448 Kayıt Bulundu.
Bize Ebü’l-Velid, ona Şu’be, ona Hişam b. Zeyd b. Enes, Enes b. Mâlik’in şöyle anlattığını rivayet etti: Biz Merru’z-zahran denilen yerde iken bir tavşan ürkütüp kaçırmıştık. Bunun üzerine topluluktakiler (yakalamak için peşinden) koşmuş, ama (yakalayamadan) yorulmuşlardı. Sonra ben onu tutmuş ve Ebu Talha’ya getirmiştim. O da onu boğazlamış ve iki uyluğunun üst taraflarını -veya “iki budunu” (Şu’be, hocasının hangisini söylediğinde şüphe etmiştir)- Rasulullah’a (sav) göndermiş, (Rasul-i Ekrem de) onları kabul buyurmuştu.
Bize Yezid b. Harun, ona Humeyd, Enes’in şöyle anlattığını rivayet etti: Hz. Peygamber’in (sav) hanımlarından biri, kendisine bir çanak içinde tirit yemeği (hediye) göndermişti. Ancak Rasul-i Ekrem o sırada, bir başka hanımının evindeydi. Ev sahibesi hanım, çanağa vurmuş ve (çanak) kırılmıştı. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) “Haydi yiyin! Anneniz kıskandı!” buyurarak tiriti alıp küçük bir çanağa aktarmaya başlamıştı. Rasulullah (sav) ardından (çanağı kıran hanımı) sağlam bir çanak getirinceye kadar beklemiş ve (çanak gelince) onu alıp kırılan çanağın sahibi hanımına vermişti. Abdullah (ed-Dârimî) “Biz bu görüşü benimsiyoruz!" demiştir.
Açıklama: Un veya kepekten yapılan ve bazen içine bal katılan bir tür çorbadır. Hz. Âişe, kendisine gelen hastalara ve hüzünlü (stresli) olanlara telbine çorbasını içmelerini tavsiye ederdi. Kalbi cemm etmek, onu rahatlatmak, istirahat ettirmek, elem ve hüznü gidermek anlamındadır.