عَاصِمٌ الأَحْوَلُ سَمِعْتُ أَبَا عُثْمَانَ يُحَدِّثُ عَنْ أُسَامَةَ أَنَّ ابْنَةً لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرْسَلَتْ إِلَيْهِ وَمَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ وَسَعْدٌ وَأُبَىٌّ أَنَّ ابْنِى قَدِ احْتُضِرَ فَاشْهَدْنَا . فَأَرْسَلَ يَقْرَأُ السَّلاَمَ وَيَقُولُ « إِنَّ لِلَّهِ مَا أَخَذَ وَمَا أَعْطَى وَكُلُّ شَىْءٍ عِنْدَهُ مُسَمًّى فَلْتَصْبِرْ وَتَحْتَسِبْ » . فَأَرْسَلَتْ إِلَيْهِ تُقْسِمُ عَلَيْهِ ، فَقَامَ وَقُمْنَا مَعَهُ ، فَلَمَّا قَعَدَ رُفِعَ إِلَيْهِ ، فَأَقْعَدَهُ فِى حَجْرِهِ وَنَفْسُ الصَّبِىِّ تَقَعْقَعُ ، فَفَاضَتْ عَيْنَا رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ سَعْدٌ مَا هَذَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « هَذَا رَحْمَةٌ يَضَعُهَا اللَّهُ فِى قُلُوبِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ، وَإِنَّمَا يَرْحَمُ اللَّهُ مِنْ عِبَادِهِ الرُّحَمَاءَ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
24450, B006655
Hadis:
حَدَّثَنَا حَفْصُ بْنُ عُمَرَ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ أَخْبَرَنَا عَاصِمٌ الأَحْوَلُ سَمِعْتُ أَبَا عُثْمَانَ يُحَدِّثُ عَنْ أُسَامَةَ أَنَّ ابْنَةً لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَرْسَلَتْ إِلَيْهِ وَمَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أُسَامَةُ بْنُ زَيْدٍ وَسَعْدٌ وَأُبَىٌّ أَنَّ ابْنِى قَدِ احْتُضِرَ فَاشْهَدْنَا . فَأَرْسَلَ يَقْرَأُ السَّلاَمَ وَيَقُولُ « إِنَّ لِلَّهِ مَا أَخَذَ وَمَا أَعْطَى وَكُلُّ شَىْءٍ عِنْدَهُ مُسَمًّى فَلْتَصْبِرْ وَتَحْتَسِبْ » . فَأَرْسَلَتْ إِلَيْهِ تُقْسِمُ عَلَيْهِ ، فَقَامَ وَقُمْنَا مَعَهُ ، فَلَمَّا قَعَدَ رُفِعَ إِلَيْهِ ، فَأَقْعَدَهُ فِى حَجْرِهِ وَنَفْسُ الصَّبِىِّ تَقَعْقَعُ ، فَفَاضَتْ عَيْنَا رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ سَعْدٌ مَا هَذَا يَا رَسُولَ اللَّهِ قَالَ « هَذَا رَحْمَةٌ يَضَعُهَا اللَّهُ فِى قُلُوبِ مَنْ يَشَاءُ مِنْ عِبَادِهِ ، وَإِنَّمَا يَرْحَمُ اللَّهُ مِنْ عِبَادِهِ الرُّحَمَاءَ » .
Tercemesi:
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be (b. Haccac), ona Asım (b. Süleyman) el-Ahvel, ona Ebu Osman (Abdurrahman b. Mül), ona da Üsame (b. Zeyd) şöyle demiştir: Rasulullah'ın bir kızı kendisine haber gönderdi. O sırada Rasulullah'ın (sav) yanında Üsame b. Zeyd, Sa'b b. Ubâde ve Ubeyy b. Ka'b bulunuyordu. Kızı (Zeynep) Rasulullah'a: "Oğlum ölüyor bize geliniz" diyordu. Hz. Peygamber de kızına selam göndererek: "Allah'ın aldığı da verdiği kendisine aittir. Allah katında her şey için bir ömür belirlenmiştir. Ey kızım! Sabret ve bunun karşılığını ahirette bekle" diye cevap yolladı. Biraz sonra kızı tekrar haber gönderip bu defa yemin ederek muhakkak gelmesini istedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kalktı biz de peşi sıra kalktık. Rasulullah (sav) (kızının evine gelince) oturdu. Çocuk kendisine verildi. Rasulullah çocuğu kucağına oturttu. Çocuğun can çekişiyordu. Rasulullah'ın (sav) gözleri dolup taştı. Bunun üzerine Sa'd b. Ubâde: 'Ey Allah'ın Rasulü! Bu yaş da nedir? dedi. Rasulullah (sav) da: "Bu, Allah'ın dilediği kullarının kalplerine yerleştirdiği rahmettir. Allah ancak kullarından merhametli olanlara merhamet eder" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Eymân ve'n-Nuzûr 9, 2/604
Senetler:
1. Ebu Üsame Zeyd b. Harise el-Kelbi (Zeyd b. Harise b. Şurahîl b. Ka'b)
2. Ebu Osman en-Nehdî (Abdurrahman b. Mül b. Amr b. Adiy b. Vehb)
3. Ebu Abdurrahman Asım el-Ahvel (Asım b. Süleyman)
4. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
5. Ebu Ömer Hafs b. Ömer el-Ezdî (Hafs b. Ömer b. Hâris b. Sehbera)
Konular:
Hz. Peygamber, çocuklara verdiği önem
Hz. Peygamber, örnekliği
Sabır, sabretmek
Yemin, yemin kültürü ve lafızları
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَعْمَرٍ الأَنْصَارِىِّ عَنْ أَبِى يُونُسَ مَوْلَى عَائِشَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَجُلاً قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ وَاقِفٌ عَلَى الْبَابِ وَأَنَا أَسْمَعُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُصْبِحُ جُنُبًا وَأَنَا أُرِيدُ الصِّيَامَ . فَقَالَ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أُصْبِحُ جُنُبًا وَأَنَا أُرِيدُ الصِّيَامَ فَأَغْتَسِلُ وَأَصُومُ . فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ لَسْتَ مِثْلَنَا قَدْ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ . فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ وَاللَّهِ إِنِّى لأَرْجُو أَنْ أَكُونَ أَخْشَاكُمْ لِلَّهِ وَأَعْلَمَكُمْ بِمَا أَتَّقِى.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35521, MU000642
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ مَعْمَرٍ الأَنْصَارِىِّ عَنْ أَبِى يُونُسَ مَوْلَى عَائِشَةَ عَنْ عَائِشَةَ أَنَّ رَجُلاً قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ وَاقِفٌ عَلَى الْبَابِ وَأَنَا أَسْمَعُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنِّى أُصْبِحُ جُنُبًا وَأَنَا أُرِيدُ الصِّيَامَ . فَقَالَ صلى الله عليه وسلم وَأَنَا أُصْبِحُ جُنُبًا وَأَنَا أُرِيدُ الصِّيَامَ فَأَغْتَسِلُ وَأَصُومُ . فَقَالَ لَهُ الرَّجُلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ إِنَّكَ لَسْتَ مِثْلَنَا قَدْ غَفَرَ اللَّهُ لَكَ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَأَخَّرَ . فَغَضِبَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَقَالَ وَاللَّهِ إِنِّى لأَرْجُو أَنْ أَكُونَ أَخْشَاكُمْ لِلَّهِ وَأَعْلَمَكُمْ بِمَا أَتَّقِى.
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman b. Ma'mer el-Ensârî, ona Ebu Yunus mevlâ Aişe, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir:
Kapıda durur vaziyette bir adam, Rasulullah'a, "Yâ Rasulullah! Oruç tutmayı istediğim halde cünüp olarak sabahladım" dedi. Ben de (konuşulanları) dinliyordum. Hz. Peygamber (sav), "Oruç tutmayı istediğim halde ben de cünüp olarak sabahlıyorum (ve) gusül abdesti alıp oruç tutuyorum!" buyurdu. Adam, Nebî'ye (sav), "Yâ Rasulullah! Sen bizim gibi değilsin ki! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını muhakkak bağışlamıştır!" dedi. (Bu söz üzerine) Rasulullah (sav) öfkelendi ve "Vallahi! Ben, Allah'tan en çok korkanınız ve korktuğum şeylerde de en bilgiliniz olmayı umuyorum" buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Sıyâm 642, 1/100
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Oruç, cünüp olarak sabahlayan oruç tutar mı?
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19243, T003257
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ الأَسْوَدِ أَبُو عَمْرٍو الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ رَبِيعَةَ عَنِ ابْنِ جُرَيْجٍ عَنْ عَطَاءٍ عَنْ عَائِشَةَ رضى الله عنها قَالَتْ: كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِذَا رَأَى مَخِيلَةً أَقْبَلَ وَأَدْبَرَ فَإِذَا مَطَرَتْ سُرِّىَ عَنْهُ . قَالَتْ: فَقُلْتُ لَهُ . فَقَالَ :« وَمَا أَدْرِى لَعَلَّهُ كَمَا قَال: ( فَلَمَّا رَأَوْهُ عَارِضًا مُسْتَقْبِلَ أَوْدِيَتِهِمْ قَالُوا هَذَا عَارِضٌ مُمْطِرُنَا ) » . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Âişe (r.anha)’dan rivâyete göre, şöyle demiştir: Peygamber (s.a.v), bir yağmur bulutu gördüğü zaman bir ileri bir geri gelir giderdi o bulut yağmur indirince rahatlardı. Kendisine bunun sebebini sordum şöyle buyurdu: Bilemem belki de bu bulut, Allah’ın Kur’ân’da Ahkaf sûresi 24. ayette bildirildiği bulut olabilir: “Nihayet gelecek azabı, ufukta geniş bir bulut halinde, vadilerine doğru geldiğini görünce: “Bu bize yağmur yağdıracak bir buluttur” dediler. Hûd peygamber de: “Hayır, o sizin acele gelmesini istediğiniz şeydir, acıklı azabı getiren rüzgardır.” Tirmizî: Bu hadis hasendir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 46, 5/382
Senetler:
()
Konular:
Doğa Tasavvuru, gökyüzü
Doğa Tasavvuru, Tabiat hadiseleri karşısında gösterilen tavır
Hz. Peygamber, örnekliği
Öneri Formu
Hadis Id, No:
55149, KK16/89
Hadis:
وَيَوْمَ نَبْعَثُ فِي كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا عَلَيْهِم مِّنْ أَنفُسِهِمْ وَجِئْنَا بِكَ شَهِيدًا عَلَى هَـؤُلاء وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ
Tercemesi:
O gün her ümmetin içinden kendilerine birer şahit göndereceğiz. Seni de hepsinin üzerine şahit olarak getireceğiz. Ayrıca bu Kitab'ı da sana, her şey için bir açıklama, bir hidayet ve rahmet kaynağı ve müslümanlar için bir müjde olarak indirdik.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
, ,
Senetler:
()
Konular:
Hz. Peygamber, örnekliği
Kıyamet, ahvali
Kur'an, İndirilişi ve indiriliş gayesi
Kur'an, müjdedir