حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَبِشْرُ بْنُ بَكْرٍ التِّنِّيسِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنِى عِكْرِمَةُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِوَادِى الْعَقِيقِ يَقُولُ « أَتَانِى اللَّيْلَةَ آتٍ مِنْ رَبِّى فَقَالَ صَلِّ فِى هَذَا الْوَادِى الْمُبَارَكِ وَقُلْ عُمْرَةً فِى حَجَّةٍ » .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10208, B001534
Hadis:
حَدَّثَنَا الْحُمَيْدِىُّ حَدَّثَنَا الْوَلِيدُ وَبِشْرُ بْنُ بَكْرٍ التِّنِّيسِىُّ قَالاَ حَدَّثَنَا الأَوْزَاعِىُّ قَالَ حَدَّثَنِى يَحْيَى قَالَ حَدَّثَنِى عِكْرِمَةُ أَنَّهُ سَمِعَ ابْنَ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - يَقُولُ إِنَّهُ سَمِعَ عُمَرَ - رضى الله عنه - يَقُولُ سَمِعْتُ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم بِوَادِى الْعَقِيقِ يَقُولُ « أَتَانِى اللَّيْلَةَ آتٍ مِنْ رَبِّى فَقَالَ صَلِّ فِى هَذَا الْوَادِى الْمُبَارَكِ وَقُلْ عُمْرَةً فِى حَجَّةٍ » .
Tercemesi:
Bize el-Humeydî, ona el-Velid ve Bişr b. Bekr et-Tinnîsî, onlara el-Evzâî, ona Yahya, ona İkrime, ona da İbn Abbas (r.anhumâ), ona da Ömer (ra) şöyle demiştir:
Ben, Nebi’nin (sav) Akik vadisinde şöyle buyurduğunu dinledim: “Bu gece Rabb'imden birisi yanıma geldi ve: Şu mübarek vadide namaz kıl ve bir hac içinde bir umre(ye niyet ettim) de, dedi.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 16, 1/493
Senetler:
1. Ebu Hafs Ömer b. Hattab el-Adevî (Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza)
2. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
3. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
4. Ebu Nasr Yahya b. Ebu Kesir et-Tâî (Yahya b. Salih b. Mütevekkil)
5. Ebu Amr Abdurrahman b. Amr el-Evzaî (Abdurrahman b. Amr b. Yahmed)
6. Ebu Abdullah Bişr b. Bekir el-Becelî (Bişr b. Bekir)
7. Ebu Bekir el-Humeydî Abdullah b. Zübeyr (Abdullah b. Zübeyr b. İsa b. Ubeydullah)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10293, B001566
Hadis:
حَدَّثَنَا إِسْمَاعِيلُ قَالَ حَدَّثَنِى مَالِكٌ . وَحَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ نَافِعٍ عَنِ ابْنِ عُمَرَ عَنْ حَفْصَةَ - رضى الله عنهم - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَنَّهَا قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، مَا شَأْنُ النَّاسِ حَلُّوا بِعُمْرَةٍ وَلَمْ تَحْلِلْ أَنْتَ مِنْ عُمْرَتِكَ قَالَ « إِنِّى لَبَّدْتُ رَأْسِى ، وَقَلَّدْتُ هَدْيِى فَلاَ أَحِلُّ حَتَّى أَنْحَرَ » .
Tercemesi:
Bize İsmail, ona Mâlik rivâyet etti; (T) Yine Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Nâfi‘, ona İbn Ömer, ona Nebi’nin (sav) zevcesi Hafsa’nın (r.anhum) şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
Ey Allah’ın Rasulü, neden insanlar bir umre yapıp ihramdan çıktılar da, sen umren için girdiğin ihramdan çıkmadın? O şöyle buyurdu: “Ben başımı (saçlarımı) yapıştırarak keçeleştirdim, hediyelik kurbanlıklarıma gerdanlık taktım. Bu sebeple kurbanlarımı kesmedikçe ihramdan çıkamam.”
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/501
Senetler:
1. Hafsa bt. Ömer el-Adeviyye (Hafsa bt. Ömer b. Hattab b. Nüfeyl b. Abdüluzza b. Riyah)
2. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
3. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdullah İsmail b. Ebu Üveys el-Esbahî (İsmail b. Abdullah b. Abdullah b. Üveys b. Malik)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10295, B001568
Hadis:
حَدَّثَنَا أَبُو نُعَيْمٍ حَدَّثَنَا أَبُو شِهَابٍ قَالَ قَدِمْتُ مُتَمَتِّعًا مَكَّةَ بِعُمْرَةٍ فَدَخَلْنَا قَبْلَ التَّرْوِيَةِ بِثَلاَثَةِ أَيَّامٍ ، فَقَالَ لِى أُنَاسٌ مِنْ أَهْلِ مَكَّةَ تَصِيرُ الآنَ حَجَّتُكَ مَكِّيَّةً . فَدَخَلْتُ عَلَى عَطَاءٍ أَسْتَفْتِيهِ فَقَالَ حَدَّثَنِى جَابِرُ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ حَجَّ مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم يَوْمَ سَاقَ الْبُدْنَ مَعَهُ ، وَقَدْ أَهَلُّوا بِالْحَجِّ مُفْرَدًا ، فَقَالَ لَهُمْ « أَحِلُّوا مِنْ إِحْرَامِكُمْ بِطَوَافِ الْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، وَقَصِّرُوا ثُمَّ أَقِيمُوا حَلاَلاً ، حَتَّى إِذَا كَانَ يَوْمُ التَّرْوِيَةِ فَأَهِلُّوا بِالْحَجِّ ، وَاجْعَلُوا الَّتِى قَدِمْتُمْ بِهَا مُتْعَةً » . فَقَالُوا كَيْفَ نَجْعَلُهَا مُتْعَةً وَقَدْ سَمَّيْنَا الْحَجَّ فَقَالَ « افْعَلُوا مَا أَمَرْتُكُمْ ، فَلَوْلاَ أَنِّى سُقْتُ الْهَدْىَ لَفَعَلْتُ مِثْلَ الَّذِى أَمَرْتُكُمْ ، وَلَكِنْ لاَ يَحِلُّ مِنِّى حَرَامٌ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . فَفَعَلُوا .
Tercemesi:
Bize Ebu Nuaym, ona Ebu Şihâb’ın şöyle dediğini rivâyet etti:
Umre niyetiyle ve temettu‘ haccı yapmak üzere Mekke’ye geldim. Terviye (Zülhicce’nin sekizinci) gününden üç gün önce (Mekke’ye) girdik. Mekkelilerden bazı kimseler işte, şimdi senin bu haccın Mekkelilerin haccı gibi olacak, dediler. Fetva sormak üzere Ata’nın huzuruna girdim, dedi ki: Bana Câbir b. Abdullah’ın (r.anhum) rivâyet ettiğine göre, o beraberinde kurbanlık develerini götürdüğü günde Nebi (sav) ile birlikte hac etmişti. O sırada da yalnızca hac (ifrad haccı) için niyet edip telbiye getirerek ihrama girmişlerdi. Rasulullah (sav) ashabına: “Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y edip ihramınızdan çıkınız, sonra saçlarınızı kısaltın ve sonra da ihramdan çıkmış olarak ikametinize devam edin. Nihâyet terviye (Zülhicce’nin sekizinci) günü gelince hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirin ve (Mekke’ye) gelişinizden sonra ihramdan çıkışınızı bir mut’a (ihramsız olma halinden yararlanma/temettu‘) yapmış olarak bilin” buyurdu. Ashab: Bizler ismen haccı zikrettiğimiz halde onu nasıl mut‘a (temettu‘ haccı umresi) yapacağız, dediler. Rasulullah (sav): “Size emrettiğimi yapın. Çünkü şâyet ben kurbanlıklarımı beraber getirmemiş olsaydım, size emrettiğimin aynısını yapacaktım, fakat benim keseceğim kurbanlıklar yerine ulaşıncaya (Mina’da kesilinceye) kadar, ihrama girişim dolayısıyla bana haram olan şeylerden hiçbirisi helal olmaz” buyurdu ve bunun üzerine onlar da (Allah Rasulü’nün) emrini yerine getirdiler.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/501
Senetler:
1. Cabir b. Abdullah el-Ensârî (Cabir b. Abdullah b. Amr b. Haram b. Salebe)
2. Ebu Muhammed Ata b. Ebu Rabah el-Kuraşî (Ata b. Eslem)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Nuaym Fadl b. Dükeyn el-Mülâi (Fadl b. Amr b. Hammâd b. Züheyr b. Dirhem)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10299, B001572
Hadis:
وَقَالَ أَبُو كَامِلٍ فُضَيْلُ بْنُ حُسَيْنٍ الْبَصْرِىُّ حَدَّثَنَا أَبُو مَعْشَرٍ حَدَّثَنَا عُثْمَانُ بْنُ غِيَاثٍ عَنْ عِكْرِمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ - رضى الله عنهما - أَنَّهُ سُئِلَ عَنْ مُتْعَةِ الْحَجِّ فَقَالَ أَهَلَّ الْمُهَاجِرُونَ وَالأَنْصَارُ وَأَزْوَاجُ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ وَأَهْلَلْنَا ، فَلَمَّا قَدِمْنَا مَكَّةَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « اجْعَلُوا إِهْلاَلَكُمْ بِالْحَجِّ عُمْرَةً إِلاَّ مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ » . فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ وَأَتَيْنَا النِّسَاءَ ، وَلَبِسْنَا الثِّيَابَ وَقَالَ « مَنْ قَلَّدَ الْهَدْىَ فَإِنَّهُ لاَ يَحِلُّ لَهُ حَتَّى يَبْلُغَ الْهَدْىُ مَحِلَّهُ » . ثُمَّ أَمَرَنَا عَشِيَّةَ التَّرْوِيَةِ أَنْ نُهِلَّ بِالْحَجِّ ، فَإِذَا فَرَغْنَا مِنَ الْمَنَاسِكِ جِئْنَا فَطُفْنَا بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ فَقَدْ تَمَّ حَجُّنَا ، وَعَلَيْنَا الْهَدْىُ كَمَا قَالَ اللَّهُ تَعَالَى ( فَمَا اسْتَيْسَرَ مِنَ الْهَدْىِ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَصِيَامُ ثَلاَثَةِ أَيَّامٍ فِى الْحَجِّ وَسَبْعَةٍ إِذَا رَجَعْتُمْ ) إِلَى أَمْصَارِكُمْ . الشَّاةُ تَجْزِى ، فَجَمَعُوا نُسُكَيْنِ فِى عَامٍ بَيْنَ الْحَجِّ وَالْعُمْرَةِ ، فَإِنَّ اللَّهَ تَعَالَى أَنْزَلَهُ فِى كِتَابِهِ وَسَنَّهُ نَبِيُّهُ صلى الله عليه وسلم وَأَبَاحَهُ لِلنَّاسِ غَيْرَ أَهْلِ مَكَّةَ ، قَالَ اللَّهُ ( ذَلِكَ لِمَنْ لَمْ يَكُنْ أَهْلُهُ حَاضِرِى الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ ) وَأَشْهُرُ الْحَجِّ الَّتِى ذَكَرَ اللَّهُ تَعَالَى شَوَّالٌ وَذُو الْقَعْدَةِ وَذُو الْحَجَّةِ ، فَمَنْ تَمَتَّعَ فِى هَذِهِ الأَشْهُرِ فَعَلَيْهِ دَمٌ أَوْ صَوْمٌ ، وَالرَّفَثُ الْجِمَاعُ ، وَالْفُسُوقُ الْمَعَاصِى ، وَالْجِدَالُ الْمِرَاءُ .
Tercemesi:
Ebu Kamil Fudayl b. Huseyn el-Basrî, ona Ebu Maşer, ona Osman b. Ğiyas, ona İkrime, ona da İbn Abbas’ın (r.anhumâ) rivâyet ettiğine göre kendisine Temettu’ haccına dair soru soruldu, o şöyle dedi:Muhacirler, Ensar ve Nebi’nin (sav) zevceleri Veda haccında ihrama girdiler, biz de ihrama girdik. Mekke’ye geldiğimizde Rasulullah (sav): “Hac niyetiyle girdiğiniz ihram niyetini –hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış kimseler müstesnâ- umre niyetine çevirin” buyurdu. Bunun üzerine bizde Beyt’i tavaf ettik, Safa ile Merve arasında sa’y yaptık, hanımlarımıza yaklaştık, (dikişli elbiseler girdik). Ayrıca o: “Hediyelik kurbanlıklara gerdanlık takmış olanların ise kurbanlıklar yerine ulaşıncaya kadar ihramdan çıkmaları söz konusu olmayacaktır” buyurdu. Sonra (ihramdan çıkmış olan) bizlere Terviye (Zülhiccenin sekizinci) günü öğleden sonra hac niyetiyle ihrama girip telbiye getirmemizi, hac menâsikini tamamladığımız takdirde gelip, Beyt’i tavaf edip Safa ile Merve arasında sa’y yapmamızı emretti. Böylelikle haccımız da tamam olmuş olacak ve kurban kesmekle yükümlü olacaktık. Nitekim yüce Allah da: “Kim hac zamanına kadar umreden faydalanmak isterse, kurbandan kolayına geleni kessin, fakat kim bulamazsa hac günlerinde üç, döndüğünüz vakitte yedi olmak üzere tam gün oruç tutsun” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır.
“Dönülecek yer”, ülkeleriniz ve geldiğiniz yerler demektir. Kurban olarak koyun yeterlidir. Böylelikle bu şekilde yapanlar aynı yıl içerisinde iki ibadet olan haccı ve umreyi yapmış oldular. Şanı yüce Allah da Kitabında bunu indirdiği gibi, Nebisi de (sav) bunu sünnetinde tespit etmiş ve Mekkeliler dışında diğer insanlara bu şekilde (temettu’) haccı yapmayı mubah kılmıştır. Çünkü yüce Allah: “Bu, aile ikametgâhı Mescid-i Haram’da olmayanlar içindir.” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Yüce Allah’ın sözünü ettiği hac ayları ise Şevval, Zülkade ve Zülhicce aylarıdır. Bu sebeple bu aylar içerisinde temettu’ haccı yapan kimselere ya kan (kurban kesmek) yahut oruç düşer.
“Refes” cima “Fusûk/fasıklık”, masiyetler, “cidal” ise tartışma ve kavga demektir.
Açıklama:
Rivayet muallaktır; Buhari ile Fudayl b. Hüseyin arasında inkita vardır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 37, 1/502
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. İkrime Mevla İbn Abbas (İkrime)
3. Osman b. Ğıyas er-Rasibî (Osman b. Ğıyas)
4. Yusuf b. Yezid el-Basrî (Yusuf b. Yezid)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْمَدِينَةِ الظُّهْرَ أَرْبَعًا ، وَالْعَصْرَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ ، وَسَمِعْتُهُمْ يَصْرُخُونَ بِهِمَا جَمِيعًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10265, B001548
Hadis:
حَدَّثَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ زَيْدٍ عَنْ أَيُّوبَ عَنْ أَبِى قِلاَبَةَ عَنْ أَنَسٍ - رضى الله عنه - قَالَ صَلَّى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم بِالْمَدِينَةِ الظُّهْرَ أَرْبَعًا ، وَالْعَصْرَ بِذِى الْحُلَيْفَةِ رَكْعَتَيْنِ ، وَسَمِعْتُهُمْ يَصْرُخُونَ بِهِمَا جَمِيعًا .
Tercemesi:
Bize Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Zeyd, ona Eyyub, ona Ebu Kilâbe, ona da Enes (ra) şöyle rivayet etti: Nebi (sav) öğle namazını Medine’de dört rekât, ikindi namazını Zülhuleyfe’de iki rekât olarak kıldı. Ben, onların (Efendimiz ile birlikte Veda haccına gidenlerin) her ikisi niyetiyle (hacc-ı kıran yapmak için) seslerini (telbiye getirerek) yükselttiklerini işittim.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 25, 1/496
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebû Kilabe Abdullah b. Zeyd el-Cermî (Abdullah b. Zeyd b. Amr b. Nâtil b. Malik b. Ubeyd)
3. Ebu İsmail Hammad b. Zeyd el-Ezdî (Hammad b. Zeyd b. Dirhem)
4. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Namaz, seferde kılmak, cemaatle yetişmiş olmak vs
Umre
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الأَسْوَدِ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ نَوْفَلٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّهَا قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَامَ حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ ، وَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِحَجَّةٍ وَعُمْرَةٍ ، وَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِالْحَجِّ وَأَهَلَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، فَأَمَّا مَنْ أَهَلَّ بِالْحَجِّ أَوْ جَمَعَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لَمْ يَحِلُّوا حَتَّى كَانَ يَوْمُ النَّحْرِ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10289, B001562
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ يُوسُفَ أَخْبَرَنَا مَالِكٌ عَنْ أَبِى الأَسْوَدِ مُحَمَّدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ نَوْفَلٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - أَنَّهَا قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم عَامَ حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِعُمْرَةٍ ، وَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِحَجَّةٍ وَعُمْرَةٍ ، وَمِنَّا مَنْ أَهَلَّ بِالْحَجِّ وَأَهَلَّ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم بِالْحَجِّ ، فَأَمَّا مَنْ أَهَلَّ بِالْحَجِّ أَوْ جَمَعَ الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ لَمْ يَحِلُّوا حَتَّى كَانَ يَوْمُ النَّحْرِ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Ebu Mâlik, ona Ebu Esved Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel, ona Urve b. Zübeyr, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir:
"Veda haccı senesinde Rasulullah (sav) ile birlikte çıktık. Kimimiz umre niyetiyle ihrama girdi, kimimiz hem hac, hem umre niyetiyle ihrama girdi, kimimiz yalnızca hac niyetiyle ihrama girdi. Rasulullah (sav) hac niyetiyle ihrama girdi. Yalnız hac niyetiyle yahut da bir arada hac ve umre niyetiyle ihrama girenler nahr (kurban bayramı birinci ) günü gelinceye kadar ihramdan çıkmadılar."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/500
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Esved Muhammed b. Abdurrahman el-Esedî (Muhammed b. Abdurrahman b. Nevfel b. Esved)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Yusuf el-Kila'î (Abdullah b. Yusuf)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hz. Peygamber, veda haccı
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ، ثُمَّ لاَ يَحِلَّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ ، وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى ، وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ ، وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْنَا الْحَجَّ أَرْسَلَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ فَقَالَ « هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ » . قَالَتْ فَطَافَ الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، ثُمَّ حَلُّوا ، ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى ، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10283, B001556
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ حَدَّثَنَا مَالِكٌ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ عَنْ عُرْوَةَ بْنِ الزُّبَيْرِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَتْ خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فِى حَجَّةِ الْوَدَاعِ ، فَأَهْلَلْنَا بِعُمْرَةٍ ثُمَّ قَالَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم « مَنْ كَانَ مَعَهُ هَدْىٌ فَلْيُهِلَّ بِالْحَجِّ مَعَ الْعُمْرَةِ ، ثُمَّ لاَ يَحِلَّ حَتَّى يَحِلَّ مِنْهُمَا جَمِيعًا » فَقَدِمْتُ مَكَّةَ وَأَنَا حَائِضٌ ، وَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ وَلاَ بَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، فَشَكَوْتُ ذَلِكَ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ « انْقُضِى رَأْسَكِ وَامْتَشِطِى ، وَأَهِلِّى بِالْحَجِّ ، وَدَعِى الْعُمْرَةَ » . فَفَعَلْتُ فَلَمَّا قَضَيْنَا الْحَجَّ أَرْسَلَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَعَ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ أَبِى بَكْرٍ إِلَى التَّنْعِيمِ فَاعْتَمَرْتُ فَقَالَ « هَذِهِ مَكَانَ عُمْرَتِكِ » . قَالَتْ فَطَافَ الَّذِينَ كَانُوا أَهَلُّوا بِالْعُمْرَةِ بِالْبَيْتِ وَبَيْنَ الصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ، ثُمَّ حَلُّوا ، ثُمَّ طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا بَعْدَ أَنْ رَجَعُوا مِنْ مِنًى ، وَأَمَّا الَّذِينَ جَمَعُوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ فَإِنَّمَا طَافُوا طَوَافًا وَاحِدًا .
Tercemesi:
Bize Abdurrahman b. Mesleme, ona Mâlik, ona İbn Şihâb, ona Urve b. ez-Zübeyr, Nebi’nin zevcesi Âişe’nin (r.anhâ) şöyle dediğini rivâyet etmiştir:
Veda haccında Nebi ile birlikte çıktık, bir umre yapmak üzere ihrama girdik. Nebi (sav): “Beraberinde kurbanlık bulunan kimseler, umre ile birlikte hac yapmak niyetiyle telbiye getirip ihrama girsin. Sonra her ikisini de tamamlayıp ihramdan çıkma vakti gelinceye kadar da ihramdan çıkmasın” buyurdu. Mekke’ye ay hali olduğum halde vardım. Ne Beyt’i tavaf edebildim ne de Safa ile Merve arasında sa’y yaptım. Bundan dolayı Nebi’ye (sav) durumumu arz ederek şikâyette bulundum. O: “Saçlarını çöz, taran, hac niyetiyle ihrama gir ve umreyi bırak” buyurdu. Ben de böyle yaptım. Haccımızı bitirdikten sonra Nebi (sav) beni Ebu Bekir oğlu (kardeşim) Abdurrahman ile Ten’im’e gönderdi ve umre yaptım. Allah Rasulü de: “İşte bu, senin (niyet ettiğin) o umren yerine geçti” buyurdu. (Âişe) dedi ki: Umre niyetiyle ihrama girmiş olanlar Beyt’i tavaf edip, Safa ile Merve arasında sa’y yaptıktan sonra ihramdan çıktılar. Daha sonra da Mina’dan döndükten sonra bir tavaf yaptılar. Hac ile umreyi birlikte (kıran haccı) niyet edenler ise sadece bir tavaf yaptılar.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 31, 1/398
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, sünnetleri
Umre
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى قَوْمٍ بِالْيَمَنِ فَجِئْتُ وَهْوَ بِالْبَطْحَاءِ فَقَالَ « بِمَا أَهْلَلْتَ » . قُلْتُ أَهْلَلْتُ كَإِهْلاَلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلْ مَعَكَ مِنْ هَدْىٍ » . قُلْتُ لاَ . فَأَمَرَنِى فَطُفْتُ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ أَمَرَنِى فَأَحْلَلْتُ فَأَتَيْتُ امْرَأَةً مِنْ قَوْمِى فَمَشَطَتْنِى ، أَوْ غَسَلَتْ رَأْسِى ، فَقَدِمَ عُمَرُ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنْ نَأْخُذْ بِكِتَابِ اللَّهِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُنَا بِالتَّمَامِ قَالَ اللَّهُ ( وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ) وَإِنْ نَأْخُذْ بِسُنَّةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَإِنَّهُ لَمْ يَحِلَّ حَتَّى نَحَرَ الْهَدْىَ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10286, B001559
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ يُوسُفَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ قَيْسِ بْنِ مُسْلِمٍ عَنْ طَارِقِ بْنِ شِهَابٍ عَنْ أَبِى مُوسَى - رضى الله عنه - قَالَ بَعَثَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم إِلَى قَوْمٍ بِالْيَمَنِ فَجِئْتُ وَهْوَ بِالْبَطْحَاءِ فَقَالَ « بِمَا أَهْلَلْتَ » . قُلْتُ أَهْلَلْتُ كَإِهْلاَلِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « هَلْ مَعَكَ مِنْ هَدْىٍ » . قُلْتُ لاَ . فَأَمَرَنِى فَطُفْتُ بِالْبَيْتِ وَبِالصَّفَا وَالْمَرْوَةِ ثُمَّ أَمَرَنِى فَأَحْلَلْتُ فَأَتَيْتُ امْرَأَةً مِنْ قَوْمِى فَمَشَطَتْنِى ، أَوْ غَسَلَتْ رَأْسِى ، فَقَدِمَ عُمَرُ - رضى الله عنه - فَقَالَ إِنْ نَأْخُذْ بِكِتَابِ اللَّهِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُنَا بِالتَّمَامِ قَالَ اللَّهُ ( وَأَتِمُّوا الْحَجَّ وَالْعُمْرَةَ ) وَإِنْ نَأْخُذْ بِسُنَّةِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَإِنَّهُ لَمْ يَحِلَّ حَتَّى نَحَرَ الْهَدْىَ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Yusuf, ona Süfyan, ona Kays b. Müslim, ona Tarık b. Şihâb, ona da Ebu Musa’nın (ra) şöyle dediğini rivayet etmiştir:
Nebi (sav) beni Yemen’deki bir kavme gönderdi. O, el-Bathâ’da iken onun yanına vardım, bana: “Ne niyet ederek ihrama girdin” dedi. Ben: Nebi’nin (sav) ihrama girdiği gibi ihrama girdim, dedim. O: “Beraberinde kurbanlık var mı?” dedi. Ben: Hayır deyince, bana verdiği emir üzerine Beyt’i tavaf ettim, sonra Safa ile Merve arasında sa’y yaptım. Sonra bana verdiği emir üzerine ihramdan çıktım. Kavmimden bir kadının yanına gittim, saçlarımı taradı –ya da başımı yıkadım.- (Halifeliği zamanında) Ömer (ra) (Mekke’ye) geldi ve: Eğer, Allah’ın Kitabının gereğini alırsak, o bizlere (başladıktan sonra umre ile haccı) tamamlamamızı emrediyor. Allah: “Haccı da umreyi de Allah için tamamlayın” (Bakara, 2/196) buyurmaktadır. Eğer Nebi’nin (sav) sünnetini alırsak, o da hediyelik kurbanlıklarını kesinceye kadar ihramdan çıkmamıştır, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 32, 1/498
Senetler:
1. Ebu Musa Abdullah b. Kays el-Eş'arî (Abdullah b. Kays b. Süleym)
2. Ebu Abdullah Tarık b. Şihâb el-Becelî (Tarık b. Şihâb b. Abduşems b. Seleme b. Hilâl b. Avf)
3. Ebu Amr Kays b. Müslim el-Cedelî (Kays b. Müslim)
4. Süfyan es-Sevrî (Süfyan b. Said b. Mesruk b. Habib b. Rafi')
5. Ebu Abdullah Muhammed b. Yusuf el-Firyabî (Muhammed b. Yusuf b. Vakıd b. Osman)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, sünnetleri
Sahabe, anlayış farklılıkları
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10290, B001563
Hadis:
حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ حَدَّثَنَا غُنْدَرٌ حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنِ الْحَكَمِ عَنْ عَلِىِّ بْنِ حُسَيْنٍ عَنْ مَرْوَانَ بْنِ الْحَكَمِ قَالَ شَهِدْتُ عُثْمَانَ وَعَلِيًّا - رضى الله عنهما - وَعُثْمَانُ يَنْهَى عَنِ الْمُتْعَةِ وَأَنْ يُجْمَعَ بَيْنَهُمَا . فَلَمَّا رَأَى عَلِىٌّ ، أَهَلَّ بِهِمَا لَبَّيْكَ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ قَالَ مَا كُنْتُ لأَدَعَ سُنَّةَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم لِقَوْلِ أَحَدٍ .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Beşşâr, ona Ğunder, ona Şu‘be, ona Hakem, ona Ali b. Husayn, ona da Mervan b. Hakem şöyle rivayet etti: Ben, Osman’ı ve Ali’yi (r.anhumâ) (Hac mevsiminde) gördüm. Osman’ın temettu‘ haccını ve hac ile umreyi birlikte yapmayı kabul etmediğini gördüm. Ali’nin her ikisi için bir umre ve bir hac yapmak üzere “Lebbeyk” diyerek ihrama girdiğini görünce, Ali: Ben, Nebi’nin (sav) sünnetini herhangi bir kimsenin söylediği sözden dolayı terk edecek değilim, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/500
Senetler:
1. Ebu Hasan Ali b. Ebu Talib el-Hâşimî (Ali b. Ebu Talib b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Abdulmelik Mervan b. Hakem el-Kuraşi (Mervan b. Hakem b. Ebu As b. Ümeyye)
3. Ali b. Hüseyin Zeynelabidin (Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebu Talib)
4. Ebu Abdullah Hakem b. Uteybe el-Kindî (Hakem b. Uteybe)
5. Şube b. Haccâc el-Atekî (Şu'be b. Haccac b. Verd)
6. Gunder Muhammed b. Cafer el-Hüzelî (Muhammed b. Cafer el-Hüzeli)
7. Muhammed b. Beşşâr el-Abdî (Muhammed b. Beşşâr b. Osman)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
KTB, NİKAH
Nikah, Mut'a nikahının yasaklanması
Sahabe, anlayış farklılıkları
Sahabe, ictihadı
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نُرَى إِلاَّ أَنَّهُ الْحَجُّ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا تَطَوَّفْنَا بِالْبَيْتِ ، فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ أَنْ يَحِلَّ ، فَحَلَّ مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ ، وَنِسَاؤُهُ لَمْ يَسُقْنَ فَأَحْلَلْنَ ، قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَحِضْتُ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةُ الْحَصْبَةِ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، يَرْجِعُ النَّاسُ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ وَأَرْجِعُ أَنَا بِحَجَّةٍ قَالَ « وَمَا طُفْتِ لَيَالِىَ قَدِمْنَا مَكَّةَ » . قُلْتُ لاَ . قَالَ « فَاذْهَبِى مَعَ أَخِيكِ إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَأَهِلِّى بِعُمْرَةٍ ثُمَّ مَوْعِدُكِ كَذَا وَكَذَا » . قَالَتْ صَفِيَّةُ مَا أُرَانِى إِلاَّ حَابِسَتَهُمْ . قَالَ « عَقْرَى حَلْقَى ، أَوَمَا طُفْتِ يَوْمَ النَّحْرِ » . قَالَتْ قُلْتُ بَلَى . قَالَ « لاَ بَأْسَ ، انْفِرِى » . قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَلَقِيَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مُصْعِدٌ مِنْ مَكَّةَ ، وَأَنَا مُنْهَبِطَةٌ عَلَيْهَا ، أَوْ أَنَا مُصْعِدَةٌ وَهْوَ مُنْهَبِطٌ مِنْهَا .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
10288, B001561
Hadis:
حَدَّثَنَا عُثْمَانُ حَدَّثَنَا جَرِيرٌ عَنْ مَنْصُورٍ عَنْ إِبْرَاهِيمَ عَنِ الأَسْوَدِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - خَرَجْنَا مَعَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم وَلاَ نُرَى إِلاَّ أَنَّهُ الْحَجُّ ، فَلَمَّا قَدِمْنَا تَطَوَّفْنَا بِالْبَيْتِ ، فَأَمَرَ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ أَنْ يَحِلَّ ، فَحَلَّ مَنْ لَمْ يَكُنْ سَاقَ الْهَدْىَ ، وَنِسَاؤُهُ لَمْ يَسُقْنَ فَأَحْلَلْنَ ، قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَحِضْتُ فَلَمْ أَطُفْ بِالْبَيْتِ ، فَلَمَّا كَانَتْ لَيْلَةُ الْحَصْبَةِ قَالَتْ يَا رَسُولَ اللَّهِ ، يَرْجِعُ النَّاسُ بِعُمْرَةٍ وَحَجَّةٍ وَأَرْجِعُ أَنَا بِحَجَّةٍ قَالَ « وَمَا طُفْتِ لَيَالِىَ قَدِمْنَا مَكَّةَ » . قُلْتُ لاَ . قَالَ « فَاذْهَبِى مَعَ أَخِيكِ إِلَى التَّنْعِيمِ ، فَأَهِلِّى بِعُمْرَةٍ ثُمَّ مَوْعِدُكِ كَذَا وَكَذَا » . قَالَتْ صَفِيَّةُ مَا أُرَانِى إِلاَّ حَابِسَتَهُمْ . قَالَ « عَقْرَى حَلْقَى ، أَوَمَا طُفْتِ يَوْمَ النَّحْرِ » . قَالَتْ قُلْتُ بَلَى . قَالَ « لاَ بَأْسَ ، انْفِرِى » . قَالَتْ عَائِشَةُ - رضى الله عنها - فَلَقِيَنِى النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم وَهُوَ مُصْعِدٌ مِنْ مَكَّةَ ، وَأَنَا مُنْهَبِطَةٌ عَلَيْهَا ، أَوْ أَنَا مُصْعِدَةٌ وَهْوَ مُنْهَبِطٌ مِنْهَا .
Tercemesi:
Bize Osman, ona Cerir, ona Mansur, ona İbrahim, ona Esved, ona da Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: Bizler Nebi (sav) ile birlikte Mekke’ye gitmek üzere yola çıktık. Sadece hac yapacağımız kanaatinde idik. Bizler Mekke’ye varınca Beyt’i tavaf ettikten sonra, Nebi (sav) beraberinde kurbanlığını getirmemiş olan kimselerin ihramdan çıkmalarını emretti. Bunun üzerine beraberinde kurbanlık getirmemiş olanlar ihramdan çıktılar. Allah Rasulü’nün hanımları da beraberinde kurbanlık getirmedikleri için ihramdan çıktı. Âişe (r.anhâ) dedi ki: Bu sırada ay hali olduğum için Beyt’i tavaf edemedim. (Hacıların konakladıkları gece olan) Muhassab gecesinde Âişe: Ey Allah’ın Rasulü, insanlar bir umre ve bir hac yapmış olarak dönecekleri halde ben sadece bir hac yapmış olarak döneceğim, dedim. Allah Rasulü: “Mekke’ye geldiğimiz günlerde tavaf yapmadın mı?” buyurdu. Ben: Hayır, deyince, o: “O halde kardeşinle Ten’im’e kadar git, orada umre niyetiyle ihrama gir, sonra da seninle filan filan yerde buluşmak üzere sözleşiyoruz” buyurdu. Safiye dedi ki: Ben de (ay hali olduğum için) onları ancak yola çıkmaktan alıkoyacağım kanaatine kapılmıştım. Allah Rasulü: “Ey kavmine (beraberindekilere) yaralarcasına zarar veren, onlara iyilik yapamayan kadın, sen nahr (kurban bayramı birinci günü) tavaf etmemiş miydin?” buyurdu. Safiye: Evet etmiştim, deyince, Allah Rasulü: “O halde bunun bir sakıncası yoktur (Veda tavafı yapmayabilirsin), haydi sen de yola koyul!” buyurdu.
Âişe (r.anhâ) dedi ki: Nebi (sav) Mekke’den yukarı doğru çıkarken, ben de Mekke’ye doğru inerken, yahut ta ben yukarı çıkarken, o oradan inerken karşılaştık.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Hac 34, 1/500
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Ebu Amr Esved b. Yezid en-Nehaî (Esved b. Yezid b. Kays b. Abdullah b. Malik)
3. Ebu İmran İbrahim en-Nehaî (İbrahim b. Yezid b. Kays b. Esved b. Amr)
4. Ebu Attab Mansur b. Mu'temir es-Sülemî (Mansur b. Mu'temir b. Abdullah)
5. Ebu Abdullah Cerir b. Abdulhamid ed-Dabbî (Cerir b. Abdülhamid b. Cerir b. Kurt b. Hilal b. Ekyes)
6. Ebu Hasan Osman b. Ebu Şeybe el-Absî (Osman b. Muhammed b. İbrahim)
Konular:
Hac, Hacc-ı kıran
Hac, Hacc-ı temettu
Hac, hayızlı/lohusa kadının
Hac, sünnetleri