80 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Bedr Şucâ b. Velid, ona Ömer b. Muhammed el-Umerî, ona Nâfi, ona Abdullah ve Salim, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Biz Nebi (sav) ile birlikte Umre yapmak üzere çıkmıştık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldu. Bundan dolayı Rasulullah (sav) kurbanlık develerini kesti ve başını tıraş etti (böylece ihramdan çıktı).
Bize Muhammed b. Abdurrahim, ona Ebu Bedr Şucâ b. Velid, ona Ömer b. Muhammed el-Umerî, ona Nâfi, ona Abdullah ve Salim, onlara da Abdullah b. Ömer (r.anhuma) şöyle demiştir: Biz Nebi (sav) ile birlikte Umre yapmak üzere çıkmıştık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldu. Bundan dolayı Rasulullah (sav) kurbanlık develerini kesti ve başını tıraş etti (böylece ihramdan çıktı).
Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsame, ona Hişâm, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Aişe şöyle söylemiştir: Bizler Hz. Peygamber (sav) ile birlikte Zilhicce ayının sonun doğru Medine'den yola çıktık. Hz. Peygamber (sav): "Kim umre niyetiyle ihrama girmek isterse ihrama girip telbiye getirsin. Ben kurbanlık getirmemiş olsaydım umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirirdim." buyurdu. Bunun üzerine ashabından bazıları umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi, bazıları da hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirdi. Ben de umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirenlerdim. Ben, Arefe günü hayız oldum. Ben durumumu Hz. Peygamber'e (sav) arz edip söyledim. Hz. Peygamber (sav): "Umreni bırak, başının saç örgülerini çöz, taran ve hac niyetiyle ihrama girip telbiye getir!" buyurdu. Ben de öyle yaptım. Nihayet (hac bitince) Muhassab'da kaldığımız gecede Hz. Peygamber (sav), Kardeşim Abdurrahman'ı, benimle birlikte Tenîm'e yolladı. Ben orada daha önce başladığım umrenin yerine, yeni bir umre niyetiyle ihrama girip telbiye getirdim. Hişâm dedi ki: Bundan dolayı kefaret olarak kurban, oruç ve sadaka gerekmedi. Bize Ubeyd b. İsmail, ona Ebu Üsâme, ona Hişam, ona babası (Urve b. Zübeyr), ona da Âişe şöyle rivayet etti: Bizler Zülhicce ayının hilalinin görülmesine doğru (Medine’den) çıktık. Rasulullah (sav): "Kim bir umre niyetiyle ihrama girmek istiyorsa o niyetle ihrama girsin. Çünkü şüphesiz ben kurbanlık getirmemiş olsaydım umre niyetiyle ihrama girecektim" buyurdu. Aralarından kimisi umre niyetiyle ihrama girdi, kimisi hac niyetiyle ihrama girdi. Ben umre niyetiyle ihrama girenlerden idim. Arefe günü geldiğinde ay hali oldum. Nebi’ye (sav) durumumdan şikâyet edince, o: "Umreni bırak, saçlarını çöz, başını tara ve hac niyetiyle ihrama gir" buyurdu. Ben de onun dediğini yaptım, nihâyet Muhassab gecesi gelince benimle beraber Ebu Bekir’in oğlu kardeşim Abdurrahman’ı gönderdi. (Onunla) Ten’im’e gittim, (yapmayı niyetlendiğim) ilk umremin yerine (yeni) bir umre yapmak niyetiyle ihrama girdim. Hişâm (b. Urve) dedi ki: Bundan dolayı ne bir kurban kesmesi gerekti, ne oruç tutması, ne de sadaka vermesi.
O (Yahya) bana, ona Mâlik, ona Ebu Bekir b. Abdurrahman’ın azatlısı Sumeyy, ona da Ebu Bekir b. Abdurrahman şöyle demiştir: "Bir kadın Rasulullah’a (sav) gelip 'Ben hac etmek için hazırlanmıştım ama beklemediğim bir engelle karşılaştım' dedi. Rasulullah da (sav) ona 'Öyleyse Ramazan ayında umre yap, çünkü o ayında yapılan umre hac gibidir' buyurdu."
Bize Abdullah b. Saîd, ona Ebu Üsâme, ona Ubeydullah, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: Abdullah b. Abdullah ve Sâlim, Haccâc’ın İbn Zübeyir’i muhasara ettiği sırada, ama İbn Zübeyir öldürülmeden önceki gecelerden birinde İbn Ömer ile konuşmuş ve “Bu sene hac etmesen sana zararı olmaz. Çünkü senin Beyt’e ulaşmanın engelleneceğinden korkuyoruz” dediler. Abdullah b. Ömer “Bizler Rasulullah (sav) ile birlikte umre yapmak üzere çıktık. Kureyş kâfirleri bizim Beytullah’a ulaşmamıza engel oldular. Bunun üzerine Rasulullah (sav) beraberindeki hediyelik kurbanlıkları kesti, başını tıraş etti, sonra geri döndü. Ben de sizleri bir umre yapmayı niyet ettiğime şahit tutuyorum. Eğer Beytullah’a ulaşmama engel olunmazsa tavaf ederim. Eğer Beytullah’a ulaşmam engellenirse Rasulullah’ın (sav) ben de kendisi ile birlikte iken yaptığının aynısını yaparım” diyerek Zu’l-Huleyfe’den umre niyeti ile ihrama girdi, sonra yola koyuldu, arkasından “Her ikisinin (umre ile haccın) durumu birdir. Sizleri umrem ile birlikte bir hac yapmaya da niyet ettiğime şahit tutarım” dedi. Nâfi der ki: Her ikisi için bir tavaf ve bir sa’y yaptı. Sonra da (Kurban Bayramı birinci günü) olan Nahr günü gelip hediyelik kurbanlığını kesinceye kadar da ihramdan çıkmadı. Ayrıca o “Her kim umre ve haccı bir arada yapmak isteğiyle her ikisi için de niyet edip ihrama girecek olursa Nahr (Kurban Bayramı birinci) günü her ikisinin ihramından çıkacağı vakte kadar ihramdan çıkmasın” derdi.