Öneri Formu
Hadis Id, No:
18343, B002466
Hadis:
حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مَسْلَمَةَ عَنْ مَالِكٍ عَنْ سُمَىٍّ مَوْلَى أَبِى بَكْرٍ عَنْ أَبِى صَالِحٍ السَّمَّانِ عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ - رضى الله عنه - أَنَّ النَّبِىَّ صلى الله عليه وسلم قَالَ « بَيْنَا رَجُلٌ بِطَرِيقٍ ، اشْتَدَّ عَلَيْهِ الْعَطَشُ فَوَجَدَ بِئْرًا فَنَزَلَ فِيهَا فَشَرِبَ ، ثُمَّ خَرَجَ ، فَإِذَا كَلْبٌ يَلْهَثُ يَأْكُلُ الثَّرَى مِنَ الْعَطَشِ ، فَقَالَ الرَّجُلُ لَقَدْ بَلَغَ هَذَا الْكَلْبَ مِنَ الْعَطَشِ مِثْلُ الَّذِى كَانَ بَلَغَ مِنِّى ، فَنَزَلَ الْبِئْرَ ، فَمَلأَ خُفَّهُ مَاءً ، فَسَقَى الْكَلْبَ ، فَشَكَرَ اللَّهُ لَهُ ، فَغَفَرَ لَهُ » . قَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَإِنَّ لَنَا فِى الْبَهَائِمِ لأَجْرًا فَقَالَ « فِى كُلِّ ذَاتِ كَبِدٍ رَطْبَةٍ أَجْرٌ » .
Tercemesi:
Bize Abdullah b. Mesleme, ona Malik (b. Enes), ona Ebu Bekir'in azatlısı Sumey, ona Ebu Salih es-Semmân (Zekvân), ona da Ebu Hureyre (Abdurrahman b. Sahr) (ra) şöyle demiştir: Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Bir adam yolda yürürken iyice susadı. Hemen bir kuyuya inip su içti sonra da kuyudan çıktı. Çıktığında bir köpek gördü, köpek susuzluktan dilini çıkarıp soluyor, yaş toprağı yalıyordu. Adam kendi kendine dedi ki: 'Benim susuz kalmam gibi bu köpekte susuz kalmış.' Sonra da kuyuya indi ayakkabısına su doldurdu ve ayakkabısını ağzında taşıyarak kuyudan çıktı. Onunla da köpeği suladı. Bundan dolayı Allah o kulunu mükafatlandırdı ve ona mağfiret etti. Orada bulunanlar (Sahabiler): 'Ya Rasulallah (sav) bize hayvanları sulamada bize ecir (mükafat) var mıdır?' diye sordular. Rasulullah da (sav): 'Evet, hayatta olan her ciğeri (canlıyı) sulamada size ecir (mükafat) vardır' buyurdu.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, Sahîh-i Buhârî, Mezâlim 23, 1/680
Senetler:
1. Ebu Hureyre ed-Devsî (Abdurrahman b. Sahr)
2. Ebû Salih es-Semmân (Ebû Sâlih Zekvân b. Abdillâh et-Teymî)
3. Sümey el-Kuraşi (Sümey)
4. Ebu Abdullah Malik b. Enes el-Esbahî (Malik b. Enes b. Malik b. Ebu Amir)
5. Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesleme el-Harisî (Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb)
Konular:
Amel, salih amel
Merhamet, hayvanlara
Öneri Formu
Hadis Id, No:
278887, M005061-2
Hadis:
وَحَدَّثَنَا شَيْبَانُ بْنُ فَرُّوخَ وَأَبُو كَامِلٍ - وَاللَّفْظُ لأَبِى كَامِلٍ - قَالاَ حَدَّثَنَا أَبُو عَوَانَةَ عَنْ أَبِى بِشْرٍ عَنْ سَعِيدِ بْنِ جُبَيْرٍ قَالَ مَرَّ ابْنُ عُمَرَ بِنَفَرٍ قَدْ نَصَبُوا دَجَاجَةً يَتَرَامَوْنَهَا فَلَمَّا رَأَوُا ابْنَ عُمَرَ تَفَرَّقُوا عَنْهَا . فَقَالَ ابْنُ عُمَرَ مَنْ فَعَلَ هَذَا إِنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم لَعَنَ مَنْ فَعَلَ هَذَا .
Tercemesi:
Bize Şeyban b. Ferrûh (T) Ebû Kâmil rivayet ettiler-Lâfız Ebû Kâmil'indir- (Dediler ki) : Bize Ebû Avâne, Ebû Bişr'den, o da Saîd b. Cübeyr'den naklen rivayet etti. Saîd şöyle dedi:"îbnü Ömer bir tavuğu (hedef) dikerek ona ok atan birkaç kişinin yanına vardı.Bunlar İbn-ü Ömer'i görünce tavuğun yanından uzaklaştılar.Bu durumu gören İbnü Ömer şöyle dedi: "Bunu kim yaptı? Şüphesiz Hz. Peygamber (s.) bunu yapana lanet buyurmuştur, dedi.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Müslim, Sahîh-i Müslim, Sayd ve'z-zebâih ve mâ yü'kelü mine'l-hayevân 5061, /833
Senetler:
1. İbn Ömer Abdullah b. Ömer el-Adevî (Abdullah b. Ömer b. Hattab)
2. Ebu Abdullah Said b. Cübeyr el-Esedî (Said b. Cübeyr)
3. Ebu Bişr Cafer b. Ebu Vahşiyye el-Yeşkuri (Cafer b. İyas)
4. Ebu Avane Vazzah b. Abdullah el-Yeşkurî (Vazzah b. Abdullah)
5. Ebu Kamil Fudayl b. Hüseyin el-Cahderî (Fudayl b. Hüseyin b. Talha)
Konular:
Haklar, haklara saygı
Haklar, Hayvan Hakları
Kavramlar, hak
Lanet, Hz. Peygamber'in laneti
Merhamet, hayvanlara
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىِّ أَنَّهُ قَالَ أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ التَّيْمِىُّ عَنْ عِيسَى بْنِ طَلْحَةَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُمَيْرِ بْنِ سَلَمَةَ الضَّمْرِىِّ عَنِ الْبَهْزِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ يُرِيدُ مَكَّةَ وَهُوَ مُحْرِمٌ حَتَّى إِذَا كَانَ بِالرَّوْحَاءِ إِذَا حِمَارٌ وَحْشِىٌّ عَقِيرٌ فَذُكِرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ دَعُوهُ فَإِنَّهُ يُوشِكُ أَنْ يَأْتِىَ صَاحِبُهُ . فَجَاءَ الْبَهْزِىُّ وَهُوَ صَاحِبُهُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ شَأْنَكُمْ بِهَذَا الْحِمَارِ . فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ فَقَسَمَهُ بَيْنَ الرِّفَاقِ ثُمَّ مَضَى حَتَّى إِذَا كَانَ بِالأَثَايَةِ بَيْنَ الرُّوَيْثَةِ وَالْعَرْجِ إِذَا ظَبْىٌ حَاقِفٌ فِى ظِلٍّ فِيهِ سَهْمٌ فَزَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَرَ رَجُلاً أَنْ يَقِفَ عِنْدَهُ لاَ يَرِيبُهُ أَحَدٌ مِنَ النَّاسِ حَتَّى يُجَاوِزَهُ .
Öneri Formu
Hadis Id, No:
36000, MU000784
Hadis:
وَحَدَّثَنِى عَنْ مَالِكٍ عَنْ يَحْيَى بْنِ سَعِيدٍ الأَنْصَارِىِّ أَنَّهُ قَالَ أَخْبَرَنِى مُحَمَّدُ بْنُ إِبْرَاهِيمَ بْنِ الْحَارِثِ التَّيْمِىُّ عَنْ عِيسَى بْنِ طَلْحَةَ بْنِ عُبَيْدِ اللَّهِ عَنْ عُمَيْرِ بْنِ سَلَمَةَ الضَّمْرِىِّ عَنِ الْبَهْزِىِّ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم خَرَجَ يُرِيدُ مَكَّةَ وَهُوَ مُحْرِمٌ حَتَّى إِذَا كَانَ بِالرَّوْحَاءِ إِذَا حِمَارٌ وَحْشِىٌّ عَقِيرٌ فَذُكِرَ ذَلِكَ لِرَسُولِ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ دَعُوهُ فَإِنَّهُ يُوشِكُ أَنْ يَأْتِىَ صَاحِبُهُ . فَجَاءَ الْبَهْزِىُّ وَهُوَ صَاحِبُهُ إِلَى النَّبِىِّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ شَأْنَكُمْ بِهَذَا الْحِمَارِ . فَأَمَرَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَبَا بَكْرٍ فَقَسَمَهُ بَيْنَ الرِّفَاقِ ثُمَّ مَضَى حَتَّى إِذَا كَانَ بِالأَثَايَةِ بَيْنَ الرُّوَيْثَةِ وَالْعَرْجِ إِذَا ظَبْىٌ حَاقِفٌ فِى ظِلٍّ فِيهِ سَهْمٌ فَزَعَمَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَمَرَ رَجُلاً أَنْ يَقِفَ عِنْدَهُ لاَ يَرِيبُهُ أَحَدٌ مِنَ النَّاسِ حَتَّى يُجَاوِزَهُ .
Tercemesi:
Behzî anlatıyor: Resûlullah (s.a.v.) Mekke'ye doğru yola çıktı, ihramlı idi. Revha'ya gelince birden yaralı bir yaban eşeği gördüler. Durumu Resûlullah'a (s.a.v.) haber verdiler. Peygamberimiz:
"Dokunmayın, nerede ise sahibi gelir!" buyurdu. Bu sırada Behzî geldi. Yaban eşeğinin sahibi o idi. Hz. Peygamber'e:"Ya Resûlullah! İstersen bu hayvanı size vereyim." dedi. Peygamberimiz, Ebû Bekr'e emir verdi, oradakiler arasında hayvanın etini taksim etti. Sonra yollarına devam ettiler. Ruveyse ile Arc arasındaki Üsabe'ye gelince bir de baktılar ki gölgede kafasını bacakları arasına koymuş, atılan ok vücudunda henüz saplı duran bir ceylan inliyor. Bunun üzerine Hz. Peygamber bir adama kafilenin arkası kesilinceye kadar yaralı hayvanı kimse rahatsız etmemesi için başında beklemesini emretti.
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
İmam Mâlik, Muvatta', Hac 784, 1/126
Senetler:
()
Konular:
Haklar, Hayvan Hakları
Merhamet, hayvanlara
Yiyecekler, yaban eşeğinin eti
حدثنا يحيى بن صالح المصري عن إسحاق بن يحيى الكلبي قال حدثنا الزهري قال أخبرنا أبو سلمة بن عبد الرحمن أن أبا هريرة قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : بينما راع في غنمه عدا عليه الذئب فأخذ منه شاة فطلبه الراعي فالتفت إليه الذئب فقال من لها يوم السبع ليس لها راع غيري فقال الناس سبحان الله فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم فإني أؤمن بذلك أنا وأبو بكر وعمر
Öneri Formu
Hadis Id, No:
165598, EM000902
Hadis:
حدثنا يحيى بن صالح المصري عن إسحاق بن يحيى الكلبي قال حدثنا الزهري قال أخبرنا أبو سلمة بن عبد الرحمن أن أبا هريرة قال سمعت النبي صلى الله عليه وسلم يقول : بينما راع في غنمه عدا عليه الذئب فأخذ منه شاة فطلبه الراعي فالتفت إليه الذئب فقال من لها يوم السبع ليس لها راع غيري فقال الناس سبحان الله فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم فإني أؤمن بذلك أنا وأبو بكر وعمر
Tercemesi:
— Ebû Hüreyre demiştir ki, Peygamber Setlemyia şöyle buyurduğunu işittim:
«— Bir çoban koyunları başında iken, bir kurt koyunlara saldırıp onlardan bir koyun aldı. Çoban (koyunu kurtarmak için) onun arkasına düştü. Nihsyct kurt çobana dönüp dedi kî, korku gününde bu koyunları kim kurtaracak? (Senin korkup kaçtığın o günde) Bunlar için benden başka bir çoban yoktur, (onlara ben hakimim).» İnsanlar (kortun konuşmasına taaccüp edip) :
SübhaneUah!.. dediler. Bunun üzerine Peygamber ($&IIğ$IM8 Akyhi ve Seltem) şöyle buyurdu :
— Bizzat ben buna inanırım, Ebû Bekir de, Ömer de...»[527]
Şaşılacak ve taaccüp edilecek bir işe karşı «SübhaneUah = Allah Tealâ Hazretlerini noksanlıklardan tenzih ederiz, onu yüceltiriz» teşbihinde bulunmanın caiz olduğunu bu hadîs-i şerîf münasebetiyle Buhârî Hazretleri bize naklediyor, edeb derşî veriyor. Bu münasebetle de hayvanların konuşma meselesi ortaya çıkıyor. Cenab-ı Hak hikmeti icabı yaratmış olduğu çeşitli varlıklara ayrı ayrı imkânlar ve kabiliyetler vermiştir. Birinin başaracağı işi diğeri başaramaz. Her eşya, yaratıldığı iş ve gaye için kullanılır ve o yolda vazifesini görmüş olur. Meselâ, Ccnab-ı Hak insanlara konuşma imkânını vermiş, hayvanlara ve cansızlara bu imkânı vermemiştir. Bazı papağan gibi hayvanlarda ve gramofon gibi cansızlarda olan konuşma, şuurla meydana gelen bir konuşma olmadığı için, bunlar konu dı-şında kalır. Allah Tealâ'nın kadîm bîr nizamı olarak böyle istidatlarla eşyayı yaratması, istisnaî haller yaratmasına engel olmaz. Cenab-ı Hak dİ-lerse, insanı konuşturduğu gibi, hayvanatı ve cansızları da konuşturur. Çünkü Of her şeye kadirdir. Hayvan, kendi kudret ve İradesiyle konuşmaz. Allah'ın kudretiyle ve dilemesiyle konuşur. Bu bakımdan taaccüp edilecek bir durum olmaz ve buna sağlam İmanı olanlar inanırlar.
Bir de bu konuşmaya temsilî mânâ verilebilir. Hayvanların maksatlarını İfade edecek dillen yoksa da, hal ve durum icabı dileklerini belirtecek alâmetler mevcuttur. Herkesin hak ve hukukunu düşünüp karşılıklı vazifeler araştırılınca hatiften bir ses insana şöyle seslenir gibi olur: Ey çoban! Bugün senin elinde güç var, kurttan yiyeceğini aldın ve onu açlığa mahkûm bıraktın. Yarın onun eline bir kuvvet geçer de, sen kovalanırsan halin ne olur? Bu da lisan-ı hal ifadesi olur. Her iki yönden de düşünülürse, Allah Tealâ'nın kudret ve iradesiyle hayvanların ve cansızların konuşabileceğine iman edilir.[528]
Açıklama:
Yazar, Kitap, Bölüm:
Buhârî, el-Edebü'l-Müfred, 902, /696
Senetler:
()
Konular:
Hayvanlar ve bitkiler, yaratılış gayesi, ibretler oluşu vb.
Hz. Peygamber, sembolik, temsili anlatımı
KTB, YARATILIŞ
Merhamet, hayvanlara