269 Kayıt Bulundu.
Bize İsmail b. Abdullah, ona Malik, ona da Zeyd b. Eslem, ona da babası (Eslem) şöyle demiştir: Ben Ömer b. Hattâb'ın (ra) beraber çarşıya çıktım. Yolda genç bir kadın Ömer’e yetişip “Ey Müminlerin Emiri! Eşim şehit oldu, Geride küçük çocuklar bıraktı. Allah’a yemin ederim ki onlar henüz bir koyun paçasını bile pişirecek yaşta değiller. Ne tarlaları var ne de hayvanları. Onların açlıktan öleceğinden korkuyorum. Ben, Hudeybiye’de Peygamber (sav) ile birlikte bulunan Gıfâr kabilesinden Hufâf b. İmâ el-Gıfârî’nin kızıyım” dedi. Bunun üzerine Ömer yoluna devam etmeyip o kadının yanında durdu. Sonra kadına hitaben “Kureyş'e yakın bir nesebe merhaba” dedi. Ardından evde bağlı duran, güçlü bir deveye yöneldi. O devenin üzerine iki çuval dolusu yiyecek, ayrıca nafaka ve giyecek yükledi. Deveye dizginini vererek kadına uzattı ve “bu yükü rızık edin, bu tükenmeden Allah sizlere hayır verecektir” dedi. Orada bulunan bir adam “ey Müminlerin Emiri, bu kadına çok verdin” dedi. Ömer de “Anan seni kaybetsin (yani seni doğurmamış olsaydı keşke)! Vallahi ben bu kadının babasıyla ve kardeşiyle birlikte bir kaleyi kuşattığımızı, o kaleyi fethettiklerini ve sonra bizim onların ganimetinden hissemizi aldığımızı hatırlıyorum!” dedi.
Bize Müsedded, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Mücâhid, ona İbn Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle demiştir: "Hz. Ali, Hudeybiye zamanında Nebi’nin (sav) yanına geldi. O sırada ben bir tencerenin altında ateş yakmakla meşguldüm. Bitler de başımdan (etrafa) saçılıyordu. Allah Rasulü (sav) 'Bu bitlerin seni rahatsız ediyor mu?' buyurdu. Ben de 'ediyor' dedim. Bunun üzerine 'Saçlarını tıraş et, sonra ya üç gün oruç tut, yahut altı fakire yemek yedir ya da bir kurban kes' buyurdu." [Eyyub der ki: Bunların hangisini söyleyerek başladığını bilmiyorum.]
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervân şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye zamanında Medine'den yüzer kişilik on küsur grup sahabiyle yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiklerinde Hz. Peygamber (sav), kurbanlıklarına boyunluk taktı, onları işaretledi ve umre niyetiyle ihrama girdi.
Bize Abdullah b. Muhammed b. Esma, ona Cüveyriye, ona Nâfi, ona Ubeydullah b. Abdullah ve Salim b. Abdullah, onlara Abdullah b. Ömer (T) Bize Musa b. İsmail, ona Cüveyriye, ona da Nafi, ona Abdullah'ın oğullarından biri babaları Abdullah b. Ömer'e şöyle söylemiştir: 'Bu sene kalsan, zira ben senin Beytullah'a varamayacağından endişe ederim' dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer şöyle dedi: 'Biz Hz. Peygamber (sav) ile yola çıktık. Bunun üzerine Kureyş kafirleri bizim Beytullah'a ulaşmamıza engel oldular. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) kurbanlarını kesti. Ashabından da kimi saçını kazıttı kimi de saçını kesti (ve ihramdan çıktı). Hz. Peygamber şöyle buyurdu: "Şahit olun, kendime bir umre yapmayı vacip kıldım." (İbn Ömer şöyle devam etti): Beytullah'a girmeme engel olunmazsa tavaf ederim. Beytullah'a girmeme engel olunursa Rasulullah'ın (sav) yaptığı gibi yaparım. Bir saat geçtikten sonra Abdullah b. Ömer şöyle dedi: '(Tamamlayamadığım takdirde) ben umre ile haccı bir görüyorum. Şahit olun! Umreme ilaveten bir haccı da kendime vacip kıldım.' Mekke'ye vardığında bir tavaf ve bir sa'y yaptı. (Orada ikamet edip, kurban gününde kurbanını kestikten sonra) hem hac hem de umre ihramının hepsinden birden çıktı.
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervân şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye zamanında Medine'den yüzer kişilik on küsur grup sahabiyle yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiklerinde Hz. Peygamber (sav), kurbanlıklarına boyunluk taktı, onları işaretledi ve umre niyetiyle ihrama girdi.
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah, ona Ma'mer, ona Zuhrî, ona Urve b. Zübeyr ona da Misver b. Mahreme ve Mervân şöyle söylemiştir: Hz. Peygamber (sav) Hudeybiye zamanında Medine'den yüzer kişilik on küsur grup sahabiyle yola çıktı. Zü'l-Huleyfe'ye geldiklerinde Hz. Peygamber (sav), kurbanlıklarına boyunluk taktı, onları işaretledi ve umre niyetiyle ihrama girdi.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Hişâm b. Ammâr arasında inkıta vardır.