Giriş

Bize Müsedded, ona Bişr, ona Seleme b. Alkame, ona da Muhammed b. Sîrîn, Ümmü Atiyye'nin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Kocanın vefatı hariç, herhangi bir kimsenin ardından üç günden fazla yas tutmamız bize yasaklandı."


    Öneri Formu
16475 B005340 Buhari, Talak, 47

Bize Abdullah b. Abdülvehhâb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyûb, ona Hafsa, ona da Ümmü Atiyye şöyle rivayet etmiştir: "Bize, koca için beklenen dört ay on günlük iddet süresi hariç, ölmüş birisi için üç günden fazla yas tutmamız yasaklandı. Bu süre zarfında sürme çekemez, hoş koku sürünemez, asb türü elbise hariç boyalı elbise de giyemezdik. Bununla birlikte herhangi birimiz ay halinden temizlenip yıkandığı zaman, küst-ü ezfâr denilen kokulu ottan bir miktar kullanmamıza da ruhsat verilmişti. Ayrıca cenazelerin peşinden kabristana gitmemiz de yasaklanmıştı."


    Öneri Formu
16476 B005341 Buhari, Talak, 48

Bize Züheyr b. Harb, ona Yahya b. Ebu Bukeyr, ona İbrahim b. Tahmân, ona Budeyl, ona Hasan b. Müslim, ona Safiyye bt. Şeybe, ona da Nebi'nin (sav) zevcesi Ümmü Seleme, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Eşi vefat eden kadın, ne kırmızı (boya ile) boyanmış elbiseler ne de yırtık elbiseler giyer. Ne takı takar, ne saçını boyar. Gözlerine de sürme çekemez."


    Öneri Formu
13679 D002304 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bize Ahmed b. Salih, ona İbn Vehb, ona Mahreme, ona babası, ona Muğire b. Dahhâk, ona da Ümmü Hakim bt. Useyd annesi hakkında şöyle rivayet etmiştir: "Eşi vefat etmişti. Annem o sırada gözlerinden rahatsızdı ve gözlerini 'celâ' ile sürmeliyordu –ravi Ahmed ifadenin doğrusunun 'celâ sürmesi kullanıyordu' olduğunu söylemiştir- Bunun üzerine bir cariyesini Ümmü Seleme'ye gönderdi ve ona celâ sürmesi çekmenin durumunu sordu. Ümmü Seleme ona 'Sürmeyi ancak senin için katlanması zor bir rahatsızlıktan dolayı ve kaçınılmaz olan bir iş sebebiyle kullanabilirsin. Onu da geceleyin sürer, gündüzün silersin' diye cevap verdi. Ardından Ümmü Seleme sözlerine şöyle devam etti: 'Ebu Seleme vefat ettiğinde Rasulullah (sav) yanıma gelmişti. O sırada gözlerime sabır suyu denilen bir ilaç koymuştum. Hz. Peygamber 'Bu da nedir, ey Ümmü Seleme?' diye sordu. Ben 'Ey Allah'ın Rasulü! O sadece sabır suyudur. Güzel de kokmaz' dedim. Allah Rasulü 'Ama o yüze bir tazelik ve güzellik katar. Bu sebeple onu gözlerine geceleyin koy, gündüzün de sil. Hoş koku ile ve kına ile de taranma. Çünkü bu da bir çeşit kına yakmaktır' buyurdu. Ümmü Seleme 'Peki ey Allah'ın Rasulü! Ne ile taranayım?' dediğinde, 'Başını kaplayacak şekilde sidr otu ile' buyurdu."


    Öneri Formu
13680 D002305 Ebu Davud, Talak, 44, 46

Bana Yahya, ona Malik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir b. Atik, ona Abdullah b. Abdullah b. Cabir'in anne tarafından dedesi olan Atik b. Haris, ona da Cabir b. Atik şöyle rivayet etmiştir: "Peygamber (sav), Abdullah b. Sabit'i ziyarete geldi. O, ruhunu teslim etmek üzereydi. Seslendi fakat cevap vermeyince 'Varlığımız, Allah içindir, sonun da ona dönecek ve hesaba çekileceğiz' [Bakara, 2/156] ayetini okudu ve 'Ebu Rabi'nin ölümü üzerine Allah'a boyun eğdik' buyurdu. Kadınlar, yüksek sesle ağlamaya başladılar. İbn Atik onları susturmaya çalıştı. Rasulullah (sav) 'Bırak onları, vacip olunca kimse ağlamasın' buyurdu. Oradakiler 'Vacip olmak nedir? Ey Allah'ın Rasulü!' dediler. 'Ölümdür' buyurdu. Abdullah b. Sabit'in kızı 'Ey babacığım, senin şehit olduğunu umuyorum, çünkü sen şehitlik için her şeyi hazırlamıştın' dedi. Bunun üzerine Rasulullah da (sav) 'Allah ona niyetine göre ecrini vermiştir. Şehitlikten ne anlıyorsunuz?' buyurdu. Orada bulunanlar da 'Allah yolunda ölmek veya öldürülmektir' dediler. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Allah yolunda öldürülmenin dışında şehitlik yedi çeşittir. Taun hastalığından ölen şehittir. İç hastalıklarından ölen şehittir. Suda boğularak ölen şehittir. Yıkıntı altında kalan şehittir. Zat'ül cenb (akciğer) hastalığından ölen şehittir. Yangında ölen şehittir. Doğum yaparken veya kadın hastalığından dolayı ölen kadın şehittir."


    Öneri Formu
35435 MU000558 Muvatta, Cenâiz, 12

Bize Muhammed b. Kesîr, ona Süleyman b. Kesîr, ona Zührî, ona Urve (b. Zübeyr), ona da Âişe, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Allah'a ve ahiret gününe inanan -veya Allah'a inanan- bir kadına, kocası dışında bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir."


    Öneri Formu
43694 DM002329 Darimi, Talak, 12

Bize Haşim b. Kasım, ona Şu'be, ona Humeyd b. Nâfi, ona da Ümm Seleme’nin kızı Zeynep, annesinin veya Nebî'nin (sav) eşlerinden birinin şöyle dediğini rivayet etmiştir: "Bir kardeşi yahut çok sevdiği birisi vefat etmişti. Safran renginde bir boyayı alarak onu ellerine sürmeye başladı ve 'Ben, Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurması sebebiyle böyle yapıyorum: Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir kadının, kocası dışında herhangi bir kimse için üç günden fazla yas tutması helal değildir. Kocası için ise dört ay on gün yas tutar'."


    Öneri Formu
43696 DM002331 Darimi, Talak, 12