332 Kayıt Bulundu.
					
					
					
					
				
            
			
			
                       
           
            
			
            
            
			
	
			
			
	
			
				
					 Giriş
				
			
			
	
            
        
Bize Muhammed b. Musa el-Kattân el-Vâsıtî, ona Müsennâ b. Muâz b. Muâz, ona babası (Muâz b. Muâz), ona Ubeydullah b. Hasan, ona Halid el-Hazzâ hadisi bu isnatla önceki rivayetin benzeri lafızlarla nakletti. Ancak 'Onun geride bıraktıklarını sen koruyup gözet' ifadesini kullandı. Ayrıca 'geniş kıl" değil de 'Allah'ım! Kabrini genişlet' dedi. Öte yandan Halid el-Hazzâ önceki metinde yer almayan 'Yedinci bir dua cümlesi daha vardı, ama unuttum' ziyadesini de nakletmiştir.
Açıklama: İmam Müslim (ra), aynı hadisin Ebu İshak el-Fezârî tariki ile Ubeydullah b. Hasan tariki arasında yer alan kelime ve lafız farklılıklarına dikkat çekmiştir. İki ravinin Türkçeye çevrilirken aynı anlamlara gelen müradif/eş anlamlı farklı sözcükleri kullandıklarına ve Ebu İshak el-Fezârî tarikinde ötekinde olmayan bir cümle bulunduğuna işaret etmiştir. Bu, İmam Müslim'in (ra) rivayetlerin metnindeki en ufak farklılıkları bile büyük bir titizlikle kayıt altına aldığını, rivayetleri daha sağlıklı anlayabilmek için farklı tariklerini bir araya getirmeye önem verdiğini gösteren bir örnektir.
Bize Ahmed b. Yusuf el-Ezdî, ona Muallâ b. Esed, ona Abdülvâhid (b. Ziyad el-Abdî), ona Süleyman el-A'meş hadisi bu isnadla rivayet etmiş, ancak şu ifadeleri ilave etmiştir: "Diğer kimse idrardan dolayı yahut idrarın kendisinden temizlenmezdi."
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh), ona Hişam b. Urve hadisi bu isnadla, Ebu Üsâme rivayetiyle aynı manada nakletmiştir. Ancak Ebu Üsame hadisi daha eksiksizdir.
Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh), ona Said b. Ubeyd et-Tâî ve Muhammed b. Kays, ona da Ali b. Rabîa şöyle rivayet etmiştir: "Kufe'de kendisi için ağıt yakılan ilk kişi, Karaza b. Ka'b oldu. Bunun üzerine Muğîra b. Şube, Rasulullah'ı (sav) şöyle buyururken duyduğunu nakletti: Kendisi için ağıt yakılan kimse, o ağıt sebebiyle kıyamet günü muhakkak azap görür."
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Allah'ım! Kabir azabından, ateş (cehennem) azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden, Mesih Deccal'in şerrinden sana sığınırım."
Bize Nasr b. Asım b. Ali el-Cehdamî, İbn Nümeyr, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb, onlara Veki, ona el-Evzaî, ona Hassan b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre; (T) (Bize el-Evzaî), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri son teşehhüdde (tahiyyâtı okuduktan sonra) dört şeyden Allah'a sığınıp şöyle dua etsin: Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccâlın fitnesinin şerrinden sana sığınıyorum."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Alkame b. Mersed, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Bera b. Âzib'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kimse kabrine konulduğunda ve onun için (Münker-Nekir melekleri) gelip sorguya çekildiğinde mümin: 'Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın Rasulüdür' diye şehadet eder. Bu şehadet, Allah'ın şu sözünün tezahürüdür: 'Allah iman edenlere o sabit sözde daima sebat ihsan eder." (İbrahim, 14/27) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ğunder, ona da Şu'be bu hadisi şu ziyade ile rivayet etti: 'Allah iman edenleri o sabit sözde sabit kılar' ayeti, kabir azabı hakkında inmiştir.
Bize Müslim b. İbrahim, ona Hişam, ona Yahya, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre (ra) şöyle demiştir: Peygamber (sav) şöyle dua ederdi: "Allah'ım! Kabir azabından, cehennem ateşinden, hayatın ve ölümün fitnelerinden ve Deccâl Mesîh fitnesinden sana sığınırım."
Bize Hafs b. Ömer, ona Şu'be, ona Alkame b. Mersed, ona Sa'd b. Ubeyde, ona da Bera b. Âzib'in (ra) söylediğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "Mümin bir kimse kabrine konulduğunda ve onun için (Münker-Nekir melekleri) gelip sorguya çekildiğinde mümin: 'Ben şehadet ederim ki, Allah'tan başka ilah yoktur. Yine şehadet ederim ki, Muhammed Allah'ın Rasulüdür' diye şehadet eder. Bu şehadet, Allah'ın şu sözünün tezahürüdür: 'Allah iman edenlere o sabit sözde daima sebat ihsan eder." (İbrahim, 14/27) Bize Muhammed b. Beşşar, ona Ğunder, ona da Şu'be bu hadisi şu ziyade ile rivayet etti: 'Allah iman edenleri o sabit sözde sabit kılar' ayeti, kabir azabı hakkında inmiştir.
Bize Nasr b. Ali el-Cehdamî, İbn Nümeyr, Ebu Küreyb ve Züheyr b. Harb, onlara Veki, ona el-Evzaî, ona Hassân b. Atiyye, ona Muhammed b. Ebu Aişe, ona da Ebu Hureyre; (T) (Bize el-Evzaî), ona Yahya b. Ebu Kesir, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biri son teşehhüdde (tahiyyâtı okuduktan sonra) dört şeyden Allah'a sığınıp şöyle dua etsin: Allah'ım! Cehennem azabından, kabir azabından, hayatın ve ölümün fitnesinden ve Mesih Deccâlın fitnesinin şerrinden sana sığınıyorum."