24 Kayıt Bulundu.
Bize Ebu Nadr, ona Abdurrahman, ona babası (Abdullah b. Dinar el-Kureşî), ona Ebu Salih, ona da Ebu Hureyre, Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Kul nereye (söylediğinin) farkına varmadan Allah azze ve cellenin rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah (cc) onun derecelerini yükseltir. Yine kul farkında olmadan Allah'ın (cc) öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, Allah (cc) o söz sebebiyle onu cehenneme sürükler."
Açıklama: Hadis sahihtir. İsaddayer alan عَبْدُ الرَّحْمَنِ abdurrahman hakkında kendisini sahih rütbesinden indiren sözler söylenmiştir.
Bize Mahammed b. Mütevekkil el-Askalanî, ona Abdurrezzak, ona Mamer, ona ez-Zührî, ona Ebu Seleme, ona da Ebu Hureyre Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu nakletti: "Kim Allah’a ve Ahiret gününe inanıyorsa misafirine ikramda bulunsun, kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa komşusuna eziyet etmesin, kim Allah'a ahiret gününe inanıyorsa ya hayır söylesin ya da sussun."
Açıklama: Misafire ikram ifadesiyle, ev sahibinin misafirine karşı güler yüzlü olması ve kıymetli olduğunu kendisine ima eden ikramda bulunması kastedilmektedir. Hayır söylemek, kişiye doğru ve yararına olan şeylerin söylenmesidir. Ayrıca eylemle imanın ilişkilendirilmesinden, imanın bu fiillere bağlı olduğu sonucu çıkarılmamalıdır. Vurgulu beyan teşvik olarak anlaşılmalı, ya da kamil imanın gerekleri olarak değerlendirilmelidir.
Bana Malik, ona Muhammed b. Amr b. Alkame, ona babası, ona Bilal b. el-Hâris el-Müzenî’nin rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "İnsan nereye varacağını bilmeden Allah’ın rızasına uygun öyle bir söz söyler ki, o söz sayesinde Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona rızasını yazar. Yine insan nereye varacağını bilmeden Allah’ın öfkesine sebep olacak öyle bir söz söyler ki, o söz sebebiyle Allah'a kavuşacağı güne kadar Cenâb-ı Hak ona gazabını yazar."
Açıklama: عَلِيِّ بْن زَيْدٍ zayıf olduğundan dolayı ve أَوْس بْن خَالِدٍ'in meçhûl olmasından dolayı isnad zayıftır.
Açıklama: Hadis sahihtir. Ancak Hasan el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir. Ancak bunu hadis Ebû Hureyre'den gelen başka bir tarik ile tashîh edilmiştir.
Açıklama: İsnadın zayıflığının sebebi; Alî b. Zeyd'in zayıf bir râvî olması ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasıdır.
Açıklama: İsnad, Ali b. Zeyd'in zayıf olmasından ve Evs b. Hâlid'in meçhûl olmasından dolayı zayıftır.
Açıklama: Hadis sahihtir. İsnadda ise inkıta' vardır. Çünkü Hasen el-Basrî, Ebû Hureyre'den hadis işitmemiştir.
Bana Muhammed b. Hakem, ona en-Nadr, ona İsrâîl, ona Sa'd et-Tâî, ona Muhıl b. Halîfe, ona da Adiy b. Hâtim şöyle rivâyet etti: "Hz. Peygamber’in (sav) huzurunda otururken bir adam gelip fakirlikten şikâyette bulundu. Sonra başka biri gelip yolların kesilmesinden şikâyet etti. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bana; “Ya Adiyy, Hîre’yi gördün mü?” diye sordu. Ben, “Görmedim, ancak bana o şehir hakkında bazı haberler verildi” dedim. O zaman Rasûlullah (sav), “Eğer ömrün uzun olursa, deve sırtında Hîre’den (tek başına) yola çıkan bir kadının Kâbe’ye kadar gelip onu tavaf edeceğini görürsün; bu seyahat esnasında o kadın, yüreğinde Allah korkusundan başka hiçbir korku hissetmeyecektir” dedi. Bunun üzerine ben kendi kendime; “Ülkelere dehşet saçan Tayy kabilesinin yol kesici eşkıyaları nereye gidecek?” dedim. Hz. Peygamber (sav) sözüne şöyle devam etti: "Eğer ömrün uzun olursa, Kisrâ hazinelerinin fethedildiğini de görürsün.” Ben, “Hürmüz’ün oğlu Kisrâ mı?” diye sordum. “Evet, Hürmüz’ün oğlu Kisrâ” buyurdu ve şöyle devam etti: “Eğer ömrün uzun olursa, eli altın ve gümüşle dolu olan bir adamın, bunları kabul edecek bir insan aradığını, ama kimsenin onları kabul etmediğini de göreceksin. Hepiniz mutlaka bir gün Allah’a kavuşacaksınız; hem de aranızda hiçbir tercüman olmadan O’na varacaksınız. Allah; “Ben sana, (emirlerimi) tebliğ eden bir Peygamber göndermedim mi?” diye soracak. İnsan da; “Evet, ya Rabbi” diyecek. Allah tekrar; “Ben sana mal vermedim mi? Sana lütufta bulunmadım mı?” diye soracak. İnsan, “Evet, ya Rabbi” diyecek. Sonra sağına bakacak, cehennemden başka bir şey göremeyecek. Soluna bakacak, yine cehennemden başka bir şey göremeyecek.” Adiyy şöyle der: “Ben, Rasûlullah’ın (sav) şöyle söylediğini de işittim: “Yarım hurma ile olsa da (onu tasadduk ederek) kendinizi cehennemden koruyun! Yarım hurmayı bile bulamazsanız, bari güzel bir sözle cehennemden korunun!” Bana Abdullah, ona Ebû Âsım, ona Sa'dân b. Bişr, ona Ebû Mücâhid, ona Muhıll b. Halîfe, ona da Adiyy rivâyet etti: "Ben Peygamber aleyhisselâmın huzurunda oturuyordum..."