251 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Gunder, ona Şube, ona Abdülmelik b. Meysere, ona Zeyd b. Vehb, Hz. Ali'nin şöyle dediğini rivayet etti: "Hz. Peygamber (sav) bana ibrişimle karışık alaca kumaştan yapılmış (siyera) bir elbise giydirdi. Ben de onun içinde dışarıya çıktım. Ama Rasulullah'ın yüzünde öfke gördüm ve onu parçalayarak kadınlarımın arasında bölüştürdüm."
Açıklama: Hz. Ali'nin bu kumaşı bölüştürdüğü kadınlar; Hz. Peygamber'in kızı Fatma, Hz. Ali'nin annesi Fatma binti Esed b. Hişam ve Hz. Hamza'nın kızı Fatma ve ismini unuttuğum diğer bir Fatma'dır. Tahâvî, Ebû Ca'fer Ahmed b. Muhammed b. Selâme, Şerhu Maani'l-Asâr, thk. Muhammed Zührî en-Naccâr -Muhammed Seyyit el-Câd (el-Medinetü'l-Münevverâ, Alemü'l-kütüb, 1414/1994), 4/253.
Bize Muhammed b. el-Müsenna, ona Abdurrahman b. Mehdi, ona Şube, ona Ebu Avn, ona Ebu Salih, Hz. Ali'nin şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber'e (sav) ibrişimle karışık alaca kumaştan mamul (siyerâ) bir elbise hediye edildi. Hz. peygamber de bu elbiseyi bana gönderdi. Ben de onu giydim. Ama yüzünden kızdığını anladım. "Onu ben sana giyesin diye göndermedim. Ancak ve ancak parçalayıp da kadınlar arasında baş örtüsü yapasın diye gönderdim" buyurdu.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Said b. Mesruk arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Misar b. Kidam arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Amr b. Dinar arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Ubeydullah b. Miksem arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Müslim arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Süleyman b. Mihran arasında inkita vardır.
Bize Adem b. Ebu İyâs, ona Şu'be, ona Muhârib b. Disâr, ona da Câbir b. Abdullah el-Ensârî şöyle söylemiştir: Bir adam gece karanlığı bastığında iki sulama devesi ile geldi. Adam, Muaz'ın yatsı namazını kıldırmasına denk geldi. Hemen devesini bıraktı ve Muaz'a uydu. Muaz namazda Bakara veya Nisâ suresini okumaya başlayınca, adam bırakıp gitti. Daha sonra Muaz bu kişi hakkında kötü bir söz söyledi ve bu durum bu şahsa ulaştı. Bunun üzerine o kimse Hz. Peygamber'e (sav) geldi ve O'na Muaz'ı şikayet etti. Hz. Peygamber (sav) üç defa: "Ey Muaz! Sen bir fitneci misin? dedi ve Sebbih isme Rabbike'l-al'lâ, Ve'ş-şemsi ve duhâhâ, Ve'l-leyli izâ yağşa surelerini okuyup namaz kıldıramaz mıydın? Muhakkak ki arkandaki cemaatin içinde yaşlı, zayıf ve ihtiyaç sahibi kimseler vardır." buyurdu. Şu'be 'Muhakkak ki arkanda...' cümlelerinin de hadis olduğunu zannediyorum, dedi. Buhari dedi ki, Şu'be'ye bu hadisi rivayet etmede Said b. Mesrûk, Mis'ar ve Şeybânî mutâbaat etmiştir. Amr ve Ubeydullah b. Miksem ve Ebu Zübeyr'in Cabir'den naklettiklerine göre Muaz yatsı namazında Bakara Suresini okudu. Şu'be'ye, Muhârib'den rivayetinde A'meş mutâbaat etmiştir.
Bize Ahmed b. Yunus, ona Zâide b. Kudame es-Sekafî, ona Ömer b. Kays el-Masir, ona da Amr b. Ebu Kurraşöyle demiştir: Huzeyfe Medayin'de iken Rasulullah'ın (sav), öfkeli anında, sahabeden bazı kimseler için sarf etmiş olduğu sözlerinden bahsetti. Bu sözleri Huzeyfe'den duyan bazıları, Selman'a gidip Huzeyfe'nin söylediklerini anlattı. Selman da “Huzeyfe, ne söylediğini kendisi daha iyi bilir” dedi. Aynı kişiler tekrar Huzeyfe'ye gelip “senin sözlerini Selman'a anlattık, ama o senin söylediklerini ne onayladı ne de yalanladı” dediler. Huzeyfe, sebze bostanında iken Selman'a varıp “Ey Selman benim Rasulullah'tan (sav) duyduklarımı tasdik etmekten seni alıkoyan nedir?” dedi. Hz. Selman da şu cevabı verdi: Elbette Rasulullah (sav) öfkelenir ve öfke anında sahabeden bazısı hakkında (ağır) sözler söylerdi. Bazen da hoşnut olur ve hoşnutluk halinde sahabeden bazısı hakkında (hoş) sözler söylerdi. Ama sen (Hz. Peygamberden her duyduğun sözü aktarmayı) bir son vermeyecek misin? (Eğer böyle devam edersen) bazıları gönlünde, bir takım insanlara yönelik sevgi, bazı kimselere karşı nefret oluşmasına sebep olacaksın. Oysa sen de biliyorsun ki Rasulullah (sav) bir hutbesinde şöyle buyurmuştur: "Ben, öfkeli iken Ümmetimden herhangi bir kimseye sitem ya da beddua edersem -ki ben de bir Adem oğluyum, onların öfkelendiği gibi ben de öfkelenirim, ama Allah beni alemlere sadece rahmet için göndermiştir.- (Bu sebeple ben Rabbime: Ey Allah'ım, ben ancak bir beşerim, Müslümanlardan herhangi birisine, hakketmediği halde beddua ya da sitem edersem) kıyamet gününde bunu onun için bir rahmet kıl (diye dua ettim. Rabbim de bu duamı kabul etti)." Ardından Selman Huzeyfe'ye “Allah'a yemin olsun ki ya bu sözlerine son verirsin ya da (bunu) Ömer'e mektupla bildireceğim” dedi.