Giriş

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm (haksızlık, şirk) bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde Bu ayetin hükmü, Rasulullah'ın (sav) ashabına ağır geldi ve “hangimiz imanına haksızlık karıştırmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değildir. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmedin mi?"


    Öneri Formu
32758 B004776 Buhari, Tefsir, (Lokmân) 1

Bize İshak b. İbrahim, ona da Vekî; (T) Bize Yahya, ona Vekî, ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle demiştir: "İman eden ve imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır" (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, bu hüküm Rasulullah’ın (sav) ashabına ağır geldi ve “Hangimiz kendine haksızlık yapmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Burada kastedilen, sizin zannettiğiniz gibi zulüm değildir. O ancak Lokman'ın, oğluna ‘Yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokman, 31/13) ayetindeki zulümdür."


    Öneri Formu
27424 B006937 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 9

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.


    Öneri Formu
55156 KK16/90 Nahl, 16, 90


    Öneri Formu

Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde Bu ayetin hükmü, Rasulullah'ın (sav) ashabına ağır geldi ve “hangimiz imanına haksızlık karıştırmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değildir. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmediniz mi?"


    Öneri Formu
27360 B006918 Buhari, İstitâbetü'l-Mürteddîn, 1

Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın!


    Öneri Formu
53924 KK6/52 En'âm, 6, 52

Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma.


    Öneri Formu
53957 KK6/68 En'âm, 6, 68

Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.


    Öneri Formu
54613 KK7/44 A'râf, 7, 44

Sonra onların ardından Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mucizeleri inkâr ettiler; ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu!


    Öneri Formu
54706 KK7/103 A'râf, 7, 103

Bize İbn Ebu Adî, ona Şu'be, ona Amr b. Mürre, ona Abdullah b. Haris, ona Ebu Kesir, ona Abdullah b. Amr b. Âs'ın işittiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Zulüm, kıyamet gününün karanlıklarındandır. Fuhşiyatttan sakının. Hiç şüphesiz Allah fuhşiyatı ve çirkin davranmaya davrananları sevmez. Cimrilikten sakının! Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak etmiş, onları birbirlerinin kanını dökmeye, haramları helal saymaya sevk etmiş, onlar da günaha girmişlerdir. Bir adam ayağa kalktı ve 'Ya Rasulullah! Hangi islam (müslümanlık) en faziletlidir?' diye sordu. Peygamber (sav) 'müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu, zarar görmediği bir müslümanlıktır' dedi. Aynı adam ya da bir başkası kalktı ve 'Ey Allah'ın Rasulü! Hangi hicret daha değerlidir?' diye sordu. Peygamber (sav), 'Allah'ın yasakladığı şeyleri terk etmendir' buyurdu. Rasulullah (sav) sözüne şöyle devam etti: 'Hicret iki türlüdür 1- Şehirlinin hicreti, 2- Çölde yaşayanın hicreti. Çölde yaşayanın hicreti: Çağrıldığında gelmesi, emir olunduğunda yapmasıdır. Şehirlinin hicreti ise çölde yaşayanınkinden daha zordur. Fakat sevabı da daha büyüktür."


    Öneri Formu
57509 HM006487 İbn Hanbel, II, 159