166 Kayıt Bulundu.
Bize Ebû Müslim el-Keşşî, ona Süleyman b. Ahmed el-Vâsıtî, ona el-Velîd b. Müslim, ona İbn Lehîa, onael-Hâris b. Yezîd el-Hadramî, ona Kesîr b. Murre, ona da Ebû Fâtıma, Rasûlullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: "Secdeleri çok yapınız, çünkü Cenâb-ı Hak kendisi için secdeye varan bir kulun derecesini mutlaka yükseltir."
Açıklama: Secde, Cenâb-ı Hakk'ın azameti ve ulûhiyeti karşısında insanın aczini ve kulluğunu açık ve net olarak ortaya koyan en önemli göstergedir. Bundan dolayı secdenin Allah katında ayrı bir önemi vardır.
Bize Osman b. Ebî Şeybe, ona Ali b. Müshir, ona Ebû Malik Sa'd b. Tarık, ona Rib'î, ona da Huzeyfe (ra) Rasulullah'ın (sav) şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Benim havuzumun boyu Eyle ile Aden arasındaki mesafeden daha uzundur. Hayatım elinde olan Allah'a yemin olsun ki o havuzun kâseleri yıldızlardan daha çoktur, suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Hayatım elinde olan Allah adına yemin ederim ki, yabancı develeri kendi havuzundan uzaklaştıran bir adam gibi ben de bazı insanları havuzumdan uzaklaştıracağım." Kendisine; "- Ey Allah'ın Rasûlü! O gün bizi tanıyacak mısın?" diye soruldu. Bunun üzerine Rasûlullah (sav); "- Evet. Siz, başka hiç bir ümmette bulunmayan, abdest izlerinden dolayı yüzlerinizde ve ayaklarınızda var olan bir parlaklıkla benim yanıma geleceksiniz" buyurdu.
Bize el-Humeydî, ona Süfyân, ona Hişâm b. Urve, ona babası, ona da Hz. Osman’ın âzâtlısı Humrân rivâyet etti: “Hz. Osman (ra) oturakların üzerinde abdest alıyordu. Abdest azalarını üçer kez yıkadı, sonra da, “Ben Rasûlullah’ın (sav) abdesti böyle aldığnı gördüm” dedi, sonra da Hz. Peygamber’in (sav) şöyle b uyurduğunu işittim, diye ekledi: “Cenâb-ı Hak, abdestini güzelce alan sonra da namazını kılan bir adamın, o namazla kılacağı diğer namaz arasındaki (hatalarını) bağışlar.”
Bize Amr b. ali, ona Affân, ona Hammâd b. Seleme, ona Âsım, ona Zirr, ona da Abdullah (ra) şöyle rivâyet etti: Ashâb-ı kirâm; "- Ey Allah'ın rasûlü, Ümmetinden (dünyada iken) görmediğin kişileri nasıl tanıyacaksın?" diye sordular. Rasûlullah (sav); "- Abdest uzuvlarının parlaklığından" diye cevap verdi. Bu söz Rasûlullah'dan (sav) çeşitli şekillerde rivâyet edilmiştir. Abdullah'dan ise hadîsin bundan başka bir rivâyetin varlığını bilmiyoruz. Bu hadîsi Âsım'ın, Hammâd b. Seleme'den başka birinden rivâyet ettiğini de bilmiyoruz.
(İshak b. Râhûye anlatıyor:) Ebû Üsâme’ye dedim ki: Size Ebû Hayyân, Ebû Zur’a vasıtasıyla Ebû Hureyre’den (ra) naklen, sabah namazı sırasında Rasûlullah’ın (sav) Bilâl’e (ra) şöyle söylediğini rivâyet etti mi? “- Ya Bilâl! İslâm’da yapmış olduğun amellerden sana en çok fayda vereceğini ümit ettiğin amelin hangisi olduğunu bana söyler misin? Çünkü dün gece ben, cennette senin ayak seslerini önümde işittim.” Bilâl şöyle karşılık verdi: “- Bana fayda sağlayacağını ümit ettiğim amelim, benim nazarımda şudur: Ben, gece veya gündüz herhangi bir saatte tam olarak abdest aldığım her seferde, rabbim için mutlaka benim hakkında takdir buyurulduğu kadar namaz kılarım.” Ebû Üsâme bu rivâyeti tasdik etti ve “Evet” dedi.
Bize Abdüssamed b. Abdülvâris, ona Şu‘be, ona Mes'ûd b. Ali, ona da İkrime'nin rivayet ettiğine göre; Sa‘d (b. Ebî Vakkas) bütün namazları tek bir abdestle kılardı. Hz. Ali ise her namaz için abdest alır ve "Namaz kılacağınız zaman yüzünüzü ve ellerinizi... yıkayın." (el-Mâide 5/6) meâlindeki ayetini okurdu.
Bize Abdullah b. Ebî Ziyâd, ona Yakub b. İbrahim b. Sa'd, ona İbn Şihab'ın kardeşinin oğlu, ona amcası, ona Salih b. Abdullah b. Ebî Ferve, ona Âmir b. Sa'd, ona Ebân b. Osman, ona da Osman b. Affân (ra), Hz. Peygamber'in (sav) şöyle buyurduğunu işittim dedi: "Ne dersiniz? Sizden birisinin evinin yanında akan bir nehir olsa ve o kişi günde beş defa o nehirden yıkansa üzerinde kirden bir şey kalır mı?" Yanındakiler; "- Hiçbir kir kalmaz" dediklerinde, "- İşte su kiri giderdiği gibi namaz da günahları giderir" buyurdu.
Bize Abbas b. Osman ed-Dımaşkî, ona el-Velid b. Müslim, ona Halid b. Yezid el-Murrî, ona Yunus b. Meysere b. Halbes, ona es-Sunâbehî, onda Ubâde b. es-Sâmit, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu bizzat işittiğini rivayet etti: “Allah için secde eden hiç bir kul yoktur ki, Allah o secde nedeni ile kendisine bir sevap yazmasın, onun bir günahını silmesin ve onu bir derece yükseltmesin! Öyleyse çok secde ediniz.”
Bize Abdurrahman b. İbrahim, ona el-Velid b. Müslim, ona Abdurrahman b. Amr Ebu Amr el-Evzaî, ona el-Velid b. Hişâm el-Muaytî, ona da Ma’dan b. Ebî Talha el-Ya’merî şöyle anlatmış: "Sevbân’a rastladım. Ona, 'Bana bir hadis rivayet et! Umarım Allah beni ondan yararlandırır' dedim. Sevbân sustu, sonra kendisine aynı sözü bir kez daha söyledim. Yine sustu. Aynı sözü üç kez tekrarlayınca bana şöyle dedi: "Allah için çok secde etmelisin. Çünkü ben Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu işittim: “Allah'a secde eden hiç bir kul yoktur ki, Allah onu secdesi vesilesiyle bir derece yükseltmesin ve ondan bir günahı düşürmesin.” Ma'dân demiştir ki: "Sonra Ebû'd-Derdâ’ya rastladım. Ona da aynı dilekte bulundum. O da Sevbân’ın dediğinin aynısını söyledi.”
Bize Ebû Abdullah el-Hâfız, ona Ebû’l-Abbas Muhammed b. Yakub, ona Muhammed b. Abdullah b. Abdülhakem, ona İbn Vehb, ona Hayve b. Şureyh, ona el-Velîd b. Ebî’l-Velîd, ona Eyyub b. Halid b. Ebî Eyyub el-Ensârî, ona da babası vasıtasıyla dedesi, Rasûlullah’ın (sav) şöyle buyurduğunu rivâyet etti: “Evliliğine talip olduğun kızı içinde tut, sonra güzelce abdest al, sonra Cenâb-ı Hakk’ın senin için takdir buyurduğu kadar namaz kıl, sonra rabbine hamd eyle ve O’nun şanını yücelt, sonra da şöyle dua et: Allah’ım; şüphesiz senin her şeye gücün yeter, bense âcizim. Sen her şeyi bilirsin, ama ben bilemem. Sen, gaybleri de çok iyi bilirsin. Eğer falan kadın –burada o kadının ismini zikreder- benim için, benim dinim, dünyam ve ahiretim için hayırlı ise onu bana takdir eyle. Eğer benim dinim, dünyam ve ahiretim için ondan başka bir kadın daha hayırlı ise, bana onu takdir buyur.”