201 Kayıt Bulundu.
Bana Talk, ona Zâide, ona Mansûr, ona Mu'temir, ona da Mucâhid şöyle rivayet etmiştir: İbn Abbâs "evlenme arzusunda olduğunuzu sezdirmenizde" ayetinde yer alan "sezdirme" ifadesi hakkında şöyle der: Erkek “ben evlenmek istiyorum, Keşke nasibimde sâliha bir hanım olsa” der. Kasım ise "tarizi/sezdirmeyi" şöyle tefsir etmiştir: Erkeğin, kadına “sen benim için çok değerlisin; sana meylim var; Allah sana daha hayırlı bir kısmet nasip edecektir” gibi sözler söylemesidir. Atâ da der ki: Erkek “benim sana ihtiyacım var, sevin; elhamdülillah, sen evlenilecek hanımsın” gibi ifadelerle ima yollu niyetini ifade eder, açıkça söylemez. Kadın da “söylediğin sözü işittim" der ama ona herhangi bir söz vermez. Kadının bilgisi olmadan onun velisi de bir söz veremez. Eğer kadın iddet beklerken bir erkeğe evlenme vadinde bulunsa sonra da erkek o kadını nikâhlasa, iddetinin bitiminde artık onların evliliği sonlandırılamaz. Hasan der ki: "kadınlarla gizlice buluşmak üzere sözleşmeyin" ayeti "Zina etmeyin" anlamındadır. İbn Abbâs'tan gelen görüşe göre "kitaptaki emredilen bekleme süresi sona ermeden" sözü, "iddet bitinceye kadar" anlamındadır.
Bize İbn Selâm, ona Ebu Muâviye, ona Hişâm, ona babası (Urve) şöyle rivayet etmiştir: Âişe "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127) ayetinin tefsiri ile ilgili şöyle demiştir: Bu kız; erkeğin malında ona ortak olan ve onun himayesinde bulunan ama erkeğin onunla evlenmeyi istemediği, ayrıca malında kendisi aleyhine eksileceği için o kızcağızı başka bir adamla evlendirmediği ve evlenmekten alıkoyduğu yetim kızdır. İşte Allah o velilere böyle yapmayı yasakladı.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed) ona Yezîd b. Câriye'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir: Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.
Bize Süleyman b. Harb, ona Şu'be, ona Abdülaziz b. Suheyb, ona da Enes şöyle rivayet etmiştir: Abdurrahman b. Avf, bir çekirdek ağırlığında (altın) karşılığında bir kadınla evlendi. Ardından Hz. Peygamber (sav) onda damatlık neşesi gördü ve durumunu sordu. Abdurrahman da “ben bir kadınla bir çekirdek ağırlığı (altın) karşılığında evlendim” dedi. Katâde, Enes'ten “Abdurrahman b. Avf bir çekirdek ağırlığındaki altın karşılığında bir kadınla evlendi” şeklinde rivayette bulunmuştur.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Abdurrahman b. Kasım, ona babası (Kasım b. Muhammed), ona da Yezîd b. Câriye'nin oğulları Abdürrahman ve Mucemmi şöyle rivayet etmiştir: Babası, dul bir kadın olan Hansa bt. Hizam el-Ensâriye'yi, rızası dışında evlendirdi. O da bu evliliği istemeyip Rasulullah'a (sav) gidip şikâyet etti. Rasulullah (sav) da onun nikâhını iptal etti.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Leys der ki: Bana Ukayl, ona İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: Urve b. Zübeyir Âişe'ye “ey anacığım, "Eğer yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helâl olan diğer kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâh edin ve eğer bu şekilde de adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane seçin yahut sahip olduğunuz cariyelerle yetinin." (Nisâ, 3) ayeti hakkında ne dersin?” diye sordu. Âişe şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, bu yetim kız, velisinin himaye ve terbiyesi altında bulunur, derken o veli, yetim kızın güzelliğine ve malına rağbet eder, ama kızın mihrini noksan vermek ister. İşte bu ayette böyle velilerin, velayetleri altındaki yetim kızlarla, mihrlerini tam vermeden evlenmeleri yasaklanmış ve başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Âişe der ki: Bu ayet indikten sonra insanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istedi. Bunun üzerine Allah "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127) ayetini indirdi. Azız ve Celîl Allah onlara bu ayette şunu ifade etti: Yetim kız, mal sahibi ve güzel olduğu zaman, veliler onun nikâhına, nesebine ve mihrine rağbet ediyor, ama malı ve güzelliği az olduğu için kendisine ilgi gösterilmeyen bir yetim kız ise, veliler onu bırakıp başka kadınları alıyor. Âişe der ki: Nasıl ki kendisine rağbet edilmeyen kızları terk edip evlenmiyorlarsa, aynı şekilde, kendisine rağbet edilen yetim kızlarla da, ancak onlara adaletle davranıp hakları olan en yüksek mihri vermeleri hâlinde evelenebilirler.
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zuhrî; (T) Leys der ki: Bana Ukayl, ona İbn Şihâb şöyle rivayet etmiştir: Urve b. Zübeyir Âişe'ye “ey anacığım, "Eğer yetim kızların haklarını gözetemeyeceğinizden korkarsanız size helâl olan diğer kadınlardan ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâh edin ve eğer bu şekilde de adalet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane seçin yahut sahip olduğunuz cariyelerle yetinin." (Nisâ, 3) ayeti hakkında ne dersin?” diye sordu. Âişe şöyle cevap verdi: Ey kız kardeşimin oğlu, bu yetim kız, velisinin himaye ve terbiyesi altında bulunur, derken o veli, yetim kızın güzelliğine ve malına rağbet eder, ama kızın mihrini noksan vermek ister. İşte bu ayette böyle velilerin, velayetleri altındaki yetim kızlarla, mihrlerini tam vermeden evlenmeleri yasaklanmış ve başka kadınlarla evlenmeleri emredilmiştir. Âişe der ki: Bu ayet indikten sonra insanlar Rasulullah'tan (sav) fetva istedi. Bunun üzerine Allah "Kadınlar hakkında senden fetvâ istiyorlar. De ki: Size onlar hakkındaki hükmü Allah açıklıyor. Haklarını vermeksizin nikâhlamak istediğiniz yetim kızlar ile güçsüz ve korunmasız çocuklar hakkındaki hükümler ve yetimlerin hakkını âdil bir şekilde gözetmenize dair emirler, kitapta size okunuyor." (Nisâ, 127) ayetini indirdi. Azız ve Celîl Allah onlara bu ayette şunu ifade etti: Yetim kız, mal sahibi ve güzel olduğu zaman, veliler onun nikâhına, nesebine ve mihrine rağbet ediyor, ama malı ve güzelliği az olduğu için kendisine ilgi gösterilmeyen bir yetim kız ise, veliler onu bırakıp başka kadınları alıyor. Âişe der ki: Nasıl ki kendisine rağbet edilmeyen kızları terk edip evlenmiyorlarsa, aynı şekilde, kendisine rağbet edilen yetim kızlarla da, ancak onlara adaletle davranıp hakları olan en yüksek mihri vermeleri hâlinde evelenebilirler.