298 Kayıt Bulundu.
Bize Harun b. Maruf ve Ebu Tahir, o ikisine Abdullah İbn Vehb (lafız Harun'a aittir), ona Amr b. Haris, ona Yezid b. Ebu Habib ve Haris b. Yakub, o ikisine Yakub b. Abdullah el-Eşec, ona Büsr b. Said, ona Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da Havle bt. Hakîm es-Sülemiyye, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu nakletmiştir: "Biriniz bir konaklama yerine gelir de 'Eûzü bi-kelimâti'llahi't-tâmmâti min şerri mâ halak (Yarattıklarının şerrinden Allah'ın tam ve eksiksiz olan kelimelerine sığınırım)" derse, o konakladığı yerden ayrılıncaya kadar hiçbir şey ona zarar veremez."
Bize Muhammed b. Abdüla'lâ, ona Halid (b. Haris), ona Şu'be (b. Haccac), ona Abdülmelik b. Umeyr, ona Musab b. Sa'd, ona da babası (Sa'd b. Ebu Vakkas) “Rasulullah (sav) şu beş şeyden Allah'a sığınırdı” demiştir: "Allah'ım! Cimrilikten sana sığınırım, korkaklıktan sana sığınırım, ihtiyarlığın düşkünlüğünden sana sığınırım, kabir azabından da sana sığınırım."
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: للَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ مِنْ فَضْلِكَ
Bize Ahmed b. Ubeydullah el-Ğudânî, ona Ğassan b. Avf, el-Cüreyrî, ona Ebu Nadra, ona da Ebu Said el-Hudrî şöyle demiştir: "Rasulullah (sav) bir gün mescide girdi. O sırada Ensar'dan Ebu Ümame denilen bir adam da orada bulunuyordu. Ebu Ümame şöyle devam etti: Rasulullah (sav) bana 'Ey Ebu Ümame! Neden, namaz vakti dışında da seni mescitte görüyorum?' dedi. Ben de 'Ey Allah'ın Rasulü! (canımı sıkan) bazı sıkıntılarım ve borçlarım var. Rasulullah (sav) 'Sana bir dua öğreteyim mi? Sen o duayı ettiğinde Allah sendeki sıkıntıları giderir, borcunu da ödemeni nasip eder' buyurdu. Ben de' elbette, öğret Ey Allah'ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Sabah akşam şu duayı oku' buyurdu:" "Allah'ım! Gelecek endişesinden, geçmişe üzüntüden sana sığınırım! Acizlikten ve tembellikten sana sığınırım! Korkaklıktan ve cimrilikten sana sığınırım! Borcun yükünden ve insanların üzerime gelmesinden (kahrından) sana sığınırım." (Ebu Ümame der ki:) Ben de böyle dua ettim. Allah da benim sıkıntılarımı giderdi, borcumu da ödemeyi bana nasip etti.
Açıklama: Kültürümüzde Hadisler projesini ilgilendiren kısım: اللَّهُمَّ إِنِّى أَعُوذُ بِكَ مِنَ الْجُبْنِ
Bize Kuteybe, ona Malik b. Enes, ona Ebu Zübeyir, ona Tâvus, ona da Abdullah b. Abbas, Rasulullah'ın (sav) "Şu şekilde dua edin" buyurarak kendilerine Kur'an'dan bir sure öğretir gibi şu duayı öğrettiğini rivayet etmiştir: "Allah'ım! Cehennem azabından sana sığınırım. Kabir azabından sana sığınırım. Mesih Deccâlın fitnesinden sana sığınırım. Hayatın ve ölümün fitnesinden sana sığınırım."
Bize Muhammed b. Beşşâr el-Abdî, ona Ebu Asım, ona da Osman eş-Şahhâm, ona Müslim b. Ebu Bekre şöyle demiştir: Babam (Nüfey' b. Mesruh) benim "Allah’ım her türlü sıkıntıdan, tembellikten ve kabir azabından sana sığınırım" diye duta ettiğimi işitince “Bunları kimden işittin” diye sordu. Ben de “Sen söylerken işittim” dedim. Bunun üzerine “Bunlarla dua etmeye devam et. Çünkü ben Rasûlullah'ı (sav), bunları söylerken işittim” dedi. [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen sahihtir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]
Bize Abdullah b. Mesleme el-Ka'neb, ona el-Ka'neb'in dayısı Abdurrahman b. Mukatil ve Muhammed b. İsa, onlara Abdurrahman b. Ebu Mevali, ona Muhammed b. Münkedir, ona da Cabir b. Abdullah “Rasulullah (sav), Kur'an'dan bir sureyi öğretir gibi bize istihareyi öğreterek şöyle buyururdu” demiştir: "İçinizden biri, bir iş yapmak istediği zaman farz namazın dışında iki rekât (nafile) namaz kılsın ve şöyle dua etsin: Allah'ım! Muhakkak ki ben, (her şeyi kuşatan) ilminle senden hayırlı olanı diliyorum. Kudretinle bana güç vermeni umuyorum. O büyük kereminden istiyorum. Şüphesiz güç kudret senindir, benim değil. Sen (her şeyi) bilirsin. Ben ise bilmem. Sen, bütün gizlilikleri en iyi bilensin. Allah'ım! Eğer bu işin [(burada) yapmayı istediği işi bizzat söyler]- dinim, hayatım, ahiretim ve işimin sonucu bakımından hayırlı olduğunu biliyorsan onu benim için takdir et, onu benim için kolaylaştır ve onu benim için bereketli kıl. Allah'ım! Eğer bu işin benim için şer olduğunu biliyorsan [devamla ilk kısımda söylediklerinin aynısı tekrar ederek] beni ondan uzaklaştır, onu da benden uzaklaştır. Her nerede ise bana hayrı takdir et, sonra da onunla beni hoşnut et." [(Ravi burada tereddüt ederek)] ya da Hz. Peygamber ya da "dünyam ve ahiretim" ifadesini kullanmıştır. [(dedi)] [Ravilerden İbn Mesleme ve İbn İsa bu hadisin senedinin Muhammed b. Münkedir ile Cabir b. Abdullah (ra) kısmını, an (عن) lafzı üzerinden rivayet etmişlerdir.]