237 Kayıt Bulundu.
Bize Müsedded, ona Yahya, ona İsmail b. Ebu Halid ona da Amir şöyle rivayet etti: Bir adam, Abdullah b. Amr'ın yanında birileri varken yanına gelip oturdu ve Hz. Peygamber'den işittiğin bir şeyi bana rivayet et dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Amr, Hz. Peygamber'i (sav) şöyle buyururken işittim dedi: "Müslüman, dilinden ve elinden (gelecek zarardan) diğer müslümanların güvende olduğu kimsedir. Muhacir de Allah'ın yasakladığı şeyleri terk eden kişidir."
Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Abdullah b. Habib b. Ebu Sabit, ona Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Hüseyin, ona Ata, ona da Aişe şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah'a (sav) hicret hakkında soruldu. O da "Mekke'nin fethinden sonra hicret yoktur. Ama cihad ve niyet vardır. Savaşa çağrıldığınızda orduya katılın" buyurdu.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: لا هجرة بعد الفتح
Bize İshak b. Mansur, ona Ebu Üsame, ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Zübeyr), şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Zübeyir'e Mekke'de iken gebe kalan Esma bt. Ebubekir (r.anhüma) Esma (r.anha) şöyle der: Gebelik süresini tamamlamış olarak çıktım Medine'ye geldim ve Kuba'da konakladım. Bu sırada Abdullah'ı Kuba'da doğurdum, Rasulullah'a getirip kucağına koydum. Rasulullah bir kuru hurma istedi ve çiğneyip çocuğun ağzına koydu. Böylece çocuğun karnına giren ilk şey Rasulullah'ın tükürüğü oldu. daha sonra onu hurma ile tahnik etti ve dua ederek ona bereket diledi. Abdullah İslamiyet'te (Medine'de) doğan ilk çocuk oldu. Müslümanlar bu doğuma çok sevindi. Çünkü onlara; Yahudiler size büyü yaptı, artık sizden çocuğunuz olmayacak, denilmişti.
Açıklama: Tahnîk terim olarak “ağızda yumuşatılan hurmanın veya bal gibi tatlı bir maddenin yeni doğmuş ve henüz süt emmeye başlamamış bebeğin damağına sürülmesi” demektir. İslâm’dan önce de uygulanan tahnîk Hz. Peygamber tarafından onaylandığı ve bizzat uygulandığı için müstehap kabul edilmiştir. (Zekeriya Güler, "Tahnik" DİA, 39:416)
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, o ikisine Veki', ona Süfyan; (T) Bize İshak b. Mansur ve İbn Râfi', onlara Yahya b. Adem, ona Mufaddal b. Mühelhel; (T) Bize Abd b. Humeyd, ona Ubeydullah b. Musa, ona İsrail, onlara da Mansur bu isnadla benzeri bir nakilde bulunmuştur.
İman edip de hicret edenler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler ve (muhacirleri) barındırıp yardım edenler var ya, işte onların bir kısmı diğer bir kısmının dostlarıdır. İman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret edinceye kadar size onların mirasından hiçbir pay yoktur. Eğer onlar din hususunda sizden yardım isterlerse, sizinle aralarında sözleşme bulunan bir kavim aleyhine olmaksızın (o müslümanlara) yardım etmek üzerinize borçtur. Allah yapacaklarınızı hakkıyla görmektedir.
Bize İbn Ebu Adî, ona Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. Haris, ona Ebu Kesir, ona Abdullah b. Amr b. Âs'ın işittiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Zulüm, kıyamet gününün karanlıklarındandır. Fuhşiyatttan sakının. Hiç şüphesiz Allah fuhşiyatı ve çirkin davranmaya davrananları sevmez. Cimrilikten sakının! Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanını dökmeye, haramları helal saymaya sevk etmiş, onlar da günaha girmişlerdir. Bir adam ayağa kalktı ve 'Ya Rasulullah! Hangi islam (müslümanlık) en faziletlidir?' diye sordu. Peygamber (sav) 'müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu, zarar görmediği bir müslümanlıktır' dedi. Aynı adam ya da bir başkası kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi hicret daha değerlidir?' diye sordu. Peygamber (sav), 'Allah'ın yasakladığı şeyleri terk etmendir' buyurdu. Rasulullah (sav) sözüne şöyle devam etti: 'Hicret iki türlüdür 1- Şehirlinin hicreti, 2- Çölde yaşayanın hicreti. Çölde yaşayanın hicreti: Çağrıldığında gelmesi, emir olunduğunda yapmasıdır. Şehirlinin hicreti ise çölde yaşayanınkinden daha zordur. Fakat sevabı da daha büyüktür."
Bize Ebu Muğîre Nadr b. İsmail, ona İbn Ebu Leyla, ona Ebu Zübeyir, ona da Câbir şöyle rvayet etmiştir: "Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi namaz daha faziletlidir?' diye sordu. Hz. Peygamber (sav) 'Kıyamı uzun olan' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi cihad daha faziletlidir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Atı yaralanıp kanı akacak kadar fedakarca savaşanın cihadı' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi hicret daha faziletlidir?' dedi. Hz. peygamber (sav) 'Allah'ın (ac) hoşlanmadığı şeylerden uzaklaşanın hicreti' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasulü! Müslümanlardan hangisi daha faziletlidir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimse' buyurdu. Adam 'Ey Allah'ın Rasülü! (cennete veya cehenneme girmeyi) gerektiren iki sebep nedir?' dedi. Hz. Peygamber (sav) 'Kim Allah'a ortak koşmadan ölürse cennete gider ve kim de Allah'a ortak koşmuş olarak ölürse cehenneme gider' buyurdu."