حدثنا أبو نعيم عن بشير بن سلمان عن سيار أبي الحكم عن طارق قال : كنا عند عبد الله جلوسا فجاء آذنه فَقَالَ قد قامت الصلاة فقام وقمنا معه فدخلنا المسجد فرأى الناس ركوعا في مقدم المسجد فكبر وركع ومشينا وفعلنا مثل ما فعل فمر رجل مسرع فقال عليكم السلام يا أبا عبد الرحمن فقال صدق الله وبلغ رسوله فلما صلينا رجع فولج على أهله وجلسنا في مكاننا ننتظره حتى يخرج فقال بعضنا لبعض أيكم يسأله قال طارق أنا أسأله فسأله فقال عن النبي صلى الله عليه وسلم قال بين يدي الساعة تسليم الخاصة وفشو التجارة حتى تعين المرأة زوجها على التجارة وقطع الأرحام وفشو العلم وظهور الشهادة بالزور وكتمان شهادة الحق
Açıklama: Ravi zincirinde 3. ravinin künyesi farklı
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165751, EM001049
Hadis:
حدثنا أبو نعيم عن بشير بن سلمان عن سيار أبي الحكم عن طارق قال : كنا عند عبد الله جلوسا فجاء آذنه فَقَالَ قد قامت الصلاة فقام وقمنا معه فدخلنا المسجد فرأى الناس ركوعا في مقدم المسجد فكبر وركع ومشينا وفعلنا مثل ما فعل فمر رجل مسرع فقال عليكم السلام يا أبا عبد الرحمن فقال صدق الله وبلغ رسوله فلما صلينا رجع فولج على أهله وجلسنا في مكاننا ننتظره حتى يخرج فقال بعضنا لبعض أيكم يسأله قال طارق أنا أسأله فسأله فقال عن النبي صلى الله عليه وسلم قال بين يدي الساعة تسليم الخاصة وفشو التجارة حتى تعين المرأة زوجها على التجارة وقطع الأرحام وفشو العلم وظهور الشهادة بالزور وكتمان شهادة الحق
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym ona Beşir b. Selman ona Seyyar Ebu'l-hakem ona Tarık şöyle demiştir:
Biz, Abdullah'ın yanında oturuyorduk. Kapıcısı gelip:
"Namaz için kamet getirildi "dedi. O da kalktı; biz de onunla beraber kalktık ve mescide girdik. Abdullah, mescidin ön tarafında insanları rükû halinde gördü. Hemen tekbir alıp rükûa gitti. Biz de yürüdük ve onun yaptığı gibi yaptık. Bir adam süratle gelip:
esselamu aleyküm ey Ebû Abdurrahman dedi. O da:
"Allah doğru söyledi, Resulü de tebliğ etti" dedi. Namazı bitiridiğimizde o evine girdi, biz de yerimizde oturup onun çıkmasını bekledik. Birbirimize dedik ki: "Kim selâm hususunu ona soracak?" Tarık:
"Ben ona sorarım." dedi ve sordu. Abdullah b. Mes'ud Peygamber'in (s.a.) şöyle buyurduğunu söyledi:
«Kıyametin kopmasına yakın şu işler olacaktır: Kişiye Özel selâm verilmesi. Ticarette kadın kocasına yardım edecek kadar ticaretin yayılması. Akrabalık ilişkilerinin koparılması. İlmin yayılması. Yalancı tanıklığın ortaya çıkması. Doğruya tanıklığın gizlenmesi.»
Açıklama:
Ravi zincirinde 3. ravinin künyesi farklı
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 1049, /812
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
3. Ebu Hamza Seyyar el-Kufî (Seyyar)
4. Ebu İsmail Beşîr b. Selman en-Nehdî (Beşir b. Selman)
5. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Adab, Selam, selamlaşma adabı
Akraba, akrabalık ilişkileri, sıla-i rahim
Hz. Peygamber, gelecekten haber vermesi
Kıyamet, alametleri, Gelecek Tasavvuru
Kıyamet, alametleri, ilmin kalkması
KTB, ADAB
KTB, SELAM
Selam, aynı şekilde veya daha güzeliyle karşılık vermek
Yalan, yalancılık
Yargı, Şahitliğin önemi
Yemin, Yalan yere
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9192, M006635
Hadis:
وَحَدَّثَنَاهُ عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ بِهَذَا الإِسْنَادِ [ أَخْبَرَنِى حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّ أُمَّهُ أُمَّ كُلْثُومٍ بِنْتَ عُقْبَةَ بْنِ أَبِى مُعَيْطٍ وَكَانَتْ مِنَ الْمُهَاجِرَاتِ الأُوَلِ اللاَّتِى بَايَعْنَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم] « لَيْسَ الْكَذَّابُ الَّذِى يُصْلِحُ بَيْنَ النَّاسِ وَيَقُولُ خَيْرًا وَيَنْمِى خَيْرًا »] إِلَى قَوْلِهِ « وَنَمَى خَيْرًا » . وَلَمْ يَذْكُرْ مَا بَعْدَهُ .
Tercemesi:
Bize (bu hadisi) Amr (b. Muhammed) en-Nakıd, ona İsmail b. İbrahim, ona Mamer (b. Raşid), ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî (şu isnadla)[, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, Muhacirlerden Peygamber'e (sav) ilk biat edenlerden Annesi Ümmü Külsüm bt. Ukbe’nin şöyle dediğini rivayet etti:] "İnsanların arasını düzeltip hayır söyleyip ve hayır uman kimse yalancı değildir." 'hayır uman kimse' ifadesine kadar rivayet etti. Sonrasını rivayet etmedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6635, /1077
Senetler:
1. Ümmü Külsüm bt. Ukbe el-Kuraşiyye (Ümmü Külsüm bt. Ukbe b. Eban b. Zekvan b. Ümeyye)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
6. Ebu Osman Amr b. Muhammed en-Nakıd (Amr b. Muhammed b. Bükeyr)
Konular:
Aile, Eşlerarası Problemlerin Giderilmesi
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
KTB, ADAB
Yalan, yalancılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9191, M006634
Hadis:
حَدَّثَنَا عَمْرٌو النَّاقِدُ حَدَّثَنَا يَعْقُوبُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ سَعْدٍ حَدَّثَنَا أَبِى عَنْ صَالِحٍ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مُسْلِمِ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ شِهَابٍ بِهَذَا الإِسْنَادِ [أَخْبَرَنِى حُمَيْدُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ أَنَّ أُمَّهُ أُمَّ كُلْثُومٍ بِنْتَ عُقْبَةَ بْنِ أَبِى مُعَيْطٍ وَكَانَتْ مِنَ الْمُهَاجِرَاتِ الأُوَلِ اللاَّتِى بَايَعْنَ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم] . مِثْلَهُ [« لَيْسَ الْكَذَّابُ الَّذِى يُصْلِحُ بَيْنَ النَّاسِ وَيَقُولُ خَيْرًا وَيَنْمِى خَيْرًا »] غَيْرَ أَنَّ فِى حَدِيثِ صَالِحٍ وَقَالَتْ وَلَمْ أَسْمَعْهُ يُرَخِّصُ فِى شَىْءٍ مِمَّا يَقُولُ النَّاسُ إِلاَّ فِى ثَلاَثٍ . بِمِثْلِ مَا جَعَلَهُ يُونُسُ مِنْ قَوْلِ ابْنِ شِهَابٍ [قَالَ ابْنُ شِهَابٍ وَلَمْ أَسْمَعْ يُرَخَّصُ فِى شَىْءٍ مِمَّا يَقُولُ النَّاسُ كَذِبٌ إِلاَّ فِى ثَلاَثٍ الْحَرْبُ وَالإِصْلاَحُ بَيْنَ النَّاسِ وَحَدِيثُ الرَّجُلِ امْرَأَتَهُ وَحَدِيثُ الْمَرْأَةِ زَوْجَهَا ].
Tercemesi:
Bize Amr (b. Muhammed) en-Nakıd, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona babası (İbrahim b. Sa'd), ona Salih (b. Keysan), ona Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah Şihab (ez-Zührî) (bu isnadla)[, ona da Humeyd b. Abdurrahman b. Avf, Muhacirlerden Peygamber'e (sav) ilk biat edenlerden Annesi Ümmü Külsüm bt. Ukbe b. Ebu Muayt’ın şöyle dediğini rivayet etti: (önceki hadisi lafzen rivayet etti.)
["İnsanların arasını düzeltip hayır söyleyip ve hayır uman kimse yalancı değildir."]
ancak Salih'in hadisinde: '(Ümmü Gülsüm) dedi ki: 'İnsanların hiç bir şeyle ilgili yalan söylemelerine izin verildiğini duymadım. Ancak üç durumda müstesna (yalan söylenebilir).' ifadesi bulunmaktadır.
Aynı lafızları Yunus, İbn Şihab'ın sözü olarak vermektedir.
[İbn Şihâb dedi ki: İnsanların hiç bir şeyle ilgili yalan söylemelerine izin verildiğini duymadım. Ancak üç durumda yalan söylenebilir: Savaşta, dargınları barıştırırken, adamın (sevgisini olduğundan fazla ifade etmesi suretiyle) karısıyla, kadının da (sevgisini olduğundan fazla ifade etmesi şeklinde) kocasıyla konuşurken." ]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6634, /1077
Senetler:
1. Ümmü Külsüm bt. Ukbe el-Kuraşiyye (Ümmü Külsüm bt. Ukbe b. Eban b. Zekvan b. Ümeyye)
2. Ebu Abdurrahman Humeyd b. Abdurrahman ez-Zühri (Humeyd b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf b. Abd)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Salih b. Keysan ed-Devsi (Salih b. Keysan)
5. Ebu İshak İbrahim b. Sa'd ez-Zührî (İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
6. Ebu Yusuf Yakub b. İbrahim el-Kuraşî (Yakub b. İbrahim b. Sa'd b. İbrahim b. Abdurrahman b. Avf)
7. Ebu Osman Amr b. Muhammed en-Nakıd (Amr b. Muhammed b. Bükeyr)
Konular:
Aile, Eşlerarası Problemlerin Giderilmesi
Islah, Arabuluculuk, insanların arasını düzeltmek
KTB, ADAB
Yalan, yalancılık
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّ رَجُلاً قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَكْذِبُ امْرَأَتِى يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ خَيْرَ فِى الْكَذِبِ. فَقَالَ الرَّجُلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعِدُهَا وَأَقُولُ لَهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ جُنَاحَ عَلَيْكَ.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
39534, MU001828
Hadis:
حَدَّثَنِى مَالِكٌ عَنْ صَفْوَانَ بْنِ سُلَيْمٍ أَنَّ رَجُلاً قَالَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَكْذِبُ امْرَأَتِى يَا رَسُولَ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ خَيْرَ فِى الْكَذِبِ. فَقَالَ الرَّجُلُ يَا رَسُولَ اللَّهِ أَعِدُهَا وَأَقُولُ لَهَا فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لاَ جُنَاحَ عَلَيْكَ.
Tercemesi:
(Yahya b. Yahya) Bana Malik (b. Enes), Safvan b. Süleym'in şöyle dediğini rivayet etti:
Bir adam Rasulullah'a:
'Hanımıma yalan söyleyebilir miyim ey Allah'ın Rasulü?' diye sordu. Rasulullah (sav):
'Yalanda hayır yoktur.' buyurdu. O adam:
'Ey Allah'ın Rasulü (sav) ona vaadlerde bulunup kendisine söyleyebilir miyim?" diye sorunca, Rasulullah (sav):
'Bunda sana bir günah yoktur.' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Kelâm 1828, 1/384
Senetler:
1. Ebu Abdullah Safvan b. Süleym el-Kuraşi (Safvan b. Süleym)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Yalan, yalan söylemek
Yalan, yalancılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282084, M000211-2
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ أَيُّوبَ وَقُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ - وَاللَّفْظُ لِيَحْيَى - قَالاَ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ بْنُ جَعْفَرٍ قَالَ أَخْبَرَنِى أَبُو سُهَيْلٍ نَافِعُ بْنُ مَالِكِ بْنِ أَبِى عَامِرٍ عَنْ أَبِيهِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ « آيَةُ الْمُنَافِقِ ثَلاَثٌ إِذَا حَدَّثَ كَذَبَ وَإِذَا وَعَدَ أَخْلَفَ وَإِذَا ائْتُمِنَ خَانَ » .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Eyyûb ve Kuteybe b. Saîd, -Lafız Yahya'ya aittir-, ona İsmail b. Cafer, ona Ebû Süheyl Nâfi b. Mâlik b. Ebû Âmir, ona babası, ona Ebû Hüreyre (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Münafıkın alameti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünü tutmaz, kendisine emanet bırakıldığında ihanet eder."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, İmân 211, /53
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Malik b. Ebu Amir el-Asbahî (Malik b. Amir b. Haris b. Gaymân)
3. Ebu Süheyl Nafi' b. Malik et-Teymî (Nafi' b. Malik b. Amr b. Haris)
4. Ebu İshak İsmail b. Cafer el-Ensarî (İsmail b. Cafer b. Ebu Kesir)
5. Ebu Zekeriyya Yahya b. Eyyüb el-Mekabirî (Yahya b. Eyyüb)
Konular:
İman, imanın amelle ilişkisi
Münafık, Nifak / Münafık
Yalan, yalancılık
Açıklama: Elbani bu hadisin senedinin zayıf ve metninde kalb olduğunu ifade etmiştir
Öneri Formu
Hadis Id, No:
7772, İM000051
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ إِبْرَاهِيمَ الدِّمَشْقِىُّ وَهَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ قَالاَ حَدَّثَنَا ابْنُ أَبِى فُدَيْكٍ عَنْ سَلَمَةَ بْنِ وَرْدَانَ عَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « مَنْ تَرَكَ الْكَذِبَ وَهُوَ بَاطِلٌ بُنِىَ لَهُ قَصْرٌ فِى رَبَضِ الْجَنَّةِ وَمَنْ تَرَكَ الْمِرَاءَ وَهُوَ مُحِقٌّ بُنِىَ لَهُ فِى وَسَطِهَا وَمَنْ حَسَّنَ خُلُقَهُ بُنِىَ لَهُ فِى أَعْلاَهَا » .
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. İbrahim ed-Dımaşkî, ona Harun b. İshak, onlara İbn Ebu Füdeyk, ona Seleme b. Verdân, ona da Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
Batıl olan yalanı terk edene cennet kenarında bir köşk inşa edilir. Haklı iken tartışmayı bırakana (cennetin) ortasında (bir köşk bina edilir). Ahlakını güzelleştirene de (cennetin) en yüksek yerinde (köşk inşa edilir).
Açıklama:
Elbani bu hadisin senedinin zayıf ve metninde kalb olduğunu ifade etmiştir
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Mukaddime 7, /22
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Ya'lâ Seleme b. Verdân el-Cünde'î (Seleme b. Verdân)
3. Ebu İsmail Muhammed b. Ebu Füdeyk ed-Dîlî (Muhammed b. İsmail b. Müslim b. Ebu Füdeyk)
4. Ebu Kasım Harun b. İshak el-Hemdanî (Harun b. İshak b. Muhammed)
4. Ebu Said Dühaym el-Kuraşî (Abdurrahman b. İbrahim b. Amr b. Meymun)
Konular:
Ahlak, güzel ahlak
Tartışma
Yalan, yalancılık
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الصِّدْقَ بِرٌّ وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِى إِلَى الْجَنَّةِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَإِنَّ الْكَذِبَ فُجُورٌ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الْكَذِبَ حَتَّى يُكْتَبَ كَذَّابًا » . قَالَ ابْنُ أَبِى شَيْبَةَ فِى رِوَايَتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
9197, M006638
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الصِّدْقَ بِرٌّ وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِى إِلَى الْجَنَّةِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَإِنَّ الْكَذِبَ فُجُورٌ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الْكَذِبَ حَتَّى يُكْتَبَ كَذَّابًا » . قَالَ ابْنُ أَبِى شَيْبَةَ فِى رِوَايَتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ile Hennad b. Seriî (et-Temîmî), onlara Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî), ona Ebu Vail (Şakik b. Seleme el-Esedî), ona da Abdullah b. Mes’ud Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
“Şüphesiz doğruluk erdemliliktir. Şüphesiz erdemlilik cennete götürür. Kul doğruluğu araya araya nihayet Allah katında sıddîk (çok doğru söyleyen) diye yazılır. Yalan da günahkârlıktır. Şüphesiz günahkârlık cehenneme götürür. Kul yalanı araya araya nihayet yalancı diye yazılır.”
İbn Ebu Şeybe kendi rivayetinde “Nebiden (sav) den (rivayet edilmiştir)” ifadesini kullandı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6638, /1077
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Serî Hennâd b. Serî et-Temîmî (Hennad b. Serî b. Musab b. Ebu Bekir)
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
KTB, ADAB
Yalan, yalancılık
Öneri Formu
Hadis Id, No:
18438, T001339
Hadis:
حَدَّثَنَا هَارُونُ بْنُ إِسْحَاقَ الْهَمْدَانِىُّ حَدَّثَنَا عَبْدَةُ بْنُ سُلَيْمَانَ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ زَيْنَبَ بِنْتِ أُمِّ سَلَمَةَ عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ قَالَتْ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّكُمْ تَخْتَصِمُونَ إِلَىَّ وَإِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ وَلَعَلَّ بَعْضَكُمْ أَنْ يَكُونَ أَلْحَنَ بِحُجَّتِهِ مِنْ بَعْضٍ . فَإِنْ قَضَيْتُ لأَحَدٍ مِنْكُمْ بِشَىْءٍ مِنْ حَقِّ أَخِيهِ فَإِنَّمَا أَقْطَعُ لَهُ قِطْعَةً مِنَ النَّارِ. فَلاَ يَأْخُذْ مِنْهُ شَيْئًا » . قَالَ وَفِى الْبَابِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ وَعَائِشَةَ . قَالَ أَبُو عِيسَى حَدِيثُ أُمِّ سَلَمَةَ حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ .
Tercemesi:
Bize Harun b. İshak, ona Abde b. Süleyman, ona Hişam b. Urve, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona Zeyneb bt. Ümmü Seleme, ona da Ümmü Seleme (Hind bt. Ebu Ümeyye) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Siz davalarınızı çözmek için bana müracaat ediyorsunuz. Ben de sizin gibi bir insanım. Delilini söylemede kiminiz kiminizden daha düzgün ifadeli olabilir. Böyle bir durumda ben de o kimsenin lehine hüküm verebilirim. Bu sebeple ben kimin düzgün ifadesine dayanarak kardeşinin aleyhine hükmetmişsem ben ona ateşten bir parça vermişimdir. Sakın o hükümle verdiğim bu parçayı almasın."
Tirmizî dedi ki: Bu konuda Ebu Hureyre ve Aişe'den de hadis rivayet edilmiştir.
Tirmizî dedi ki: Ümmü Seleme hadisi hasen sahihtir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Ahkâm 11, 3/624
Senetler:
()
Konular:
Hak, haksızlık yapmak
Yalan, yalancılık
Yargı, davalaşma
Yargı, hâkim ve şahitlerin sorumluluğu
Yargı, Mahkemede Hakimi Yanıltma
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ أَنَّهُ سَمِعَ زَيْدَ بْنَ أَرْقَمَ يَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ أَصَابَ النَّاسَ فِيهِ شِدَّةٌ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ لأَصْحَابِهِ لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى يَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِهِ . قَالَ زُهَيْرٌ وَهِىَ قِرَاءَةُ مَنْ خَفَضَ حَوْلَهُ . وَقَالَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِذَلِكَ فَأَرْسَلَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَسَأَلَهُ فَاجْتَهَدَ يَمِينَهُ مَا فَعَلَ فَقَالَ كَذَبَ زَيْدٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَوَقَعَ فِى نَفْسِى مِمَّا قَالُوهُ شِدَّةٌ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ تَصْدِيقِى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) قَالَ ثُمَّ دَعَاهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِيَسْتَغْفِرَ لَهُمْ - قَالَ - فَلَوَّوْا رُءُوسَهُمْ . وَقَوْلُهُ ( كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ ) وَقَالَ كَانُوا رِجَالاً أَجْمَلَ شَىْءٍ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
13396, M007024
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ مُوسَى حَدَّثَنَا زُهَيْرُ بْنُ مُعَاوِيَةَ حَدَّثَنَا أَبُو إِسْحَاقَ أَنَّهُ سَمِعَ زَيْدَ بْنَ أَرْقَمَ يَقُولُ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فِى سَفَرٍ أَصَابَ النَّاسَ فِيهِ شِدَّةٌ فَقَالَ عَبْدُ اللَّهِ بْنُ أُبَىٍّ لأَصْحَابِهِ لاَ تُنْفِقُوا عَلَى مَنْ عِنْدَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم حَتَّى يَنْفَضُّوا مِنْ حَوْلِهِ . قَالَ زُهَيْرٌ وَهِىَ قِرَاءَةُ مَنْ خَفَضَ حَوْلَهُ . وَقَالَ لَئِنْ رَجَعْنَا إِلَى الْمَدِينَةِ لَيُخْرِجَنَّ الأَعَزُّ مِنْهَا الأَذَلَّ - قَالَ - فَأَتَيْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم فَأَخْبَرْتُهُ بِذَلِكَ فَأَرْسَلَ إِلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ أُبَىٍّ فَسَأَلَهُ فَاجْتَهَدَ يَمِينَهُ مَا فَعَلَ فَقَالَ كَذَبَ زَيْدٌ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم - قَالَ - فَوَقَعَ فِى نَفْسِى مِمَّا قَالُوهُ شِدَّةٌ حَتَّى أَنْزَلَ اللَّهُ تَصْدِيقِى ( إِذَا جَاءَكَ الْمُنَافِقُونَ ) قَالَ ثُمَّ دَعَاهُمُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم لِيَسْتَغْفِرَ لَهُمْ - قَالَ - فَلَوَّوْا رُءُوسَهُمْ . وَقَوْلُهُ ( كَأَنَّهُمْ خُشُبٌ مُسَنَّدَةٌ ) وَقَالَ كَانُوا رِجَالاً أَجْمَلَ شَىْءٍ .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekr b. Ebu Şeybe, ona el-Hasan b. Musa, ona Züheyr b. Muâviye, ona Ebu İshak’ın rivayet ettiğine göre o, Zeyd b. Erkam’ı şöyle derken dinledi: Bir seferde Rasulullah (sav) ile birlikte çıktık, o seferde halka kıtlık isabet etti. Bunun üzerine Abdullah b. Ubeyy arkadaşlarına: Rasulullah’ın (sav) yanında bulunanlara onun etrafından (min havlihî) dağılıncaya kadar infakta bulunmayın dedi. –Ravi Züheyr dedi ki: “Havlihi: Etrafından” lafzı “Havlehû: Etrafındaki” kelimesini kesreli okuyanların kıraatidir. - Ayrıca: Eğer Medine’ye dönersek daha aziz (güçlü) olan oradan daha zelil (güçsüz) olanları çıkartacaktır. (Zeyd) dedi ki: Bu sefer ben de Nebi’nin (sav) yanına gittim, ona bunu haber verince, Abdullah b. Ubeyy’e birisini gönderdi, ona sordu, o da böyle bir şey söylemediğine dair oldukça ağır yemin etti ve: Zeyd, Rasulullah’a (sav) yalan söylemiştir, dedi. Onların söylediklerinden ötürü içime pek büyük bir ağırlık çöktü. Sonunda Allah beni doğrulayan: “Münafıklar sana geldiklerinde…”diye başlayan Münâfikun suresi nâzil oldu. (Zeyd) dedi ki: Sonra Nebi (sav) onları kendilerine mağfiret dilemek üzere çağırdı ise de onlar başlarını öbür tarafa çevirdiler. Yüce Allah’ın: “Onlar dayandırılmış keresteler gibidir” (Münâfikun, 63/4) buyruğu ile ilgili olarak Zeyd dedi ki: Bunlar her şeyden güzel adamlardı, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sıfâtu'l-münâfikîn ve ahkâmuhüm 7024, /1144
Senetler:
()
Konular:
Kur'an, Nüzul sebebleri
Münafık, Nifak / Münafık
Münafık, yaptıkları şeyler (Resulullah zamanında)
Yalan, yalancılık
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الصِّدْقَ بِرٌّ وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِى إِلَى الْجَنَّةِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَإِنَّ الْكَذِبَ فُجُورٌ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الْكَذِبَ حَتَّى يُكْتَبَ كَذَّابًا » . قَالَ ابْنُ أَبِى شَيْبَةَ فِى رِوَايَتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
279737, M006638-2
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو بَكْرِ بْنُ أَبِى شَيْبَةَ وَهَنَّادُ بْنُ السَّرِىِّ قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو الأَحْوَصِ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ أَبِى وَائِلٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ مَسْعُودٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « إِنَّ الصِّدْقَ بِرٌّ وَإِنَّ الْبِرَّ يَهْدِى إِلَى الْجَنَّةِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الصِّدْقَ حَتَّى يُكْتَبَ عِنْدَ اللَّهِ صِدِّيقًا وَإِنَّ الْكَذِبَ فُجُورٌ وَإِنَّ الْفُجُورَ يَهْدِى إِلَى النَّارِ وَإِنَّ الْعَبْدَ لَيَتَحَرَّى الْكَذِبَ حَتَّى يُكْتَبَ كَذَّابًا » . قَالَ ابْنُ أَبِى شَيْبَةَ فِى رِوَايَتِهِ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم .
Tercemesi:
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ile Hennad b. Seriî (et-Temîmî), onlara Ebu Ahvas (Sellâm b. Süleym el-Hanefî), ona Mansur (b. Mu'temir es-Sülemî), ona Ebu Vail (Şakik b. Seleme el-Esedî), ona da Abdullah b. Mes’ud Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti:
“Şüphesiz doğruluk erdemliliktir. Şüphesiz erdemlilik cennete götürür. Kul doğruluğu araya araya nihayet Allah katında sıddîk (çok doğru söyleyen) diye yazılır. Yalan da günahkârlıktır. Şüphesiz günahkârlık cehenneme götürür. Kul yalanı araya araya nihayet yalancı diye yazılır.”
İbn Ebu Şeybe kendi rivayetinde “Nebiden (sav) den (rivayet edilmiştir)” ifadesini kullandı.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Birr ve's-sıla ve'l-edeb 6638, /1077
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud (Abdullah b. Mesud b. Gafil b. Habib b. Şemh)
2. Ebu Vâil Şakik b. Seleme el-Esedî (Şakik b. Seleme)
3. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
4. Ebu Ahvas Sellâm b. Süleym el-Hanefî (Sellâm b. Süleym)
5. Ebu Bekir İbn Ebu Şeybe el-Absî (Abdullah b. Muhammed b. İbrahim b. Osman)
Konular:
Dürüstlük, doğruluk
KTB, ADAB
Yalan, yalancılık