25 Kayıt Bulundu.
Bize Abdurrezzâk, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Atâ b. Yezîd el-Leysî, ona da Ebu Hüreyre şöyle rivayet etmiştir: "İnsanlar Peygamber’e (sav) 'Ey Allah’ın Rasulü! Kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz?' diye sordular. Peygamber (sav) 'Bulutsuz bir havada güneşi görmekte zorlanır mısınız?' buyurdu. Sahabe 'Hayır, zorlanmıyoruz' dedi. 'Bulutsuz bir gecede dolunayı görmekte zorlanır mısınız?' buyurdu. 'Hayır, zorlanmıyoruz' dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: İşte siz de kıyamet gününde Rabbinizi aynı şekilde (açık ve net olarak) göreceksiniz. Allah, insanları bir araya toplar ve 'Her kim bir şeye tapıyorduysa şimdi onu takip etsin' buyurur. Böylece aya tapanlar ayı, güneşe tapanlar güneşi, tağutlara tapanlar da tağutları takip eder. Bu şekilde herkes tapındığı şeye gider. Geriye sadece, içindeki münafıklarıyla birlikte bu ümmet kalır. Allah, onlara tanımadıkları bir surette gelir ve 'Ben Rabbinizim' buyurur. Onlar da 'Senden Allah’a sığınırız. Bu bizim yerimizdir, Aziz ve Celil Rabbimiz bize gelinceye kadar buradan ayrılmayız. O geldiğinde biz onu tanırız' derler. Sonra Allah, bildikleri surette onlara gelir ve 'Ben Rabbinizim' buyurur. Onlar da 'Evet, Sen Rabbimizsin' derler ve O’na tabi olurlar." "Sonra cehennemin üzerine köprü (sırat) kurulur. (Ravi der ki:) Peygamber (sav) 'Ben, köprüden geçenlerin ilki olacağım' buyurdu. O gün peygamberlerin duası da 'Allah’ım selâmet ver, selâmet ver' olur. Köprünün üzerinde sa‘dân dikeni gibi kancalar bulunur. Siz Sa'd'an'ı gördünüz mü? (Ravi der ki:) Ashab 'Evet ey Allah’ın Rasulü' dediler. Hz Peygamber şöyle buyurdu: İşte O kancalar da ona benzer ama onların büyüklüğünü ancak Allah bilir. Bu kancalar, insanların amellerine göre onları kapar. İçlerinden bazıları ameliyle geçip gider bazıları da helak olur. Allah kullar arasında hükmünü verdikten sonra, kendisinden başka ilah olmadığına şehadet edenlerden, rahmet dilediği kimseleri ateşten çıkarmak diler ve meleklerine 'Onları çıkarın' diye emreder. Melekler, onları secde izlerinden tanır. Allah, Âdemoğlunun secde izlerini ateşe haram kılmıştır. Melekler onları, bedenleri yanmış, kömürleşmiş bir halde ateşten çıkarırlar. Üzerlerine hayat suyu dökülür ve tıpkı sel suyuyla taşınan tohumun yeşerdiği gibi yeniden canlanırlar. Sonra yüzü ateşe çevrilmiş bir adam kalır ve 'Ey Rabbim! Ateşin kokusu beni zehirledi, sıcaklığı yaktı. Yüzümü ateşten çevir' diye Allah’a dua eder durur. Allah 'Eğer bunu sana verirsem, başka bir şey istemeyeceğine dair söz verir misin?' buyurur. Adam 'İzzetine yemin ederim ki başka bir şey istemem' der. Allah da onun yüzünü ateşten çevirir. Sonra yine 'Ey Rabbim! Beni cennetin kapısına yaklaştır' der. Allah 'Sen bana daha önce başka bir şey istemeyeceğine söz vermedin mi? Ey Âdemoğlu! Ne çabuk sözünden cayıyorsun' buyurur. Adam dua etmeye devam eder. Allah 'Eğer bunu da sana verirsem, başka bir şey istemeyeceğine dair bana söz verir misin?' buyurur. Adam 'Evet, izzetine yemin ederim, başka bir şey istemem' der. Allah, ondan söz ve yemin alır ve onu cennet kapısına yaklaştırır. Adam cennet kapısına yaklaşınca, cennet ona açılır. İçindekileri görünce, bir süre sessiz kalır. Sonra 'Ey Rabbim! Beni cennete al' der. Allah 'Sen bana başka bir şey istemeyeceğine dair söz vermemiş miydin?’ buyurur. Adam: 'Ey Rabbim! Beni kullarının en bedbahtı kılma' diyerek Aziz ve Celil Allah'a yalvarmaya devam eder. Sonunda Allah Teâlâ ona rahmetiyle güler ve cennete girmesine izin verir. Cennete girdiğinde ona 'Şu nimetleri dile' denir, o da diler. Ona tekrar 'Şu nimetleri de dile' denir. O diledikçe temennileri çoğalır. Sonunda ona 'Bu nimetler ve bir o kadarı da senin olsun' denir" Ebu Hüreyre’nin yanında oturan Ebu Saîd el-Hudrî, Ebu Hüreyre'nin "Bu nimetler senindir ve bir o kadarı da senin olacaktır" sözüne kadar, bu rivayetin hiçbir yerinde ona itiraz etmedi. Burada Ebu Saîd itiraz etti ve “Ben, Peygamber’in (sav) "Bu nimetler senindir ve on misli de senin olacaktır" buyurduğunu işittim” dedi. Ebu Hüreyre de “Ben de "Bir o kadarı da senin olacaktır" kısmını ezberledim.” dedi ve sonra şunu ekledi: "İşte bu adam, cennete en son girecek kimsedir."
Bize Ebu Yemân, ona Şuayb, ona Zührî, ona Said ve Atâ b. Yezid'in naklettiğine göre Ebu Hüreyre onlara Nebi'nin (sav) şöyle buyurduğunu söylemiştir:.. Ayrıca bana Mahmud, ona Abdürrezzak, ona Ma'mer, ona Zührî, ona Atâ b. Yezid el-Leysî, ona da Ebu Hüreyre'nin şöyle söylemiştir: (Bir gün) bazı insanlar 'Ey Allah'ın Rasulü, kıyamet gününde Rabbimizi görecek miyiz' dedi. Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Önünde bulut yokken güneşi görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Ashabi Hayır, 'Ey Allah'ın Rasulü' dediler. O "Önünde bulut yokken on dördünde ayı görmekte birbirinize sıkıntı verir misiniz?" buyurdu. Onlar, 'hayır ey Allah'ın Rasulü' dediler. Allah Rasulü şöyle buyurdu: "İşte sizler Kıyamet gününde Allah'ı (cc) böylece göreceksiniz. Allah insanları toplayıp bir araya getirecek ve 'kim her neye ibadet ediyorsa onun arkasından gitsin, buyuracak. Güneşe ibadet edenler güneşe, aya ibadet erdenler aya, tağutlara (putlara) ibadet edenler onlara tabi olacak (arkalarından gidecek). Aralarından münafıkları da bulunduğu halde geriye bu ümmet kalacak. Allah onlara kendisini tanıyıp bildikleri suretten başka bir surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim' diyecek. Onlar, 'iz senden Allah'a sığınırız. Rabbimiz bize gelinceye kadar bizim yerimiz burasıdır. Rabbimiz bize gelirse biz onu tanırız' diyecekler. Derken Allah onlara bildikleri surette gelecek, 'ben sizin Rabbinizim diyecek.' Onlar, 'sen Rabbimizsin' diyecekler, onun arkasından gidecekler ve cehennemin köprüsü kurulacak. Böylelikle köprüyü geçecek ilk kişi ben olacağım. O gün rasullerin yapacakları dua, 'Allahumme sellim, sellim. Allah'ım esenlik ver, esenlik ver' olacaktır. O köprü üzerinde oldukça büyük dikenleri andıran kancalar bulunacaktır. Sizler şevkü's-sa'dân denilen dikenleri görmediniz mi?" Ashab, 'gördük, ey Allah'ın Rasulü' dediler. O şöyle buyurdu: "İşte onlar (o kancalar) sa'dân dikenleri gibi olacaktır. Ancak bunların ne kadar büyük olduğunu Allah'tan başkası bilemez. Bunlar insanları amellerine göre alıp kaparlar. Kimileri ameli sebebiyle helak olacak, kimileri param parça edilecek, sonra da kurtulacak. Nihayet Allah, kulları arasında hüküm vermeyi bitirip de cehennem ateşinden Allah'tan başka hiçbir ilah olmadığına şahitlik edenler arasından çıkmalarını dilediği kimseleri çıkarmak isteyince, meleklere onları çıkarmalarını emredecektir. Onlar da bu kimseleri secde izlerinin alameti ile tanıyacaklardır. Allah cehennem ateşine Âdemoğlunun secde izlerinin olduğu uzuvları yakmayı haram kılmıştır. Onları iyice yanmış oldukları halde çıkaracaklar, üzerlerine mau'l-hayat hayat suyu denilen bir su dökülecek, onlar da selin getirdikleri arasında yetişen bir tohum gibi bitip yetişecekler. Geriye yüzü ateşe dönük bir adam kalacak. Bu adam, 'Rabbim, cehennemin kokusu beni rahatsız etti, sıcaklığı da beni yaktı, bu sebeple yüzümü cehennemden başka tarafa çevir' diyecek ve Allah'a sürekli dua edecek. Yüce Allah da 'ben sana (bunu) verecek olursam, benden başka isteklerin de olacak' buyuracak. O kişi, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah da yüzünü ateşten başka tarafa çevirecek. Bundan sonra o kişi 'Rabbim, beni cennetin kapısına yaklaştır' diyecek. Allah, 'Sen bana benden başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana ey Âdemoğlu, ne kadar da sözünde durmazsın' buyuracak. Adam dua etmeyi sürdürecek, Yüce Allah 'sana bunu verirsem, benden daha başkasını istersin' buyuracak. Adam, 'izzetin hakkı için hayır, senden daha başka bir şey istemeyeceğim' diyecek. Allah'a ondan başkasını istemeyeceğine dair sözler ve ahitler verecek, yüce Allah da onu cennetin kapısına yaklaştıracak. Cennette bulunanları görünce, Allah'ın dilediği kadar bir süre susup, sesini çıkarmayacak, sonra 'Rabbim, beni cennete koy' diyecek. Sonra (Yüce Allah) 'Sen benden daha başka bir şey istemeyeceğini söylememiş miydin? Vay sana Âdemoğlu! Ne kadar da sözünde durmaz birisisin' buyuracak. Adam, 'Rabbim, beni yarattıklarının en bedbahtı kılma!' diyecek ve duaya devam edecek. Nihayet (Allah) gülecek, Allah onun bu haline gülecek olursa, cennete girmesine de izin verecek. Cennete girdikten sonra, 'sen şunlardan talep et' denilecek, o da istekte bulunacak. Daha sonra ona, 'Şunlardan da iste' denilecek, o da tüm isteklerini dile getirinceye kadar talepte bulunacak. Yüce Allah ona 'Bu istediğin ve onun bir misli daha senindir' buyuracak." Ebu Hüreyre dedi ki, 'İşte o adam, cennetlikler arasında cennete en son girecek kişidir.'