Giriş

Bundan öteye (geçmek) isteyenler ise, onlar taşkınların ta kendileridir,


    Öneri Formu
58770 KK70/31 Meâric, 70, 31

Bize Ebu’l-Hasen Ali b. Ahmed b. Abdân, ona Ahmed b. Ubeyd es-Saffâr, ona Ubeyd b. Şüreyk, ona Ebu’l-Cumâhir, ona İbn Ebu’r-Ricâl (Abdurrahmân’ı kastediyor), ona Umâre b. Gaziyye, ona da Abdurrahân b. Ebû Saîd el-Hudrî anlattı: Babam Mâlik b. Sinân Uhud günü şehit düşmüş, bize ardında bir mal da bırakmamıştı. Büyük bir geçim sıkıntısı yaşamaya başladık. Bunun üzerine annem bana: – Yavrum, Rasûlullah’a (s.a.v.) gidip ondan bizim için (yiyecek) bir şey iste, dedi. Ben de ashabıyla oturduğu bir sırada Rasûlullah’a vardım, kendisine selam verip bir kenara iliştim. Beni karşıladığında: “Kim tok gözlü olursa, Allah onu zengin kılar. Kim iffetini korursa, Allah onu iffetli kılar. Her kim de el açmaktan kaçınırsa, Allah onu başkasına el açtırmaz” buyurdu. Ben de (kendi kendime): (Rasûlullah) Benden başkasını kastetmiyor, dedim ve kendisiyle hiçbir şey konuşmadan eve döndüm. Annem bana: – Ne yaptın? diye sorunca, ona durumu anlattım. Rasûlullah bize sabrı tavsiye etmiş ve Allah’ın bize rızık göndereceğini bildirmişti. Biz de bunu gönül hoşluğu ile karşılamıştık. Ta ki bir öncekinden daha ağır bir geçim sıkıntısına düştük, o vakit annem bana (yine): – Rasûlullah’a (s.a.v.) gidip ondan bizim için (yiyecek) bir şey iste, dedi. Ben de (tekrar) Rasûlullah’a vardım. O (aynı şeklide) ashabının arasında oturuyordu. Selam verip oturdum. Beni karşıladı ve ilk geldiğimdeki sözleri söyleyerek şunu ilave etti: “Kim de bir okka altını var iken dilenir ise, o yüzsüzlük yapmış(demek)tır”. Ben kendi kendime: Bizim bir yakutumuz var, o bir okkadan daha değerlidir, dedim. (Râvi dedi ki: bir okka kırk dirhemdir). Bunun üzerine ben Rasûlullah’tan bir şey istemeden geri döndüm. Ubeyd şöyle demiştir: hadiste geçen “yakut” deve demektir.


    Öneri Formu
150230 BS13339 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, VII, 38


    Öneri Formu
41531 DM001686 Darimi, Zekat, 18


    Öneri Formu


    Öneri Formu
88428 MA020147 Musannef-i Abdurrezzak, XI, 142

Müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mümin erkekler ve mümin kadınlar, taata devam eden erkekler ve taata devam eden kadınlar, doğru erkekler ve doğru kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, mütevazi erkekler ve mütevazi kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çok zikreden erkekler ve zikreden kadınlar var ya; işte Allah, bunlar için bir mağfiret ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır.


    Öneri Formu
56700 KK33/35 Ahzâb, 33, 35

Irzlarını koruyanlar


    Öneri Formu
58768 KK70/29 Meâric, 70, 29

Ancak eşlerine ve cariyelerine karşı müstesna; çünkü onlar kınanmaz;


    Öneri Formu
58769 KK70/30 Meâric, 70, 30

Bize Yahya b. Musa, Abd b. Humeyd ve daha pek çok kişi -hadisin manası aynı olmak üzere-, onlara Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Zührî, ona Urve b. Zübeyr, ona Abdurrahman b. Abd el-Kârî, ona da Ömer b. Hattâb (ra) şöyle rivayet etti: Nebî'ye (sav) vahiy indiğinde yüzünde arı vızıltısı gibi (bir ses) işitilirdi. (Yine) bir gün kendisine vahiy indi. Biz de (yanında) bir süre bekledik. Bu hal ondan gidince kıbleye yöneldi, ellerini kaldırdı ve ''Allah'ım, bizleri arttır; azaltma! Bizlere ikram et; rezil-rüsvâ eyleme! Bizlere ver; bizi mahrum bırakma! Bizleri seç; başkalarını değil! Bizi senden razı kıl; sen de bizden razı ol'' dedi. Ardından, ''bana on ayet indirildi, kim onları yerine getirirse cennete girer'' buyurdu. Sonra, ''müminler kurtuluşa ermişlerdir'' ayetini okuyup on ayeti sonunda kadar okudu. Bize Muhammed b. Ebân, ona Abdürrezzâk, ona Yunus b. Süleym, ona Yunus b. Yezid, ona da Zührî, bu isnadın benzeri ile ve aynı manaya gelecek şekilde hadisi rivayet etti. Ebu İsa şöyle demiştir: Bu, ilk hadisten daha sahihtir. İshak b. Mansurʼu şöyle derken işitim: Bu hadisi Ahmed b. Hanbel, Ali b. el-Medînî ve İshak b. İbrahim, Abdürrezzâkʼın Yunus b. Süleymʼden, onun Yunus b. Yezidʼden onun da Zührîʼden nakli olarak rivayet etmiştir. Ebu İsa şöyle demiştir: Abdürrezzâk'tan (ihtilattan) önce bu hadisi işitenler, isnatta, Yunus b. Yezid'i zikrederler. Onlardan bazıları da, isnatta, Yunus b. Yezid'i zikretmezler. İsnatta Yunus b. Yezid'i zikredenlerin hadisi daha sahihtir. Abdürrezzâk, bu isnatta Yunus b. Yezid'i bazen zikretmiş, bazen de zikretmemiştir. Yunus'u, isnatta zikretmediğinde hadis, mürsel (munkatı) olur.


    Öneri Formu
279255 T003173-2 Tirmizi,Tefsîru'l-Kur'ân, 23


    Öneri Formu
157487 BS020186 Beyhaki, Sünenü'l Kübra, X ,146