136 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Abdurrahman (b. Mehdî), ona Süfyan (b. Said), ona Mansur (b. Mu'temir), ona Şa'bî (Âmir b. Şerahil), ona da Ümmü Seleme (Hind bt. Huzeyfe) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) evinden çıkarken şöyle dua ederdi: "Bismillah/Allah'ın adyıla! Rabbim, sıkıntıya düşmekten, sapıtmaktan, zulmetmekten ve zulme uğramaktan, cahillik etmekten ve cahillikle itham olunmaktan Sana sığınırım."
Bize İshak b. İbrahim, ona da Vekî; (T) Bize Yahya, ona Vekî, ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle demiştir: "İman eden ve imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır" (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, bu hüküm Rasulullah’ın (sav) ashabına ağır geldi ve “Hangimiz kendine haksızlık yapmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Burada kastedilen, sizin zannettiğiniz gibi zulüm değildir. O ancak Lokman'ın, oğluna ‘Yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokman, 31/13) ayetindeki zulümdür."
Bize İshak b. İbrahim, ona da Vekî; (T) Bize Yahya, ona Vekî, ona A’meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah (ra.) şöyle rivayet etmiştir: "İman eden ve imanlarına herhangi bir haksızlık bulaştırmayanlar var ya, işte güven onlarındır." (En'âm, 6/82) ayeti indiği zaman, bu hüküm Rasulullah’ın (sav) ashabına ağır geldi ve “Hangimiz kendine haksızlık yapmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Burada kastedilen, sizin zannettiğiniz gibi zulüm değildir. O ancak Lokman'ın, oğluna ‘Yavrucuğum, Allah'a ortak koşma. Çünkü O’na ortak koşmak çok büyük bir haksızlıktır' (Lokman, 31/13) ayetindeki zulümdür."
Bize Ali b. Haşrem, ona İsa b. Yunus, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde bu hüküm Müslümanlara ağır geldi ve “ey Allah’ın Rasulü, hangimiz kendine zulmetmemiştir ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değil, şirk manasındadır. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmediniz mi?" Ebu İsa der ki: Bu, hasen-sahih bir hadistir.
Bize Kuteybe b. Saîd, ona Cerîr, ona A'meş, ona İbrahim, ona Alkame, ona da Abdullah b. Mes'ûd (ra.) şöyle demiştir: "İmân edip de imanlarına zulüm bulaştırmayanlar var ya! İşte güven onlarındır" (En'âm, 82) ayeti indiğinde Bu ayetin hükmü, Rasulullah'ın (sav) ashabına ağır geldi ve “hangimiz imanına haksızlık karıştırmaz ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurdu: "Buradaki zulüm kelimesi, sizin düşündüğünüz manada değildir. Lokman'ın kendi oğluna hitaben söylediği 'Şüphesiz ki şirk elbette büyük bir zulümdür' (Lokman, 31/13) sözünü işitmediniz mi?"
Rablerinin rızasını isteyerek sabah akşam O'na yalvaranları kovma! Onların hesabından sana bir sorumluluk; senin hesabından da onlara herhangi bir sorumluluk yoktur ki onları kovup da zalimlerden olasın!
Ayetlerimiz hakkında ileri geri konuşmaya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze geçinceye kadar onlardan uzak dur. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra artık o zalimler topluluğu ile oturma.
Cennet ehli cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vadettiğini gerçek bulduk, siz de Rabbinizin size vadettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenir. "Evet!" derler. Ve aralarından bir çağrıcı, Allah'ın lâneti zalimlerin üzerine olsun! diye bağırır.