174 Kayıt Bulundu.
Giriş
Bize Cafer b. Muhammed b. İmrân es-Sa'lebî el-Kûfî, ona Zeyd b. Hubâb, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd ed-Dımaşkî, ona Ebû İdris el-Havlânî ile Ebû Osman, onlara da Ömer b. el-Hattâb (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Her kim abdestini güzelce alır ve sonunda; 'Eşhedü en lâ ilahe illallahu vahdehû la şerîke leh ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasûluhu. Allahümec'alnî minettevvâbîne vec'alnî minel mutetahhirîn' (Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür. Allah'ım, beni tövbe edenlerden ve temizlenenlerden eyle!) derse, kendisine cennetin sekiz kapısı birden açılır ve dilediği kapıdan içeri girer." Ebû İsa: Bu konuda Enes ve Ukbe b. Âmir’den de rivâyet vardır. Ebû İsa: Hz. Ömer’in bu hadisine Zeyd b. Hubâb tarafından karşı çıkılmıştır. Abdullah b. Salih ve daha başkaları bu hadisi Muaviye b. Salih, Rabîa b. Yezîd, Ebû İdris, Ukbe b. Âmir, Hz. Ömer; ayrıca Rabîa, Ebû Osman, Cübeyr b. Nüfeyr ve Hz. Ömer tarîkıyla da rivâyet etmişlerdir. Bu hadisin senedinde karışıklık vardır. Bu konuda Rasûlullah'dan (sav) sahih olarak fazla bir şey rivâyet edilmemiştir. Muhammed ve Ebû İdris, Hz. Ömer’den hiçbir şey işitmemiştir.
Açıklama: Rivayet munkatıdır. Ebu İdris ile Hz. Ömer arasında inkıta vardır.
Bize Yahya b. Saîd, ona Mes'ûd b. Ali, ona İkrime, ona da Sa'd şöyle dedi: "Abdest aldığın zaman, abdestini bozmadığın müddetçe onunla (dilediğin kadar) namaz kıl!" Hz. Ali (ra) ise şöyle dedi: "Namaza kalktığınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi yıkayın!"
Bize Zeyd b. el-Hubâb, ona Muaviye b. Salih, ona Rabîa b. Yezîd, ona Ebû7 İdris el-Havlânî ile Ebû Osman, onlara Cübeyr b. Nüfeyr b. Malik el-Hadramî, ona da Ukbe b. Âmir el-Cühenî (ra), Rasûlullah'ın (sav), "Bir insan güzelce abdest alır, sonra kalbiyle ve bedeniyle kendini vererek iki rekât namaz kılarsa, cennet ona vacip olur" buyurduğunu rivâyet etti. Bunu duyan Hz. Ömer (ra), "Bundan önceki söylediği daha güzeldi, sen herhalde yeni geldin. Hz. Peygamber (sav) şunu söyledi" dedi: "Her kim abdest alır ve sonra 'Eşhedu en lâ ilâhe illallâhu vahdehû lâ şerîke leh. Ve eşhedu enne Muhammeden abduhu ve rasûluh' (Ben şehadet ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur, O tektir, eşi-ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed O'nun kulu ve rasûlüdür) derse, onun için cennetin sekiz kapısı birden açılır ve hangisinden isterse oradan cennete girer."
Bize Vekî', ona Mis'ar, ona Ebû Sahra Câmi b. Şeddâd, ona Hz. Osman'ın azatlısı Humrân b. Ebân şöyle rivâyet etti: "Ben, Hz. Osman için her günü abdest suyunu hazırlayıp koyardım. O da her abdest aldığında o sudan bir parça üzerine dökerdi. Hz. Osman (ra), bir gün Rasûlullah (sav), bu namazdan -râvî Mis'ar, zannederim ikindi namazından, dedi- çıkınca bize "Size bir şey söyleyeyim mi, yoksa susayım mı, bilemiyorum" dedi. Biz de, "Hayır ise söyle ey Allah'ın rasûlü, ama değilse en iyisini Allah ve rasûlü bilir" dedik. Hz. Peygamber (sav) şöyle dedi: "Bir insan güzelce abdest alır sonra da onunla namaz kılarsa, o namazla gelecfek namaz arasında işlediği (küçük) günahları bağışlanır."
Bize Ebû Hayseme, ona Leys, ona Kâ'b, ona da Ebû Hureyre (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Sizler abdest azalarınızın parlaklığı sayesinde kıyamet günü sakar ve sekili atlar gibi oloacaksınız; dolayısıyla abdest azalarının parlaklığını büyütmeye gücü yeten, bunu yapsın!"
Bize Ebû Saîd ile Abdurrahman b. Muhammed es-Serrâc, onlara Ebû'l-Abbas, ona er-Rabî', ona eş-Şâfiî, ona Saîd b. Salim, ona Süfyan, ona Abdullah b. Muhammed b. Akîl, ona İbnu'l-Hanefiyye, ona da Hz. Ali'nin (ra) haber verdiğine göre Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: "Namazın anahtarı abdesttir, başlangıcı tekbir, sonu da selamdır." Ebû Saîd'in rivâyetinde eş-Şâfiî şöyle dedi: "Namaza ancak tekbir ile başlanır ve ancak selam ile bitirilir. Her kim başlangıç tekbirinden selama kadar namazı bozacak bir şey yaparsa, namazı fasit olur. Bu hüküm, bu konuda Rasûlullah'dan (sav) bize rivâyet edilen hadise uygun düşmektedir."
Bana, Abdurrahman b. Bişr ile Abdullah b. Hâşim el-Abdî, onlara Bihz, ona Şu'be, ona en-Nu'mân b. Salim, ona Amr b. Evs, ona Anbese ona da Ümmü Habîbe (ra) Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: «Müslüman bir kul, uzuvlarına suyu tam olarak ulaştırıp abdest alır sonra da Allah için her gün namaz kılarsa...» râvî böyle diyerek önceki hadîsin benzerini rivayet etmiştir.
Bize Süfyan b. Uyeyne Ebû Muhammed, ona Mis'ar b. Kidâm, ona Osman b. el-Muğîre es-Sekafî, ona Ali b. Rabîa el-Vâlibî, ona Esmâ b. el-Hakem el-Fezârî, ona da Hz. Aliş'nin (ra) şöyle dediği haber verildi: "Ben Rasûlullah'dan (sav) bir hadis işittiğim zaman, Cenâb-ı Hak o hadisten dilediği kadar beni faydalandırırdı. Ancak başkası bana bir hadis rivâyet ettiğinde kendisine yemin verirdim, eğer yemin ederse rivâyetini kabul ederdim. Bir gün bana Ebû Bekir (ra) bir hadis rivâyet etti, şüphesiz Ebû Bekir doğru söylemiştir. O, 'Ben Rasûlullah'ın (sav) şöyle söylediğini işittim' dedi: "İnsan bir günah işler de hemen arkasından güzelce abdest alır, sonra iki rekât namaz kılar, sonra da Allah'tan bağışlanma dilerse, Cenâb-ı Hak onu mutlaka bağışlar." Süfyan dedi ki: Bu hadisi bir Asım, ona el-Hasan, o da Hz. Peygamber'den (sav) rivâyet etti. Yalnız bu rivâyette fazla olarak "arınırsa" kelimesi yer almaktadır, o da namazla arınırsa demektir.
Bize Ebû Ammâr, ona el-Velid, ona Ebû Muhammed Recâ, ona el-Velid b. Müslim, ona el-Evzâî, ona el-Velîd b. Hişâm el-Mu'aytî, ona da Ma'dân b. Talha el-Ya'merî şöyle rivayet etmiştir: Rasûlullah (sav)'ın âzâdlısı Sevbân ile karşılaştım. Ona; "- Bana, Cenâb-ı Hakk'ın beni faydalandırıp cennete sokacağı bir amel söyle!" dedim. Bir müddet sessiz kaldı, ardından bana dönüp, "- Secdelere önem ver. Zira ben, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim, dedi: "Cenâb-ı Hak, kendi rızası için secde eden kulunu bir derece yükseltir ve bir günahını siler."
Bize Cerîr b. Abdülhamîd, ona Mansur, ona Salim b. Ebî'l-Ca'd şöyle dedi: "Bana söylendiğine göre bir adam, Rebze'de olan Ebû Zerr'i ziyarete gitmiş. "Ebû Zer nerede?" diye sormuş, kendisine "Şu dağın eteğinde, koyunlarının başında" demişler. Sonrasını adam şöyle anlatır: "Dağın eteğine gittim, baktım ki Ebû Zer namaz kılıyor. Ancak namazda kıyamı az, rukû ve secdeleri çok yapıyor. Namazını tamamlayınca dedim ki: "- Ya Ebâ Zer! Görüyorum ki sen kıyamı az, rukû ve secdeleri çok yaparak namaz kıldın." "- Bana rivâyet edildi ki, bir müslüman Allah için secde yaparsa, o secde vesilesiyle Allah onu bir derece yükseltir ve bir hatasını da siler" dedi.