228 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe ve Ebu Küreyb, onlara Ebu Usame, ona Misar, ona Amr b. Murre, ona İbrahim'in şöyle dediğini rivayet etmiştir: Nebi (sav), Abdullah b. Mesud'a "bana Kur'an oku" buyurdu. Abdullah “Kur'an senin üzerine indirilmişken sana mı Kur'an okuyayım?” dedi. O "ben onu başkasından dinlemeyi de seviyorum" buyurdu. Abdullah ona Nisa suresinin baş tarafından itibaren "acaba her bir ümmetten birer şahit getirip, bunlara karşı da seni şahit getireceğimiz zaman durumları ne olur?" (Nisa 4/41) buyruğuna kadar okudu. Allah Rasulü de ağladı. Misar der ki: Bana Ma'n, ona Cafer b. Amr b. Hureys, ona babası, ona da İbn Mesud'un rivayet ettiğine göre Nebi (sav) "sen aralarında kaldığın sürece" ya da "aralarında bulunduğun sürece" buyurdu. Buradaki lafızda tereddüt eden Mis'ar'dır.
Bize İsmail, ona Mâlik, ona Zeyd b. Eslem, ona da babası (Eslem) şöyle rivayet etmiştir: Rasulullah (sav), seferlerinden birinde geceleyin, yanında Ömer b. Hattâb da varken yürüyordu. Bu sırada Ömer b. Hattâb, Rasulullah'a bir şey sordu. Fakat Rasulullah (sav) Ömer'e cevap vermedi. Ömer sonra yine sordu. Rasulullah (sav) yine cevap vermedi. Sonra Ömer bir daha sordu. Rasulullah (sav) yine cevap vermedi. Bunun üzerine Ömer b. Hattâb kendi kendine “anası Ömer'i kaybetsin, üç kere üst üste Rasulullah'a soru sordun da Rasulullah (sav) hiçbirinde sana cevap vermedi” dedi. Ömer der ki: Bunun üzerine ben devemi hareket ettirip sürdüm. Sonra hakkımda ayet inmesinden korkarak insanların önüne geçtim. Ancak çok geçmeden beni çağıran birisinin sesini duydum, kendi kendime “şimdi hakkımda Kur'an inmiş olmasından hakikaten korkmaktayım” diyerek Rasulullah'ın huzuruna geldim ve kendisine selâm verdim. Rasulullah (sav) "bu gece bana bir sure indirildi ki o sure bana, üstüne güneş doğan her şeyden daha çok sevimlidir" buyurdu. Sonra Rasulullah (sav) "Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik" (Fetih, 1) ayetini okudu.
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Malik, ona Abdurrahman b. Abdullah b. Abdurrahman b. Ebu Sa'saa, ona babası (Abdullah b. Abdurrahman), ona da Ebu Saîd el-Hudrî şöyle demiştir: Bir kişi, bir diğerini gece boyunca sürekli "Kul huvellahu ehad" (ihlas) Suresi'ni okurken dinledi. Sabah olunca Peygamber'e (sav) geldi ve durumu küçümser bir eda ile ona arz etti. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "canım elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki, bu Sure Kur'an'ın üçte birine denktir" buyurdu.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs b. Ğiyâs), ona A'meş, ona İbrahim ve Dahhâk el- Meşrikî, onlara da Ebu Saîd Hudrî (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) ashabına "sizden biriniz bir gecede Kur'an'ın üçte birini okuyamaz mı?" dedi. Bu söz sahâbeye zor geldi. ve “ey Allah'ın Rasulü hangimizin gücü buna yeter ki?” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) "Allâhu'l-vâhidu's-samed (ihlas) Suresi, Kur'an'ın üçte biridir" buyurdu Ebu Abdullah der ki: Bu hadisin, İbrahim tarikiyle gelen rivayeti mürsel, Dahhâk el-Meşrikî tarikiyle ile gelen rivayeti ise Müsneddir.
Bize Ömer b. Hafs, ona babası (Hafs), ona A'meş, ona İbrahim, ona Abdurrahman b. Yezîd ve ona Alkame, onlara da Ebu Mesud el-Ensârî'nin (ra) rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bakara Suresi'nin sonunda iki ayet vardır ki her kim geceleyin o iki ayeti okursa, ona yeterli olur."
Bize Hasan b. Rabî, ona Ebu Ahvas, ona A'meş, ona Ebu Duhâ, ona Mesrûk, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Peygamber (sav) "İzâ câe nasrullâhi ve'l-feth" Suresi indikten sonra kıldığı her namazda muhakkak "Subhâneke Rabbena ve bi-hamdike, Allâhummeğfir (Rabbimiz seni noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bağışla Allah'ım)" derdi.
Bize Osman b. Ebu Şeybe, ona Cerîr, ona Mansur, ona Mesrûk, ona da Âişe (r.anha) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) rükû ve secdesinde "Subhâneke Allâhumme Rabbena ve bi-hamdike, Allâhummağfir lî" duasını çokça okurdu. Böylece Kur'an'ın "Rabbini çokça tesbih et" (Nasr, 3) emrini yerine getirmiş oluyordu.