237 Kayıt Bulundu.
Bize Ahmed b. Abdullah, ona Haccâc b. Muhammed, ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona Ubeyd b. Umeyr el-Leysî, ona da Abdullah b. Hubşî şöyle rivayet etmiştir: "Hz. Peygamber'e (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'İçerisinde hiçbir şüphe bulunmayan iman, ganimet malına hainlik içermeyen cihat ve makbul olan hacdır' buyurdu. 'Namazların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olandır' dedi. 'Sadakaların hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Malı az olan kişinin, elinden geldiğince vermeye çabaladığı sadakadır' diye cevap verdi. 'Hicretin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Allah'ın sana haram kıldığı şeyleri terk etmendir' dedi. 'Cihadın hangisi daha faziletlidir? diye sorulduğunda, 'Müşriklerle malı ve canıyla çarpışan kişinin cihadıdır' dedi. 'Şehadetin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulunca da 'Atı telef olan ve kendi kanı da akıtılan kişinin şehadetidir' şeklinde cevap verdi."
Bize Süveyd b. Said, ona Ali b. Müshir, ona Asım, ona Ebu Osman, ona da Mücâşi b. Mesud es-Sülemî şöyle rivayet etmiştir: "Kardeşim Ebu Ma'bed'i Mekke'nin fethinden sonra Rasulullah'a (sav) getirip 'Ya Rasulallah! Onun biatini hicret etmesi karşılığında kabul eder misin?' dedim. Nebî (sav) 'Hicretin zamanı, onu gerçekleştirenlerle beraber geçip gitmiştir' buyurdu. 'O zaman onun biatını ne üzerine alacaksın' dediğimde, 'Müslüman olması, cihad edip iyilik yapması üzerine' buyurdu." [Ebu Osman, Ebu Ma'bed'le karşılaşıp ona Mücâşi'nin naklettiği hadisi haber verdiğini, onun da bunu tasdik ettiğini söylemiştir.]
Bize Ahmed b. Hanbel, ona Haccâc (b. Muhammed), ona İbn Cüreyc, ona Osman b. Ebu Süleyman, ona Ali el-Ezdî, ona da Ubeyd b. Umeyr, Abdullah b. Hubşî el-Has'amî'nin şöyle anlattığını rivayet etmiştir: "Nebi'ye (sav) 'Amellerin hangisi daha faziletlidir?' diye sorulduğunda, 'Kıyamı uzun olan namazdır' buyurdu. 'Hangi sadaka daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı az olanın takati nispetinde verdiğidir' buyurdu. 'Hangi hicret daha üstündür?' denildiğinde, 'Allah'ın kendisine haram kıldığı şeyleri terk edenin hicretidir' cevabını verdi. Hangi cihad daha faziletlidir?' denildiğinde, 'Malı ve canı ile müşriklerle cihad edenin cihadı" buyurdu. 'Hangi ölüm daha şereflidir?' diye sorulduğunda ise 'Atının ayakları kesilmiş, kendisinin de kanı akıtılarak öldürülen kimsenin ölümü' buyurdu."
Bize İshak b. İbrahim, ona Nadr, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ ona da Ebu Bekir; (T) Bize Abdullah b. Recâ, ona İsrail, ona Ebu İshak, ona Berâ, ona da Ebu Bekir (r.anhuma) şöyle rivayet etmiştir: (Hz. Peygamber (sav) ile hicret yolunda iken sığındığımız mağaranın etrafını keşif için) dolandım. Derken koyunlarını sürüp gelmekte olan bir çoban ile karşılaştım. Ona “sen kimin çobanısın?” dedim. O da Kureyş'ten tanıdığım bir adamın ismini söyledi. Ona “senin süt veren koyunun var mı?” dedim. “evet, var” dedi. “benim için süt sağar mısın?” dedim. “evet, sağarım” dedi. Benim talebim üzerine, sürüsünden bir koyun yakaladı. Ona koyunun memesindeki tozları, sonra ellerini silkelemesini söyledim. -Râvî, “bu şekilde” dedi ve silkeleme şeklini, avuçlarını birbirine vurarak gösterdi.- Daha sonra benim için bir miktar süt sağdı. Ben, Allah'n Rasulü (sav) için, deriden bir kap hazırlamıştım, ağzında bir bez vardı. Sütün üzerine, dibi soğusun diye, biraz su döktüm. Nihayet Peygamber Efendimizin yanına geldim ve “iç, Ey Allah'ın Rasulü” dedim. Allah'ın Rasulü (sav), ben razı olana kadar, sütten içti.