Giriş

Bize Kuteybe, ona Malik, ona Safvan b. Süleym, ona Said b. Seleme ona da Abdüddaroğulları'ndan Muğîra b. Bürde'nin rivayet ettiğine göre Ebu Hureyre şöyle demiştir: Bir adam Hz. Peygamber'e (sav) 'Ey Allah'ın Rasulü! Biz deniz yolculuğuna çıktığımızda yanımıza az su alıyoruz. Suyumuzu abdest için kullandığımızda içmeye suyumuz kalmaz. Deniz suyuyla abdest alabilir miyiz?' diye sorduğunda Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Denizin suyu temiz, hayvanlarının ölüsü (yemek için) helâldir."


    Öneri Formu
18261 N000059 Nesai, Taharet, 47

Bize İsmail, ona Malik, ona Vehb. b. Keysân, ona da Cabir b. Abdullah (r.anhuma) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) sahil tarafına, üç yüz kişilik bir askerî kuvvet gönderip başlarına da Ebu Ubeyde b. Cerrâh'ı kumandan tayin etti. Biz yola çıktık ve bir süre yol aldıktan sonra azığımız tükendi. Bunun üzerine Ebu Ubeyde müfrezenin bütün azıklarının bir araya getirilmesini emretti. Tamamı iki azık torbası kadar hurma idi. Ebu Ubeyde, bitinceye kadar, her gün bize o azıktan azar azar veriyordu. Artık her birimize günde birer hurmadan başka bir şey düşmü­yordu. (Râvi Vehb der ki:) Ben Câbir'e “günde bir hurma sizin beslenmenize yeter mi?” dedim. Câbir de şu cevabı verdi: Bu bir hurma da tükenince onun yokluğunun acısını da tat­tık. Sonra deniz sahiline ulaştık, bir de baktık ki, küçük dağ gibi büyük bir ba­lık duruyor. Müfreze on sekiz gün boyunca bu balığın etin­den yedi. Sonra Ebû Ubeyde balığın iki kaburga kemiğinin yukarı dikilerek (köprü gibi) çatılmasını emretti. Ardından bir deve hazırlanarak sürülmesini emretti, deve bu iki kaburga kemiğine değmeden, altından geçti.


    Öneri Formu
34487 B004360 Buhari, Megâzî, 65

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Komutanımız Ebu Ubeyde b. Cerrâh olduğu halde Rasulullah (sav) bizi üç yüz süvari ile Kureyş kervanını gözlememiz için sevk etti. On beş gün boyunca Sahilde kaldık ve öyle şiddetli bir açlığa yakalandık ki ağaç yaprakları (الْخَبَطَ) yedik. Bundan ötürü bu ordu, “Ceyşü'l-habat” olarak isimlendirildi. O arada deniz kıyısına amber denilen büyük bir balık vurdu. on beş gün boyunca ondan yedik ve yağından yağlandık. Sonunda gücümüz kuvvetimiz yerine geldi. Ebu Ubeyde onun kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve beraberindeki en uzun adama yöneldi. -Süfyan bir rivayetinde “Kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve bir adam ile deveyi aldı” demiştir.- O adam ve deve kemiğin altından geçiverdi. Cabir der ki: Ordudan bir adam üç deve kesmişti. Ardından üç deve daha kesti. Sonra bir daha üç deve kesti. Akabinde Ebu Ubeyde onu yasakladı." Amr der ki: Bize Ebu Salih ona Kays b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Ben orduda iken babam (Sa'd b. Ubade)'ye “insanlar acıktılar” dedim. (Babam) “Hayvan kes” dedi. “Ben de kestim” dedim. Ardından “İnsanlar acıktılar” dedim. (Babam), “Hayvan kes” dedi. Sonra “İnsanlar acıktılar” dedim. (Babam), “Hayvan kes” dedi. “Ben de kestim” dedim. Daha sonra yine acıktılar. (Babam) “Hayvan kes” dedi. Sonra kesmek bana yasaklandı.


    Öneri Formu
34488 B004361 Buhari, Megâzî, 65

Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Amr, ona da Câbir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Başımıza komutan olarak tayin edilen Ebu Ubeyde ile birlikte Ceyşü'l-habat gazasına çıktık ve ve şiddetli bir açlık baş gösterdi. Derken, daha önce benzerini görmediğimiz büyüklükte ve Anberin denilen bir balık, ölü olarak deniz kıyısına vurdu. 15 gün boyunca ondan yedik. Ebu Ubeyde onun kemiklerinden birini aldı (kaldırdı) altından bir süvari geçebiliyordu. Bana Ebu Zübeyir'in aktardığına göre Cabir, Ebu Ubeyde'nin "yiyin" dediğini işitmiştir. Medine'ye geldiğimizde bunu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdik. O, "Allah'ın size çıkardığı rızkı yiyin, yanınızda varsa bize de ikram edin" buyurdu. Bazıları o balıktan biraz getirdi, Rasulullah (sav) da onu yedi.


    Öneri Formu
34489 B004362 Buhari, Megâzî, 65

Bize Ali b. Abdullah, ona Süfyân, ona Amr b. Dînâr, ona da Câbir b. Abdullah şöyle rivayet etmiştir: "Komutanımız Ebu Ubeyde b. Cerrâh olduğu halde Rasulullah (sav) bizi üç yüz süvari ile Kureyş kervanını gözlememiz için sevk etti. On beş gün boyunca Sahilde kaldık ve öyle şiddetli bir açlığa yakalandık ki ağaç yaprakları (الْخَبَطَ) yedik. Bundan ötürü bu ordu, “Ceyşü'l-habat” olarak isimlendirildi. O arada deniz kıyısına amber denilen büyük bir balık vurdu. on beş gün boyunca ondan yedik ve yağından yağlandık. Sonunda gücümüz kuvvetimiz yerine geldi. Ebu Ubeyde onun kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve beraberindeki en uzun adama yöneldi. -Süfyan bir rivayetinde “Kaburga kemiklerinden birini alıp onu dikti ve bir adam ile deveyi aldı” demiştir.- O adam ve deve kemiğin altından geçiverdi. Cabir der ki: Ordudan bir adam üç deve kesmişti. Ardından üç deve daha kesti. Sonra bir daha üç deve kesti. Akabinde Ebu Ubeyde onu yasakladı." Amr der ki: Bize Ebu Salih ona Kays b. Sa'd şöyle rivayet etmiştir: Ben orduda iken babam (Sa'd b. Ubade)'ye “insanlar acıktılar” dedim. (Babam) “Hayvan kes” dedi. “Ben de kestim” dedim. Ardından “İnsanlar acıktılar” dedim. (Babam), “Hayvan kes” dedi. Sonra “İnsanlar acıktılar” dedim. (Babam), “Hayvan kes” dedi. “Ben de kestim” dedim. Daha sonra yine acıktılar. (Babam) “Hayvan kes” dedi. Sonra kesmek bana yasaklandı.


    Öneri Formu
287255 B004361-2 Buhari, Megâzî, 65

Bize Müsedded, ona Yahya, ona İbn Cüreyc, ona Amr, ona da Câbir (ra) şöyle rivayet etmiştir: Başımıza komutan olarak tayin edilen Ebu Ubeyde ile birlikte Ceyşü'l-habat gazasına çıktık ve ve şiddetli bir açlık baş gösterdi. Derken, daha önce benzerini görmediğimiz büyüklükte ve Anberin denilen bir balık, ölü olarak deniz kıyısına vurdu. 15 gün boyunca ondan yedik. Ebu Ubeyde onun kemiklerinden birini aldı (kaldırdı) altından bir süvari geçebiliyordu. Bana Ebu Zübeyir'in aktardığına göre Cabir, Ebu Ubeyde'nin "yiyin" dediğini işitmiştir. Medine'ye geldiğimizde bunu Hz. Peygamber'e (sav) bildirdik. O, "Allah'ın size çıkardığı rızkı yiyin, yanınızda varsa bize de ikram edin" buyurdu. Bazıları o balıktan biraz getirdi, Rasulullah (sav) da onu yedi.


    Öneri Formu
287256 B004362-2 Buhari, Megâzî, 65


    Öneri Formu
31876 İM004159 İbn Mâce, Zühd, 12


    Öneri Formu
77130 HM027389 İbn Hanbel, VI, 337


    Öneri Formu
99785 MŞ001393 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Taharat, 159


    Öneri Formu
116109 MŞ020125 Musannef-i İbn Ebi Şeybe, Buyu' ve'l-Akdiyye, 17