85 Kayıt Bulundu.
Bize Amr b. Malik ve Mahmud b. Hidaş el-Bağdadî, onlara Mervan b. Muaviye, ona Abdurrahman b. Ebu Şümeyle el-Ensarî, ona Seleme b. Ubeydullah b. Mihsan el-Hatmî, ona da sahabî olan babası (Ubeydullah b. Mihsan el-Ensarî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim bedenî sağlığı yerinde, bulunduğu yerde güven içinde ve günlük rızkını temin etmiş olarak sabahlarsa, sanki dünya nimetlerinin tamamı ona verilmiş gibidir." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-garibtir. Bu hadisi sadece Mervan b. Muaviye’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “hîzet” kelimesi toplanmış anlamındadır. Aynı şekilde Muhammed b. İsmail, Humeydî vasıtasıyla Mervan b. Muaviye’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Bu konuda Ebu Derdâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.]
Açıklama: Aşağıdaki tarik muallaktır. Müellif ile Amr b. Malik arasında inkıta' vardır.
Bize Ali b. Muhammed ile el-Hüseyin b. Abdurrahman, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona Muâviye en-Nasrî, ona Nehşel, ona ed-Dahhâk, ona el-Esved b. Yezîd, ona da Abdullah (ra.) şöyle dedi: Rasûlullah’ın (sav.) şöyle dediğini bizzat duydum: “Kim bütün arzularını tek arzu, âhiret arzusu hâline getirirse, o kimsenin dünyaya ait arzuları için Allah yeter. Kimin de arzuları dünya ahvâli hakkında yoğunlaşırsa, Allah onun dünyanın hangi vadisinde helâk olacağına aldırmaz."
Açıklama: İnsanın dünyada arzusu Allah ve ahiret olursa, Allah o kimsenin dünya arzularını karşılayacaktır. Aksi durum söz konusu olursa o kimse kendi başına kalır, kendi helakine doğru yol alır.
Bize Ali b. Muhammed ile el-Hüseyin b. Abdurrahman, onlara Abdullah b. Nümeyr, ona Muâviye en-Nasrî, ona Nehşel, ona ed-Dahhâk, ona el-Esved b. Yezîd, ona da Abdullah (ra.) şöyle dedi: Rasûlullah’ın (sav.) şöyle dediğini bizzat duydum: “Kim bütün arzularını tek arzu, âhiret arzusu hâline getirirse, o kimsenin dünyaya ait arzuları için Allah yeter. Kimin de arzuları dünya ahvâli hakkında yoğunlaşırsa, Allah onun dünyanın hangi vadisinde helâk olacağına aldırmaz."
Açıklama: İnsanın dünyada arzusu Allah ve ahiret olursa, Allah o kimsenin dünya arzularını karşılayacaktır. Aksi durum söz konusu olursa o kimse kendi başına kalır, kendi helakine doğru yol alır.
Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez." Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Seleme b. Dînar arasında inkıta vardır.
Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez." Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.
Açıklama: Rivayet muallaktır; Buhari ile Muhammed b. Aclân arasında inkıta vardır.
Bize Abdüsselâm b. Mutahhir, ona Amr b. Ali, ona Ma'n b. Muhammed el-Ğifârî, ona Said b. Ebu Said el-Makburî, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Allah, ömrünü uzatıp 60 seneye ulaştırdığı kişinin bahanesini kabul etmez." Ebu Hâzim ve İbn Aclân, bu hadisin el-Makburî'den rivayetinde (Ma'n'a) mütabaatta bulunmuşlardır.
Bize Ebu Âsım, ona İbn Cüreyc, ona Atâ, ona da İbn Abbâs'ın rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Âdem oğlunun iki vadi dolusu malı olsa, mutlaka üçüncüsünü ister. Âdem oğlunun karnını topraktan başka bir şey doldurmaz. Allah tövbe eden kişinin tövbesini kabul eder."
Bize Rabî b. Süleyman b. Davud, ona İshak b. Bekir, ona babası (Bekir b. Mudar), ona Amr b. Haris, ona İbn Şihâb, ona Urve b. Zübeyir ve Said b. Müseyyeb, onlara da Hakim b. Hizam (ra) şöyle demiştir: Peygamber'den (dünyalık mal) istedim, o verdi, sonra yine istedim, yine verdi ve ardından şöyle buyurdu: "Ey Hakim! Şüphesiz bu dünya malı, yeşil, yemesi tatlıdır. Her kim bu malı gönül tokluğu ile alırsa, o mal kendisi için bereketli ve hayırlı kılınır. Her kim de bunu açgözlülükle alırsa bu mal, alan kimse için bereketli ve şerefli olmaz. O ihtiraslı kimse bir obur gibidir ki, daima yer, bir türlü doymaz. Veren el alan elden hayırlıdır." [Hakîm der ki: Ben: “ey Allah'ın Rasulü! Seni hak ile gönderen Allah'a yemin ederim ki, ben şu dünyadan ayrılıncaya kadar senden sonra hiçbir kimsenin malından bir şey almayacağım” dedim.]
Bize Amr b. Malik ve Mahmud b. Hidaş el-Bağdadî, onlara Mervan b. Muaviye, ona Abdurrahman b. Ebu Şümeyle el-Ensarî, ona Seleme b. Ubeydullah b. Mihsan el-Hatmî, ona da sahabî olan babası (Ubeydullah b. Mihsan el-Ensarî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim bedenî sağlığı yerinde, bulunduğu yerde güven içinde ve günlük rızkını temin etmiş olarak sabahlarsa, sanki dünya nimetlerinin tamamı ona verilmiş gibidir." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-garibtir. Bu hadisi sadece Mervan b. Muaviye’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “hîzet” kelimesi toplanmış anlamındadır. Aynı şekilde Muhammed b. İsmail, Humeydî vasıtasıyla Mervan b. Muaviye’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Bu konuda Ebu Derdâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.]
Bize Amr b. Malik ve Mahmud b. Hidaş el-Bağdadî, onlara Mervan b. Muaviye, ona Abdurrahman b. Ebu Şümeyle el-Ensarî, ona Seleme b. Ubeydullah b. Mihsan el-Hatmî, ona da sahabî olan babası (Ubeydullah b. Mihsan el-Ensarî) Rasulullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim bedenî sağlığı yerinde, bulunduğu yerde güven içinde ve günlük rızkını temin etmiş olarak sabahlarsa, sanki dünya nimetlerinin tamamı ona verilmiş gibidir." [Tirmizî der ki: Bu hadis hasen-garibtir. Bu hadisi sadece Mervan b. Muaviye’nin rivayetiyle bilmekteyiz. Hadiste geçen “hîzet” kelimesi toplanmış anlamındadır. Aynı şekilde Muhammed b. İsmail, Humeydî vasıtasıyla Mervan b. Muaviye’den bu hadisin bir benzerini rivayet etmiştir. Bu konuda Ebu Derdâ’dan da hadis rivayet edilmiştir.]