Giriş

O kullarımı ki, onlar sözü dinlerler,sonra da en güzeline uyarlar. İşte onlar, Allah'ın doğru yola ilettiği kimselerdir. Gerçek akıl sahipleri de onlardır.


    Öneri Formu
57665 KK39/18 Zümer, 39, 18

Bize Ebu Musab el-Medeni, ona Abdülmüheymin b. Abbas b. Sehl b. Sa'd es-Sâidî, ona da babası (Abbas b. Sehl), dedesinin (Sehl b. Sa'd) şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber (sav) mestler üzerine meshetmiş; bize de mestlerimizin üzerine mest etmemizi emretmiştir."


    Öneri Formu
9933 İM000547 İbn Mâce, Tahâret, 84

Bize Muhammed b. Beşşar, ona Muhammed b. Cafer, ona Şu'be b. Haccac, ona da Amr b. Mürre, Abdullah b. Seleme'nin şöyle dediğini nakletmiştir: Hz. Ali'nin (ra) huzuruna girdim. Bana şöyle dedi: "Hz. Peygamber helaya gidip (tuvalet) ihtiyacını giderdikten sonra gelir, (abdest almadan) bizimle birlikte ekmek ve et yer; Kur'an okurdu. Cünüplükten başka hiçbir şey onu Kur'an okumaktan alıkoymazdı."


    Öneri Formu
10052 İM000594 İbn Mâce, Tahâret, 105

Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve hakka tecavüz eden zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]


    Öneri Formu
14877 T002568 Tirmizi, Sıfatü’l-Cenne, 25

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ali b. Muhammed, onlara Vekî', ona Ameş, ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sizden biri ailesinin yanına döndüğü zaman, yanlarında iri yapılı ve semiz üç adet hâmile deve bulmayı ister mi?' diye sordu. Biz de 'Evet.' dedik. Hz. Peygamber, 'Sizden birinin, namazda okuduğu üç ayet, onun için iri yapılı ve semiz üç hâmile deveden daha hayırlıdır.' buyurdu."


    Öneri Formu
275044 İM003782-2 İbn Mâce, Edeb, 52

Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve haksızlık yapan zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]


    Öneri Formu
287841 T002568-3 Tirmizi, Sıfatü’l-Cenne, 25

Bize Muhammed b. Beşşâr ve Muhammed b. Müsenna, onara Muhammed b. Cafer, ona Şube (b. Haccâc), ona Mansur b. Mu'temir, ona Rib'î b. Hiraş, ona Zeyd b. Zabyan –merfu olarak-, ona da Ebu Zer el-Ğıfârî, Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etti: "Üç kişi vardır ki Allah onları sever, üç kişi de vardır ki Allah onlara buğzeder. Allah sevdikleri kimselerden birincisi bir adamdır ki bir toplumdan bir şeyler ister bu isteğini Allah adıyla yapar yoksa onunla onlar arasında bir yakınlık sebebiyle değil. Onlar da bu adama bir şey vermezler. Bir adam onlardan geri durarak gizlice bir şeyler verir bu verdiğini sadece Allah ve verdiği kimse bilir. İkinci kimse ise: Bir toplum geceleri yürürler sonunda uyku onlara galip gelir ve başlarını eğerek uyurlar ancak bir adam kalkar bana yaranmak için ayetlerimi okur ve onunla yaşamaya çalışır. Üçüncü kimse ise; bir müfrezede bulunur düşmanla karşılaştıklarında yenilirler fakat o ileri atılarak devam eder ya şehit olur veya Allah o kimseye fetih nasip eder. Allah’ın gazâblandığı üç kişi ise: Zina eden yaşlı kişi, büyüklük taslayan fakir ve hakka tecavüz eden zengindir." [Bize Mahmud b. Gaylân, ona Nadr b. Şümeyl, ona da Şu’be tarikiyle bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti.] [Ebu İsa (Tirmizî): Bu hadis sahihtir. Aynı şekilde Şeyban, ona Mansur isnadıyla bu hadisin mana olarak benzerini rivayet etti. Bu rivayet Ebubekir b. Ayyâş’ın rivayetinden daha sahihtir.]


    Öneri Formu
287842 T002568-2 Tirmizi, Sıfatü’l-Cenne, 25


    Öneri Formu
82089 MA005974 Musannef- i Abdurrezzak, III, 360


    Öneri Formu
144659 BS007902 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IV, 315


    Öneri Formu
288376 BS007902-2 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, IV, 315