64 Kayıt Bulundu.
Açıklama: Yemen, önemli bir medeniyete merkezlik yapmış bir yerdir. Macerası Kur’ân-ı Kerîm’de anlatılan Saba Melike’sinin yurdudur. Medenî bir geçmişe sahip olmaları, onlara nezâket, yumuşaklık, anlayış gibi bazı güzel ahlakî hasletler kazandırmıştı. İşte hadîste de buna işaret edilmektedir. Muhtemelen hadîste amaç, mekân ve kişilerden ziyade güzel huy ve ahlâka, nezaket ve inceliğe dikkat çekmektir. Rabîa ve Muda kâfirleri, deve çobanlığı yapan bedevîlerdi. Son derece sert, kaba, zalim ve kan dökücü insanlardı. Buradan hareketle muhtemelen hadîste, bu kötü hulara dikkat çekilmekte ve bu tabiattan sakınılması gerektiğine işaret edilmektedir.
Bize Kabîsa, ona Süfyan; (T) Bize Muhammed b. Beşşar, ona İbn Mehdi, ona Süfyan, ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh) Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: "Cüheyne, Müzeyne, Eslem, Gıfar kabilelerinin Temim oğulları, Esed oğulları, Abdullah b. Gatafan oğulları ve Âmir b. Sa'sa'a oğullarından hayırlı oldukları konusunda görüşünüz nedir?" Bir adam “onlar ümitleri boşa çıkan ve kaybedenlerdir” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "evet onlar (yani Cüheyne, Müzeyne, Eslem, Gıfar kabileleri) Temim oğulları, Esed oğulları, Abdullah b. Gatafan oğulları ve Âmir b. Sa'sa'a oğullarından daha hayırlılardır" buyurdu.
Bize Muhammed b. Beşşar, ona Gunder, ona Şube, ona Muhammed b. Ebu Yakub, ona Abdurrahman b. Ebu Bekre, ona da babası (Ebu Bekre Nüfey' b. Mesruh) şöyle haber vermiştir: Akra b. Hâbis, Hz. Peygamber'e (sav) gelerek “sana ancak hacıları soyan kabileler olan Eslem, Gıfar, Müzeyne ve Cüheyne” -Cüheyne konusunda ravi Muhammed b. Ebu Yakub şüphe etmiştir- “biat etmiştir” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "Ne dersin Eslem, Gıfar, Müzeyne ve Cüheyne kabileleri Temim oğullları, Âmir oğulları, Esed ve Gatafan oğullarından daha hayırlıysa bunlar zarar ve ziyanda değil midir?" buyurdu. O da “evet” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) "canımı elinde tutan Allah'a yemin olsun ki onlar (yani Eslem, Gıfar, Müzeyne ve Cüheyne), onlardan (Temim oğullları, Âmir oğulları, Esed ve Gatafan oğullarından) daha hayırlıdır" buyurdu.
Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy ve Sehl b. Yusuf, onlara Katâde, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Lıhyân oğulları kabilelerinden bâzı kimseler Hz. Peyamber'e (sav) gelip kendilerinin Müslüman olduklarını söyleyerek kendi kavimlerine karşı Peygamber'den yardım istediler. Peygamber (sav) de onlara Ensâr'dan yetmiş kişi ile yardım gönderdi. Enes der ki: Biz gönderilen o sahabîleri "Kurrâ" olarak isimlendiriyorduk. Onlar gündüzleri odun toplayıp, geceleyin de namaz kılarlardı. O yetmiş sahâbî onlarla birlikte yürüyüp Maûne Kuyusuna ulaştıklarında kabileler bunlara hainlik yaptılar ve bu Kur'an hafızı sahâbîleri öldürdüler. Bu hâdise üzerine Peygamber (sav) bir ay Rı'l, Zekvân, Lıhyânoğulları kabilelerine bedduâ ederek kunût yaptı. Katâde der ki: Enes bize “"Dikkat edin, bizden kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu ve bizleri de razı kıldı" sözlerini Kur'an olarak okuduk. daha sonra bu sözlerin tilâveti kaldırıldı" diye rivayet etmiştir.
Muhammed b. Beşşâr, ona İbn Ebu Adiyy ve Sehl b. Yusuf, onlara Katâde, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etmiştir: Rı'l, Zekvân, Usayya ve Lıhyân oğulları kabilelerinden bâzı kimseler Hz. Peyamber'e (sav) gelip kendilerinin Müslüman olduklarını söyleyerek kendi kavimlerine karşı Peygamber'den yardım istediler. Peygamber (sav) de onlara Ensâr'dan yetmiş kişi ile yardım gönderdi. Enes der ki: Biz gönderilen o sahabîleri "Kurrâ" olarak isimlendiriyorduk. Onlar gündüzleri odun toplayıp, geceleyin de namaz kılarlardı. O yetmiş sahâbî onlarla birlikte yürüyüp Maûne Kuyusuna ulaştıklarında kabileler bunlara hainlik yaptılar ve bu Kur'an hafızı sahâbîleri öldürdüler. Bu hâdise üzerine Peygamber (sav) bir ay Rı'l, Zekvân, Lıhyânoğulları kabilelerine bedduâ ederek kunût yaptı. Katâde der ki: Enes bize “"Dikkat edin, bizden kavmimize tebliğ ediniz ki, bizler Rabbimize kavuştuk. O bizden razı oldu ve bizleri de razı kıldı" sözlerini Kur'an olarak okuduk. daha sonra bu sözlerin tilâveti kaldırıldı" diye rivayet etmiştir.