Giriş

Bize Ebu Nadr, ona Eyyüb b. Uyeyne, ona Kays b. Talk, ona da babası şöyle rivayet etmiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e geldi ve Ey Allah'ın elçisi! Birimiz cinsel organına dokunduğunda abdest alması gerekir mi? diye sordu. Hz. Peygamber (sav) "O, senden ya da bedeninden bir parça değil mi?" diye cevap verdi.


Açıklama: Bu rivayete göre kişi tıpkı diğer herhangi bir organına dokunduğunda abdesti bozulmadığı gibi cinsel organına dokunduğunda da abdesti bozulmaz. Nitekim Hanefi mezhebinde bu görüş benimsenmiştir.

    Öneri Formu
72874 HM024240 İbn Hanbel, V, 455

Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Gunder, ona Şu'be, ona da Ebu Cemre şöyle rivayet etmiştir: Ben, İbn Abbas ile insanlar arasında tercümanlık yapıyordum. İbn Abbas şöyle anlattı: Abdülkays oğulları heyeti Hz. Peygamber'in (sav) huzuruna gelmişlerdi. Hz. Peygamber (sav), "Kim bu heyet -ya da kim bu insanlar-?" diye sordu. Onlar da, 'Rabîa'yız' dediler. Hz. Peygamber (sav), "Cemâate -veya heyete- merhaba, hoş geldiniz. Allah utandırmasın ve pişman etmesin" dedi. Onlar, 'Biz uzak yerden geliyoruz. Bizimle senin aranda Mudar kafilerinin şu kabilesi var. Bu yüzden ancak haram aylarda sana gelebiliyoruz. Bize öyle şeyler söyle ki, geride bıraktıklarımıza onları haber verelim ve o sayede cennete girelim' dediler. Hz. Peygamber (sav) de, onlara dört şeyi emretti, dört şeyi de yasakladı. Onlara, aziz ve celil olan Allah'ın birliğine iman etmelerini emretti. Sonra da, "Allah'ın birliğine iman etmek ne demek, bilir misiniz?" diye sordu. Onlar, 'En doğrusunu Allah ve rasulü bilir' dediler. Hz. Peygamber (sav) şöyle devam etti: "Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in de Allah'ın rasulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan (orucunu) tutmak ve ganimetin beşte birini vermektir." Ayrıca Rasûlullah (sav) onlara dübbâı (kuru kabağın içi oyularak yapılan su kabı), hantemi (topraktan yapılan su testisi), müzeffeti (içi ziftle kaplanmış kap) ve nakîri (hurma kütüğünün içi oyularak yapılan su kabı) yasakladı. Râvi Şube, nakîr kelimesini bazen mukayyer diye telaffuz ederdi. Sonra şöyle buyurdu: "Bunları aklınızda tutun ve geride bıraktıklarınıza haber verin."


    Öneri Formu
1266 B000087 Buhari, İlim, 25

Bize Muhammed b. Abbâd b. Adem, ona babası (Abbâd b. Adem), ona Şu'be, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre; (T) Bize Hennâd b. Serî, ona Abde b. Süleyman, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme şöyle rivayet etmiştir: Ebu Hureyre birine "Ey kardeşimin oğlu! Sana Rasulullah'tan (sav) rivayette bulunduğumda ona (karşı çıkıp) örnekler getirme!" dedi. [Bize Ebu Hasan, ona Yahya b. Abdullah el-Kerâbîsî, ona Ali b. Ca'd, ona Şu'be, ona da Amr b. Mürre, Ali'nin (ra) rivayet ettiği hadisin benzerini nakletti.]


    Öneri Formu
288920 İM000022-2 İbn Mâce, Sunne, 2

Bize Nasr b. Ali, ona Abdullah b. Davud, ona Asım b. Recâ’ b. Hayve, ona da Davud b. Cemil, Kays b. Kesir’in şöyle dediğini nakletmiştir: Dımaşk Camisinde Ebu Derdâ ile beraber otururken, yanına bir adam geldi ve “Ey Ebu Derdâ, ben sana Medine’den Allah Rasulü’nün (sav) şehrinden, Rasulullah’tan (sav) rivayet etmekte olduğunu haber aldığım bir hadis için geldim” dedi. Ebu Derdâ “Yani seni buraya ticaret işi getirmedi, (öyle mi?)” dedi. O da “Hayır” diye karşılık verdi. Ebu Derdâ “Başka bir şey de mi getirmedi?” dedi. O (yine) “Hayır” diye cevap verince Ebu Derdâ “Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken işitmiştim” dedi: "Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiyi cennetin yollarından birine iletir. Muhakkak melekler, hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile ilim (öğrenme) peşinde olan kişi için Allah’tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altın ne de gümüş miras bırakmışlardır. Onların bıraktığı miras sadece ilimdir. Kim ilim elde ederse, (bu mirastan) nasibini –veya bol nasip- almış olur."


Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: وَإِنَّ الْمَلاَئِكَةَ لَتَضَعُ أَجْنِحَتَهَا رِضًا لِطَالِبِ الْعِلْمِ

    Öneri Formu
37327 DM000354 Darimi, Mukaddime, 32

Bize Affân, ona Hemmâm, ona Yahyâ b. Ebu Kesîr, ona da Ebu Seleme b. Abdurrahmân b. Avf şöyle demiştir:, "Ebu Saîd el-Hudrî’ye vardım ve 'Bizimle birlikte hurmalıklara çıksan da biraz sohbet etsek olmaz mı?' dedim, o da çıkıp geldi. Ona 'Kadir gecesi hakkında Rasulullah’tan (sav) işittiğin bir şeyi bana anlat' dedim, şöyle dedi: Rasulullah (sav) Ramazan’ın ilk on gününde itikâfa girdi. Biz de onunla beraber itikâfa girdik. Derken Cebrail (as) geldi ve 'Aradığın (gece) önündedir' dedi. Sonra Ramazan’ın yirminci günü sabahı olunca Rasulullah (sav) kalktı ve bize hutbe verip '(Kendisini kast ederek) Allah Rasulü (sav) ile birlikte itikâfta bulunan kimse, (itikâfına) geri dönsün. Zira bana Kadir gecesi gösterildi. O, Ramazan’ın son on günü içerisinde, tekli gecelerdedir. Fakat bana unutturuldu. Şüphesiz ben, kendimi çamur ve su içinde secde ederken gördüm' buyurdu. Biz o sırada gökte hiçbir şey görmüyorduk. [Hemmâm der ki: Sanırım Hz. peygamber (sav) bulutu ifade ederken 'Kazaa' kelimesini kullandı.] Sonra bir bulut geldi. Mescidin tavanı hurma dallarındandı. Biz yağmura tutulduk. Rasulullah (sav) bizimle namaz kıldı. Ben Rasulullah’ın (sav) alnında ve burnunun ucunda çamur ve su izini gördüm. Bu da onun gördüğü rüyayı doğrulamış oldu."


Açıklama: Şeyhayn'ın şartlarına göre sahihtir.

    Öneri Formu
52196 HM011727 İbn Hanbel, III, 74

Bize Mahmud b. Ğaylân şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Davud et-Tayâlisî'ye 'Abbad b. Mansur'dan epeyce rivayette bulunuyorsun. Ne oldu da Nadr b. Şümeyl'in bize naklettiği Attâre hadisini ondan dinlemiyorsun?' dedim. O bana 'Sus! Ben ve Abdurrahman b. Mehdî, Ziyad b. Meymun ile karşılaştık da ona bu hadisi sorduk ve 'Enes'ten aktardığın bu hadislerin durumu nedir?' dedik. O 'Günah işleyip tövbe eden biri hakkında ne dersiniz? Allah onu bağışlamaz mı?' dedi. 'Elbette (bağışlar)' dedik. Bunun üzerine bize 'Enes'ten hiç hadis işitmedim. Hadi insanlar bunu bilmiyor, ama siz demi benim Enes ile karşılaşmadığımı bilmiyorsunuz?' dedi. Ebu Davud devamla şöyle dedi: Bize ulaştığına göre (Ziyâd) yine Enes'ten hadis rivayet etmeye başladı. Ben ve Abdurrahman yanına gittik, yanına gittik 'Tövbe ediyorum' dedi. Sonraları yine Enes'ten nakilde bulunur oldu. Bunun üzerine biz de onu terk ettik."


    Öneri Formu
451 M000076 Müslim, Mukaddime, 7

Bize Humeydî, ona Süfyan, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'den (sav) rivayet etmiştir: "İsrail oğullarından bilgi aktarmanızda bir sakınca yoktur. Benden rivayet ediniz, ancak benim adıma yalan söylemeyiniz."


    Öneri Formu

Bize Muhammed b. Mütevekkil el-Askalani ve Hasan b. Ali, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) '(Kendi başına tesir eden) bulaşıcılık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurdu. Bunun üzerine (orada bulunan) bir bedevi 'Peki, ya develer? Kumda ceylan gibi sağlıklı dolaşırken, içlerine uyuz bir deve giriyor da hepsini uyuz ediyor. Bu nasıl oluyor?' dedi. Hz. Peygamber de 'Peki hastalığı ilkine bulaştıran kimdir?' karşılığını verdi." Mamer der ki: Bana Zührî, ona bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) 'Hastalık taşıyan, sağlıklı bir kimsenin yanına götürülmemelidir' buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam Ebu Hureyre'ye dönüp 'sen bize (daha önce) Peygamber'in (sav) '(Kendi başına tesir eden) bulaşıcılık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurduğunu söylememiş miydin?' dedi. Ebu Hureyre de 'bunu size ben söylemedim" karşılığını vermiştir." [Zührî der ki: Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin bu hadisi rivayet ettiğini bildirdi ve 'ben Ebu Hureyre'nin bu hadisten başka (rivayet ettiği) bir hadisi unuttuğunu duymadım' dedi.]


    Öneri Formu
288894 D003911-4 Ebu Davud, Tıb, 24

Bize Muhammed b. Mütevekkil el-Askalânî ve Hasan b. Ali, o ikisine Abdürrezzak, ona Mamer, ona Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) '(Kendi başına tesir eden) bulaşıcılık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurdu. Bunun üzerine (orada bulunan) bir bedevi 'Peki, ya develer? Kumda ceylan gibi sağlıklı dolaşırken, içlerine uyuz bir deve giriyor da hepsini uyuz ediyor. Bu nasıl oluyor?' dedi. Hz. Peygamber de 'Peki hastalığı ilkine bulaştıran kimdir?' karşılığını verdi." Mamer der ki: Bana Zührî, ona bir adam, ona da Ebu Hureyre şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) 'Hastalık taşıyan, sağlıklı bir kimsenin yanına götürülmemelidir' buyurmuştur. Bunun üzerine bir adam Ebu Hureyre'ye dönüp 'sen bize (daha önce) Peygamber'in (sav) '(Kendi başına tesir eden) bulaşıcılık, uğursuzluk, Safer ayının uğursuzluğu ve baykuş uğursuzluğu yoktur' buyurduğunu söylememiş miydin?' dedi. Ebu Hureyre de 'bunu size ben söylemedim' diye karşılık vermiştir." [Zührî der ki: Ebu Seleme, Ebu Hureyre'nin bu hadisi rivayet ettiğini bildirdi ve 'ben Ebu Hureyre'nin bu hadisten başka (rivayet ettiği) bir hadisi unuttuğunu duymadım' dedi.]


    Öneri Formu
288895 D003911-3 Ebu Davud, Tıb, 24