Öneri Formu
Hadis Id, No:
23013, N002734
Hadis:
أَخْبَرَنَا عَمْرُو بْنُ عَلِىٍّ قَالَ حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ سَعِيدٍ قَالَ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّحْمَنِ بْنُ حَرْمَلَةَ قَالَ سَمِعْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ يَقُولُ حَجَّ عَلِىٌّ وَعُثْمَانُ فَلَمَّا كُنَّا بِبَعْضِ الطَّرِيقِ نَهَى عُثْمَانُ عَنِ التَّمَتُّعِ فَقَالَ عَلِىٌّ إِذَا رَأَيْتُمُوهُ قَدِ ارْتَحَلَ فَارْتَحِلُوا . فَلَبَّى عَلِىٌّ وَأَصْحَابُهُ بِالْعُمْرَةِ فَلَمْ يَنْهَهُمْ عُثْمَانُ فَقَالَ عَلِىٌّ أَلَمْ أُخْبَرْ أَنَّكَ تَنْهَى عَنِ التَّمَتُّعِ قَالَ بَلَى . قَالَ لَهُ عَلِىٌّ أَلَمْ تَسْمَعْ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم تَمَتَّعَ قَالَ بَلَى .
Tercemesi:
Bize Amr b. Ali, ona Yahya b. Saîd, ona Abdurrahman b. Harmele’nin şöyle dediğini rivayet etti: Saîd b. el-Müseyyeb’i şöyle derken dinledim: Ali ve Osman hac etti. Yolun bir yerine geldiğimizde Osman hac ile umrenin birlikte yapılmamasını söyledi. Ali: Onun yola çıktığını görecek olursanız siz de yola koyulun, dedi. Ali ve arkadaşları umre yapmak üzere telbiye getirdi. Osman onlara böyle yapmamalarını söylemedi. Ali: Senin temettu’ (umre ve haccı birlikte) yapmayı yasakladığın haberinin bana ulaşmadığını mı düşünüyorsun? dedi. Osman: Ulaştığını biliyorum deyince, Ali de kendisine: Peki Rasulullah’ın da (sav) temettu’ haccı yaptığını (umre ile haccı birlikte aynı ihramla tamamladığını) işitmedin mi? dedi. Osman: İşittim, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 50, /2264
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Harmele Abdurrahman b. Harmele el-Eslemi (Abdurrahman b. Harmele b. Amr)
4. Ebu Said Yahya b. Said el-Kattan (Yahya b. Said b. Ferruh)
5. Ebu Hafs Amr b. Ali el-Fellâs (Amr b. Ali b. Bahr b. Kenîz)
Konular:
Hac, Hacc-ı temettu
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
17438, B005566
Hadis:
حَدَّثَنَا أَحْمَدُ بْنُ مُحَمَّدٍ أَخْبَرَنَا عَبْدُ اللَّهِ أَخْبَرَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنِ الشَّعْبِىِّ عَنْ مَسْرُوقٍ أَنَّهُ أَتَى عَائِشَةَ ، فَقَالَ لَهَا يَا أُمَّ الْمُؤْمِنِينَ إِنَّ رَجُلاً يَبْعَثُ بِالْهَدْىِ إِلَى الْكَعْبَةِ ، وَيَجْلِسُ فِى الْمِصْرِ ، فَيُوصِى أَنْ تُقَلَّدَ بَدَنَتُهُ ، فَلاَ يَزَالُ مِنْ ذَلِكَ الْيَوْمِ مُحْرِمًا حَتَّى يَحِلَّ النَّاسُ . قَالَ فَسَمِعْتُ تَصْفِيقَهَا مِنْ وَرَاءِ الْحِجَابِ فَقَالَتْ لَقَدْ كُنْتُ أَفْتِلُ قَلاَئِدَ هَدْىِ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَيَبْعَثُ هَدْيَهُ إِلَى الْكَعْبَةِ ، فَمَا يَحْرُمُ عَلَيْهِ مِمَّا حَلَّ لِلرِّجَالِ مِنْ أَهْلِهِ ، حَتَّى يَرْجِعَ النَّاسُ .
Tercemesi:
Bize Ahmed b. Muhammed, ona Abdullah (b. Mübarek), ona İsmail (b. Hürmüz), ona Şa'bî (Âmir b. Şurâhil), ona da Mesruk (b. Ecda') şöyle demiştir: Kendisi Aişe'eye (bt. Ebu Bekir) geldi ve: "Ey Müminlerin annesi! Bir adam Ka'be'ye kurbanlık gönderiyor. Kendisi de bulunduğu beldede kalıyor. Beraberinde kurbanlık gönderdiği kimselere de kurbanlık develerine (kurbanlık olduklarının bilinmesi için) gerdanlık takılmasını tavsiye ediyor. Bu adam, kurbanlık gönderdiği günden itibaren, insanların (hacda) ihramdan çıkacağı vakte kadar kendi yurdunda ihramlı olarak bekliyor" dedi. Mesruk dedi ki: Ben Aişe'nin el çırpış sesini perdenin arkasından işittim. Bu el çırpmadan sonra Aişe (r.anha): "Ben Rasulullah'ın (sav) kurbanlıklarının gerdanlıklarına takacağı boyunlukları örerdim. O da kurbanlıklarını gerdanlık takılmış olarak Ka'be'ye gönderirdi. Fakat ihramlı erkeklere ailesi ile olan ilişkilerinden haram olan şeylerden hiçbirisi, hacıların dönmesine kadar kendisine haram olmuyordu" dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ezâhî 15, 2/422
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Aişe Mesruk b. Ecda' (Mesruk b. Ecda' b. Malik b. Ümeyye b. Abdullah)
3. Ebu Amr Amir eş-Şa'bî (Amir b. Şerahil b. Abdin)
4. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübarek el-Hanzalî (Abdullah b. Mübarek b. Vadıh)
6. Ebu Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mervezî (Ahmed b. Muhammed b. Musa)
Konular:
Hac, ihramdan kurbanla çıkmak
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
Kadın-Erkek, kadın-erkek ilişkileri
Kurban, Hedy kurbanını işaretlemek
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
22525, N002607
Hadis:
أَخْبَرَنَا كَثِيرُ بْنُ عُبَيْدٍ قَالَ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ حَرْبٍ عَنِ الزُّبَيْدِىِّ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنِ السَّائِبِ بْنِ يَزِيدَ أَنَّ حُوَيْطِبَ بْنَ عَبْدِ الْعُزَّى أَخْبَرَهُ أَنَّ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ السَّعْدِىِّ أَخْبَرَهُ أَنَّهُ قَدِمَ عَلَى عُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ فِى خِلاَفَتِهِ فَقَالَ لَهُ عُمَرُ أَلَمْ أُحَدَّثْ أَنَّكَ تَلِى مِنْ أَعْمَالِ النَّاسِ أَعْمَالاً فَإِذَا أُعْطِيتَ الْعُمَالَةَ رَدَدْتَهَا فَقُلْتُ بَلَى . فَقَالَ عُمَرُ رضى الله عنه فَمَا تُرِيدُ إِلَى ذَلِكَ فَقُلْتُ لِى أَفْرَاسٌ وَأَعْبُدٌ وَأَنَا بِخَيْرٍ وَأُرِيدُ أَنْ يَكُونَ عَمَلِى صَدَقَةً عَلَى الْمُسْلِمِينَ . فَقَالَ لَهُ عُمَرُ فَلاَ تَفْعَلْ فَإِنِّى كُنْتُ أَرَدْتُ مِثْلَ الَّذِى أَرَدْتَ كَانَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يُعْطِينِى الْعَطَاءَ فَأَقُولُ أَعْطِهِ أَفْقَرَ إِلَيْهِ مِنِّى . فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « خُذْهُ فَتَمَوَّلْهُ أَوْ تَصَدَّقْ بِهِ مَا جَاءَكَ مِنْ هَذَا الْمَالِ وَأَنْتَ غَيْرُ مُشْرِفٍ وَلاَ سَائِلٍ فَخُذْهُ وَمَا لاَ فَلاَ تُتْبِعْهُ نَفْسَكَ » .
Tercemesi:
Bize Kesîr b. Ubeyd, ona Muhammed b. Harb, ona ez-Zübeydî (Muhammed b. Velid), ona ez-Zührî (Muhammed b. Şihab), ona Sâib b. Yezid, ona Huveytıb b. Abüluzza, ona Abdullah b. es-Sa'dî şöyle demiştir: Kendisi, halifeli sırasında Ömer b. Hattab'a gelmişti de Ömer ona şöyle demişti: "Bana haber verildiğine göre, sen diğer insanlar gibi bazı işlerde çalıştırılıyorsun ve bir ücret verildiğinde de onu istemiyormuşsun?" Ben de: "Evet" dedim. Bunun üzerine Ömer şöyle buyurdu: "Bu verileni niçin almıyorsun?" Ben de: "Atlarım ve kölelerim var, zenginlik ve bolluk içindeyim, bu yüzden o ücretin Müslümanlara sadaka olmasını istiyorum" dedim. Bunun üzerine Ömer: "Böyle yapma! Ben de aynen senin yaptığın gibi yapmıştım da Rasulullah (sav) bana ücret vermişti. Ben de, "benden daha fakir olan birine veriniz" dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştu: "Al, o senin malın olsun veya onu sadaka olarak verebilirsin. Sen istemeden ve aç gözlülük yapmadan sana bir şey verilirse onu al fakat sana veilmeyende de gözün kalmasın."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Zekât 94, /2257
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. Abdullah b. Kudame es-Sa'dî (Abdullah b. Vekdan b. Abdüşems)
3. Ebu Muhammed Huveytıb b. Abdülaziz el-Amirî (Huveytıb b. Abdüluzza)
4. Saib b. Yezid el-Kindi (Saib b. Yezid b. Said b. Sümame b. Esved)
5. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
6. Ebu Hüzeyl Muhammed b. Velid ez-Zübeydi (Muhammed b. Velid b. Amir)
7. Ebu Abdullah Muhammed b. Harb el-Havlani (Muhammed b. Harb b. Ebreş)
8. Ebu Hasan Kesir b. Ubeyd el-Mezhicî (Kesir b. Ubeyd b. Nümeyr)
Konular:
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Yönetici, itaat ve sınırları
Zekat, memuruna ücret tahsis etmek
Öneri Formu
Hadis Id, No:
23611, N000831
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُؤَمَّلُ بْنُ هِشَامٍ حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ ابْنُ عُلَيَّةَ عَنْ سَعِيدٍ عَنْ قَتَادَةَ عَنْ يُونُسَ بْنِ جُبَيْرٍ عَنْ حِطَّانَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ قَالَ صَلَّى بِنَا أَبُو مُوسَى فَلَمَّا كَانَ فِى الْقَعْدَةِ دَخَلَ رَجُلٌ مِنَ الْقَوْمِ فَقَالَ أُقِرَّتِ الصَّلاَةُ بِالْبِرِّ وَالزَّكَاةِ . فَلَمَّا سَلَّمَ أَبُو مُوسَى أَقْبَلَ عَلَى الْقَوْمِ فَقَالَ أَيُّكُمُ الْقَائِلُ هَذِهِ الْكَلِمَةَ فَأَرَمَّ الْقَوْمُ . قَالَ يَا حِطَّانُ لَعَلَّكَ قُلْتَهَا قَالَ لاَ وَقَدْ خَشِيتُ أَنْ تَبْكَعَنِى بِهَا فَقَالَ إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يُعَلِّمُنَا صَلاَتَنَا وَسُنَّتَنَا فَقَالَ « إِنَّمَا الإِمَامُ لِيُؤْتَمَّ بِهِ فَإِذَا كَبَّرَ فَكَبِّرُوا وَإِذَا قَالَ ( غَيْرِ الْمَغْضُوبِ عَلَيْهِمْ وَلاَ الضَّالِّينَ ) فَقُولُوا آمِينَ يُجِبْكُمُ اللَّهُ وَإِذَا رَكَعَ فَارْكَعُوا وَإِذَا رَفَعَ فَقَالَ سَمِعَ اللَّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ فَقُولُوا رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ يَسْمَعِ اللَّهُ لَكُمْ وَإِذَا سَجَدَ فَاسْجُدُوا وَإِذَا رَفَعَ فَارْفَعُوا فَإِنَّ الإِمَامَ يَسْجُدُ قَبْلَكُمْ وَيَرْفَعُ قَبْلَكُمْ » . قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « فَتِلْكَ بِتِلْكَ » .
Tercemesi:
Bize Muemmel b. Hişam, ona İsmail b. Uleyye, ona Said, ona Katâde, ona Yunus b. Cübeyr, ona Hittân b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Musa bize namaz kıldırdı. O sırada birileri içeri girdi ve: Namaz birr (iyilik) ve zekât ile birlikte zikredildi, dedi. Ebu Musa selam verdikten sonra cemaate dönerek: Şu sözü hanginiz söyledi, dedi. Oradakiler ses çıkarmayıp sustu. Ebu Musa: Ey Hittân, bu sözü muhtemelen sen söylemiş olmalısın, dedi. Hittân: Hayır, bununla birlikte bundan dolayı beni azarlayacağından da korktum, dedi. Ebu Musa dedi ki: Rasulullah (sav) bizlere nasıl namaz kılacağımızı da, sünnetimizi de öğretirdi. Ve: “İmam ancak ona uyulsun diyedir. Bu sebeple o tekbir getirdiği vakit siz de tekbir getirin. O: Gazaba uğramışların ve yolunu sapıtmış kimselerin yoluna değil” dediği zaman siz de âmin deyin. Allah da sizin duanıza icabet edecektir (kabul edecektir). Rükûa vardığı zaman siz de rükûa varın, başını kaldırdığı ve: Semiallahu limen hamideh: Allah kendisine hamd edeni(n hamdini) işitmiştir, dediği vakit siz de: Rabbenâ leke’l-hamd: Rabbimiz, hamd sana mahsusutur, deyin. Allah sizin dediğinizi duyacaktır. İmam secdeye vardığı vakit siz de secde edin. Kalktığı zaman siz de kalkın. Şüphesiz imam sizden önce secdeye varır ve sizden önce başını kaldırır.” Ayrıca Rasulullah (sav): “İşte bu ona karşılıktır” buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, İmâmet 38, /2140
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Hıttan b. Abdullah er-Rakkâşî (Hıttan b. Abdullah)
3. Ebu Gallab Yunus b. Cübeyr el-Bahilî (Yunus b. Cübeyr)
4. Ebu Hattab Katade b. Diame es-Sedusî (Katade b. Diame b. Katade)
5. Ebu Nadr Said b. Ebu Arûbe el-Adevî (Saîd b. Mihrân)
6. Ebu Bişr İsmail b. Uleyye el-Esedî (İsmail b. İbrahim b. Miksem)
7. Ebu Hişam Müemmel b. Hişam el-Yeşküri (Müemmel b. Hişam)
Konular:
Dua, duaya amin demek
Hz. Peygamber, öğreticiliği
KTB, DUA
KTB, NAMAZ,
Namaz, amin demek
Namaz, imama uymak
Namaz, Ruku' ve secdede söylenecek ve okunacak şeyler
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
30799, İM003009
Hadis:
حَدَّثَنَا عَلِىُّ بْنُ مُحَمَّدٍ وَعَمْرُو بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالاَ حَدَّثَنَا وَكِيعٌ أَنْبَأَنَا نَافِعُ بْنُ عُمَرَ الْجُمَحِىُّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ حَسَّانَ عَنِ ابْنِ عُمَرَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم كَانَ يَنْزِلُ بِعَرَفَةَ فِى وَادِى نَمِرَةَ . قَالَ فَلَمَّا قَتَلَ الْحَجَّاجُ ابْنَ الزُّبَيْرِ أَرْسَلَ إِلَى ابْنِ عُمَرَ أَىَّ سَاعَةٍ كَانَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم يَرُوحُ فِى هَذَا الْيَوْمِ قَالَ إِذَا كَانَ ذَلِكَ رُحْنَا . فَأَرْسَلَ الْحَجَّاجُ رَجُلاً يَنْظُرُ إِلَى سَاعَةِ يَرْتَحِلُ . فَلَمَّا أَرَادَ ابْنُ عُمَرَ أَنْ يَرْتَحِلَ قَالَ أَزَاغَتِ الشَّمْسُ قَالُوا لَمْ تَزِغْ بَعْدُ . فَجَلَسَ ثُمَّ قَالَ أَزَاغَتِ الشَّمْسُ قَالُوا لَمْ تَزِغْ بَعْدُ . فَجَلَسَ ثُمَّ قَالَ أَزَاغَتِ الشَّمْسُ قَالُوا لَمْ تَزِغْ بَعْدُ . فَجَلَسَ ثُمَّ قَالَ أَزَاغَتِ الشَّمْسُ قَالُوا نَعَمْ . فَلَمَّا قَالُوا قَدْ زَاغَتِ ارْتَحَلَ . قَالَ وَكِيعٌ يَعْنِى رَاحَ .
Tercemesi:
Bize Ali b. Muhammed ve Amr b. Abdullah, onlara Veki, ona Nâfi b. Ömer el-Cumahî, ona Saîd b. Hassan, ona da İbn Ömer’in rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) Arafat’ta Nemire vadisinde inerdi. (İbn Ömer) dedi ki: Haccac, İbn ez-Zübeyr’i öldürünce, İbn Ömer’e: Nebi (sav) bu günde ne vakit ayrılıp giderdi, diye sordu. Abdullah: O vakit gelince biz gideriz, dedi. Bunun üzerine Haccac, onun bineğine binip gideceği saati görmek üzere bir adam gönderdi. İbn Ömer binmek isteyince: Güneş batıya doğru kaydı mı? diye sordu. Hayır, henüz kaymadı, dediler. Bu sefer oturdu. Sonra (tekrar): Güneş batıya doğru kaydı mı? dedi. Onlar: Henüz kaymadı, dediler. Yine oturdu, sonra: Güneş batıya doğru kaydı mı, dedi. Yine: Henüz kaymadı, dediler. Tekrar oturdu, sonra: Güneş batıya doğru kaydı mı, dedi. Onlar: Evet, dediler. Kendisine: Evet güneş batıya doğru kaydı, dedikleri zaman, o da bineğine bindi.
Veki: Yani (Müzdelife’ye gitmek üzere) hareket etti, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İbn Mâce, Sünen-i İbn Mâce, Menâsik 54, /488
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Hasan b. Said el-Hicazî (Said b. Hasan)
3. Ebu Ma'şer Nafi' b. Ömer el-Cümehî (Nafi' b. Ömer b. Abdullah b. Cemil b. Amir b. Hüzeym)
4. Ebu Süfyan Veki' b. Cerrah er-Ruâsî (Veki' b. Cerrah b. Melih b. Adî)
5. Ebu Osman Amr b. Abdullah el-Evdî (Amr b. Muhammed b. Abdullah)
6. Ali b. Muhammed el-Kûfî (Ali b. Muhammed b. İshak)
Konular:
Hac, arafattan dönüş
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
43828, DM002459
Hadis:
أَخْبَرَنَا يَعْلَى حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ عَنْ قَيْسٍ عَنْ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ قَالَ : كُنَّا نَغْزُو مَعَ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مَا لَنَا طَعَامٌ إِلاَّ السَّمَرُ وَوَرَقُ الْحُبْلَةِ حَتَّى إِنَّ أَحَدَنَا لَيَضَعُ كَمَا تَضَعُ الشَّاةُ مَا لَهُ خِلْطٌ ، ثُمَّ أَصْبَحَتْ بَنُو أَسَدٍ يُعَزِّرُونِى ، لَقَدْ خِبْتُ إذَنْ وَضَلَّ عَمَلِى
Tercemesi:
Bize Ya'lâ, ona İsmail, ona Kays, ona da Sa'd b. Ebu Vakkâs şöyle rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ile beraber gazâ ederdik de yemek (olarak) sadece (dikenli bir ağacın) meyve(si) ve asma yaprağı(mız) olur(du). Öyle ki, bizden biri koyunun birbirine bulaşmayan (dışkısını) yaptığı gibi (büyük tuvaletini) yapardı. Sonra da Esed oğulları beni ayıplar oldular! O zaman ben bitmişim ve amelim boşa gitmiş!
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Cihâd 23, 3/1565
Senetler:
1. Ebu İshak Sa'd b. Ebu Vakkâs ez-Zührî (Malik b. Vüheyb b. Abdümenaf b. Zühre b. Kilab b. Mürre)
2. Kays b. Ebu Hazim el-Becelî (Kays b. Avf b. Abdülharis)
3. ُEbu Abdullah İsmail b. Ebu Halid el-Becelî (İsmail b. Hürmüz)
4. Ebu Yusuf Ya'lâ b. Ubeyd et-Tenâfisî (Ya'lâ b. Ubeyd b. Ebû Ümeyye)
Konular:
KTB, CİHAD
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Yiyecekler, Rasulullah zamanındaki
Öneri Formu
Hadis Id, No:
46397, DM002810
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ وَسُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - هُوَ ابْنُ زَيْدٍ - قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ قُرْطٍ قَالَ : إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ أُمُوراً هِىَ أَدَقُّ فِى أَعْيُنِكُمْ مِنَ الشَّعْرِ كُنَّا نَعُدُّهَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مِنَ الْمُوبِقَاتِ. فَذُكِرَ لِمُحَمَّدٍ - يَعْنِى ابْنَ سِيرِينَ - فَقَالَ : صَدَقَ ، فَأَرَى جَرَّ الإِزَارِ مِنْ ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Fadl ve Süleyman b. Harb (b. Büceyl), onlara Hammad (b. Zeyd b. Dirhem), ona Eyyüb (b. Keysan), ona da Humeyd b. Hilal (b. Hubeyra), Ubade b. Kurd (b. Urve)'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sizler çok önemsiz gördüğünüz bazı şeyler yapmaktasınız ki biz bu tür amelleri Rasulullah (sav) zamanında insanı helake sürükleyen şeyler olarak görürdük." Ukbe'nin böyle söylediği Muhammed(b. Sirin)'e bildirilince "Ukbe doğru söylemiş. Ben de (böbürlenmek maksadıyla) izarı yerde sürümeyi, insanı helake sürükleyen amellerden birisi olarak görüyorum." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 54, 3/1821
Senetler:
1. Ubade b. Kurt ed-Dabbî (Ubade b. Kurt b. Urve)
2. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Adab, yürüyüş adabı
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
272782, DM002810-2
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ الْفَضْلِ وَسُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ قَالاَ حَدَّثَنَا حَمَّادٌ - هُوَ ابْنُ زَيْدٍ - قَالَ حَدَّثَنَا أَيُّوبُ عَنْ حُمَيْدِ بْنِ هِلاَلٍ عَنْ عُبَادَةَ بْنِ قُرْطٍ قَالَ : إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ أُمُوراً هِىَ أَدَقُّ فِى أَعْيُنِكُمْ مِنَ الشَّعْرِ كُنَّا نَعُدُّهَا عَلَى عَهْدِ رَسُولِ اللَّهِ -صلى الله عليه وسلم- مِنَ الْمُوبِقَاتِ. فَذُكِرَ لِمُحَمَّدٍ - يَعْنِى ابْنَ سِيرِينَ - فَقَالَ : صَدَقَ ، فَأَرَى جَرَّ الإِزَارِ مِنْ ذَلِكَ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Fadl ve Süleyman b. Harb (b. Büceyl), onlara Hammad (b. Zeyd b. Dirhem), ona Eyyüb (b. Keysan), ona da Humeyd b. Hilal (b. Hubeyra), Ubade b. Kurd (b. Urve)'un şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Sizler çok önemsiz gördüğünüz bazı şeyler yapmaktasınız ki biz bu tür amelleri Rasulullah (sav) zamanında insanı helake sürükleyen şeyler olarak görürdük." Ukbe'nin böyle söylediği Muhammed(b. Sirin)'e bildirilince "Ukbe doğru söylemiş. Ben de (böbürlenmek maksadıyla) izarı yerde sürümeyi, insanı helake sürükleyen amellerden birisi olarak görüyorum." dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Rikâk 54, 3/1821
Senetler:
1. Ubade b. Kurt ed-Dabbî (Ubade b. Kurt b. Urve)
2. Ebu Nasr Humeyd b. Hilal el-Adevî (Humeyd b. Hilal b. Hubeyra)
3. Eyyüb es-Sahtiyânî (Eyyüb b. Keysân)
4. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
5. Ebu Numan Muhammed b. Fadl es-Sedûsî (Muhammed b. Fadl)
Konular:
Adab, yürüyüş adabı
Kibir, elbiseyi yerde sürüyerek
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281438, M002194-2
Hadis:
حَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ - يَعْنِى ابْنَ حَازِمٍ - حَدَّثَنَا نَافِعٌ قَالَ قِيلَ لاِبْنِ عُمَرَ إِنَّ أَبَا هُرَيْرَةَ يَقُولُ سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ تَبِعَ جَنَازَةً فَلَهُ قِيرَاطٌ مِنَ الأَجْرِ » . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ أَكْثَرَ عَلَيْنَا أَبُو هُرَيْرَةَ . فَبَعَثَ إِلَى عَائِشَةَ فَسَأَلَهَا فَصَدَّقَتْ أَبَا هُرَيْرَةَ فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ لَقَدْ فَرَّطْنَا فِى قَرَارِيطَ كَثِيرَةٍ .
Tercemesi:
Bize Şeybân b. Ferruh, ona Cerir –yani İbn Ebu Hâzim- ona Nafı‘in rivayet ettiğine göre İbn Ömer’e soruldu: Ebu Hureyre ben Rasulullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim diyor: “Bir cenazenin arkasından gidene bir kırât ecir vardır.” İbn Ömer:
-Ebu Hureyre de bize çokça hadis rivayet eder oldu, dedi ve Âişe’ye birisini göndererek ona sordurdu. Âişe, Ebu Hureyre’yi doğruladı. Bunun üzerine İbn Ömer:
-And olsun biz çok sayında kırât kaybetmekle kusur ettik, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2194, /367
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
3. Ebu Nadr Cerîr b. Hazım el-Ezdî (Cerir b. Hâzim b. Zeyd b. Abdullah b. Şucâ')
4. Şeyban b. Ebu Şeybe el-Habati (Şeyban b. Ferruh)
Konular:
Cenaze namazı
Cenaze, kabre koyma
Cenaze, törenine katılmak
Cenaze, yapılacak muamele
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, NAMAZ,
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sevap, sevap kazanma yolları
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
281457, M002195-2
Hadis:
وَحَدَّثَنِى مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ نُمَيْرٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يَزِيدَ حَدَّثَنِى حَيْوَةُ حَدَّثَنِى أَبُو صَخْرٍ عَنْ يَزِيدَ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ قُسَيْطٍ أَنَّهُ حَدَّثَهُ أَنَّ دَاوُدَ بْنَ عَامِرِ بْنِ سَعْدِ بْنِ أَبِى وَقَّاصٍ حَدَّثَهُ عَنْ أَبِيهِ أَنَّهُ كَانَ قَاعِدًا عِنْدَ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ إِذْ طَلَعَ خَبَّابٌ صَاحِبُ الْمَقْصُورَةِ فَقَالَ يَا عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ أَلاَ تَسْمَعُ مَا يَقُولُ أَبُو هُرَيْرَةَ إِنَّهُ سَمِعَ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ « مَنْ خَرَجَ مَعَ جَنَازَةٍ مِنْ بَيْتِهَا وَصَلَّى عَلَيْهَا ثُمَّ تَبِعَهَا حَتَّى تُدْفَنَ كَانَ لَهُ قِيرَاطَانِ مِنْ أَجْرٍ كُلُّ قِيرَاطٍ مِثْلُ أُحُدٍ وَمَنْ صَلَّى عَلَيْهَا ثُمَّ رَجَعَ كَانَ لَهُ مِنَ الأَجْرِ مِثْلُ أُحُدٍ » . فَأَرْسَلَ ابْنُ عُمَرَ خَبَّابًا إِلَى عَائِشَةَ يَسْأَلُهَا عَنْ قَوْلِ أَبِى هُرَيْرَةَ ثُمَّ يَرْجِعُ إِلَيْهِ فَيُخْبِرُهُ مَا قَالَتْ وَأَخَذَ ابْنُ عُمَرَ قَبْضَةً مِنْ حَصَى الْمَسْجِدِ يُقَلِّبُهَا فِى يَدِهِ حَتَّى رَجَعَ إِلَيْهِ الرَّسُولُ فَقَالَ قَالَتْ عَائِشَةُ صَدَقَ أَبُو هُرَيْرَةَ . فَضَرَبَ ابْنُ عُمَرَ بِالْحَصَى الَّذِى كَانَ فِى يَدِهِ الأَرْضَ ثُمَّ قَالَ لَقَدْ فَرَّطْنَا فِى قَرَارِيطَ كَثِيرَةٍ .
Tercemesi:
Bana Muhammed b. Abdullah b. Numeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Büreyd b. Abdullah b. Kusayt’ın rivayet ettiğine göre kendisine Davud b. Âmir b. Sa‘d b. Ebu Vakkas rivayet etmiştir, ona babasının naklettiğine göre Abdullah b. Ömer yanında oturuyor iken maksure sahibi Habbab çıka geldi.
-Ey Abdullah b. Ömer, Ebu Hureyre’nin ne dediğini duymadın mı? O Rasulullah’ı (sav): “Kim bir cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, namazını kılar, sonra defnedilinceye kadar onu takip ederse, ona her biri Uhud dağı gibi iki kırât ecir verilir. Kim onun namazını kıldıktan sonra dönerse ona, Uhud dağı gibi ecir vardır,” buyururken dinlediğini söylüyor.
Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab’ı Âişe’ye, Ebu Hureyre’nin bu söylediğine dair soru sormak, sonra da yanına dönüp Âişe’nin ne söylediğini kendisine bildirmek üzere gönderdi. Bu arada İbn Ömer mescit çakıllarından bir avuç aldı ve gönderdiği haberci yanına geri dönünceye kadar elinde evirip çevirdi. Elçi gelip de:
- Âişe: Ebu Hureyre doğru söylemiştir, dedi deyince, İbn Ömer elindeki o çakıl taşlarını yere attıktan sonra:
-Yemin olsun, biz çok sayıda kırâtı kaybederek kusur işledik, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Cenâiz 2195, /367
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. İbn Ebu Vakkas Amir b. Sa'd el-Kuraşî (Amir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
3. İbn Ebu Vakkas Davud b. Âmir ez-Zührî (Davud b. Âmir b. Sa'd b. Malik b. Vüheyb)
4. Ebu Abdullah Yezid b. Kuseyt el-Leysî (Yezid b. Abdullah b. Kuseyt b. Üsame b. Umeyr)
5. Ebu Sahr Humeyd b. Ebu Muharik el-Medenî (Humeyd b. Ziyad)
6. Ebu Zür'a Hayve b. Şurayh et-Tücîbî (Hayve b. Şurayh b. Safvan b. Malik)
7. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Yezid el-Adevî (Abdullah b. Yezid)
8. Ebu Abdurrahman Muhammed b. Numeyr el-Hemdânî el-Hârifî (Muhammed b. Abdullah b. Numeyr el-Hemedânî)
Konular:
Cenaze namazı
Cenaze, kabre koyma
Cenaze, törenine katılmak
Cenaze, yapılacak muamele
Hz. Peygamber, hanımları, Hz. Aişe
KTB, CENAZE, CENAİZ
KTB, NAMAZ,
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, Fazileti
Sahabe, Hz. Peygamber'den sonraki durumları
Sahabe, İlk Müslüman Nesiller
Sahabe, Kur'an'a ve sünnete bağlılık
Sahâbe, sahabiler ve hadîs
Sahâbe, sahabilerin sünnete uyma hassasiyetleri
Sahabe, sünneti sorarak öğrenmeleri
Sevap, sevap kazanma yolları
Sünnet, Abdullah b. Ömer'in uygulamaları