607 Kayıt Bulundu.
Bize Hayve b. Şurayh el-Hımsî -Ebu Davud'a başkaları da rivayet etti-, ona Bakiyye, ona Vezîn b. Ata, ona Mahfuz b. Alkame, ona Abdurrahman b. Aiz, ona da Ali b. Ebu Talib, Hz. Peygamber'in şöyle dediğini nakletmiştir: "Dübürün bağı gözlerdir. Kim uyursa abdest alsın."
Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyan, ona Amr, ona Küreyb, ona da İbn Abbas (ra) şöyle rivâyet etti: Hz. Peygamber (sav) bir gece uyudu, hatta horladı. Sonra namaz kıldı. -Bu sözü İbn Abbas'ın, "Uzanıp horladı, sonra kalkıp namaz kıldı" tarzında söylediği de rivayet edilir-. (Ali b. el-Medînî şöyle dedi:) Sonra Süfyan bu hadisi bize Amr'dan, o Küreyb'den, o da İbn Abbas'tan olmak üzere birçok defalar tahdîs etti. İbn Abbas şöyle demiştir: "Bir gece teyzem Meymûne'nin (ra) yanında kaldım. Geceleyin Hz. Peygamber (sav) kalktı. Gecenin ilerleyen bölümünde asılı duran küçük bir tulumdan hafif bir abdest aldı. -Râvî Amr, abdesti hafif alıyor, yani suyu az döküyordu, dedi-. Arkasından namaza durdu. Ben de kalkıp onun aldığı gibi abdest aldım, sonra gidip sol tarafında namaza durdum. -Râvî Süfyân bazen 'sol' anlamına gelen 'yesâr' kelimesi yerine, yine aynı manaya gelen 'şimâl' kelimesini kullanıyordu-. Hz. Peygamber (sav) benim yerimi değiştirdi, beni sağ tarafına geçirdi. Sonra Allah'ın dilediği kadar namaz kıldı. Sonra uzanıp uyudu, hatta horladı. Sonra müezzin gelip namaz vaktinin girdiğini haber verdi. Birlikte namaza çıktılar, Hz. Peygamber (tekrar) abdest almadan namazı kıldırdı." [(Süfyan dedi ki:) Amr'a, “İnsanlar, 'Rasûlullah’ın (as.) gözleri uyur, ama kalbi uyumaz' diye söylüyorlar, ne dersin? diye sordum. Amr, şöyle dedi: "Ben, Ubeyd b. Umeyr’in; ‘Peygamberlerin rüyaları da vahiydir’ dediğini, sonra da; ‘Ben, rüyada kendimi, seni boğazlarken gördüm’ (es-Saffât, 37/102) meâlindeki âyeti okuduğunu işittim.]
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abbad b. Temim , ona da amcası (Abdullah b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) yellenme vehmine kapılan birisinin namazı bozup bozmayacağı soruldu. O'da (sav): 'Ses işitmedikçe veya koku almadıkça namazdan ayrılmasın' buyurdu." Bize İbn Ebu Hafs, ona da ez-Zührî şöyle dedi: "yellenmenin kokusunu duymadıkça ya da sesini işitmedikçe abdest alman gerekmez."
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Ebu Hafsa arasında inkita vardır.
Bize Ali, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Said b. Müseyyeb ve Abbad b. Temim ona da amcası (Abdullah b. Zeyd el-Ensarî) şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Zeyd, namazdayken abdestinin bozulduğu yönünde kuşkuya kapılan bir kimsenin ne yapması gerektiğini Rasulullah'a (sav) sormuş, Rasulullah da (sav) "Her hangi bir ses duymadığı veya koku almadığı sürece namazdan çıkmasın -veya ayrılmasın.-" buyurmuştur.
Bize Ebu Velid, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abbad b. Temim ona da amcasının (Abdullah b. Zeyd) rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) (yellenmeyi kastederek) şöyle buyurdu: "Kişi herhangi bir ses duymadığı veya koku almadığı sürece namazdan ayrılmasın."
Bize Ebu Nuaym, ona İbn Uyeyne, ona ez-Zührî, ona Abbad b. Temim , ona da amcası (Abdullah b. Zeyd) şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) yellenme vehmine kapılan birisinin namazı bozup bozmayacağı soruldu. O'da (sav): 'Ses işitmedikçe veya koku almadıkça namazdan ayrılmasın' buyurdu." Bize İbn Ebu Hafs, ona da ez-Zührî şöyle dedi: "yellenmenin kokusunu duymadıkça ya da sesini işitmedikçe abdest alman gerekmez."