86 Kayıt Bulundu.
Kendilerine Rablerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar;
Allah sözün en güzelini, birbiriyle uyumlu ve bıkılmadan tekrar tekrar okunan bir kitap olarak indirdi. Rablerinden korkanların, bu Kitab'ın etkisinden tüyleri ürperir, derken hem bedenleri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu Kitap, Allah'ın, dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. Allah kimi de saptırırsa artık ona yol gösteren olmaz.
Bize Sadaka, ona Yahya, ona Sufyân, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Abîde, ona da Abdullah -Yahya der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre rivayet etmiştir- Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "Kur'an oku bana" buyurdu. Ben “Kur'ân Size indirildiği hâlde, ben mi size okuyayım?” dedim. Rasulullah (sav) "Kur'an'ı benden başkasından dinlemeyi seviyorum" dedi. Bunun üzerine ben Nisâ Suresini okudum ve "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!"(Nisâ, 41) ayetine geldiğimde, Peygamber (sav) bana "yeter dur" buyurdu. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber'in iki gözünden yaşlar süzülüyor.
Bize Hakem b. Nâfi, ona Harîz, ona Şurahbîl b. Müslim el-Havlânî, ona da Ebu Umâme el-Bahili şöyle demiştir: "Kur'an'ı okuyun. Şu asılı duran Mushaflar sizi asla aldatmasın. Çünkü Allah, Kur'an'ı iyi belleyip muhafaza eden bir kalbe azap etmez."
Bize Muslim b. İbrahim ve Ebân, ona Katade, ona da Enes b. Malik'in rivayet ettiğine göre Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: "(Devamlı) Kur'an okuyan mü'min, kokusu hoş, tadı güzel bir portakal gibidir. Kur'an okumayan bir mü'min de tadı güzel olup da kokusu olmayan bir hurma gibidir. Kur'an okuyan günahkâr kimse kokusu güzel olup tadı acı olan fesleğen gibidir. Kur'an okumayan günahkâr kimse ise tadı acı olup kokusu olmayan Ebu Cehil karpuzu gibidir. İyi arkadaş, güzel koku satan kimse gibidir. Sana, ondan hiçbir şey isabet etmese bile en azından güzel kokusu isabet eder. Kötü arkadaş da bir körükçüye benzer. Onun ise is ve kokusundan bir şey bulaşmasa da en azından sana dumanı isabet eder."
Bize Abdullah b. Salih, ona Muaviye b. Salih, ona Süleym b. Amir, ona Ebu Umâme el-Bahili şöyle demiştir: "Kur'an'ı okuyun. Şu asılı duran Mushaflar sizi asla aldatmasın. Çünkü Allah, Kur'an'ı iyi belleyip muhafaza eden bir kalbe azap etmez."
Bize Abdurrahman b. Bişr (el-Abdî), ona Süfyan (b. Uyeyne el-Hilâlî), ona Amr (b. Dinar el-Cümahî), ona da (Abdullah) b. Ebu Müleyke (el-Kureşî) rivayet etmiş ve şöyle demiştir: "Ümmü Ebân bt. Osman'ın cenazesindeydik." Devamla (Abdullah) b. Ebu Müleyke ilgili hadisi aktarmış; ancak Eyyûb ve İbn Cüreyc'in yaptıkları gibi hadisi Hz. Ömer üzerinden Hz. Peygamber'e (sav) dayandırmamıştır. Eyyûb ve İbn Cüreyc'in rivayet ettikleri hadis, Amr'ın (b. Dinar el-Cümahî) rivayet ettiği hadisten daha tamdır.
Bize Sadaka, ona Yahya, ona Sufyân, ona Süleyman, ona İbrahim, ona Abîde, ona da Abdullah -Yahya der ki: Bu hadisin bir kısmını bana Amr b. Mürre rivayet etmiştir- Abdullah b. Mesud şöyle demiştir: Rasulullah (sav) bana "Kur'an oku bana" buyurdu. Ben “Kur'ân Size indirildiği hâlde, ben mi size okuyayım?” dedim. Rasulullah (sav) "Kur'an'ı benden başkasından dinlemeyi seviyorum" dedi. Bunun üzerine ben Nisâ Suresini okudum ve "Her ümmetten bir şahit getirdiğimiz ve seni de onların üzerine bir şahit yaptığımız zaman, bakalım onların hâli nice olacak!"(Nisâ, 41) ayetine geldiğimde, Peygamber (sav) bana "yeter dur" buyurdu. Bir de gördüm ki Hz. Peygamber'in iki gözünden yaşlar süzülüyor.