221 Kayıt Bulundu.
Bize Muhammed b. Müsenna, ona İbn Ebu Adî, ona İbn Avn, ona Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla'nın rivayet ettiğine göre Ka'b b. Ucre (ra) şöyle demiştir: "Artık içinizde her kim hasta olur yahut başında bir eziyet bulunursa ona oruç, sadaka yahut kurbandan birisi ile fidye gerekir" (Bakara, 2/196) ayeti benim hakkımda inmiştir. "Ka'b der ki:Hz. Peygamber'in (sav) yanına gittim, bana 'yaklaş' dedi. Ben de yaklaştım. Yine 'yaklaş' buyurdu. Ben de yaklaştım. Rasulullah (sav) 'başındaki bitler seni rahatsız ediyor mu?' buyurdu. [İbn Avn dedi ki: Zannederim Ka'b, 'evet' dedi.] (Ka'b) der ki: Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana oruç, sadaka yahut da kolayıma gelen bir kurban kesmek suretiyle bir fidye vermemi tavsiye buyurdu."
Bize İbn Nümeyr, ona babası (Abdullah b. Nümeyr), ona Seyf, ona Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leyla, ona da Ka'b b. Ucre (ra) rivayet etmiştir: "Ka'b b. Ucre'nin başından aşağı bitler akarken Rasulullah (sav), onun yanı başında durdu ve 'Bitlerin seni rahatsız ediyor mu?' buyurdu. (Ka'b der ki:) Ben de 'Evet' dedim. Bunun üzerine 'O halde başını tıraş et' buyurdu. Ka'b der ki: 'Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir.' (Bakara, 2/196) ayeti benim hakkımda nazil oldu. Bunun üzerine Rasulullah (sav) bana 'Ya üç gün oruç tut, yahut bir ferakı (yaklaşık 7 litre yiyecek) altı yoksula sadaka olarak paylaştır, yahut da kolayına gelen bir kurban kes' buyurdu."
Bize Muhammed b. Ebu Ömer, ona Süfyan, ona İbn Ebu Necih, ona Eyyüb, ona Humeyd ve Abdülkerim, onlara Mücahid, ona İbn Ebu Leyla, ona Ka'b b. Ucre şöyle demiştir: "Nebî (sav), Mekke’ye girmeden önce Hudeybiye’deyken Ka'b'ın yanından geçti. Ka‘b, ihramlıydı ve bir tencerenin altında ateş yakıyordu. Yüzüne bitler düşüyor, her yanına hücum ediyordu. Peygamber (sav) ona 'Bu haşereler sana eziyet mi ediyor?' diye sordu. O da 'Evet' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, ardından; ya altı yoksula, her birine yarım sâ' olacak şekilde toplam bir ferak (üç sâ miktarı, yani yaklaşık 7,5 litre) yiyecek ver, ya üç gün oruç tut, ya da bir kurban kes' buyurdu." [İbn Ebu Necih rivayetinde "Yahut bir koyun kes" demiştir.]
Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Humeyd b. Kays, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre (ra) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav) Ka'b b. Ucre'ye 'Senin bu haşeratın seni rahatsız etmiş olmalı' buyurdu. O da 'Evet ey Allah’ın Rasulü' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, sonra ya üç gün oruç tut, yahut altı yoksula yemek yedir, ya da bir koyun kurban kes' buyurdu."
Bize Ebu Nuaym, ona Seyf, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle rivayet etmiştir: "Hudeybiye’de başımdan bitler dökülürken Rasulullah (sav) yanı başımda durdu ve 'Bu haşeratın seni rahatsız ediyor mu?' buyurdu. Ben 'evet' deyince, 'O halde başını tıraş et –ya da: tıraş ol-' buyurdu. (Ka‘b) der ki: İşte bu olay üzerine 'Sizden her kim hasta olursa yahut başından bir rahatsızlığı varsa, oruç veya sadaka veya kurban olmak üzere fidye gerekir' (Bakara, 2/196) ayeti benim hakkımda inmiştir. Bunun üzerine Nebi (sav) 'Ya üç gün oruç tut, yahut altı yoksula bir ferak (yaklaşık 8 litre) sadaka ver, ya da kolayına gelen bir kurban kes' buyurdu."
Bize İbn Ebu Ömer, ona Süfyan b. Uyeyne, ona Eyyûb es-Sahtiyânî, İbn Ebu Necih, Humeyd el-A‘rec, ve Abdülkerim, onlara Mücahid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle rivayet etmiştir: "Nebî (sav), Mekke’ye girmeden önce Hudeybiye’deyken Ka'b'ın yanından geçti. Ka‘b, ihramlıydı ve bir tencerenin altında ateş yakıyordu. Yüzüne bitler düşüyor, her yanına hücum ediyordu. Peygamber (sav) ona 'Bu haşereler sana eziyet mi ediyor?' diye sordu. O da 'Evet' dedi. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, ardından; ya altı yoksula, her birine yarım sâ' olacak şekilde toplam bir ferak (üç sâ miktarı, yani yaklaşık 7,5 litre) yiyecek ver, ya üç gün oruç tut, ya da bir kurban kes' buyurdu." [İbn Ebu Necih rivayetinde "Yahut bir koyun kes" demiştir.] [Ebu İsa (Tirmizi) der ki: Bu hasen sahih bir hadistir. Nebi (sav) ashabı ve başkaları arasındaki kimi ilim ehline göre uygulama buna göredir. İhramlı bir kimse saçlarını tıraş etse yahut ihramlı iken giymemesi gereken elbiseleri giyinse ya da hoş koku sürünse, Nebi’den (sav) rivayet edildiği gibi ona kefaret gerekir.]
Bize Ahmed b. Yunus, ona Ebu Şihâb, ona İbn Avn, ona Mücâhid, ona Abdurrahman b. Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle demiştir: "Hz. Peygamber (sav) yanına gittim, bana 'Yaklaş' buyurdu. Ben de yaklaştım. '(Başındaki) bitlerin sana rahatsızlık veriyor mu?' buyurdu. Ben 'evet' dedim. Bunun üzerine '(saçlarını tıraş et ve) fidye olarak oruç tut, yahut sadaka ver, ya da kurban kes' buyurdu." [(İbn Şihâb) der ki: İbn Avn bana, Eyyub'un şöyle dediğini rivayet etti: Tutulacak oruç, üç gün; kesilecek kurban, bir koyun; sadaka verilecek yoksul sayısı ise altıdır.]
Bana Mâlik, ona Humeyd b. Kays, ona Mücahid Ebu Haccâc, ona İbn Ebu Leylâ şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), Ka‘b b. Ucre’ye 'Herhalde (başındaki) bu bitlerin seni rahatsız etmiş olmalı' buyurdu. (Ka'b der ki:) Ben de 'Evet, ey Allah’ın Rasulü' dedim. Bunun üzerine Rasulullah (sav) 'Başını tıraş et, sonra ya üç gün oruç tut, yahut altı yoksula yemek yedir, ya da bir koyun kurban kes' buyurdu."
Bize Mekkî b. İbrahim, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da Cabir şöyle rivayet etmiştir: Nebi (sav) Ali’ye ihramlı kalmaya devam etmesini emir buyurdu. Bize Muhammed b. Ebu Bekir, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da Cabir bu hadis şu eklemeyi yapmıştır: Ali b. Ebu Talib (ra) (Yemen’deki görevini yerine getirip) sadaka ve zekat malları ile geldi ve (yolda hac için niyetlenerek ihrama girdi). Nebi (sav): "Ey Ali, ne niyet ile ihrama girdin?" diye sordu. Ali "Nebi’nin yaptığı niyet ne ise onu yaparak ihrama girdim" dedi. Bunun üzerine Allah Rasulü "Öyleyse kurbanlığını yanına al ve olduğun gibi ihramlı kalmaya devam et" buyurdu. (Ravi) der ki: Ali ona Allah Rasulü’ne bir kurbanlık hediye etti.
Bize Müsedded, ona Hammâd, ona Eyyub, ona Mücâhid, ona İbn Ebu Leylâ, ona da Ka‘b b. Ucre şöyle demiştir: "Hz. Ali, Hudeybiye zamanında Nebi’nin (sav) yanına geldi. O sırada ben bir tencerenin altında ateş yakmakla meşguldüm. Bitler de başımdan (etrafa) saçılıyordu. Allah Rasulü (sav) 'Bu bitlerin seni rahatsız ediyor mu?' buyurdu. Ben de 'ediyor' dedim. Bunun üzerine 'Saçlarını tıraş et, sonra ya üç gün oruç tut, yahut altı fakire yemek yedir ya da bir kurban kes' buyurdu." [Eyyub der ki: Bunların hangisini söyleyerek başladığını bilmiyorum.]