Giriş

Bize Ali b. Hucr es-Sa'dî, ona Ali b. Mushir, ona Hişam b. Urve, ona babası, ona da Âişe şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), önce Abdullah b. Ebu Bekir'e ait Yemen işi bir hulleye sarılmıştı. Sonra bu hulle üzerinden çıkartıldı ve Yemen işi suhûl denilen üç parça elbise ile kefenlendi. Kefeninde ne sarık ne de gömlek vardı. Abdullah o hulleyi eline alarak, bu benim kefenim olsun dedi. Sonra 'Rasulullah (sav) dahi bununla kefenlenmemiş iken bu benim mi kefenim olacak' deyip onu (satıp parasını) tasadduk etti."


    Öneri Formu
3674 M002180 Müslim, Cenaiz, 46

Bize Ebu Bekir b. Ebu Şeybe, ona Vekî (b. Cerrâh), ona Hişam b. Urve hadisi bu isnadla, Ebu Üsâme rivayetiyle aynı manada nakletmiştir. Ancak Ebu Üsame hadisi daha eksiksizdir.


    Öneri Formu
3622 M002155 Müslim, Cenaiz, 26

Bize Şeybân b. Ferrûh, ona Cerîr b. Hâzim, ona da Nâfi şöyle rivayet etmiştir: "İbn Ömer'e, Ebu Hureyre'nin Hz. Peygamber'den (sav) naklen 'Cenazeyi takip eden kimseye bir kırat sevap vardır' diye bir hadis naklettiği bildirildi. İbn Ömer bunu duyunca 'Ebu Hureyre bize baya bir sevap vadetmiştir' deyip meseleyi sorması için Âişe'ye birini gönderdi. Âişe de Ebu Hureyre'nin söylediğini tasdik etti. Bunun üzerine İbn Ömer 'Demek pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3694 M002194 Müslim, Cenaiz, 55

Bize İbn Müsenna ve İbn Ebu Ömer, onlara Abdülvahhab, ona Yahya b. Said, ona Amre, ona da Hz. Aişe şöyle demiştir: "Rasulullah (sav), İbn Harise, Cafer b. Ebu Talib ve Abdullah b. Ravaha'nın (Mut'de) şehit olduğu haberi gelince oturdu. Mahzun olduğu belliydi. Ben, kapı­nın aralığından bakıyordum. Derken bir adam geip 'Ey Allah'ı Rasulü! Cafer'in kadınları...' diyerek onların ağla­dıklarım haber verdi. Rasulullah (sav) o adama, gidip kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O zât da gitti, ardından tekrar gelerek kadınların kendi­sine itaat etmediklerini Hz. Peygamber'e (sav) söyledi. Rasulullah (sav) ona ikinci defa giderek kadınların ağlamasını yasaklamasını emir buyurdu. O da gitti ve tekrar Peygamber'e (sav) ge­lerek 'Vallahi bu kadınlar bize baskın çıktılar Ey Allah'ın Rasulü!' dedi. (Ravi der ki): Hz. Aişe'nin ifadesine göre Rasulullah (sav) o adama 'Hadi git, onların ağızlarına toprak sac' buyurdu. Hz. Aişe der ki: Bunun üzerine ben o adama 'Burnun sürtülsün! Vallahi sen ne Rasulullah'ın (sav) emrini yerine getirdin, ne de onu kederiyle baş başa bıraktın' de­dim."


    Öneri Formu
3636 M002161 Müslim, Cenaiz, 30

Bize Muhammed b. Abdullah b. Nümeyr, ona Abdullah b. Yezid, ona Hayve, ona Ebu Sahr, ona Yezid b. Abdullah b. Kusayt, ona Davud b. Âmir b. Sa'd b. Ebu Vakkas, ona da babası (Âmir b. Sa'd) şöyle rivayet etmiştir: "Abdullah b. Ömer'in yanında oturuyordum. Derken sâhibü'l-maksûre lakaplı Habbâb çıkageldi ve 'Ey Abdullah b. Ömer! Ebu Hureyre'nin ne dediğini duydun mu? O, Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu söylüyormuş: Kim cenaze ile birlikte cenaze evinden çıkar, onun namazını kılar, ardından da defnedilene dek onu takip ederse, o kimseye iki kırat sevap vardır. Her kırat da Uhud Dağı kadardır. Kim de cenaze namazına iştirak eder, ardından cenazeyi takip etmeyerek geri dönerse, ona da Uhud Dağı kadar sevap vardır. Bunun üzerine İbn Ömer, Habbab'ı, Ebu Hureyre'nin sözünü sorması ve sonra da kendisine gelip bildirmesi için Âişe'ye gönderdi. İbn Ömer, gönderdiği elçi gelinceye dek mescidin taşlarından bir avuç aldı, onları elinde evirip çevirmeye başladı. Nihayet elçi (Habbab) dönüp Âişe'nin 'Ebu Hureyre doğru söylemiştir' sözünü iletince, İbn Ömer elindeki taşları yere attı ve 'Pek çok kırat sevabı kaçırmışız' dedi."


    Öneri Formu
3695 M002195 Müslim, Cenaiz, 56

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Hz Peygamber (sav) ağırlaşıp da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak üzere eşlerinden izin istedi. Onlar da kendisine izin verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bir tarafında Abbas, diğer tarafında başka bir kimseyle birlikte ayakları yerde sürünerek evinden çıktı. Ubeydullah b. Abdullah şöyle dedi: Aişe'nin bu dediğini İbn Abbas'a zikrettim. O bana 'Aişe'nin ismini söylemediği kişinin kim olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır', dedim. O, Ali b. Ebu Talib'tir, dedi.


    Öneri Formu
4887 B000665 Buhari, Ezan, 39

Bize Abdullah b. Yusuf, ona Mâlik, ona Abdullah b. Ebu Bekir, ona babası (Ebu Bekir b. Amr), ona Amra bt. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle rivayet etmiştir: "Rasulullah (sav), yakınlarının başında ağladığı Yahudi kadına ait bir mezarın yanından geçiyordu. Bunu görünce 'Onlar, o kadının mezarı başında ağlıyorlar. Kadınsa kabrinde azap görüyor' buyurdu."


    Öneri Formu
9681 B001289 Buhari, Cenaiz, 32

Bize Leys, ona Yunus, ona İbn Şihâb, ona Ebu Seleme b. Abdurrahman, ona da Hz. Peygamber'in (sav) eşi Âişe şöyle demiştir: Hz. Peygamber'e (sav) eşlerini muhayyer bırakma emri geldiğinde O, benden başladı ve şöyle buyurdu: "Ben, sana bir şey söyleyeceğim. Bu konuda annen ve babanla istişare etmeden hemen cevap verme." Halbuki kendisi anne-babamın benim O'ndan ayrılmamı emretmeyeceklerini iyi bilir. Rasulullah sonra şu ayetleri okudu: Ey peygamber! Eşlerine şöyle de: “Dünya hayatını ve güzelliklerini istiyorsanız gelin size bir şeyler vereyim sonra da güzellikle sizi serbest bırakayım. Yok eğer Allah'ı, resulünü ve ahiret yurdunu istiyorsanız şunu bilin ki Allah, içinizden güzel davrananlara büyük bir ödül hazırlamıştır. Ahzâb, 33/28-29) Hz. Aişe şöyle devam etti: 'Ben, bunun hakkında mı ebeveynime danışacağım? Elbette ben, Al­lah'ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu isterim.' dedim. Sonra Hz. Peygamber'in (sav) diğer zevceleri de benim yap­tığım gibi yaptılar. Leys'e Musa b. A'yen, Ma'mer'den; o da ez-Zuhrî'den naklederek mutâbaat etti., Zührî: Bana Ebu Seleme haber verdi, demiş­tir. Abdürrezzâk ile Ebu Süfyân el-Ma'merî dea Ma'mer'den; o Zührî'den; o Urve'den; o da Âişe'den naklettiler.


    Öneri Formu
32769 B004786 Buhari, Tefsir, (Ahzab) 5

Bize İbrahim b. Musa, ona Hişâm b. Yusuf, ona Ma'mer, ona ez-Zührî, ona Ubeydullah b. Abdullah, ona da Hz. Aişe şöyle söylemiştir: Hz Peygamber (sav) ağırlaşıp da ağrısı şiddetlendiği zaman, benim evimde bakılmak üzere eşlerinden izin istedi. Onlar da kendisine izin verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (sav) bir tarafında Abbas, diğer tarafında başka bir kimseyle birlikte ayakları yerde sürünerek evinden çıktı. Ubeydullah b. Abdullah şöyle dedi: Aişe'nin bu dediğini İbn Abbas'a zikrettim. O bana 'Aişe'nin ismini söylemediği kişinin kim olduğunu biliyor musun?' dedi. Ben de 'Hayır', dedim. O, Ali b. Ebu Talib'tir, dedi.


    Öneri Formu
278280 B000665-2 Buhari, Ezan, 39


    Öneri Formu
14981 B005164 Buhari, Nikah, 65