Öneri Formu
Hadis Id, No:
18539, T003074
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمَنِ أَخْبَرَنَا سُلَيْمَانُ بْنُ حَرْبٍ حَدَّثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَرَأَ هَذِهِ الآيَةَ ( فَلَمَّا تَجَلَّى رَبُّهُ لِلْجَبَلِ جَعَلَهُ دَكًّا ) قَالَ حَمَّادٌ هَكَذَا وَأَمْسَكَ سُلَيْمَانُ بِطَرَفِ إِبْهَامِهِ عَلَى أَنْمُلَةِ إِصْبَعِهِ الْيُمْنَى قَالَ : فَسَاخَ الْجَبَلُ ( وَخَرَّ مُوسَى صَعِقًا ) . قَالَ أَبُو عِيسَى : هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ غَرِيبٌ صَحِيحٌ لاَ نَعْرِفُهُ إِلاَّ مِنْ حَدِيثِ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ . حَدَّثَنَا عَبْدُ الْوَهَّابِ الْوَرَّاقُ الْبَغْدَادِىُّ حَدَّثَنَا مُعَاذُ بْنُ مُعَاذٍ عَنْ حَمَّادِ بْنِ سَلَمَةَ عَنْ ثَابِتٍ عَنْ أَنَسٍ عَنِ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم نَحْوَهُ . هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Abdurrahman, ona Süleyman b. Harb, ona Hammâd b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes’in rivayet ettiğine göre Nebi (sav) şu: “Rabbi o dağa tecelli edince onu param parça etti” (Araf, 7/143) ayetini okudu. Hammâd, işte şöyle yaptı, Süleyman da başparmağının ucu ile diğer parmağının ucunu yakaladı ve dağ yerin dibine geçti “Musa da baygın düştü” dedi.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen garib sahih bir hadistir. Biz bunu ancak Hammâd b. Seleme’nin rivayet ettiği bir hadis olarak biliyoruz.
Bize Abdülvehhab el-Verrâk el-Bağdadî, ona Muaz b. Muaz, ona Hammaâd b. Seleme, ona Sabit, ona da Enes, o da Nebi’den (sav) hadisi buna yakın olarak rivayet etti.
Bu, hasen bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 7, 5/265
Senetler:
1. Enes b. Malik el-Ensarî (Enes b. Malik b. Nadr b. Damdam b. Zeyd b. Haram)
2. Ebu Muhammed Sabit b. Eslem el-Bünanî (Sabit b. Eslem)
3. Ebu Seleme Hammad b. Seleme el-Basrî (Hammad b. Seleme b. Dînar)
4. Ebu Eyyüb Süleyman b. Harb el-Vâşihî (Süleyman b. Harb b. Büceyl)
5. Ebu Muhammed Abdullah b. Abdurrahman ed-Dârimî (Abdullah b. Abdurrahman b. Fadl b. Behrâm b. Abdussamed)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
19318, T003280
Hadis:
حَدَّثَنَا سَعِيدُ بْنُ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الأُمَوِىُّ حَدَّثَنَا أَبِى حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عَمْرٍو عَنْ أَبِى سَلَمَةَ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ فِى قَوْلِ اللَّهِ ( وَلَقَدْ رَآهُ نَزْلَةً * أُخْرَى عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهَى ) ( فَأَوْحَى إِلَى عَبْدِهِ مَا أَوْحَى ) ( فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ أَوْ أَدْنَى ) . قَالَ ابْنُ عَبَّاسٍ :قَدْ رَآهُ النَّبِىُّ صلى الله عليه وسلم . قَالَ أَبُو عِيسَى: هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ .
Tercemesi:
Bize Saîd b. Yahya b. Saîd el-Umevî, ona babası, ona Muhammed b. Amr, ona Ebu Seleme, ona da İbn Abbas, yüce Allah’ın: “And olsun ki onu diğer bir inişinde görmüştü. Sidretü’l-Müntehâ’nın yanında” (Necm, 53/13-14); “Kuluna vahyettiğini vahyetti” (Necm, 53/10) “Böylece iki yay (boyu) kadar veya daha da yaklaştı” (Necm, 53/9) ayetleri hakkında İbn Abbas dedi ki: Nebi (sav) onu görmüştür.
Ebu İsa (Tirmizi) dedi ki: Bu, hasen bir hadistir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Tirmizî, Sünen-i Tirmizî, Tefsîru'l-Kur'an 53, 5/395
Senetler:
1. İbn Abbas Abdullah b. Abbas el-Kuraşî (Abdullah b. Abbas b. Abdülmuttalib b. Haşim b. Abdümenaf)
2. Ebu Seleme b. Abdurrahman ez-Zuhrî (Abdullah b. Abdurrahman b. Avf b. Abduavf)
3. Ebu Abdullah Muhammed b. Amr el-Leysî (Muhammed b. Amr b. Alkame b. Vakkas)
4. Ebu Eyyüb Yahya b. Said el-Ümevî (Yahya b. Said b. Ebân b. Said b. Âs)
5. Ebu Osman Said b. Yahya el-Ümevî (Said b. Yahya b. Said b. Ebân b. Said)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın görülmesi, rü'yetullah, cemalullah
Hz. Peygamber, vasıfları, şemaili, hasaisi
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25429, B002694
Hadis:
حَدَّثَنَا قُتَيْبَةُ بْنُ سَعِيدٍ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ هِشَامِ بْنِ عُرْوَةَ عَنْ أَبِيهِ عَنْ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - ( وَإِنِ امْرَأَةٌ خَافَتْ مِنْ بَعْلِهَا نُشُوزًا أَوْ إِعْرَاضًا ) قَالَتْ هُوَ الرَّجُلُ يَرَى مِنِ امْرَأَتِهِ مَا لاَ يُعْجِبُهُ ، كِبَرًا أَوْ غَيْرَهُ ، فَيُرِيدُ فِرَاقَهَا فَتَقُولُ أَمْسِكْنِى ، وَاقْسِمْ لِى مَا شِئْتَ . قَالَتْ فَلاَ بَأْسَ إِذَا تَرَاضَيَا .
Tercemesi:
Bize Kuteybe b. Said, ona Süfyan (b. Uyeyne), ona Hişam b. Urve, ona da babası (Urve b. Züber), Aişe'nin (r.anha) "Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa..." (Nisâ, 4/128) ayeti hakkında şöyle dediğini rivayet etti:
Bu öyle bir adamdır ki, karısından hoşlanmayacağı yaşlılık veya bunun dışında olumsuz bir durum görür de o kadından ayrılmak ister. Bunun üzerine karısı: Beni nikahında tut, benimle alakalı (nafaka ve diğer şeylerden) istediğin şekilde paylaşım yapabilirsin, der. Aişe (r.anha): Kadın ile kocası bu şekilde karşılıklı rıza gösterirlerse, bunda bir beis yoktur,' dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Sulh 4, 1/728
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Münzir Hişam b. Urve el-Esedî (Hişam b. Urve b. Zübeyr b. Avvam)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Ebu Recâ Kuteybe b. Said es-Sekafi (Kuteybe b. Said b. Cemil b. Tarif)
Konular:
Aile, eşler, arasında ilişkiler
Aile, Eşlerarası Problemlerin Giderilmesi
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37104, DM000340
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ عُيَيْنَةَ عَنْ أَبِى إِسْحَاقَ الْفَزَارِىِّ عَنْ عَطَاءِ بْنِ السَّائِبِ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ {كُونُوا رَبَّانِيِّينَ} قَالَ : عُلَمَاءُ فُقَهَاءُ.
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Uyeyne, Ebû İshak el-Fezâri'den, (o) Atâ1 İbnu's-Sâib'den, (o da) Sa'îd b. Cübeyr'den (naklen) haber verdi (ki Sa'îd); "Rabb'a has kullar (rabbaniler) olsun" (mealindeki ayette geçen "rabbâniler"i) "Alimler, fakihler" diye tefsir etmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Dârimî, Sünen-i Dârimî, Mukaddime 32, 1/354
Senetler:
1. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
2. Ebu Zeyd Ata b. Saib es-Sekafî (Ata b. Saib b. Malik)
3. Ebu İshak es-Sebiî (Amr b. Abdullah b. Ubeyd)
4. Ebu Abdullah Muhammed b. Uyeyne el-Fezarî (Muhammed b. Uyeyne)
Konular:
Bilgi, alimin/ilmin önemi
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
37010, MU001241
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ قَرَأَ يَا أَيُّهَا النَّبِىُّ إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِقُبُلِ عِدَّتِهِنَّ . قَالَ مَالِكٌ يَعْنِى بِذَلِكَ أَنْ يُطَلِّقَ فِى كُلِّ طُهْرٍ مَرَّةً .
Tercemesi:
Abdullah b. Dinar der ki: Ben Abdullah b. Ömer'i "li iddeti-hinne" kelimesine "kubul" kelimesini ilâve ederek âyeti "Ey peygamber, karılarınızı boşadığınızda onları iddet esnasında boşayın" şeklinde okuduğunu işittim.
İmam Malik der ki: Abdullah b. Ömer, bu kıraatıyla kocanın, karısını her temizliğinde bir talak ile boşamasını kasdetmiştir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Talak 1241, 1/215
Senetler:
()
Konular:
Boşanma, iddet bekleme ve nafaka temini
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Açıklama: Dinde hoş karşılanmayan mal biriktirmenin kapsamı sorulmaktadır.
Öneri Formu
Hadis Id, No:
35478, MU000600
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ عَنْ عَبْدِ اللَّهِ بْنِ دِينَارٍ أَنَّهُ قَالَ سَمِعْتُ عَبْدَ اللَّهِ بْنَ عُمَرَ وَهُوَ يُسْأَلُ عَنِ الْكَنْزِ مَا هُوَ فَقَالَ هُوَ الْمَالُ الَّذِى لاَ تُؤَدَّى مِنْهُ الزَّكَاةُ .
Tercemesi:
Bana Yahya (b. Yahya), ona Malik (b. Enes), ona da Abdullah b. Dinar rivayet etmiş ve şöyle demiştir:
"Abdullah b. Ömer'e (r. anhümâ), kenzle ilgili olarak 'kenz nedir?' diye sorulduğunu duydu. Şöyle cevap verdi: 'O, zekatı ödenmeyen maldır."
Açıklama:
Dinde hoş karşılanmayan mal biriktirmenin kapsamı sorulmaktadır.
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Zekât 600, 1/87
Senetler:
1. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Dinar el-Kuraşî (Abdullah b. Dinar)
Konular:
İbadet, Zekat
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
25175, N002970
Hadis:
أَخْبَرَنَا مُحَمَّدُ بْنُ مَنْصُورٍ قَالَ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ عُرْوَةَ قَالَ قَرَأْتُ عَلَى عَائِشَةَ ( فَلاَ جُنَاحَ عَلَيْهِ أَنْ يَطَّوَّفَ بِهِمَا ) قُلْتُ مَا أُبَالِى أَنْ لاَ أَطُوفَ بَيْنَهُمَا . فَقَالَتْ بِئْسَمَا قُلْتَ إِنَّمَا كَانَ نَاسٌ مِنْ أَهْلِ الْجَاهِلِيَّةِ لاَ يَطُوفُونَ بَيْنَهُمَا فَلَمَّا كَانَ الإِسْلاَمُ وَنَزَلَ الْقُرْآنُ ( إِنَّ الصَّفَا وَالْمَرْوَةَ مِنْ شَعَائِرِ اللَّهِ ) الآيَةَ فَطَافَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم وَطُفْنَا مَعَهُ فَكَانَتْ سُنَّةً .
Tercemesi:
Bize Muhammed b. Mansur, ona Süfyan, ona ez-Zührî, ona Urve’nin şöyle dediğinin rivayet etti: Âişe’ye: “Onları güzelce tavaf etmesinde bir sakınca yoktur” (Bakara, 2/158) buyruğunu okuyarak, ben ikisi arasında tavaf etmemeye aldırmam, dedim. Âişe: Ne kötü söz söyledin, çünkü cahiliye dönemindeki bazı kimseler ikisi arasında tavaf (sa’y) yapmazdı. İslam gelip de Kur’ân-ı Kerim: “Şüphe yok ki Safa ile Merve Allah’ın alametlerindendir” (Bakara, 2/158) ayeti nazil olunca Rasulullah da (sav) tavaf etti, biz de onunla birlikte tavaf ettik. Böylece bu bir sünnet olmuştur.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Nesâî, Sünen-i Nesâî, Menâsiku'l-hacc 168, /2278
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Muhammed Süfyan b. Uyeyne el-Hilâlî (Süfyân b. Uyeyne b. Meymûn)
5. Muhammed b. Mansur el-Huzai (Muhammed b. Mansur b. Sabit b. Halid)
Konular:
cahiliye, âdetleri
Hac, Sa'y etmek
Hac, Safa ve Merve
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
31665, B004548
Hadis:
حَدَّثَنِى عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ حَدَّثَنَا عَبْدُ الرَّزَّاقِ أَخْبَرَنَا مَعْمَرٌ عَنِ الزُّهْرِىِّ عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « مَا مِنْ مَوْلُودٍ يُولَدُ إِلاَّ وَالشَّيْطَانُ يَمَسُّهُ حِينَ يُولَدُ ، فَيَسْتَهِلُّ صَارِخًا مِنْ مَسِّ الشَّيْطَانِ إِيَّاهُ ، إِلاَّ مَرْيَمَ وَابْنَهَا » . ثُمَّ يَقُولُ أَبُو هُرَيْرَةَ وَاقْرَءُوا إِنْ شِئْتُمْ ( وَإِنِّى أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ) .
Tercemesi:
Bana Abdullah b. Muhammed, ona Abdürrezzak (b. Hemmam), ona Ma'mer (b. Raşid el-Ezdî), ona (Muhammed b. Şihab) ez-Zührî, ona Saîd b. Müseyyeb ona da Ebu Hureyre'nin (ra) aktardığına göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu:
"Yeni doğan hiçbir bebek yoktur ki doğduğu anda şeytan ona (musallat olup) dokunmamış olsun. Şeytanın ona dokunmasından ki o çığrınarak ağlar. Ancak Meryem ve oğlu [İsa (as)] müstesnadır." Daha sonra Ebu Hureyre şöyle diyordu: "Dilerseniz "Ben onu da soyunu da, kovulmuş Şeytandan sana sığındırırım" (Âl-i İmrân, 3/36) (ayetini) okuyun."
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Tefsîr 2, 2/161
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Said b. Müseyyeb el-Kuraşî (Said b. Müseyyeb b. Hazn b. Ebu Vehb)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Urve Mamer b. Raşid el-Ezdî (Mamer b. Râşid)
5. ُEbu Bekir Abdürrezzak b. Hemmam (Abdürrezzak b. Hemmam b. Nafi)
6. Ebu Cafer Abdullah b. Muhammed el-Cu'fî (Abdullah b. Muhammed b. Abdullah)
Konular:
İstiaze, şeytandan
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Peygamberler, Hz. İsa
Şeytan, doğan çocuğa dokunması
Öneri Formu
Hadis Id, No:
33012, B003389
Hadis:
حَدَّثَنَا يَحْيَى بْنُ بُكَيْرٍ حَدَّثَنَا اللَّيْثُ عَنْ عُقَيْلٍ عَنِ ابْنِ شِهَابٍ قَالَ أَخْبَرَنِى عُرْوَةُ أَنَّهُ سَأَلَ عَائِشَةَ - رضى الله عنها - زَوْجَ النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم أَرَأَيْتِ قَوْلَهُ ( حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَ الرُّسُلُ وَظَنُّوا أَنَّهُمْ قَدْ كُذِّبُوا ) أَوْ كُذِبُوا . قَالَتْ بَلْ كَذَّبَهُمْ قَوْمُهُمْ . فَقُلْتُ وَاللَّهِ لَقَدِ اسْتَيْقَنُوا أَنَّ قَوْمَهُمْ كَذَّبُوهُمْ وَمَا هُوَ بِالظَّنِّ . فَقَالَتْ يَا عُرَيَّةُ ، لَقَدِ اسْتَيْقَنُوا بِذَلِكَ . قُلْتُ فَلَعَلَّهَا أَوْ كُذِبُوا . قَالَتْ مَعَاذَ اللَّهِ ، لَمْ تَكُنِ الرُّسُلُ تَظُنُّ ذَلِكَ بِرَبِّهَا وَأَمَّا هَذِهِ الآيَةُ قَالَتْ هُمْ أَتْبَاعُ الرُّسُلِ الَّذِينَ آمَنُوا بِرَبِّهِمْ وَصَدَّقُوهُمْ ، وَطَالَ عَلَيْهِمُ الْبَلاَءُ ، وَاسْتَأْخَرَ عَنْهُمُ النَّصْرُ حَتَّى إِذَا اسْتَيْأَسَتْ مِمَّنْ كَذَّبَهُمْ مِنْ قَوْمِهِمْ ، وَظَنُّوا أَنَّ أَتْبَاعَهُمْ كَذَّبُوهُمْ جَاءَهُمْ نَصْرُ اللَّهِ . قَالَ أَبُو عَبْدِ اللَّهِ ( اسْتَيْأَسُوا ) افْتَعَلُوا مِنْ يَئِسْتُ . ( مِنْهُ ) مِنْ يُوسُفَ . ( لاَ تَيْأَسُوا مِنْ رَوْحِ اللَّهِ ) مَعْنَاهُ الرَّجَاءُ .
Tercemesi:
Bize Yahya b. Bükeyr, ona Leys, ona Ukayl, ona da İbn Şihâb, Urve'den naklen şöyle rivayet etmiştir:
[Urve], Nebî'nin (sav) hanımı Aişe'ye (ra), "Nihayet peygamberler ümitsizliğe kapıldılar ve yalanlandıklarını zannettiler" ayeti hakkında ne düşündüğünü sordu. [Aişe de], "Bilakis! [Peygamberleri] kavimleri yalanladı" dedi. Ben [Urve], "Vallahi! Kavimlerinin kendilerini yalanladıklarını kesin olarak bilmişlerdi. O zan değildir!" dedim. [Aişe], "Ey Urvecik! Bunu kesin olarak bildiler, [evet]!" dedi. Ben, "Belki de [ayet] 'Yalanlandılar' şeklindedir" dedim. [Aişe], "Allah'a sığınırım! Peygamberler rableri hakkında böyle bir zanda bulunacak değillerdir. Bu ayete gelince onlar, rablerine iman edip onları tasdik eden peygamberlerin takipçileridirler. Musibet onlara uzun gelmiş, zafer onlara gecikmiş, nihayet kavimlerinden onları yalanlayanlar ümitsizliğe düşmüşler ve takipçilerinin onları yalandıklarını zannetmişlerdir. [Sonunda] Allah'ın yardımı onlara gelmiştir" dedi.
Ebu Abdullah [el-Buharî] şöyle demiştir: "İstey'esû", ye'iseü fiilinden iftiâl veznindendir. [İlgili ayetteki] "Minhu", "Yusuf'tan" demektir. "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin" ayetinin manası ümit etmek demektir.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Ehadîsü'l-Enbiya 19, 1/879
Senetler:
1. Ümmü Abdullah Aişe bt. Ebu Bekir es-Sıddîk (Aişe bt. Abdullah b. Osman b. Âmir)
2. Urve b. Zübeyr el-Esedî (Urve b. Zübeyr b. Avvam b. Huveylid b. Esed)
3. Ebu Bekir Muhammed b. Şihab ez-Zührî (Muhammed b. Müslim b. Ubeydullah b. Abdullah b. Şihab)
4. Ebu Halid Ukayl b. Halid el-Eylî (Ukayl b. Halid b. Ukayl)
5. Ebu Haris Leys b. Sa'd el-Fehmî (Leys b. Sa'd b. Abdurrahman)
6. Yahya b. Bükeyr el-Kuraşî (Yahya b. Abdullah b. Bükeyr)
Konular:
Allah İnancı, Allah'ın yardımı
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Öneri Formu
Hadis Id, No:
282920, MU000696-2
Hadis:
حَدَّثَنِى يَحْيَى عَنْ مَالِكٍ أَنَّهُ بَلَغَهُ أَنَّ الْقَاسِمَ بْنَ مُحَمَّدٍ وَنَافِعًا مَوْلَى عَبْدِ اللَّهِ بْنِ عُمَرَ قَالاَ لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ بِقَوْلِ اللَّهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى فِى كِتَابِهِ وَكُلُوا وَاشْرَبُوا حَتَّى يَتَبَيَّنَ لَكُمُ الْخَيْطُ الأَبْيَضُ مِنَ الْخَيْطِ الأَسْوَدِ مِنَ الْفَجْرِ ثُمَّ أَتِمُّوا الصِّيَامَ إِلَى اللَّيْلِ وَلاَ تُبَاشِرُوهُنَّ وَأَنْتُمْ عَاكِفُونَ فِى الْمَسَاجِدِ فَإِنَّمَا ذَكَرَ اللَّهُ الاِعْتِكَافَ مَعَ الصِّيَامِ . قَالَ مَالِكٌ وَعَلَى ذَلِكَ الأَمْرُ عِنْدَنَا أَنَّهُ لاَ اعْتِكَافَ إِلاَّ بِصِيَامٍ .
Tercemesi:
Bize Yahya, ona Malik, ona Kasım b. Muhammed (T) Nafi' mevla Abdullah b. Ömer (ra), Allah tebâreke ve Teala'nın kitabındaki şu ayete göre 'itikâf oruçsuz olmaz': 'Sabahın beyaz ipliği (aydınlığı), siyah ipliğinden (karanlığından) ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Bununla birlikte siz mescitlerde itikafta iken eşlerinize yaklaşmayın.' (Bakara, 2/187) Çünkü Allah burada itikafı oruçla birlikte zikretmiştir.
İmam Malik, 'buna göre bize göre de hüküm (uygulama/el-emr) böyledir. Yani itikaf ancak oruçlu bir halde ile olur.' der.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', İ'tikâf 696, 1/111
Senetler:
1. Nafi' Mevlâ İbn Ömer (Ebu Abdullah Nafi')
Konular:
KTB İTİKAF
Kur'an, sahabenin ve tabiunun tefsiri
Kur'an, tefsiri, bazı ayetlerin